GENEL - 18 Aralık 2017 Pazartesi 15:05

Adıyaman’da ‘Kalp sağlığı ve hipertansiyon’ konulu konferans

A
A
A
Adıyaman’da ‘Kalp sağlığı ve hipertansiyon’ konulu konferans

Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.

Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Arif Süner tarafından, ‘Kalp sağlığı ve hipertansiyon’ konulu konferans verildi.


Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenen konferansta Doç. Dr. Arif Süner çağın vebası diye adlandırılan hipertansiyon konusunda önemli açıklamalarda bulunurken, tansiyonun kalp sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine de değindi. Hipertansiyonun kan basıncı yüksekliği olduğu ve birçok nedene bağlı olarak ortaya çıktığını belirten Doç. Dr. Süner, "Hipertansiyon hastalığı, ülkemizde yaklaşık 15 milyon kişide görülmektedir. Bu hastaların sadece yüzde 5-6’sı etkin bir tedavi ile tedavi edilmekte ve hastalar sağlığına kavuşmaktadır. Hipertansiyonun ortaya çıkış nedenleri arasında genetik yatkınlık ve aşırı tuz tüketimi ilk sıralarda yer alır. Ancak hastaların yüzde 95’inde yüksek tansiyon nedeni belli değildir. Mutlaka kontrol altına alınması gereken hipertansiyon, ani tansiyon yükselmelerinde beyin kanaması ve felce neden olabilmektedir. Sessiz düşman terimi hipertansiyon için sıklıkla kullanılan bir terim. Nedeni ise hipertansiyonun yıllarca hiç belirti vermeden böbrek, beyin, kalp ve damar sistemine hasar verebilme olasılığıdır. Bu nedenle belli aralıklarla kan basıncınızı ölçtürmeniz gerekir. En belirgin hipertansiyon belirtileri arasında aşırı yüksek kan basıncına bağlı olarak baş ağrısı, baş dönmesi, nefes darlığı, çarpıntı, göğüs ağrısı, görmede bozukluk oluşabilir. Ayrıca hipertansiyon belirtileri arasında, halsizlik, yorgunluk, burun kanaması, kulaklarda çınlama, yürüme ve merdiven çıkmada zorlanma, bazen çok sık idrara çıkma, gece uykudan uyanıp idrar yapma, bacaklarda şişlik olabilir. Hipertansiyon nedenleri arasında günlük yüksek tuz alımı, stres, obezite, ailede hipertansiyon öyküsünün bulunması gibi genetik faktörler, şeker hastalığı, hareketsiz yaşam tarzı, kalsiyum, potasyum, magnezyum gibi elementler içeren besinlerin günlük olarak yetersiz tüketilmesini sıralayabiliriz. Ayrıca tiroit hastalıkları, böbrek üstü bezi tümörleri, böbreğe giden damarlarda daralma, aort darlıkları, genetik bozukluklar da hipertansiyonu tetikleyici faktörlerle ortaya çıkabilmektedir. Doğum kontrol hapları, bazı ağrı kesici türleri de kan basıncını yükseltip, hipertansiyona neden olmaktadır" dedi.


