GENEL - 23 Şubat 2012 Perşembe 10:19

HASTANE GİBİ EV

A
A
A
HASTANE GİBİ EV

Adıyaman’da, hasta olan 1.5 yaşındaki çocuklarının yaşayabilmesi için gerekli olan tıbbi cihazları alan Özçalkap ailesinin evleri yoğun bakım ünitesine döndü.
Adıyaman Fatih Mahallesi’nde oturan Ali ve Kiraz Özçalkap’ın 1.5 yaşındaki oğulları Diyar, 40 günlük iken kalça kırığı şikayetiyle hastaneye götürüldü. Ailenin hastane macerası o günden beri sürüyor. Türkiye’nin değişik illerine götürülen ve hastalığına tanı konulamayan 1.5 yaşındaki Diyar, son olarak Kahramanmaraş’ta özel bir hastanede gırtlağından delik açılarak rahat nefes alması sağlandı. Aile çocuklarını eve getirdi fakat bakımının yapılması ve beslenmesinin sağlanması için tıbbi cihazlar
gerekiyordu. Aile gerekli olan tıbbı cihazları devletin yardımıyla aldı. Yoğun bakım servisini andıran evin odasına konulan cihazlar ile küçük Diyar’ın hayatta kalması sağlanıyor. Anne Kiraz Özçalkap, kendilerine verilen cihazları kullanabilmek için eğitim aldı. Aldığı eğitim ile çocuğunun bakım ve beslenmesini sağladı. Aile devletin kendilerine cihazlar noktasında yardımda bulunduğunu fakat aspiratör sondası ve mama torbasına aylık ortalama 500 TL ödediklerini ve bütçelerinin buna elverişli olmadığını
ifade etti. Devlete özürlü bakım parası almak için müracaat eden aile, ilgili kurumdan gelecek cevabı bekliyor. Geçtiğimiz hafta kar yağışı ile elektrikleri kesilen ailenin çocuğu ölümden döndü. Eve emanet jeneratör getiren aile, çocuğunu ölmekten son anda kurtardı. Aile çocuğun oksijen oranı ve enfeksiyon kapmaması için evde soba ya da kalorifer yakamıyor. Isıtıcı kullanan aileye bir ayda yaklaşık 250 TL fatura geldi. Elektrik faturalarının bu şekilde gelmesi halinde ödeyemeyeceklerini belirten aile,
elektrikleri kesilirse çocuklarının öleceğini ifade etti. Anne Kiraz Özçalkap, hastane maceralarının Diyar’ın 40 günlükken başladığını belirterek, "İlk 40 günlükken ben hastaneye kalça çıkıklığı şüphesiyle götürdüm. Hafif bir öksürük şikayeti de vardı. Bana doktorlar ’bu çocuk nasıl yaşıyor’ diye sordular. Biz fark etmedik ama renginde bir karartı falan varmış. Birçok doktora ve birçok hastaneye gittik. En son Kahramanmaraş’ta bir hastanede boğazı delindi. Çocuğumuzu birkaç aydan beri eve getirdik ve evde
bakıyoruz. Makinelerin kullanımı ile ilgili eğitim aldım" dedi.
Baba Ali Özçalkap ise hastanelerde olmayan cihazların kendilerinde olduğunu belirterek, "Adıyaman Kadın Doğum Hastanesi’nde bulunmayan cihazlar şuan bizim evimizde var. Sağ olsun devletimiz bize bunların hepsini verdi. Ama verene kadar da akla karayı seçtim. Son kar yağışında elektrikler kesilince çocuk fenalaştı ve ben sabah erkenden jeneratör aramaya çıktım. Allah razı olsun bir arkadaştan jeneratör emaneten aldık. Eve geldiğimde 112 ambulansı içersinde görevliler çocuğuma müdahale ediyordu. Odanın
oksijen oranı ve enfeksiyon riskine karşı evde ısıtıcı kullanıyorum. Çünkü çocuğun boğazı delik olduğu için yani enfeksiyon kapma riski yüzde 90 oranındadır. Cihazlar elektrikle çalışıyor. Bana önceden gelen fatura çocuk yokken, en fazla 30 TL iken şuan bir aylık faturam yaklaşık 250 TL’dir. Böyle giderse ben bu faturaları ödeyemem ve elektriğim kesilir" diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Uşak Başkan Yalım’dan sıfır maliyetli festival UŞAK (İHA) – Uşak Belediyesi tarafından hazırlanan Gençlik Festivali, sponsorlar ve alınan destekler ile hiçbir maliyet olmadan yapıldı. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kapsamında Uşak Belediyesi bünyesinde hazırlanan Atapark’ta Gençlik Festivali’nin açılışı yapıldı. Belediye Başkanı Özkan Yalım, 18 Mayıs itibariyle festivalde yer alan sanatçıların, sıfır maliyetle sahne alacaklarını belirtti. Başkan Yalım, sözlerine şöyle devam etti: "Uşak Belediye Başkanı seçilmeden önce nasıl sanatçılara verilen gereksiz paraları eleştirdiysem, şimdi de aynı noktadayım. Değişen hiçbir şey olmadı" Alınan destekler ve sponsorlarla gerçekleştirilen festivalin, belediyeden tek bir lira alınmadan yapıldığına dikkat çeken Başkan Yalım, eleştirenlere de cevap verdi. "Birkaç kişi bizleri eleştirmiş" diye konuşan Başkan Yalım; "Başkan değişti, fikir değişmedi diye sanatçı getirmeye, festival yapmaya devam demişler. Biz festivalleri yapmayacağız, kutlamalara katılmayacağız demedik" diyerek yapılacak olan Tarhana Festivali ile ilgili detayları da paylaştı. "Mayısın ilk haftası meclis ile yaptığımız toplantıda alınan kararla her yıl Temmuz’un üçüncü haftası Tarhana Festivali’ni kutlayarak yerel ürünleri sergileyeceğiz" diyen Yalım, "O festivalde de aynı şekilde yerel sanatçılarımızı sıfır maliyetle, sponsorlarımızla yapacağız. Hem Uşak’ın tanıtımıyla ilgili hem de Uşağın tanıtımıyla gereken çalışmaları yapıyoruz”
Denizli İş güvenliği uzmanları ve iş yeri hekimleri etkin çalışmalı Denizli İş Sağlığı ve Güvenliği Çalışanları Derneği (DİSGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akköse, “İş sağlığı ve güvenliği alanındaki yeterliliğin sağlanması için iş güvenliği uzmanları ile iş yeri hekimleri etkin ve verimli çalışmasına bağlıdır” dedi. DİSGDER 5. Dönem olağan genel kurulu yapıldı. Seçimler sonucunda derneğin 5. çalışma döneminin yönetim kurulu, denetleme kurulu ve federasyon üst kurulunda temsil edecek üyeler seçildi. İSG çalışanlarının başta eğitim olmak üzere mali, yasalar ve uygulamaları, statü, işveren kaynaklı ve cinsiyet ayrımına yönelik sorunlar yaşamakta olduğuna işaret eden Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akköse, “Eğitim konusunda en önemli sıkıntı çalışanlarda İSG kültürünün oluşmamış olmasıdır. Çünkü İSG kültürü oluşmamış bir toplumda hem işverenler hem de çalışanlar eğitimlerin gerekliliği konusunda yeterli bilince sahip değiller. Ancak işyerinde yürütülecek korunma uygulamalarının ilk aşamasını eğitimler oluşturmaktadır. Bu nedenle İSG kültürünün toplumun her kademesinde ve çalışma yaşamında yer alan tüm kişilerde oluşturulabilmesi için ilköğretimden başlayarak ilerleyen kademelerde de devam eden iş sağlığı ve güvenliğine yönelik bir dersin okul müfredatlarına yerleştirilmesi yerinde bir karar olacaktır. İş güvenliği uzmanlarının yaşadığı önemli bir sorun mali kaynaklı olduğudur. İş sağlığı ve güvenliği alanında mevcut uzman sayıları ve bu alanı meslek olarak seçecek yeni mezunlar düşünüldüğünde bu sayının bir hayli fazla olduğu ve iş güvenliği uzmanlığı mesleğinde bir yığılma olacağı aşikârdır. Bu durum uzmanları düşük ücretlerle çalışmaya zorlamakta ve iş güvenliği uzmanlığı mesleğini değersizleşmektedir. Aynı zamanda işsizlik korkusu kişileri çok düşük maaşlarda çalışmaya zorlarken yapılan işlerin de kalitesini düşürmektedir” dedi. “İşveren kaynaklı mali sıkıntıların azalması ve özellikle iş güvenliği uzmanlarının ücretlerinin ödenmesi, ücret dengesizliği ve aşırı çalışma saatlerinin düzenlenmesi için devlet destekli bir yapıya geçilmesi gerekmektedir” diyen Akköse, şöyle konuştu: “İş güvenliği uzmanları, yaşanan iş kazalarında savcılar açısından tek sorumlu olarak görülüp gözaltı/denetimli serbestlik gibi süreçlerle yüz yüze kalmaktadır. Uzmanların iş güvencesi konusunda sorunlarla karşılaştığını ve görevlerini eksiksiz yapabilmeleri için ekstra iş güvencesinin gerekliliği vardır. Yasalardaki ertelemeler, çalışan sayılarına bağlı dakika uygulamaları, uzmanların yetkilerinin sınırlılığı, kazalarda öncelikli uzmanın sorumlu tutulması, uzmana karşı yasal yaptırımların fazla olması, denetimlerin azlığı konularına ağırlık verilerek yaşanan sıkıntıların giderilmesi adına bir an önce yeni yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Ülkemiz açısından iş sağlığı ve güvenliği alanında önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Ancak bu gelişmeler olumlu olmakla birlikte yeterli değildir. Bu yeterliliğin sağlanması da iş güvenliği uzmanları ile iş yeri hekimleri etkin ve verimli çalışmasına bağlıdır. Uzman ve hekimlerin kendilerinden beklenen bu verimliliği gerçekleştirebilmeleri yaşadıkları sorunların en aza indirilmesi ile mümkün olabilecektir”