ASAYİŞ - 07 Mayıs 2021 Cuma 11:05

Pazarcılardan yüksek fiyat eylemi

A
A
A
Pazarcılardan yüksek fiyat eylemi

Adıyaman’da pazarcı esnafları, hal pazarında kendilerine yüksek fiyata ürün satmaya çalışıldığını iddia ederek, Yaş Sebze ve Meyve Toptancı Hal Kompleksi önünde eylem yaptı.

Adıyaman’da pazarcı esnafları, hal pazarında kendilerine yüksek fiyata ürün satmaya çalışıldığını iddia ederek, Yaş Sebze ve Meyve Toptancı Hal Kompleksi önünde eylem yaptı.


Kendilerine verilecek olan yüksek fiyatlı ürünleri Adıyaman halkına yedirtmek istemediklerini ve halkı düşündükleri için yüksek fiyata ürün almayacaklarını söyleyen pazarcılar, Yaş Sebze ve Meyve Toptancı Hal Kompleksi önünde bir araya geldi. Adıyaman Pazarcılar Derneği Başkanı Mehmet Varol’un da bulunmuş olduğu eylemde, pazarcı esnafları duruma çözüm bulunmaması halinde valiliğe yürüyüş yapacaklarını vurguladı. Şanlıurfa’da satılan 2 TL değerindeki domatesin burada 5 TL’ye, 1,5 değerinde olan biberin 5-6 TL’ye satıldığını belirten pazarcılar fiyatların düşmemesi halinde pazara çıkmayacaklarını ve eylemlerini sürdüreceklerini belirtti.


Hal pazarındaki toptancıların fırsatçılık yaptığını belirten Adıyaman Pazarcılar Derneği Başkanı Mehmet Varol, “Cumhurbaşkanımızın esnafların mağdur olmaması için bir güne mahsus pazarların açılmasını istediler. Dün valilik toplantısında belediyeyle karar alındı. Dünkü fiyatlara göre hal pazarına geldik ve fırsatçı oldukları için 1 TL’ye alınan mal şuanda 4 TL. Biz bu malı piyasaya çıkarttığımız zaman pazarcılar fırsatçı diye söyleyecekler. Marketlerde fiyatlar alt tabanda. Bugün ise fiyatlar en üst seviyede. Urfa’yı arıyoruz domates 2 TL, Adıyaman’da 5 TL. Salata burada 4 TL, Urfa’da 1,25 TL. Biber 3 TL, burada 5-6 TL. Bizlerde pazarcılar olarak vatandaşlarımızın hakkını savunmak için kendi vatandaşımıza pahalı mal yedirmemek için uğraş veriyoruz, mal almıyoruz bekliyoruz ve biraz sonrada valiliğe yürüyüş yaparak gideceğiz. Bunun için burada bekliyoruz. Hal pazarında hiç bir şey demiyorlar. Oturmuşlar nasıl olsa alacaksınız diyorlar. Nasıl olsa Pazar kurulacak diyorlar malı almak zorundasınız. Bizlerde onun için protesto ediyoruz almıyoruz. Halcılar yaptıkları fırsatçılığı pazarcılara mal edecek, pazarcıda vatandaşa. Neden vatandaş pahalı mal yesin. Bugün Antalya’da, Mersin’de üretici döküyorum diyor, bizlerde burada kilosunu 4-5 TL’ye alamıyoruz. Bizler bunu kaç TL’ye pazarda satacağız. Yarın vatandaşlar diyecek ki pazarcılar 15 gün çıkmadı, çıkınca da fırsatçılık yaptı. Fırsatçılığı biz değil halciler yapıyor, bizler de bunun için protesto ediyoruz” dedi.


Pazarcılardan Kadir Menteş ise “Dün vali yardımcımız bizleri çağırdı pazarcılar olarak Adıyaman’da da Cumartesi günü bir pazar kuralım dedi. Bizlerde bu duruma olumlu baktık Adıyamanlılar temel ihtiyaçlarını karşılasın dedik. Tabii bizler bu hareket girişimine geçince bir de baktık ki halcilerimiz fiyatlarını yüzde 200 artırmaya başladı. Bizler bu şekilde pazara çıktığımız takdirde Adıyaman’a zulüm yapmış olacağız. Dün domates piyasada 3 TL’ye satılırken bugün halde 5 TL’ye alıyoruz. Bugün Adıyaman halinde 1 TL’ye satılması gereken salata burada 3,5 TL. Yani bizler çıkarsak hem kendimize hem de Adıyaman halkına haksızlık yapmış olacağız. Bu yüzden kendi aramızda aldığımız karar neticesinde bizler çıkmamaya, pazarımızı kurmamaya, gerekirse valimizle, emniyet müdürümüzle, belediye başkanımızla gereken istişareyi yapıp gereken tepkimizi göstereceğiz” diye konuştu.