Süner, hipertansiyonda kan basıncının kontrol altını alınması gerektiğini kaydederek, "Hastaların büyük bir kısmında nedeni belirlenemese de yüksek kan basıncı mutlaka kontrol altına alınmalı ve hipertansiyon nedenleri iyi araştırılmalı ve kan basıncı ideal düzeye düşürülmelidir. Hipertansiyon tedavisinde amaç kan basıncını 140/90 mm hg altına düşürmektir. Eğer hastada şeker hastalığı, böbrek yetersizliği ve organ hasarı var ise kan basıncının daha düşük olması hedeflenir. Hipertansiyon tedavisinin temelinde yaşam tarzı değişiklikleri yatar. Aynı zamanda hipertansiyon tedavisinin önemli bir bölümünü ilaç tedavisi oluşturur. Hipertansiyon tedavisi sırasında yaşam tarzı değişiklikleri, düzenli egzersiz, kilo kontrolü, tuz alımının kısıtlanması çok önemlidir. Tüm tedavilere dirençli hipertansiyon durumunda ise böbrek atardamarlarına işlem yapılarak kan basıncı kontrol altına alınabilir. İnme, kalp krizi, böbrek yetmezliği gibi hipertansiyonun oluşturduğu ciddi durumlardan korunmak için erken tanı çok önemlidir. Erken tanı koyulan ve kontrol altına alınan hipertansiyon yaşam kalitesini etkilemez. Sarımsak ve limonun tansiyonu düşürmeye ya da yükseltmeye etkisi yoktur. Hipertansiyon tedavisinde sarımsak ve limonun yeri yoktur. Hipertansiyon hastaları sadece ilaçlarını düzenli olarak kullanmalı ve sağlıklı beslenme kuralları içinde bu besinleri tüketmelidir. Hipertansiyon ilaçları bağımlılığa neden olmaz. Hipertansiyon tedavisi süreklilik gerektirir. Halk arasında tansiyon ilaçlarının böbrek ve karaciğeri olumsuz yönde etkilediğine dair yanlış bir inanış vardır. Tam tersine tansiyon ilaçlarının bu organlara olumsuz etkisi yok denecek kadar azdır. Ayrıca böbrek ve birçok organ, yüksek kan basıncı ilaç ile tedavi edilmediğinde çok zarar görebilir” ifadelerini kullandı.


