EKONOMİ - 27 Ekim 2025 Pazartesi 10:59

Sunar Yatırım, sürdürülebilir büyüme hedeflerini paylaştı

A
A
A
Sunar Yatırım, sürdürülebilir büyüme hedeflerini paylaştı

Yarım asrı aşan üretim geçmişiyle Türkiye’nin gıda, tarım ve biyoendüstri alanında öncü gruplarından Sunar Yatırım, sürdürülebilir büyüme stratejisini basın mensuplarıyla paylaştı. Grup, yenilenebilir enerji, sürdürülebilir tarım ve biyo-bazlı üretim yatırımlarıyla çevreyle uyumlu sanayi dönüşümüne öncülük ederken entegre yapısı ve global ihracat ağıyla ülke ekonomisine katma değer sağlamaya devam ediyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Sunar Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Mustafa Nuri Çomu, biyoendüstrinin geleceğin en stratejik alanlarından biri olduğuna dikkat çekerek, "Doğadan ilham alan bu yeni nesil üretim anlayışıyla hem çevreyi koruyor hem de ülkemizin sanayi kapasitesinin artışına katkı sunuyoruz. Yerli kaynaklarla, dünya standartlarında üretim yaparak Türkiye’nin rekabet gücünü kalıcı şekilde artırmayı hedefliyoruz. Bu alanda üretim artması, dış ticaret açığımızın azalması anlamına geliyor" dedi.


Gıda, tarım ve biyoendüstri alanında 50 yılı aşkın deneyimini, sürdürülebilirlik odaklı yatırımlarla geleceğe taşıyan Sunar Yatırım, Adana’da düzenlenen basın toplantısında grubun, biyoendüstri alındaki öncü adımları başta olmak üzere yenilenebilir enerji projelerini, biyo-bazlı ürün geliştirme çalışmalarını ve sürdürülebilir tarım programının somut sonuçlarını paylaştı. Toplantıda konuşan Sunar Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Mustafa Nuri Çomu, "Geleceğin dünyasında başarı, çevreyle uyumlu ve verimli üretim modellerini benimsemekten geçiyor. Biz Sunar olarak bu dönüşümü hayata geçiriyoruz. Amacımız yalnızca üretmek değil, doğayla uyum içinde kalıcı değer ve güven inşa etmek" dedi. Sürdürülebilirliğin moda bir kavram olmaktan öte iş yapış biçimlerinin ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulayan Çomu, "Üretimin her aşamasını, doğaya, topluma ve insana saygı temelinde yeniden tasarlamaya gayret ediyoruz. Bizim için büyüme, ekonomik girdinin yanında, bu topraklardan aldığımız bereketi geleceğe aktarma sorumluluğu" diye konuştu.



Yerelden beslenip küreselde büyüyor


Sunar ürünlerinin bugün 6 kıtada, 100’ü aşkın ülkeye ulaştığını ve ihracat gelirlerinin 250 milyon doların üzerinde olduğunu aktaran Çomu, özellikle Türkiye’de tek üreticisi oldukları sorbitol başta olmak üzere, dekstrin, mısır yağı ve nişasta segmentlerinde Türkiye’nin ihracat liderleri arasında yer aldıklarını söyledi. Mustafa Nuri Çomu, "Adana’dan dünyaya yayılan üretim zincirimiz ile yerelden beslenip küresel pazarlarda büyüyoruz. Bizim için globalleşme, yerel değerleri dünyaya taşımak demek. Yatırımlarımızın merkezinde hem bölge kalkınması hem de uluslararası rekabet gücü bulunuyor" dedi.


Çomu ayrıca, Türkiye’de büyük oranda ithal edilen sodyum glukonatı üreten ilk firma olduklarını hatırlatarak, "25 Mayıs 2025’te Ticaret Bakanlığı, yerli üreticilerin başvurusu üzerine Çin menşeli sodyum glukonat ithalatına damping soruşturması açtı. Soruşturmada, sodyum glukonat ve diğer komponentlerin fiyatlarının yerli üreticilere zarar verdiği ve anti dumping vergisi uygulanmasının değerlendirildiği belirtildi. Sunar olarak adil rekabet ve yerli sanayinin korunmasına yönelik yürüttüğümüz çalışmaların kamu nezdinde de ses getirmesinden memnuniyet duyuyoruz" ifadelerini kullandı.