Pazarcılar sorununun çözülmemesi halinde Adıyaman Valiliğine yürüyüş yaparak yardım isteyeceklerini söyledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Kadın kooperatifleri sayısı 43’e ulaştı Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç ile Kayseri Valisi Gökmen Çiçek’in özel önem vererek gerek büyükşehir gerek valilik gerekse diğer kurum ve kuruluşların destek verdikleri Kayseri Kadın Kooperatifleri’nin sayısı 43’e ulaştı. Kayseri’de, kadın girişimcilerin gelişmesi, girişimlerinin desteklenerek kentte üretim ile ticaretin birer halkası haline gelmesi için kurularak yaygınlaştırılması sağlanan Kayseri Kadın Kooperatifleri, sayısını arttırıyor. Kayseri Valiliği koordinasyonunda başta Kayseri Büyükşehir Belediyesi olmak üzere kentteki kurum ve kuruluşlar tarafından da desteklenen Kayseri Kadın Kooperatifleri, hem sayısını hem de üretimlerini çoğaltıyor. Vali Gökmen Çiçek önderliğinde kurulan Kayseri Kadın Kooperatifleri Koordinasyon Merkezi’nde faaliyetlerini yürüten ve Başkan Dr. Memduh Büyükkılıç yönetimindeki Büyükşehir Belediyesi olmak üzere kurum kuruluşların destek verdiği Kayseri Kadın Kooperatifleri’nin sayısı başta 22 iken, aradan geçen yaklaşık 2 yıllık süreçte ortalama iki kat artış göstererek 43’e ulaştı. Büyükşehir Belediyesi ile Kayseri Valiliği iş birliğinde kadın girişimini desteklemek ve kadın istihdamını arttırmak amacıyla kurulan Kayseri Kadın Kooperatifleri, her geçen gün büyürken pek çok alanda da üretim gerçekleştiriyor. Gıdadan el işlerine, giyimden ev eşyasına kadar pek çok konuda kadın eli üretimde söz sahibi olurken, istihdam da gerçekleştirilmiş oluyor. Kayseri Valisi Gökmen Çiçek’in önderliğinde kurulan ve Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ın talimatları doğrultusunda ise Büyükşehir Belediyesi tarafından kuruluşunda yer tahsisinden, malzeme, ekipman ve pazarlama desteğine, ürün desteğinden bütçe desteğine kadar önemli desteklerin sağlandığı Kayseri Kadın Kooperatifleri’nin üyeleri ise her fırsatta Vali Çiçek ve Başkan Büyükkılıç’a söz konusu irade ve desteklerinden dolayı teşekkürlerini iletiyor. Sayıları artan Kayseri Kadın Kooperatifleri, her geçen gün üretimini de arttırarak ürün yelpazesini genişletiyor.
Ankara Kanserle savaşta DNA rehberliği: "Tümörün DNA’sı belirleniyor, kişiye özel tedavi uygulanabiliyor" Sigara kullanımı, alkol, obezite ve hareketsiz yaşam tarzının kanserin en önemli nedenlerini oluşturduğunu belirten Medicana Sağlık Grubu Medikal Onkoloji Uzmanlarından Doç. Dr. Mehmet Metin Şeker, yeni gelişmelerle birlikte tümör DNA’larının belirlenebildiğini ve kişiye özel kanser tedavileri kapsamında hastaya uygun olan en doğru ilacın verilebildiğini söyledi. Tarihi milattan önce 2500’lü kadar dayanan kanser hastalığı, günümüzde dünyada ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, her yıl dünya genelinde yaklaşık 10 milyon kişi kansere yakalanırken, yaklaşık 6 milyon kişi de kanser nedeniyle hayatını kaybediyor. En sık görülen kanser türleri arasında ise meme kanseri, akciğer kanseri, prostat kanseri ve kolorektal kanser yer alıyor. Dünya genelinde ölümlerin önde gelen nedenlerinden birinin kanser olduğunu açıklayan Medicana International Ankara Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Metin Şeker, kanser nedenlerini ve geliştirilen yeni tedavi yöntemlerini anlattı. "Tek başına genetik nedenler tüm kanser hastalarının sadece yüzde 10’luk bir kısmını oluşturur" Kanserli hücrelerin oluşmasının birçok sebebi olduğunun altını çizen Doç. Dr. Mehmet Metin Şeker, genetik nedenlerin sanılanın aksine en sık sebeplerden birisi olmadığını söyledi. Doç. Dr. Şeker, “Tüm kanser hastalarının yaklaşık yüzde 90’ında sebepler sigara, alkol, fazla kilo (obezite), hareketsiz yaşam ve bazı enfeksiyonlardır. Tek başına genetik nedenler tüm kanser hastalarının sadece yüzde 