ASAYİŞ - 09 Aralık 2025 Salı 10:22

Kayıp yaşlı adam 3 gündür aranıyor

A
A
A
Kayıp yaşlı adam 3 gündür aranıyor

Adana’nın İmamoğlu ilçesinde 3 gün önce kaybolan 72 yaşındaki yaşlı adam ekipler tarafından dron destekli aranıyor.


İmamoğlu ilçesindeki Saygeçit Mahallesi TOKİ Konutları’ndaki evinden 6 Aralık’ta çıkıp merkezdeki çay ocağına giden evli ve 1 çocuk babası zihinsel engelli Vahit Şentuna’dan (72) haber alamayan ailesi, kayıp başvurusunda bulundu. İhbar üzerine harekete geçen jandarma, polis ve AFAD arama kurtarma ekipleri yaşlı adamı bulmak için çalışma başlattı. Şentuna’nın son olarak Saygeçit Mezarlığı civarında görüldüğü öğrenilirken, ekipler mahallede köpek ve dron destekli geniş çaplı arama çalışmaları yaptı. 3 gün geçmesine rağmen tüm aramalara rağmen yaşlı adam bulunamadı.


Ailesi, yaşlı adamın hayatından endişe ederken bölgede arama çalışmalarının sürdüğü bildirildi.



Kayıp yaşlı adam 3 gündür aranıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa BTSO’da eğitim sektörünün geleceği konuşuldu Eğitim sektörü istişare toplantısına katılan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, eğitim sektöründe geleceği şekillendirecek yeni iş modellerine ihtiyaç olduğunu söyledi. Başkan Burkay, "Bilgi aktarmak kadar bilgiyi üretebilmek de çok kıymetli. Eğitimde yeni iş modelleri oluşturmak, özellikle gelecek 50 yılda bizim rekabetçiliğimizi güçlendirecek alanlarda yetkinliklerimizi geliştirecek yollar açmamız gerekiyor." dedi. Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) 59. Meslek Komitesi Genişletilmiş Sektörel Analiz Toplantısı BTSO Ana Hizmet Binası’nda gerçekleştirildi. Toplantıya BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Eğitim Konseyi Başkanı Gıyasettin Bingöl, Meclis Üyesi Orhan Adanur, Komite Başkanı Hasan Temelli, Komite Üyesi İsmail Güler ile özel okullar, kurslar ve anaokulları sektörü temsilcileri katıldı. Sektörel talepler ve beklentilerin değerlendirildiği toplantıda ayrıca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bursa Rehberlik ve Teftiş Grup Başkanı Gökhan Kuzu ve Bakanlık Baş İş Müfettişi Volkan Avcı eğitim sektöründe teftiş süreçlerine ilişkin sektör temsilcilerinin sorularını yanıtladı. Kalkınmayı gelişmişliğe taşıyacak olan unsur eğitimdir BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, eğitimin toplumların gelişmesinde en önemli başlıklardan biri olduğunu belirtti. Burkay, "Bir toplumun kültür-sanattan sanayiye kadar her alanda gelişebilmesi için dünya ile rekabet edebilecek bir eğitim sistemine ihtiyaç var." dedi. Toplumların en önemli dönüştürücü gücünün eğitim olduğunu ifade eden İbrahim Burkay, 59. Meslek Komitesi’nin bu alanda değerli çalışmalar yaptığını söyledi. Eğitim sektöründe geleceği şekillendirmek için yeni iş modellerine ihtiyaç olduğunu ifade eden Burkay, "Mevcut durumda eğitim sektöründe bina, servis, yeme-içme gibi eğitim dışı gider kalemleri yüzde 50’ye yaklaştı. Yapay zekâ ile öğretmen kavramı da değişiyor. Burada eğitime farklı bir perspektiften yaklaşmak gerekiyor. Nüfus olarak yaşlanıyoruz ancak eğitim süreçlerinde dünyayı iyi okumamız gerekiyor." dedi. Bilgiyi aktarmak kadar üretmek