180 günde doğada kaybolan biyobozunur plastik


Sunar NP bünyesinde yürütülen Ar-Ge çalışmalarıyla geliştirilen 180 günde doğada kaybolan biyobozunur ve bitki bazlı ham maddeler, ambalaj ve plastik sektörlerinde alternatif çözümler sunuyor. Grup, termoplastik nişasta (TPN) ve biyopolimer üretiminde attığı adımlarla döngüsel ekonomi hedeflerine katkı sağlarken bu ürünlerin ticarileştirilmesiyle dışa bağımlılığın azaltılmasına yönelik somut ilerlemeler kaydetmeyi amaçlıyor.


Biyoendüstrinin geleceğin en stratejik alanlarından biri olduğuna dikkat çeken Çomu, "Doğadan ilham alan bu yeni nesil üretim anlayışıyla hem çevreyi koruyor hem de ülkemizin sanayi kapasitesinin artışına katkı sunuyoruz. Yerli kaynaklarla, dünya standartlarında üretim yaparak Türkiye’nin rekabet gücünü kalıcı şekilde artırmayı hedefliyoruz. Bu alanda üretimin artması dış ticaret açığımızın azalması anlamına da geliyor" diye konuştu.


Biyo-bozunur poşetlerin Geri Kazanım Katılım Payı (GEKAP) vergisine tabi tutulmadan ayrı sınıflandırılması gerektiğine de dikkat çeken Çomu, "Bu konuda yapılacak düzenlemeler, çevre dostu ürünlerin yaygınlaşmasını hızlandıracaktır" açıklamasını yaptı.



10 yılda 180 çiftçi ile 20 bin dönüm arazide sürdürülebilir tarım


Mısır yağı ihracatında dünyada ilk üçte, Türkiye’de ilk sırada yer alan grup şirketi Elita Gıda’nın tarımsal sürdürülebilirliğe yönelik yaklaşık 10 yıldır aralıksız sürdürdüğü projesiyle ilgili de bilgi veren Mustafa Nuri Çomu, "Programımız, şimdiye dek 180 üreticiyle iş birliği içinde 20 bin dönümü aşan sahada uygulandı. Türkiye’de ayçiçek üretiminde sürdürülebilir tarım modelini ilk kez uygulayan şirketimiz Elita Gıda, geçtiğimiz aylarda SAI (Sustainable Agriculture Initiative / Sürdürülebilir Tarım Girişimi) platformu tarafından yürütülen FSA (Farm Sustainability Assessment) denetiminden de başarıyla geçti. Su ve enerji tasarrufu, toprak verimliliği, karbon salımının azaltılmasına odaklanan projemiz ile çiftçilere eğitim ve teknoloji transferi sağlayarak tarımın geleceğine katkı sunmayı amaçlıyoruz" dedi.


Çomu ayrıca, kuraklık ve ithalat artışının sektörel etkilerine değinerek, "2024-2025 döneminde Türkiye’nin mısır ithalatı yüzde 45 arttı, kuraklık nedeniyle ayçiçeği üretiminde yüzde 10’dan fazla düşüş bekleniyor. Bu durum, yerli üretimin stratejik değerini daha da artırıyor. Sunar’ın entegre üretim yapısı, bu açığı kapatma gücüne sahip" değerlendirmesinde bulundu.



