SAĞLIK - 14 Ekim 2025 Salı 09:24

Uzmanı uyardı: "Her baş dönmesi vertigo değil"

A
A
A
Uzmanı uyardı: "Her baş dönmesi vertigo değil"

Her baş dönmesinin vertigo olmadığını belirten Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Mustafa Kemal Olgun, "Baş dönmelerini üç ana bölümde incelememiz gerekiyor. Birincisi sistemik hastalıklar, şeker, kalp ya da tansiyon olabiliyor. İkinci bölümde nörolojik hastalıklar var. Üçüncü bölümde ise iç kulağa bakıyoruz, yani işitme ve denge organımıza. Burada sıkıntı varsa ’vertigo’ diyoruz" dedi.


Vertigo rahatsızlığı son yıllarda birçok insanın kabusu oldu. Özel Medline Adana Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Mustafa Kemal Olgun, vertigo ile ilgili vatandaşları bilgilendirdi.


Vertigonun bir baş dönmesi hastalığı olduğunu, her baş dönmesinin vertigo almadığına değinen Uzman Dr. Olgun, "İnsanlar vertigo deyince kafaları karışabiliyor, ciddi bir hastalık mı var diye düşünüyorlar. Baş dönmesi insanlar için sıkıntılı bir durumdur. Öncelikle hastalardan bir hikayesini dinliyoruz. Çünkü baş dönmelerini üç ana bölümde incelememiz gerekiyor. Birincisi sistemik hastalıklar, şeker, kalp ya da tansiyon olabiliyor. İkinci bölümde nörolojik hastalıklar var. Üçüncü bölümde ise iç kulağa bakıyoruz, yani işitme ve denge organımıza. Diğer iki seçeneği devre dışı bırakırsak hastamıza birkaç soru soruyoruz. Çınlama, baş dönmesi, mide bulantısı ya da denge problemi olup olmadığını soruyoruz. Bunlardan alacağımız cevaba göre hastalarımıza bazı manevralar uyguluyoruz" diye konuştu.



"Kristalleri manevralarla yerine oturtuyoruz"


Bulgu elde edilmesi durumunda hastalara iki seans uyguladıklarına dikkat çeken Olgun "Kristal demek, iç kulağımızın içerisinde elektron mikroskoplarla görülebilen partiküller demektir. İç kulağımızdaki sıvı dengesini bozarak baş dönmesi yapıyor. Biz de o manevralarla o kristalleri yerine oturtuyoruz. Uzun süreli kullanılması gereken baş dönmesi ilaçları var. Ayrıca vitamin-mineral dengesi var. Vücut bağışıklığına bakıyoruz. Aslında bu işin dördüncü bölümü de var. Hastamızı muayene ediyoruz ama hiçbir sıkıntı bulamıyoruz. Tansiyon, mineral ve diğer her şey iyi ama hasta şikayetçi. İşte o zaman migren türü ya da gerginlik ile stres var mı ona bakıyoruz."



Uzmanı uyardı: "Her baş dönmesi vertigo değil"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Iğdır Iğdır’da dağcılıkta tarihi adım Doğunun Çukurova’sı olarak bilinen Iğdır, sahip olduğu doğal zenginlikler ve özellikle sınırında yer alan Ağrı Dağı ile dağcılık ve doğa sporları alanında dikkat çekmeye devam ediyor. Türkiye’nin en yüksek zirvesi olan 5 bin 137 metre rakımlı Ağrı Dağı, her yıl yerli ve yabancı çok sayıda dağcıyı bölgeye çekiyor. Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük dağı olan Ağrı Dağı’na sınırdaki il olarak ev sahipliği yapan Iğdır’da, dağcılık alanında önemli bir gelişme yaşandı. Yıllardır dağcılıkla ilgilenen Muhammet Akkuş, federasyon bünyesinde aldığı eğitimleri tamamlayarak birinci kademe dağcılık antrenörü oldu. Akkuş, bu unvanla Iğdır tarihinin ilk ve şu an için tek dağcılık antrenörü olma özelliğini taşıyor. Iğdır’ın coğrafi yapısına dikkat çeken Muhammet Akkuş, bölgenin bugüne kadar yeterince değerlendirilemediğini ifade etti. Akkuş, "Iğdır tarihine baktığımızda, dağlarla çevrili, yeşil ve çok güzel bir ovada yaşadığımızı görüyoruz. Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük dağına sahibiz ama bugüne kadar bu bölgede dağcılık anlamında eğitim almış, bu işi profesyonel olarak yapıp Iğdır’ı temsil eden kimse olmamıştı" ifadelerini kullandı. Yıllardır dağcılık sporu ile ilgilendiğini dile getiren Muhammet Akkuş, bu sporu daha bilinçli ve profesyonel bir noktaya taşımak için federasyon eğitimlerine başladığını vurguladı. Akkuş, "Dağcılığı daha profesyonel yapmak istedim. Federasyon bünyesinde eğitimlere başladım, geçen yıl eğitimleri tamamladım ve antrenörlük sınavlarını kazandım. Bu yıl itibarıyla birinci kademe antrenör oldum. Şu an Iğdır’ın ilk ve tek dağcılık antrenörüyüm" dedi. Bu sürecin sadece Iğdır’la sınırlı olmadığını aktaran Akkuş, kendisiyle birlikte bu spora başlayan Alpay Korkmaz’ın da Kars ve Ardahan bölgelerinde antrenörlük görevini üstlendiğini söyleyerek, "Bölgemiz için bu çok önemli bir gelişme. Alpay Korkmaz arkadaşımız da Kars ve Ardahan’ın antrenörü oldu. Böylece bölgede iki antrenör olarak çalışmalara başladık. Bu sene Allahuekber Dağları’nda şehitlerimiz için yapılan tırmanışta Alpay arkadaşımız federasyon bünyesinde dağcılarla birlikte liderlik yaptı. Buradan tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum" şeklinde konuştu. Hedeflerinin yalnızca eğitim vermek olmadığını sözlerine ekleyen Antrenör Akkuş, Ağrı Dağı’nı ve bölgeyi ulusal ve uluslararası alanda daha görünür hale getirmek istediklerini belirterek, "Iğdır sınırında bulunan Ağrı Dağı ile artık dünyaya bu alanda hizmet vermek istiyoruz. Özellikle kuzey rotalarını daha aktif hale getirmeyi hedefliyoruz. Antrenörlüğün yanında tanıtım çalışmalarına da ağırlık vereceğiz. Burası sadece dağcılık için değil; yamaç paraşütü, buzul tırmanışı ve kayak sporları için de çok uygun. Şelalelerimiz, buzullarımız var. Coğrafya inanılmaz zengin. İnşallah Alpay Korkmaz’la birlikte bu bölgede lokomotif oluruz. Gençlerimize örnek oluruz. Eğitimler, tırmanışlar ve uçuşlar yaparak hem ülkemizi hem de memleketimizi uluslararası alanda temsil edecek sporcular yetiştirmek istiyoruz. Kısacası bu bölgeyi tırmanış, uçuş ve kayak sporlarıyla kalkındırmayı hedefliyoruz" diye konuştu.