SAĞLIK - 01 Aralık 2025 Pazartesi 10:13

Düştü belini çatlattı, Almanya’da çare bulamadı, Adana’da sağlığına kavuştu

A
A
A
Düştü belini çatlattı, Almanya’da çare bulamadı, Adana’da sağlığına kavuştu

Almanya’da yaşayan 85 yaşındaki kadın, düşüp belini çatlatarak yürüyemez hale geldi. Orada bir türlü sağlığına kavuşamayan hasta, Adana’ya gelip ameliyat olarak sağlığına kavuştu. 3 gün sonra kendi işlerini görmeye başlayan yaşlı kadın, "Ameliyattan sonra 24 saat içinde ayağa kalktım, bundan doktorumuzun bile henüz haberi yoktu" dedi.


85 yaşındaki Havva Orun, Almanya’da düşerek belini çatlattı. Orun, beli çatladıktan sonra bir daha ayağa kalkamadı. Almanya’da gittiği hastanelerde yaşından dolayı ameliyat edilmeyerek bir türlü sağlığına kavuşamadı. Orun, bunun üzerine memleketi Adana’ya gelerek sağlığına kavuşmak için araştırma yapmaya başladı. Yaşlı kadın, Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Orhan Şen’in tavsiye edilmesi üzerine ona başvurdu. Gerekli tetkiklerden sonra microcerrahi ile çok küçük bir açıklıktan yapılan ameliyattan 6 saat sonra hasta yürüdü, 3 gün sonra kendi işlerini yapar hale geldi.


Prof. Dr. Orhan Şen, hastanın ilk geldiğinde ayakta duramadığını, 5 metre yol dahi yürüyemediğini söyledi. Şen, "Bir nevi yatalak durumdaydı, kalkması ve oturması bir oluyordu. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, aynı zamanda çok şiddetli bel ağrıları çekiyordu. Farklı merkezlere başvuruyor ancak 85 yaşında olduğu için ameliyatın riskli olduğu ve masada kalabileceği söylenmiş. Bir başka merkeze daha gidiyor, orada da halk arasında ’vida’ olarak bilinen bir ameliyat tekniği öneriliyor. Elbette 85 yaşında olduğu için diğer hastalara kıyasla daha yüksek bir risk vardı. Ancak kardiyoloji, göğüs hastalıkları ve anestezi uzmanı hastayı değerlendirdikten sonra risk oranını belirleyip hastaya durumu anlattım. Yaşı 85 diye cerrahi müdahale yapmazsak acı içinde kıvranarak yatalak hale geliyorlar. Onların da sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürme hakkı var. Tüm bunları olduğu gibi hastamızla paylaştım. Microcerrahi ile çok küçük bir açıklıktan işlemi yaptığım için, halk arasında ’vida’ denilen uygulamayı yapmaya gerek kalmadı. Ameliyattan 6 saat sonra hastamızı yürüttük. Ertesi gün taburcu ettik. Evine döndükten 3 gün sonra kendi ihtiyaçlarını karşılar hale geldi" dedi.


Şen, meslektaşlarına da seslenerek şöyle devam etti:


"Yaşı 85 dahi olsa, kardiyoloji ve anestezi uzmanları bu hastayı ameliyat için uygun görüyorsa, biz hekimler olarak minimal cerrahi girişimle hastaya kaliteli bir yaşam sunmalıyız. Mesleğimizin asıl kutsal yanı budur. Hastamız Almanya’da da birçok doktora gitmiş. Farklı ülkelerden gelen çok sayıda hastamız var. Ülkemizde sağlık standartları ileri seviyede; yeter ki aklımızı ve kalbimizi kullanıp doğru kararlar verelim."



"Ameliyattan sonra 24 saatte ayağa kalktım"


Almanya’da düşerek belini çatlattığını anlatan Havva Orun, "Orada doktorlara gittim ama ameliyat gibi bir şey söylemediler. Türkiye’ye geldim ve araştırdım. Kız kardeşim de burada ameliyat olmuştu. Onun tavsiyesiyle buraya geldik. Önce Allah’a, sonra doktorumuza güvenin. ’Gözünü kapat, ameliyata gir’ derim. Ameliyattan sonra 24 saat içinde ayağa kalktım, bundan doktorumuzun bile henüz haberi yoktu. Bütün hasta kardeşlerime sesleniyorum: Korkmasınlar, gözleri kapalı gelip ameliyata girsinler" diye konuştu.