10’luk bir kısmını oluşturur. Bu sebepleri düşününce kanserin yeni bir hastalık olmadığını, insanlık tarihi ile benzer bir tarihe sahip olacağını tahmin edebiliriz. Elbette ki saydığımız nedenlere bağlı olarak kanser sıklığı da zamanla artmaktadır” dedi. "Kanser hastalığının geçmişi milattan önce 2500’lere dayanıyor" Kanser hastalığının ve tedavisinin eldeki yazılı kanıtlara göre milattan önce 2500 yılına kadar uzandığını ifade eden Doç. Dr. Mehmet Metin Şeker, “19’uncu yüzyılın sonlarında anestezideki ve cerrahi yöntemlerdeki gelişmeler sayesinde daha başarılı kanser ameliyatları yapılmaya başlandı. Bu süreçte hastaların yaşam süreleri uzadı ancak birçok hastada ameliyat sonrası kanser yeniden oluştu. 20’nci yüzyılın başlarında ise radyoaktivitenin keşfi ile kanser tedavisinde yeni bir döneme geçildi ve radyoterapi kanser tedavisinde kullanılmaya başlandı. Bu sayede hastaların tedavi başarılarında artış sağlandı. O tarihten günümüze kadar radyoterapide de çok önemli gelişmeler yaşandı ve radyoterapinin kanserli bölgede çok daha etkin kullanımı sağlandı. Ayrıca gelişen teknolojik cihazlar ile radyoterapinin yan etkileri de çok ciddi düzeyde azaltıldı” diye konuştu. "Hedefe yönelik ilaçlar yaşam süresinin uzamasını sağladı" Kanser tedavisindeki esas gelişmenin ise kemoterapi ilaçların bulunması ile birlikte olduğunu ve artık günümüzde birçok kanser türlerinde ameliyat olmaksızın tam iyileşme sağlandığının görüldüğünü aktaran Doç. Dr. Şeker, konuşmasına şöyle devam etti: "Bu durum, ilaç araştırmalarının önünü açtı ve bu sayede birçok kanser türünde ve kanserin tüm evrelerinde etkili olan ilaçlar keşfedildi. 1990’lara kadar bulunan ilaçlar sadece kanserli hücrelere değil sağlıklı hücrelere de zarar veriyordu ve bulantı, kusma, saç dökülmesi, kan değerlerinde düşme gibi birçok yan etkiye sebep oluyordu. 2000’lerin başında yan etkileri çok daha az olan hedefe yönelik ilaçlar (akıllı ilaç) önce lenfoma, meme kanseri ve lösemilerde sonrasında ise tüm kanserlerde kullanılmaya başlandı. Hastaların yaşam sürelerinde çok ciddi uzamalar elde edildi ve o güne kadar ölümcül kabul edilen bu hastalıklar artık birer kronik hastalığa dönüşmeye başladı. O günden günümüze kadar kansere özgü yüzlerce hedef tespit edildi ve bu hedeflere yönelik ilaçlar geliştirildi." "İmmünoterapi kişinin bağışıklık sistemini çalıştırıyor" Kanser tedavisinde devrim niteliğinde olan immünoterapi tedavisinin son 14 yıldır kullanılmaya başlandığının altını çizen Doç. Dr. Mehmet Metin Şeker, "İmmünoterapi, kendisi doğrudan kansere saldırmayan, ancak kişinin bağışıklık sistemini çalıştıran ve bağışıklık hücrelerinin kanserli hücrelere saldırmasını sağlayan ilaçlardır. Bu keşif ile zaten hedefe yönelik ilaçlarla çok iyi noktalara gelen kanser tedavisi çok daha başarılı noktalara ulaştı" açıklamasını yaptı. "Tümör DNA’sı sayesinde hasta için en doğru ilaç belirlenebiliyor" Kanser tedavisinde gelinen son noktada ise insan DNA’sının daha iyi tanınması ve genetik testlerin daha ulaşılabilir hale gelmesiyle birlikte “Kişiye yönelik kanser tedavileri”nin mümkün hale gelmeye başladığına dikkati çeken Şeker, bu yöntemle hastaların tümör DNA’larının elde edilebildiğini vurguladı. Doç. Dr. Şeker, “Tümör DNA’ları elde edildikten sonra o kişiye faydalı olabilecek veya o kişiye fayda sağlamayacak ilaçlar tedavi öncesinde saptanabiliyor. Kişiye özgü kanser tedavileri, hastaların tedavilerinin daha etkili ve kişiselleştirilmiş olmasını sağlayabiliyor. Tümör DNA’sının kullanılmasıyla, hastaların tedaviye nasıl yanıt verebilecekleri daha önceden belirlenebilir, böylece gereksiz ilaç denemeleri ve yan etkilerin önlenmesi mümkün olabilirken, zaman ve maddi kayıpların da önüne geçilebilir. Bu yaklaşım, kanser tedavisinde önemli bir ilerleme olurken, hastalar için de umut verici bir gelecek sağlayabilir” dedi.