EĞİTİM - 19 Aralık 2025 Cuma 12:18

Dijital bağımlılık ve akran zorbalığına karşı kitaplı mücadele

A
A
A
Dijital bağımlılık ve akran zorbalığına karşı kitaplı mücadele

Adana’nın Kozan ilçesinde ilkokul öğrencileri arasında artan akran zorbalığı ve dijital bağımlılıkla mücadele çerçevesinde ailelerin de katılımıyla ödüllü kitap okuma yarışması düzenledi. Yaklaşık 40 gün süren çalışma ile öğrencilerin ve ailelerinde kitap okuma alışkanlığı kazanması hedeflendi.


İlçede Halit Dağlı İlkokulu yönetimi tarafından yapılan gözlemlerde, ilkokul çağındaki çocuklarda akran zorbalığı ve şiddete eğilimli davranışların, sanal oyunlar ve dijital bağımlılıkla paralel olarak arttığı belirlendi. Bu çerçevede 3. ve 4. sınıf öğrencileri arasında 40 gün süren kitap okuma yarışması düzenlendi. Yarışma çerçevesinde veliler de sürece kitap okuyarak katıldı. Öğrencilerin okuduğu kitaplardan veliler sorular oluşturdu. Yarışmaya 386 öğrenci katıldı, 9’u derece yaptı. Yarışmada dereceye giren öğrencilere çeşitli hediyeler verildi.


Kozanlı yazar ve Kahramanmaraş’ta Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak görev yapan Nasuh Altuntaş ile iş birliğiyle yürütülen projenin, öğrenciler arasında olumlu davranış değişiklikleri oluşturduğu ve aile içi okuma kültürüne katkı sunduğu ifade edildi.



"Bir çocuğa bile kitap sevgisi aşılansa yeter"


Okul Müdürü Seyban Karaköse, "Dijital bağımlılığa bağlı akran zorbalığının özellikle 3. ve 4. sınıflarda yoğunlaştığını gözlemledik. Çocukları dijital uyaranlardan uzaklaştırmak amacıyla bu projeyi geliştirdik. Veliler de kitap okuyarak sorular hazırladı. Bir çocuğumuz bile kitap okuma sevgisi kazanırsa bu bizim için çok kıymetli. Okulumuzda başarılı bir süreç yaşandı. Veli dönüşlerinde evde çocukların kitapla hareket etmesi hem aileleri hem bizleri çok mutlu etti" dedi.



"Kitap iyileştirir ve birleştirir"


Yazar ve öğretmen Nasuh Altuntaş ise, "Kitabın iyileştirici ve birleştirici bir gücü vardır. Çocukların hayal dünyalarını geliştirmeyi, kendi değerlerimizi okurken öğrenmelerini istedik. Aynı zamanda velilerin de bilinçlenmesini hedefledik. Her kitap çocuklar için uygun değil bu süreci birlikte yönetmek istedik" diye konuştu.


Yarışma kapsamında, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Kozan İlçe Müdürlüğü Konferans Salonu’nda ödül töreni düzenlendi. Törende öğrenciler, yazara kitaplarını imzalatırken söyleşi de gerçekleştirildi.


Öğrencilerden Erbağ Kütük ise "Tablet ve telefondan daha çok kitap okumayı seviyorum. Kitap çok keyifliydi" derken Sultan Nur Salaz da, "Telefon ve tabletten çok kitap okumayı seviyorum. Telefonla oynayan arkadaşlarımız soruları daha zor çözüyor" ifadelerini kullandı.