de çok kıymetli Doğal kaynakları ve insan kaynağı zengin ülkelerin gelecek 50 yılda önemli bir konumda olacağını ifade eden İbrahim Burkay, "Fütüristlerin tamamı G-7 ülkelerinin değişeceğini öngörüyor. Şu anda Çin 1,5 milyar nüfusa sahip. Bundan 10 yıl önce tek çocuk kısıtlaması kaldırılan ülke dünya ticaretini manipüle ediyor. Çin üretimle dünyayı ele geçiriyor. Burada en büyük dayanağı nüfusu. Çin’in geçen yıl dış ticaret fazlası 1 trilyon dolara ulaştı. Bu dünya ticaretinin yüzde 5’ine tekabül ediyor. Yani nüfus bu işin olmazsa olmazı. Sizler toplumu dönüştüren insanlarsınız. Gelecekle ilgili hayalleri besleyen sizlersiniz. Bu anlamda eğitimde atılması gereken çok adım var. Bilgi aktarmak kadar bilgiyi üretebilmek de çok kıymetli. Yeni iş modelleri oluşturmak, özellikle gelecek 50 yılda bizim rekabetçiliğimizi güçlendirecek alanlarda yetkinliklerimizi geliştirecek yollar açmamız gerekiyor." diye konuştu. "2026 güven tazeleme yılı olacak" BTSO Eğitim Konseyi Başkanı Gıyasettin Bingöl ise Bursa’nın sanayi, kültür, ticaret ve turizmin yanında önemli bir eğitim şehri olduğunu söyledi. Kentteki özel öğretim kurumlarında 75 bin öğrencinin eğitim gördüğünü belirten Bingöl, Bursa’nın bu alanda lider konumda bulunduğunu ifade etti. Gelecek yıl özel eğitimde "güven tazeleme yılı" olarak hedeflediklerini kaydeden Bingöl, 2026 Nisan ayında Uludağ’da kapsamlı bir eğitim zirvesi düzenlemeyi planladıklarını ve bu etkinliği geleneksel hale getirmek istediklerini açıkladı. Bingöl, BTSO’da 8 yıldır İbrahim Burkay ile çalıştıklarını, Başkan Burkay’ın eğitim sektörüne her zaman büyük önem verdiğini belirterek, "Uludağ’daki Bursa Business School projesi başlı başına sektörümüz için çok büyük bir hizmet. Sayın Başkan her zaman eğitim sektörünü destekledi ve ön plana koydu. Hiçbir talebimizi geri çevirmedi. Özellikle pandemi dönemi ve devamında özel öğretimle ilgili meselelerin yüzde 90’ını BTSO’da çözdük. Servis meselesini burada görüştük, fiyatlar burada belirlendi. Sayın Başkan da tüm bu süreçlere destek verdi. TOBB’da devamlı olarak taleplerimizi gündeme getirdi. Kısa çalışma ödeneği başta olmak üzere birçok konuyu bu çatı altında çözdük. Komitemiz de çok seçkin insanlardan oluşuyor. Güzel bir çalışma ortamımız var. BTSO’da, Uludağ’da, Kent Ormanı’nda çok toplantılar yaptık ama gerçekten bu işin lideri Sayın Başkandır. Kendisinin çok emeği var. Sektörümüze destekleri için teşekkür ediyoruz." dedi. Özel öğretimde talep azaldı arz çoğaldı Toplantıda konuşan Komite Üyesi İsmail Güler, Bursa’daki özel öğretim kurumları ve öğrenci sayılarına ilişkin istatistikleri paylaştı. 2022-2023 döneminde 373 bin olan anaokulu öğrenci sayısının 2025-2026 yılında 218 bine gerilediğini paylaşan Güler, buna rağmen okul sayısının 4253’ten 4282’ye yükseldiğini belirtti. 2022-2023 döneminde 102 bin olan ilkokul birinci sınıf öğrenci sayısının bu yıl 75 bine gerilediğini söyleyen Güler, "Okul sayısı artıyor ancak kaydedilen öğrenci sayısı azalıyor. Son yıllara kadar talep fazla arz azdı. Ancak şimdi talep azaldı arz çoğaldı. Bu yüzden kurumların ayakta kalabilmesi için daha katma değerli bir eğitim vizyonuna ihtiyaç var." dedi.