İnsan, Ar-Ge ve teknoloji odağı


Nişasta sektöründe Türkiye’nin ilk Ar-Ge merkezine sahip olduklarını vurgulayan Mustafa Nuri Çomu, "Değeri, 1 milyon ABD dolarını aşan teknoloji altyapısına sahip merkezimizde; mühendis, biyomühendis ve gıda mühendislerinden oluşan uzman bir ekibimiz var. Projelerimiz, ticarileşen ürünlerle Türkiye sanayisine katkı sağlıyor. Merkezimizde kurulduğu günden bu yana Ar-Ge çalışmalarıyla geliştirerek endüstriye sunduğumuz ürün oranı, tüm ürünlerimiz içinde yüzde 30’u geçti. Bununla beraber, Ar-Ge ekibimizde yüksek oranda kadın ve lisansüstü yetişmiş çalışma arkadaşlarımızın bulunması bizim için gurur verici" şeklinde konuştu.


EXCIPACT GMP (İyi Üretim Uygulamaları) sertifikasını aldıklarını da paylaşan Çomu, "Bu belge, ilaç ve eksipiyan endüstrisine yönelik yüksek güvenlik ve kalite standartlarına sahip üretim yapabildiğimizin uluslararası göstergesi. Avrupa’da bu sertifikaya sahip sayılı üreticiler arasındayız" dedi.



Enerjide yeşil dönüşümü ve karbon hedefleri


Türkiye’nin yeşil dönüşüm politikalarına doğrudan katkı sunduklarını ifade Mustafa Nuri Çomu, 2025’te devreye alınan güneş enerji santralleriyle yenilenebilir enerji kapasitesini artırdıkları bilgisini verdi. 2026 sonuna kadar, tüm tesislerinin enerji ihtiyacının yüzde 95’ini GES yatırımları ile karşılayacaklarını açıklayan Çomu, "GES projelerimiz, yıllık bazda 80 bin tonun üzerinde karbon salımının önüne geçilmesini sağlıyor. Hedefimiz, 2030 yılına kadar karbon nötr üretim modeline tam geçiş yapmak. Enerjide yeşil dönüşümü sadece çevresel değil aynı zamanda ekonomik bir değer olarak görüyoruz" şeklinde konuştu.



Sunar Yatırım, sürdürülebilir büyüme hedeflerini paylaştı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Türkiye’de düşen İHA’lar alarm veriyor: Güvenlik Uzmanından vatandaşlara kritik uyarılar Güvenlik Uzmanı Mehmet Akif Ceylan, art arda yaşanan son dönemde Türkiye’nin farklı bölgelerine düşen İHA’lara karşı vatandaşların bilinçli hareket etmesi gerektiğini vurguladı. Güvenlik Uzmanı Mehmet Akif Ceylan, son dönemde sivil ve askeri alanda kullanımı artan İHA’ların kullanımına ilişkin bilgilendirmelerde bulundu. Gelişen teknolojiyle birlikte İHA’ların teknik arıza, sinyal kaybı veya dış müdahale gibi nedenlerle kontrolsüz şekilde düşebildiğini belirten Ceylan, bu araçların masum bir hobi ekipmanı olarak görülmemesi gerektiğinin altını çizdi. Ceylan, düşen bir İHA’nın patlayıcı madde, kimyasal bileşen veya istihbarat amaçlı donanım taşıyabileceğine dikkat çekerek, vatandaşların yerde düşmüş bir İHA gördüklerinde kesinlikle dokunmamaları gerektiğini, parçalarını kurcalamamalarını ve olay yerinden uzak durmaları gerektiğini belirtti. Bu tür İHA’ların ya da tehlikeli maddeler içerebileceğini ifade eden Ceylan, özellikle sosyal medya için görüntü alma refleksinin ciddi tehlikelere yol açabileceğini dile getirdi. Yapılması gerekenin derhal güvenlik güçlerine haber vermek olduğunu söyleyen Ceylan, bölgenin mümkünse emniyet şeridiyle kapatılması ve kalabalığın uzaklaştırılması gerektiğini ifade etti. "Vatandaşlarımızın yapması gereken şey İHA’ya mümkün olduğu kadar yaklaşmamak" İHA’nın düştüğünü fark eden vatandaşların düştüğü alana mümkün olduğu müddetçe yaklaşmamaları konusunda uyaran Ceylan, "Son zamanlarda açık kaynaklara yansıyan bilgilerde ülkemizin farklı yerlerinde İHA enkazlarına ulaşılmış, kimisi etkisiz hale gelmiş, kimi kontrolünü kaybederek düşmüştür. Bu tarz durumlarda İHA’ları fark eden vatandaşlarımızın yapması gereken şey İHA enkazlarına mümkün olduğu kadar yaklaşmamak. Hızlı şekilde kolluk kuvvetlerine bilgi verilmesi önem arz etmektedir. Toplumsal olarak İHA’lara karşı teknolojinin getirdiği yeniliklerin vatandaşlar tarafından tanınması gerekiyor. Bunun için İHA’larla ilgili farkındalık projelerinin yapılmasında fayda var. İHA’lar kontrolsüz bir şekilde ülkemizde tespit edilmiştir. Bunun için ilgili makamlar tarafından farkındalığın artılması gerekiyor. İHA’ların bilinmesi gerekiyor" diye konuştu. "Sosyal medyada paylaşma, yetkililerle paylaş diyoruz" Türkiye’de düşen İHA’lara kontrolsüz bir biçimde yaklaşıldığını ve bu durumun vatandaşların can güvenliği açısından kritik derecede olumsuz olduğunu yineleyen Ceylan, "İHA fark edildiğinde hızlı şekilde kolluk kuvvetlerine haber vermemiz gerekiyor. Onunla beraber hiçbir şekilde dokunulmaması gerekiyor. Güvenli mesafe dediğimiz en az 100 metre uzak mesafede beklememiz gerekiyor. Kimseyi yaklaştırmamamız gerekiyor. Ankara’da yaşanan uçak kazası olayı doğrultusunda birçok vatandaşın uçak enkazına hızlı şekilde ulaştığını hep beraber gördük. Herkesin telefonları kayıt altında. Parçalara nasıl tekme attıklarını, bilinçsiz şekilde nasıl müdahale ettiklerini hep beraber gördük. Uçaktaki vatandaşlara müdahale edilmesi gerekiyor ama onunla beraber de uçak parçalarına dokunulmaması gerekiyor. Bizim bir sloganımız var. Sosyal medyada paylaşma, yetkililerle paylaş diyoruz" açıklamasında bulundu.
Ankara Türkiye diplomasisinin 2025 temas trafiği: Fidan’dan 240 ikili temas Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 2025 yılı içinde diplomatik temasları devam ederken 73 yurtdışı ziyareti, 240 mevkidaşı ile ikili görüşme ve 31 çok taraflı toplantı ile seneyi tamamladı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 22 Aralık 2025 itibarıyla yıl boyunca 50 farklı ülkeye toplam 73 yurtdışı ziyareti gerçekleştirdi. Ziyaretlerin 22’si, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a refakat kapsamında yapıldı. Diplomatik temaslarını çok taraflı platformlarda da sürdüren Fidan, 2025 yılı içerisinde 10’u Cumhurbaşkanına refakat çerçevesinde olmak üzere, yurtdışında toplam 31 çok taraflı toplantıya katıldı. Aynı dönemde Türkiye, ikili ziyaretler kapsamında 23 farklı ülkenin dışişleri bakanını ağırladı. Fidan, Türkiye’nin ev sahipliğinde düzenlenen uluslararası toplantılar vesilesiyle de yoğun diplomasi trafiği yürüttü. Buna göre Dördüncü Antalya Diplomasi Forumu kapsamında 49, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Ligi Gazze Temas Grubu Toplantısı kapsamında 7, NATO Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı kapsamında 26, İİT 51. Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı kapsamında 39, Balkan Barış Platformu kapsamında 4 ve Gazze konulu Bakanlar Toplantısı kapsamında 4 ülkenin dışişleri bakanı Türkiye’de konuk edildi. Bakan Fidan, 2025 yılı boyunca yurtiçinde ve yurtdışında 89 farklı ülkenin dışişleri bakanı ile toplam 240 ikili görüşme gerçekleştirdi.