Dijital bağımlılık ve akran zorbalığına karşı kitaplı mücadele

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir, sokaklarında domuz sürüleri ile doğal yaşam parkına döndü İzmir’in Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde sürü halinde yerleşim yerlerine inen yaban domuzları, dev cüsseleriyle cadde ve sokaklarda cirit atarak korku salıyor. Geceleri sokağa çıkmaya korkan vatandaşlar yetkilileri kalıcı önlem almaya çağırırken, bazı kişilerin ise alıştıkları domuzlardan kaçmak yerine onları cep telefonlarıyla görüntülemesi dikkat çekti. İzmir’de yaban hayatı ile kent yaşamı arasındaki sınırlar iyice belirsizleşmeye başladı. Özellikle Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde gece saatlerinde ortaya çıkan domuz sürüleri, yerleşim yerlerinde özgürce dolaşırken görüntülendi. Kent sakinleri, gündüzleri sahipsiz köpeklerden, geceleri ise sayıları her geçen gün artan dev domuz sürülerinden dert yanıyor. Dün gece geç saatlerde Balçova sokaklarına inen yaban domuzları, devasa cüsseleriyle dikkat çekti. Çöp konteynerlerinin etrafında yiyecek arayan ve caddelerde sürü halinde ilerleyen domuzlar, trafikteki sürücülere ve yoldaki vatandaşlara aldırış etmeden dolaşmaya devam etti. Bazı İzmirlilerin artık bu duruma alıştığı ve kaçmak yerine cep telefonlarına sarılarak o anları kaydettiği görüldü. Kentin korkulu rüyası haline geldi Öte yandan, her gece sokaklarda karşılaştıkları bu tablodan büyük rahatsızlık duyan vatandaşlar ise yetkililere çağrıda bulundu. Geceleri yaya olarak dışarı çıkmaya korktuklarını belirten mahalle sakinleri, yetkililerin bu konuda artık kalıcı ve somut bir tedbir alması gerektiğini belirtti. Bazı vatandaşlar da şehir merkezinin domuzların doğal alanı haline gelmesinde, sokak hayvanları için özellikle kaldırımlara kedi-köpek maması koyulmasının da etkili olduğunu iddia etti. Sürü halinde geziyorlar Yaşan durumda bir dengesizlik olduğunu aktaran Balçova ilçesi sakini Osman İlhan, "Çünkü bu hayvanların buraya inmemesi gerekiyor. İnsanlar yemek veriyor, ekmek kırıntıları koyuyor; onlar da buna alışıp devamlı geliyorlar, bazen 10, 15, hatta 20 tane oluyorlar. Balçova Belediyesi bu konuda tabelalar asmış; bu hayvanlara ekmek ve kırıntı atılmaması, doğal yaşamlarına bırakılması gerektiğini söylüyor ama dinleyen var mı bilmiyorum, genelde dinlemiyorlar. İnsanlar ekmek ve yemek artıkları bırakıyor, bu yüzden domuzlar her akşam saat 10.30-11.00 gibi ormandan buraya iniyor. Sokağa çıktığımızda görüyoruz ve bu da bir korku oluşturuyor. Mesela ben gece saat 2’de evimin önünden geçerken korktum; gürültülü seslerle, yavrularıyla birlikte 15-20 kişilik sürüler halinde geçiyorlar. Sürü halinde ses çıkararak ilerliyorlar ve köpek olsa bir şekilde müdahale edersiniz ama onların huyunu suyunu bilmediğimiz için bir şey yapamıyoruz" dedi. "Domuz ailesi çıkabilir" Domuzlardan aslında şikayetçi değiliz diyen esnaf Devrim Çıntay, "Muhtemelen domuzlar bizden şikayetçidir çünkü buraya gelip onların yerini işgal etmiş durumdayız. Bu konuda hem domuzların hem de insanların yanlış davranışları var; özellikle insanların yem ve mama bırakması önemli bir etken çünkü domuzlar kedi mamasının kokusuna geliyorlar diye düşünüyorum. İlk başta insan korkar gibi oluyor ama sonra bakıyorsun ki onlar senden korkuyor ve zaten kaçıyorlar, bu yüzden aslında çok büyük bir tehlike arz ettiklerini düşünmüyorum; tabii küçük çocuklar konusu ayrı. Balçova Belediyesinin bu konuyla ilgili çok bir şey yaptığını sanmıyorum, çünkü hayvanlara burada farklı bakıldığı için toplama gibi uygulamalar da yapılamaz; muhtemelen belediye bir çalışma yapmıyor, yapsa görürdük diye düşünüyorum. Geçenlerde trafik kazası oldu, domuzlar büyük olduğu için arabalarda oluşan hasar da büyük oluyor ama herhalde domuzlarla birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Bu nedenle ‘Dikkat hayvan çıkabilir’ tabelaları yerine ‘Dikkat domuz çıkabilir’ ya da ‘Domuz ailesi çıkabilir’ şeklinde tabelaların olması bana daha mantıklı geliyor" ifadelerini kullandı. Balçova ilçesinde emlakçılık yapan Vedat Küçükgökçe ise, "Burada çok aşırı sayıda domuz görüyoruz ve oldukça da büyükler. Bu durum ciddi anlamda tehlike arz ediyor çünkü bunlar vahşi hayvanlar. Bir gün mutlaka bir olay yaşanacak; yaşandıktan sonra önlem almak ise çok daha kötü sonuçlara yol açabilir, bu yüzden önlemlerin şimdiden alınması gerekiyor. Teller açık olduğu için domuzlar rahat rahat girip çıkıyorlar. Ayrıca burada onlara yemek veriliyor, ekmek atanlar var. Hem çevre kirliliği oluşmuş durumda hem de vahşi hayvanların insanların arasında olmaması gerektiğini düşünüyorum; bu açık bir tehlike oluşturuyor" diye ekledi.