EĞİTİM - 11 Temmuz 2025 Cuma 10:51

Ücretsiz eğitimle rehabilitasyon merkezi özel gereksinimli çocuklara ve ailelerine umut oluyor

A
A
A
Ücretsiz eğitimle rehabilitasyon merkezi özel gereksinimli çocuklara ve ailelerine umut oluyor

Adana’da Dora Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi devlet desteğiyle özel gereksinimli çocuklara ve ailelerine umut oluyor. Merkez otizm spektrum bozukluğu, öğrenme güçlüğü, dil ve konuşma bozuklukları ile gelişim geriliği yaşan çocuklara kapsamlı destek sunuyor.


Devlet bundan yaklaşık 10 yıl önce Rehberlik Araştırma Merkezi Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu Raporunda bireyin özel eğitim ve rehabilitasyon merkezine devam etmesini önermesi durumunda bireyin eğitim hizmetleri masrafını karşılamaya başladı. Bu sayede özel gereksinimli çocukların aileleri ceplerinden 1 kuruş daha çıkmadan çocuklarına eğitim aldırma imkanı buldu. Dora Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi de yüzlerce özel gereksinimli çocuğa hiç ücret elmadan profesyonel ekibiyle eğitim veriyor.


Merkezde diyetisyen olarak görev yapan Özge Çakıroğlu, Adana’nın Seyhan ilçesinde, Yeşilyurt Mahallesi’nde yer alan Dora Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinin, özel gereksinimli çocuklara ve ailelerine umut olduğunu söyledi. Çakıroğlu, otizm spektrum bozukluğu, öğrenme güçlüğü, dil ve konuşma bozuklukları ile gelişim geriliği gibi durumlara yönelik kapsamlı destek sunduklarını dile getirdi.



Güçlü, deneyimli ve profesyonel ekip


Çakıroğlu, merkezin 2016 yılında Psikolojik Danışman Mehmet Çakıroğlu tarafından kurulduğunu, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak hizmet veren 3 farklı özel eğitim ve rehabilitasyon merkezine sahip olduklarını, otizmli bireylere ve ailelerine hizmet verdiklerini ifade ederek, "Birlikte güçlüyüz, birlikte iyileşiriz. Motivasyon, sabır, umut ve iyileşme, güçlü bir ekiple mümkündür, misyonunu benimsiyor. Bu vizyonla hareket eden Dora, multidisipliner bir ekip tarafından yönetiliyor ve bireysel ile grup programları düzenliyor" dedi.



Eğitimde öncü


Eğitimde öncü bir kurum olduklarını anlatan Çakıroğlu şöyle devam etti:


"Merkezde, ABA (Uygulamalı Davranış Analizi), Floortime, Duyu Bütünleme Terapisi, Hareket Eğitimi, PREP, AD-IP ve Oyun Terapisi gibi bilimsel yöntemler, çocukların gelişimini desteklemek için özenle uygulanıyor."


Uzman diyetisyen desteğiyle eğitim


Çakıroğlu, merkezin, yalnızca eğitim ve rehabilitasyon hizmeti sunmakla kalmadığını belirterek, "Diyetisyen desteğiyle çocukların beslenme ve gelişim süreçlerini takip ederek yaşam kalitelerini yükseltiyor. Aile katılımını önemseyen merkez, ebeveynlerle iş birliği yaparak kalıcı başarılar elde ediyor. Modern fiziksel altyapısı, uzman kadrosu ve ulaşım kolaylığıyla dikkat çeken Dora, çocukların keyifle vakit geçirebileceği aktivite alanlarına da sahip. Ayrıca, özel çocuklar ile ailelerinin kültürel, doğal, tarihi geziler ile tiyatro, sinema gibi sanatsal etkinliklere de katılımları sağlanmaktadır" diye konuştu.



"Her özel gereksinimli çocuğa sevgi ile dokunarak iyileştiriyoruz"


Çakıroğlu, otizmin en büyük ilacının sevgi olduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti:


"Dora Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi, özel gereksinimli çocuklar için bir eğitim yuvasından fazlasını sunuyor; sevgi, sabır ve umutla dolu bir iyileşme yolculuğu vadediyor. Normal eğitimlerin yanı sara merkezde bulunan spor alanlarında yapılan etkinliklerle de özel gereksinimli çocukların spor ihtiyacı da gideriliyor. Yapılan tüm bu eğitimlerin sonunda merkezimiz özel gereksinimli çocuklara ve ailelere umut oluyor. Ailelerin buralardan evlerine mutlu olarak gitmesi günün yorgunluğunu alan en güzel işaret oluyor."