Konferansa Adıyaman Üniversitesi akademik ve idari çalışanlar ile öğrenciler katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul Valisi Gül’den 1 Mayıs mesajı İstanbul Valisi Davut Gül, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü nedeniyle bir mesaj paylaştı. İstanbul Valisi Davut Gül, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü nedeniyle bir mesaj paylaştı. Tüm vatandaşların 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutlayan Vali Gül, "Gecesini gündüzüne katarak İstanbul’umuzun ve Türkiye’mizin üretim çarklarını çeviren tüm işçi kardeşlerimizin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun. Emekçilerin birlik ve dayanışmasının sembolü olan bugün; farklı inanç ve kültürlerin asırlardır kardeşçe yaşadığı bu coğrafyada barışın, huzurun ve dayanışmanın artmasına vesile olsun. Kıymetli Emekçi Kardeşlerim, 4.5 milyon kayıtlı işçisiyle İstanbul; işin, aşın, emeğin ve ekmeğin şehridir. Sizler; şehrimizin, ülkemizin kalkınması, istikrar içinde gelişip büyümesi yolunda çok büyük roller üstleniyorsunuz. Tüm kurum ve kuruluşlarımızla hep birlikte şehrimizde eşitliğin sağlanması, hakların korunması, hakkın yüceltilmesi için tüm samimiyetimizle gayret gösteriyoruz. Alnımızın teri İstanbul için çalışıyoruz. Bu vesileyle her biri isimsiz birer kahraman olan siz işçi kardeşlerimin kutsal emeklerinin değerince karşılık bulmasını yürekten diliyorum. Türkiye sevdasıyla bu ülke için, bu millet için canla başla çalışan herkesten Allah razı olsun diyorum. Ekmeğini alnının teriyle kazanan emekçilerimizin Türkiye Yüzyılı’nda da gücümüze güç katacaklarına yürekten inanıyorum. Bütün işçi ve emekçi kardeşlerimizi canı gönülden selamlıyorum, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun" ifadelerini kullandı.
İstanbul ‘Yeni doğan bebek’ vurgunu şebekesi operasyonunda 14 kişi tutuklandı Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde yürütülen soruşturma çerçevesinde, aralarında 14 doktor, 17 hemşire ve 8 sağlık çalışanının olduğu 300 kişilik şebeke operasyonla çökertilmişti. SGK’yı yaklaşık 500 milyon lira zarara uğratan şebekeye üyelerinden 14’ü sevk edildiği adliyede çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. İstanbul Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde İstanbul ve Tekirdağ’da Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 2022 yılında yapılan ihbar ve şikayetler üzerine inceleme başlattı. Savcılık, 2023 yılı itibariyle başlattığı soruşturmada İstanbul ve Tekirdağ’da örgütlü halde hareket ederek, rüşvet suçuna konu maddi menfaat temin ettikleri bilgisine ulaşmış, eş zamanlı düzenlenen operasyonlarda yeni doğan bebekleri usulsüz şekilde özel hastanelere sevk ederek SGK’yı dolandıran 300 kişilik şebeke çökertilmişti. Yapılan soruşturmada aralarında 14 doktor, 17 hemşire, 8 sağlık çalışanı ve hastaneye yöneticilerinin de bulunduğu 300 kişilik şebekenin yeni doğan bebekleri çeşitli gerekçeler göstererek kamudan özel hastanelere sevk ettikleri, yoğun bakım ünitelerinde günlerce tuttukları ve devlete yüklü miktarda fatura çıkardıkları tespit edilmişti. Aralarında Reyap Hastanesi Çocuk Doktoru ve Medisense Sağlık Hizmetleri şirketinin sahibi Dr. Fırat Sarı, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde görevli Dr. İlker Gönen’in de bulunduğu çok sayıda doktorun yüzde 20 komisyonla çalışarak haksız kazanç elde ettikleri belirlenmiş, bu yöntemle SGK’yı 500 Milyon liraya yakın zarara uğratıldığının anlaşılmasının ardından polis ekipleri tarafından operasyon için düğmeye basılmıştı. Ekipler haklarında gözaltı kararı bulunan aralarında doktor ve hemşirelerin de bulunduğu 41 kişiden 40’ını İstanbul, Tekirdağ ve Çorlu’da düzenledikleri baskınlarda yakalamış, 259 kişi ise savcılığa ifadeye çağrılmıştı. Şebekenin 2 yıl içerisinde yüzlerce bebeği naklettikleri Beylikdüzü Medilife, Avcılar Hospital, Medicine Esenyurt ile Reyap Esenyurt ve Reyap Çorlu gibi özel hastaneler de mercek altına alındı. Firari bir şüphelinin yakalanmasına yönelik çalışmalar sürerken, zanlıların “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “nitelikli dolandırıcılık”, “kasten öldürmenin ihmali davranışlarla işlenmesi” ve “rüşvet” suçlarından emniyetteki sorguları tamamlanarak adliyeye sevk edildi. Emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilen 34 şüpheli şahıstan 5 şüpheli şahıs alınan ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. 15 şüpheli de adli kontrol tedbiri uygulanmak suretiyle serbest bırakılırken, 14 şüpheli ise tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Gümüşhane Yabancı uyruklu şahısların mide ve bağırsaklarından uyuşturucu çıktı Gümüşhane’de İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, şüphelenerek hastaneye götürdükleri yabancı uyruklu 2 şahsın mide ve bağırsaklarından 33 parça halinde toplam 153,89 gram metamfetamin ile 2 parça halinde 12,41 gram reçine esrar ele geçirdi. Gümüşhane genelinde uyuşturucu madde ticaretinin ve kullanılmasının engellenmesine yönelik çalışmalarına devam eden İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, yurt dışından Türkiye’ye uyuşturucu madde getiren ve ülke içinde bu uyuşturucu maddeleri nakleden şahıslara yönelik çalışma gerçekleştirdi. Son günlerde sayısı artan çalışmalar sonucunda Akçakale uygulama noktasında durdurulan bir araçta seyahat eden H.R ve M.F.G isimli yabancı uyruklu şahıslardan şüphelenen ve uyuşturucu madde sevkiyatı yapabileceklerini değerlendiren ekipler, Cumhuriyet Başsavcılığından talimatıyla şahısları Gümüşhane Devlet Hastanesine götürdü. Burada yapılan kontrollerde mide ve bağırsaklarında yabancı cisimler olduğu tespit edilen 2 şahsın mide ve bağırsaklarında bulunan yabancı cisimler hastanede yapılan operasyonla çıkartıldı. Şahısların mide ve bağırsaklarından 33 parça halinde toplam 153,89 gram metamfetamin ile 2 parça halinde 12,41 gram reçine esrar ele geçirilirken, yabancı uyruklu şahıslar "Uyuşturucu Madde İmal ve Ticareti" suçundan sevk edildikleri adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi.