GENEL - 16 Mayıs 2018 Çarşamba 17:57

Ramazanda psikolojik yeme eğilimine dikkat

A
A
A
Ramazanda psikolojik yeme eğilimine dikkat

Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr.

Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Sezgin Barutçu, Ramazan ayında düşen öğün sayısı nedeniyle psikolojik olarak daha fazla yemek yeme eğilimine girdiğini belirterek, uyarılarda bulundu.


Uzm. Dr. Sezgin Barutçu, normal şartlarda günde 3-4 öğün beslenen insanların Ramazan ayında tutulan oruç ile öğün sayısını 2’ye düşürdüğünü belirtti.Barutçu, "Bu da bireylerin psikolojik olarak iftar ve sahurda daha fazla yemek yeme eğilimine girmesine neden olmaktadır. İftarda tüm gün süren açlık nedeniyle yüksek kalorili ve ağır yiyeceklerin hızlı ve fazla miktarda tüketilmesi hazımsızlık, şişkinlik ve gaz şikayetlerine neden olabilmektedir. Bunun yanında sahurda da bütün gün aç kalma korkusu ile fazla miktarda yemek yendiğinde kilo artışı görülebilmektedir. Bunun için ramazan ayında beslenme çok önem arz etmektedir. Uzun süreli açlıklar metabolizmayı yavaşlatacağı için sahur kesinlikle atlanmamalıdır. İftarda da aşırıya kaçılmayacak şekilde dengeli ve sakin bir şekilde beslenilmelidir" dedi.


Barutçu, iftarda ve sahurda mutlaka beslenmenin temel ögeleri olan süt, süt ürünleri, et, yumurta, kuru baklagiller, sebze, meyve ve tahılların dengeli bir şekilde tüketilmesi gerektiğini dile getirerek, "Mide şikayetleri ve reflüsü olan hastaların ağır hamur tatlılarından, aşırı çay ve kahve tüketiminden, yağlı yiyeceklerden uzak durması gerekmektedir. İftarda bütün gün aç kalındığı için sofrada hızlı bir şekilde yemek yendiğinden bu durum hazımsızlık, şişkinlik ve aşırı gaz oluşumuna neden olmaktadır. Gün içerisindeki sıvı kaybını da göz önünde bulundurduğumuzda iftarda mutlaka önce bir bardak ılık su yavaş bir şekilde içilmelidir. Ardından hafif bir çorba içtikten sonra tekrar bir miktar ılık su yavaş yavaş içilerek öncelikle sıvı açığı yerine konmalıdır. Çorbanın ardından ana yemeğe geçilmeden önce mutlaka mide 10-15 dakika dinlendirilmelidir. Yavaş yemeye özen gösterilip yemekler iyice çiğnenmelidir. Özellikle iftarda hızlı bir şekilde soğuk su içmek ve hızlı yemek yenilmesi hava yutulmasına neden olacağından şişkinlik ve hazımsızlık şikayetlerinin artmasına neden olmaktadır. Su tüketimi de sahura kadar düzenli bir şekilde olmalıdır. Şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih edilmelidir. Yağlı besinlerden, börek gibi hamur işi gıdalardan uzak durulmalıdır. Özellikle reflü şikayeti olan hastalar sahuru kesinlikle atlamamalı, sahurda da hemen yemek yiyip yatmamalı, yatma saatinden en az bir saat önce yemeğini bitirmiş olmalıdır. Ayrıca iftardan sahura kadar geçen süre içerisinde aşırı çay, kahve tüketiminden, hamur işi ve ağır tatlı gıdalardan kaçınılmalı. Sahurda yağdan zengin gıdalar yerine proteinden zengin gıdaların tüketilmesi reflü şikayetlerini azaltabilir. Hafif mide ve reflü şikayeti olanların oruç tutmasında herhangi bir sakınca yokken ciddi reflü şikayeti olanlar mide ya da bağırsakların ağır iltihabi bir hastalığı olanlar, aktif ülser hastalığı ya da karaciğerle ilgili önemli bir hastalığı bulunanlar oruç tutmaktan kaçınılmalıdır” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Menengiç kahvesi her mevsim beğeni topluyor Gaziantep’teki Tarihi Tahmis Kahvesi’nde hazırlanan Gaziantep’in tescilli içeceği menengiç kahvesi her mevsim yerli ve yabancı turistlerin beğenisini topluyor. Türkiye’nin güneydoğusunda yer alan ve tarihi dokusuyla ön plana çıkan Gaziantep’te, yaklaşık 400 yıllık bir geçmişe sahip olan tarihi tahmis kahvesi, her mevsim yaptığı menengiç kahvesiyle yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olmaya devam ediyor. Menengiç kahvesi kendine has aroması, lezzeti, rengi ve kokusuyla dikkat çekiyor. Diğer yandan içerisinde kafein bulunmaması kahve tiryakilerinin yanı sıra kafeinsiz içecek tercih edenlerin de ilgisini çekiyor. Gaziantep’e farklı bölgelerden ve dünyanın çeşitli şehirlerinden gelen turistler, şehrin tarihi ve kültürel zenginliklerini keşfetmenin yanı sıra bu eşsiz kahve lezzetini tatma fırsatını buluyorlar. Gaziantep’in turizm potansiyelini artıran bu tarihi içecek, şehrin gastronomi ve kültür turizmine olan katkısını da gözler önüne seriyor. “Menengiç kahvesinin 400 yıllık hatırası var” Tarihi Tahmis Kahvesinin geçmişini anlatan, Gaziantep’te tarihi ve lezzet yönünden en uğrak noktalarından biri olduğunu belirten işletme sahibi Mehmet Hilmi Bağcı, “Tarihi Tahmis kahvesi yaklaşık 400 yıllık geçmişe sahip bir mekan ve Osmanlı’nın ilk kahvelerinden biri diyebiliriz. Tahmis kahvesi, vazgeçilmez lezzetlerden olan menengiç kahvesi ile insanların dinlenme noktası. İnsanların gelip kahvelerini içtiği, sohbet ettiği tarihi bir yer. Menengiç kahvesi ise özel bir kahve, Gaziantep’e gelen misafirler muhakkak buraya gelerek kentimizin kültürel ve vazgeçilmez olan menengiç kahvesini içerler. Bir kahvenin 40 yıllık hatırı varsa burada yaptığımız menengiç kahvesinin 400 yıllık hatırası var” dedi. “Yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgisi var” Turistlerin yoğun ilgi gösterdiğini söyleyen Bağcı, menengiç kahvesinin sağlıklı olduğunu ifade etti. Bağcı, “Gaziantep’e gelen yerli ve yabancı turistler kentin çeşitli turistik yerlerini gezdikten sonra muhakkak buraya gelirler. Bizlerde onlara elimizden geldiğince güzel bir şekilde hizmet etmeye çalışıyoruz. Bizim hem fiyatımız uygun hem de sağlıklı bir ürün. Çocukların ve hanımların içmesinde hiçbir problem yok. Doğal bir malzemelerle ve yerli üretim kahvemizi yerli sunumlarla müşterilerimize sunuyoruz” ifadelerini kullandı. “Ben buraya ön yargılı bir şekilde gelmiştim” İstanbul’dan Gaziantep’e gezmeye gelen ve menengiç kahvesine ön yargılı bir şekilde yaklaştığını söyleyen Elif Borluk kahveyi içtikten sonra çok beğendiğini ve fikrinin değiştiğini söyledi. Borluk, “Bence menengiç kahvesi çok güzel. Ben buraya ön yargılı bir şekilde gelmiştim. Sade Türk kahvesi sevdiğim için içemem diye düşündüm ama bayağı güzeldi. Sütlü Türk kahvesine benziyor. İnternetten, sosyal medyalardan duyarak görerek geldik. Kuzenimle birlikte İstanbul’dan günübirlik bu lezzeti tatmak için geldik. Herkesin bu lezzeti tatması gerekiyor. herkese tavsiye ediyorum” diye konuştu.