Çakıroğlu, 5 tane uzman öğretici, 2 psikolog, 2 fizyoterapist (duyu bütünleme terapisti) , 3 hareket eğitim uzmanı, 1 odyolog , 1 dil konuşma terapisti , 1 tane diyetisyen eşliğinde eğitim verdiklerini söyledi.



Ücretsiz eğitimle rehabilitasyon merkezi özel gereksinimli çocuklara ve ailelerine umut oluyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Van’da "Mide Kanseri Farkındalık Semineri" düzenlendi Van İl Sağlık Müdürlüğü tarafından mide kanserine dikkat çekmek amacıyla düzenlenen "Mide Kanseri Farkındalık Semineri" gerçekleştirildi. İpekyolu İlçe Kütüphanesi’nde düzenlenen seminerde, mide kanserinin risk faktörleri, erken tanının önemi ve korunma yolları ele alındı. Program kapsamında halka yönelik bilgilendirici sunumlar yapıldı. Programda endoskopi taramaları hakkında bilgilendirme yapılırken, seminere katılan muhtarlar ve vatandaşlar da merak ettikleri konular hakkında uzman hekimlerden bilgi alma imkânı buldu. Seminerde konuşan Van İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Muhammed Tosun, halkla bire bir temas halinde olan muhtarların toplumun doğru şekilde bilgilendirilmesinde çok önemli bir role sahip olduğunu belirtti. İl Müdürü Op. Dr. Tosun, "Bu nedenle öncelikle muhtarlarımızı bilgilendirerek, onların halkla temasını artırmayı; vatandaşlarımızın bu kanser türüne yakalanmadan önce neler yapması gerektiğini ve hastalığa yakalanmış bireylerin nasıl takip edilmesi gerektiğini anlatmayı amaçlıyoruz. Bugün bu konuları, kıymetli hocalarımız bizlere aktaracak. Sizlerle birlikte bizler de bu eğitimden faydalanacağız. Van özelinde halk sağlığını doğrudan etkileyen bu ve benzeri önemli konularda, paydaşlarımızla birlikte eğitim ve bilgilendirme çalışmalarımıza devam edeceğiz" dedi. "Sıcak çay masum çıktı" Bölgeye özgü mide kanseri risk faktörlerinden bahseden Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrah Prof. Dr. Sabahattin Çelik ise "Mide kanseri için araştırdığımız birkaç faktör vardı. Bunlardan ilki otlu peynir, tuzlu balık, sıcak çay ve tandır maruziyetiydi. Bu çalışmada sıcak çay masum çıktı; bu faktörle ilgili herhangi bir olumsuzluk tespit edilmedi. Ancak otlu peynirin günlük 150 gramdan fazla tüketilmesinin kanser riskini iki kat artırdığı belirlendi. Bu çalışma, birçok dergide yayımlandı" diye konuştu. Genel Cerrah Dr. Ezgi Sönmez’in sunumuyla devam eden seminer, Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Remzi Kızıltan, Dr. M. Salim Demirci ve Radyasyon Onkolojisi Uzman Dr. İlyas Anıl Kılınç’ın yöneltilen soruları yanıtlamasıyla sona erdi. Seminere İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Muhammed Tosun, Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Remzi Sarıkaya, akademisyenler, uzman hekimler, sağlık personeli ve muhtarlar katıldı.
Muğla Menteşe’de çocuklar İngilizceyi eğlenerek öğreniyor Muğla Menteşe’de faaliyet gösteren Uluslararası Gençlik Merkezi, çocukların dil gelişimine ve akademik başarılarına katkı sağlamak amacıyla düzenlediği İngilizce Konuşma Kulübü ve Akademik Destek programını başarıyla tamamladı. Menteşe Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü bünyesindeki Uluslararası Gençlik Merkezi, çocuklara yönelik örnek bir eğitim çalışmasına imza attı. Program iki temel sütun üzerine inşa edildi: Pratik iletişim becerileri ve okul müfredatına uyumlu akademik destek. Konuşma kulübü etkinliklerinde çocuklar; oyunlar, grup çalışmaları ve günlük hayat senaryolarıyla İngilizceyi teoriden pratiğe döktü. Bu etkinliklerle öğrencilerin Kelime dağarcıklarının zenginleştirilmesi, Doğru telaffuz alışkanlığı kazanmaları, Yabancı dilde özgüvenli iletişim kurmaları sağlandı. Programın diğer ayağında ise öğrencilerin okul derslerindeki performanslarını artırmaya yönelik çalışmalar yürütüldü. Dil bilgisi, okuma-anlama ve kelime pekiştirme seanslarıyla öğrencilerin okuldaki sınav başarılarına doğrudan katkı sunuldu. Bireysel ihtiyaçlara göre yapılan yönlendirmeler sayesinde çocuklar, zorlandıkları konuları uzmanlar eşliğinde aşma fırsatı buldu. Gençlik Merkezi yetkilileri, erken yaşta yabancı dil öğreniminin kişisel gelişimdeki kritik rolüne dikkat çekerek şunları kaydetti: "Çocuklarımızın yabancı dile karşı olumlu bir tutum geliştirmesi en büyük önceliğimiz. Eğlenceli ve etkileşimli yöntemlerle hem derslerine destek oluyor hem de dünya ile iletişim kurabilecekleri bir kapı aralıyoruz. Bu tür gelişim odaklı projelerimiz önümüzdeki dönemde de artarak devam edecek "ifadesi kullanıldı.
Samsun 800 milyonluk umut, depresyon riski taşıyor Yılbaşı ikramiyesi beklentisiyle kurulan hayallerin psikolojik zararlarına dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Dr. Akif Taşdemir, "İnsanlar bilet değil, umut satın alıyor. Umut satın almak, küçük gibi görünse de çok derin bir psikolojik etkiye sahiptir. Bazı insanlar bu durumdan dolayı derin depresyona sürüklenebilir" dedi. Yılbaşı özel çekilişinde büyük ikramiyenin 800 milyon TL olarak belirlenmesini ve bunun insanların psikolojisine etkisini değerlendiren Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Akif Taşdemir, ikramiyenin çıkmaması durumunda bazı kişilerin ruh halinde ümitsizlik ve yoğun hayal kırıklığı yaşanabileceğini söyledi. "Hayal kurmak insana mutlu hissettiriyor" Dr. Taşdemir, "Piyango bileti satın almak, altında ekonomik, psikolojik, sosyal ve kültürel nedenleri olan bir davranış biçimidir. İnsanlar bilet değil, umut satın alıyor. İnsanlar istatistiksel olarak o paranın kendilerine çıkma ihtimalinin farkındadırlar. Umut satın almak küçük görünse bile çok derin bir psikolojik etkiye sahiptir. İnsanlar bu umudu ucuza satın aldıkları için bir hayal kuruyorlar. Hayal kurmak insana mutlu hissettiriyor. ’Bu bilet bana çıkarsa borçlarımı öderim, yeni bir iş kurabilirim, çevremdeki insanların hayatını değiştirebilirim’ gibi hayal kurmak insanları mutlu edebiliyor. İnsanlar, ’almayacağım bilete ikramiye çıkarsa’ diye kaçırma korkusuyla da yöneliyorlar. Bundan dolayı birçok insan hayal kırıklığına uğruyor" diye konuştu. "Yoğun bir hayal kırıklığı sonrasında depresyonu tetikleyebilir" İkramiyenin çıkmamasının herkeste aynı etkiyi oluşturmadığını belirten Taşdemir, "Aslında birçok insanda o ikramiyenin çıkmaması derin bir hayal kırıklığı oluşturmuyor. O biletin üstüne kurduğu hayaller boşa gittiğinde ilk başta derin bir iç çekiş ve hayal kırıklığı yaşayabilir. Birçok insan bunu mantıkla onarır. ’Zaten bana çıkma ihtimali çok düşüktü, hayırlısı böyleymiş’ diye düşünebilir. Bazı insanlar bu durumdan dolayı derin depresyona sürüklenebilir. Bardak dolmuştur ve taşmak için son bir damlayı bekliyordur. Yoğun bir hayal kırıklığı sonrasında depresyonu tetikleyebilir. Bu, insanların çok azında görülen bir durumdur" şeklinde konuştu. "Umut ile bağımlılık arasındaki çizgi çok ince" Yoksulluk süresi uzadıkça insanların risk algısının değişebildiğine dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Taşdemir, "Yoksul insanların yoksulluk süresi uzadıkça, maalesef başka bir çıkış yolu ümidi insanların zihninde kalmıyor. Birikim veya çalışma ile bu gidişatı değiştiremeyeceklerini düşünüyorlar. Kısa bir yoldan çıkış arayışına giriyorlar. Bu durum, insanların bu umuda sıkı sarılmasına sebep olabiliyor. Yoksul insanların yoksulluk süresi uzadıkça onların risk algıları da değişebiliyor. ’Battı balık yan gider’ misali ’son parayı da buna harcayayım’ diye düşünebilirler. İkramiye çıkmayınca diğer bilet tarihini bekleyerek, ’bu sefer olmadı ama bir dahaki sefere olabilir’ diyerek boş bir ümide tekrar kapılabilirler. Umutla bağımlılık arasındaki kısa çizgi budur" ifadelerini kullandı.