Düştü belini çatlattı, Almanya’da çare bulamadı, Adana’da sağlığına kavuştu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara HAK-İŞ Başkanı Arslan: "Setlerde yatıp kalkmak zorunda kalan insanların temel pek çok haklarından mahrum bırakılması bizi üzüyor" Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) Genel Başkanı Mahmut Arslan, "Özellikle 1 buçuk, 2 saat süren dizi sürelerinin aynı zamanda insan hakları ihlali olduğunu düşünüyoruz. O setlerde yatıp kalkmak zorunda kalan insanların gerçekten temel pek çok haklarından mahrum bırakılması ve kendilerinin gerçek anlamda bir sendikasının olmaması bizi ciddi şekilde üzüyor" dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı katkılarıyla uluslararası alanda gerçekleştirilen ’HAK-İŞ 14’üncü Uluslararası Kısa Film Yarışması’ ödülleri sahiplerini buluyor. Ankara’da bir otelde düzenlenen yarışmanın ödül töreninde, ulusal ve uluslararası kategoride 4 dalda toplam 8 ödül ve ’Sendikacı Gözünden’ kategorilerinde ödüller verildi. Törene, HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan, yarışmacılar, aileleri ve davetliler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan tören, gün özelinde hazırlanan tanıtım filminin seyredilmesiyle devam etti. Şiir ve balaban dinletisinin ardından açılış konuşmalarına geçildi. "Biz bütün kültür ve sanat alanında yeni şeyler yapmaya çalışıyoruz" Sanat ve kültürün sinemayla, dizilerle sınırlı olmadığını belirten Arslan, "Biz bütün bu kültür ve sanat alanında yeni şeyler yapmaya çalışıyoruz. 50’nci yılımız etkinliğinden bir tanesi Türkiye’nin gerçekten hepimizin tanıdığı, gurur duyduğu büyük sanatçılarımızın birer tane eserini Ankara’da Resim Heykel Müzesi’nde sergiledik ve o eserlerin satışını ressamlarımız Filistinlilere bağış olarak gerçekleştirdi. Resim yarışmalarımızdan başlayarak ebru sanatını tekrar ihya etmek, özellikle meddah diplemeleriyle ilgili unutulmuş sanatlarımızı yeniden toplumla buluşturma çabalarımız daha birçok çalışmalarımızla beraber HAK-İŞ, kültür ve sanat alanında da yeni damarları açmaya devam edecek. Sizlerden desteğimiz bizi bu konuda daha çok teşvik etmeniz, bu konudaki çalışmalarımıza destek olmanız ve bu işin sendikacılığımızın o temel kurallarından bir tanesi olduğunu da sizin de inanmanızı, bize de inandırmanızı istiyoruz. Özellikle Emek Hareketi’nin bir temsilcisi olarak sinema ve dizi sanatçılarının özellikle mevzuat açısından, örgütlenme açısından, sendikalaşma açısından da kendilerine her türlü desteği katkıyı vereceğimizi buradan ilan etmek istiyoruz" diye konuştu. "Setlerde yatıp kalkmak zorunda kalan insanların temel pek çok haklarından mahrum bırakılması bizi üzüyor" Dizi konusunda Türkiye’nin, dünyanın pek çok ülkesine ihracat yaptığını dile getiren Arslan, "Dizide görev alan emekçilerin, oyuncuların ve bu konuda gerçekten alın teri akıtan insanların haklarının aynı ölçüde korunmadığını görüyoruz. Özellikle 1 buçuk, 2 saat süren dizi sürelerinin aynı zamanda insan hakları ihlali olduğunu düşünüyoruz. O setlerde yatıp kalkmak zorunda kalan insanların gerçekten temel pek çok haklarından mahrum bırakılması ve kendilerinin gerçek anlamda bir sendikasının olmaması bizi ciddi şekilde üzüyor. Bir başka sorun toplumumuzu ne yazık ki bu uzun dizi saatleri başka bir noktaya taşıyor. Bunun tedbirlerin alınması gerekiyor" şeklinde konuştu. Arslan, konuşmasında Mevlana’nın pergel metaforuna atıf yaparak sendikal anlayışlarını anlattı. Pergelin sabit ayağı gibi değerlerine, inancına ve medeniyetine bağlı durduklarını, diğer ayağıyla ise tüm dünyaya açık, evrensel bir sendikal perspektif benimsediklerini ifade etti. HAK-İŞ’in hem milli duruşu hem de evrensel sendikal ilkeleri birlikte taşıyan bir hareket olduğunu vurgulayan Arslan, kuruluş felsefelerinden ve emek mücadelesine kattıkları ilkelerden vazgeçmeden yollarına devam edeceklerini kaydetti. Ödül alacak sanatçıların yanı sıra televizyon dizilerindeki oyunculuklarıyla tanınan, dizi ve sinema filmleri oyuncuları Arzu Balkan, Hakan Boyav, Koray Karaca, Zeynep Aytem, Fatih Küçük, Dursun Ali Erzincanlı ve Melahat Abbasova katılacak. Sanatçılara "Emeğe Saygı" plaketi takdim edilecek.