İstanbul ‘Türk Sanayisinin Enerji Verimliliği Raporu’ yayımlandı Enerji hizmet şirketi ESCON Enerji, ‘Türk Sanayisinin Enerji Verimliliği Raporu’nun üçüncüsünü yayımladı. Küresel çapta hızla yükselen enerji talebi, iklim değişikliğiyle mücadele ve uluslararası rekabet, enerji verimliliğini bir maliyet kalemi olmaktan çıkarıp, günümüzün en stratejik alanlarından birine dönüştürdü. Bu kritik süreçte Türkiye de kapsamlı ve iddialı bir yol haritası çizdi. Buna göre 2024-2030 Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı (UEVEP) kapsamında sadece enerji verimliliği ile birincil enerji arzının yüzde 15 düşürülmesi, bunun neticesinde de 100 milyon ton emisyon azaltımı hedefleniyor. Bu hedefler doğrultusunda Türkiye’de tüketilen toplam enerjinin üçte birini kullanan sanayide enerji verimliliğinin artırılması büyük önem taşıyor. Enerji hizmet şirketi ESCON Enerji, bu alandaki potansiyeli ortaya koymak ve enerji verimliliğinin benimsenmesine katkı sağlamak amacıyla ilkini 2021, ikincisini ise 2023’te çıkardığı ‘Türk Sanayisinin Enerji Verimliliği Raporu’nun üçüncüsünü yayımladı. Rapor kapsamında 54 şehirde faaliyet gösteren 469 fabrika ile 31 ticari bina olmak üzere toplam 500 tesiste enerji etütleri gerçekleştirildi. Bu tesislerin 203’ü İSO 500, 83’ü ise İSO İkinci 500’ün 2024 listesinde yer aldı. Analiz edilen tesislerin faaliyet gösterdikleri 11 sektör ise ‘Ambalaj-Plastik’, ‘Beyaz Eşya’, ‘Gıda’, ‘İlaç’ ‘Kağıt’, ‘Kimya-Petrokimya’, ‘Metal’, ‘Metal Dışı Mineraller (Çimento Cam ve Seramik)’, ‘Otomotiv’, ‘Tekstil’ ve ‘Ticari Bina’ olarak sıralandı. Rapora göre 469 fabrika ve 31 ticari binanın toplam enerji tüketimleri yıllık 7,47 milyon TEP. Bu miktarda enerji tüketimi yapan bu fabrika ve ticari binaların enerji tasarruf potansiyeli ortalaması ise yüzde 27,8. Sanayi tesislerinde enerji verimliliği sağlamak için yapılan yatırımlar, her bir birim enerji (TEP) tasarrufu için ortalama 1.943 dolar gerektiriyor. Emisyon azaltımı için ortalama yatırım maliyeti ton başına 569 dolar, projelerin geri ödeme süresi ise 3,11 yıl olarak hesaplandı. Bu tesislerde enerji verimliliği projelerinin hayata geçirilmesiyle sağlanabilecek emisyon azaltım miktarı da 1,32 milyon ton karbondioksit olarak belirlendi. "Ekonomik durum yatırımların hızını kesti" 2023 yılında yayımladıkları ikinci ‘Türk Sanayisinin Enerji Verimliliği Raporu’nda enerji verimliliği potansiyelini yüzde 29 olarak ölçtüklerini hatırlatan ESCON Enerji CEO’su Onur Ünlü, "Aradan geçen iki yılda yüzde 1,2’lik bir iyileşmeyle bu oranın yüzde 27,8 seviyesine ulaştığını tespit ettik. Her ne kadar bir iyileşme söz konusu olsa da bu oranın yeterli olmadığı aşikar. Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı kapsamındaki hedefe ulaşmak için de enerji verimliliği alanındaki yatırımların daha da hız kazanması gerekiyor. Açıkçası Türk sanayisi bu konuda oldukça istekli. Enerji verimliliği yatırımlarıyla hem çevresel etkilerini azaltmayı hem de küresel ticaretteki konumlarını güçlendirmeyi hedefliyorlar. Ancak ne var ki son iki yılda finansmana erişimde yaşanan güçlükler, yüksek faizler ve kapasite kullanım oranlarındaki düşüş her alanda olduğu gibi enerji verimliliği yatırımlarının da hızını kesti. Dolayısıyla bu tablo, sanayinin enerjiyi verimli kullanma iradesi zayıfladığı için değil, büyük ölçüde içinde bulunduğumuz ekonomik koşullar nedeniyle ortaya çıktı" dedi. "Tabloyu tersine çevirebiliriz" Enerji verimliliği yatırımlarındaki bu yavaşlamanın 2026 yılı itibarıyla değişmeye başlayacağını öngördüklerini ifade eden Ünlü şöyle devam etti: "Devletin verimlilik artırıcı projeler için sağladığı hibe ve desteklerin artması, finans kuruluşlarının bu alana yönelik ilgisi ve yeni teknolojilerin sanayiye daha hızlı adapte edilmesi sayesinde yatırımlar yeniden ivme kazanacak. Bu da 2030 hedefi için büyük önem taşıyor. Kaldı ki, sanayimizdeki yüzde 27,8’lik verimlilik potansiyeli, hedeflenen yüzde 15’in oldukça üzerinde. Dolayısıyla bu tabloyu tersine çevirme, hedeflenenin de üzerinde bir iyileşme ile sanayimizin rekabet gücünü artırma, ithal enerji oranımızı düşürerek dış ticaret açığının azaltılmasına katkı sağlama ve karbon ayak izimizi düşürme fırsatımız var."
Kastamonu 5 girişi bulunan mağara turizme kazandırılmak bekliyor Kastamonu’nun Araç ilçesinde yaylaların bulunduğu bölgede yer alan 5 kapılı dev mağara, turizme kazandırılmak için keşfedilmeyi bekliyor. Ormancılık ve tabiat turizmi alanında ihtisaslaşan Kastamonu Üniversitesi, turizm alanındaki çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Bu kapsamda, 58 kilometrelik güzergah üzerinde 33 yaylayı barındıran Araç ilçesinde, Kastamonu Üniversitesi Araç Rafet Vergili Meslek Yüksekokulu ile Kastamonu Doğa Koruma ve Milli Park Müdürlüğü ekipleri tarafından inceleme yapıldı. İncelemeler kapsamında kış mevsiminde buz sarkıtlarıyla dikkatleri çeken ve yaz mevsiminde içerisinden su akan İntaş Mağarasını gezildi. İncelemenin ardından konuşan Kastamonu Üniversitesi Araç Rafet Vergili Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Hikmet Haberal, bölgenin yayla turizmi için dikkat çeken bölgelerden olduğunu ve keşfedilmeyi bekleyen birçok doğal güzelliğin bulunduğunu ifade etti. "Buraya macera turizmi severleri, doğa severleri bekliyoruz" Kastamonu Üniversitesi Araç Rafet Vergili Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Hikmet Haberal, "Fındıklı ve Gölcük Yaylaları arasında kalan mevkide bir mağara var. Bu İntaş Mağarasıdır. Bu mağaranın şöyle bir özelliği var. Irmağın yatağında bulunuyor. Su yoğun olduğu zamanlarda mağaranın içinden akıyor ama şu an su çok az derecede akıyor. Mağaranın 5 tane giriş kapısı var. Tabii ki buralara rehber eşliğinde gelinmesi gerekiyor. Özellikle alan kılavuzları ve alan rehberleri ile birlikte gelinebilir. Mağaranın alt kısmına indiğiniz zaman adeta bir basketbol sahası kadar büyük bir boşluk alanı var. Burası macera turizmi, macera sporları için inanılmaz. Biz burayı yaylalarıyla birleştirip mağaranın içerisinden diğer farklı yaylalara rota yaptık. Buraya macera turizmi severleri, doğa severleri bekliyoruz" dedi. "Kastamonu, 115 tane mağarayı barındırıyor" Ekiple birlikte mağarayı gezen Ersizlerdere Kalkınma Eğitim ve Eko Turizm Derneği Başkanı Mustafa Çağır ise, "Amerika Birleşik Devletleri’ndeki milli parktan sonra, Kastamonu 115 tane mağara zenginliğini barındıran bir coğrafya ve yabani ormanların bulunduğu bir bölge. Şu anda da bu mağaralardan bir tanesinin içerisindeyiz ve gerçekten keşfedilmeyi bekleyen doğa severlerin, macera severlerin gezebileceği alanlardan bir tanesinin içerisindeyiz. Turizm coğrafyası olarak bakıldığında gerçekten macera severlerin büyük ilgi göstereceği mağara ve kanyonlar araştırılması yapanların bu bölgede fotoğraf çekebileceği ve gezebileceği ender yerlerden bir tanesindeyiz" dedi.