YEREL HABERLER - 27 Mart 2012 Salı 16:06

ŞAİR BAHATTİN KARAKOÇ TUT İLÇESİNDE

A
A
A
ŞAİR BAHATTİN KARAKOÇ TUT İLÇESİNDE

48. Kütüphane Haftası nedeniyle Türk şiirinin çınarı olarak bilinen Bahattin Karakoç, Adıyaman`ın Tut ilçesine gelerek, burada düzenlenen etkinliklere katıldı.
Tut ilçesinin meydanında gerçekleştirilen Kütüphane Haftası etkinliği renkli görüntülere sahne oldu. Türk Şiirinin Duayeni Bahattin Karakoç ve Şair ve Fotoğraf Sanatçısı Yasin Mortaş`ın onur konuğu olduğu etkinliklere Kaymakamı Ramazan Kendüzler, İlçe Garnizon Komutanı Yüzbaşı Cengiz Şahin, Belediye Başkan Vekili Cemil Topçu, daire amirleri, il genel meclis üyeleri, öğretmenler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. Program kapsamında ilk olarak 30 dakikalık kitap okuma etkinliği gerçekleştirildi. Katılımın
yoğun olduğu bu etkinliğin ardından kutlama programına geçildi. Kutlama programında Kütüphane görevlisi Kadir Yılmaz günün anlam ve önemini belirten konuşmasını yaparak, kitapların toplumun düşüncel güneşi olduğunu vurguladı.
Kaymakam Ramazan Kendüzler ise, "Şuan gölgesinde oturduğumuz İlçemizin sembolü olan 500 yıllık çınar ağacı nasıl ki geçmiş ile şu an arasında tarihsel olarak bir bağ kuruyorsa geçmişin fikirlerini, düşüncelerini, deneyimlerini günümüze taşıyan, geçmiş ile günümüz arasında kültürel bir bağ kuran en önemli araçta kitaplardı. Bir ülkenin kalkınmışlık oranı o ülkenin kitap okuma oranıyla doğru orantılıdır. Kitap okumanın yanı sıra, kitaplardan edindiğimiz bilgi, beceri ve deneyimleri günlük hayatımızda yeri
ve zamanı geldiğinde kullanabilmeliyiz. Kitaplardan en iyi şekilde yararlanabileceğimiz yer olan ilçe kütüphanemiz, Belediyemizin katkılarıyla halkımız için daha kullanışlı, tertipli ve düzenli bir hale getirildi. Burada bulunan görevli arkadaşlarımızla beraber kütüphanemiz ilçe halkımıza bundan sonra daha iyi hizmet edecektir. Tüm ilçe halkımızı kütüphanemizi kullanmasını ve bol bol kitap okumasını tavsiye ediyorum" dedi. Kaymakam Kendüzler konuşmasından sonra Bahattin Karakoç`un `Ihlamurlar Çiçek Açtığı
Zaman` adlı şiirini okuyarak sonlandırdı.Bahattin Karakoç ise burada yaptığı konuşmada hayatı boyunca hiçbir zaman okumayı ihmal etmediğini, okumaktan bundan büyük keyif aldığını belirtti. Karakoç, "Burada çocukların ellerinde kitapları görmekten çok mutlu oldum, okumak sizlerin köşe taşlarınız, geleceğiniz, sizin alın yazınız. Okumayla hiç bir şey kaybetmezsiniz ama çok şey kazanırsınız" dedi. Kaymakam Kendüzler, tarafından daha sonra onur konuklarına teşriflerinden dolayı teşekkür plaketi verdi. Kutlama
Programı İlçemizde en çok kitap okuyan İlçe Mal Müdürü Vedat Akıllı ve öğrencilere hediyeleri verildi. Programın akabinde konuklar ve öğrenciler İlçe Halk kütüphanesindeki hareket ettiler. İlçe Halk kütüphanesini inceleyen Şair Bahattin Karakoç, kütüphaneyi çok beğendiğini belirterek buraya kitaplarından göndereceği sözünü verdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman Depremde yaşadıklarını unutmak için sanata yöneldi Adıyaman’da 6 Şubat depremlerinde evi yıkılan ve çok sayıda akrabasını kaybeden 3 çocuk annesi Nazan Taştan Yapıcı, öğretmenlik mesleğini bırakarak seramik ustası oldu. Asrın felaketinden önce özel okulda ve kurs merkezinde öğretmenlik yapan Nazan Taştan Yapıcı, depremde evi yıkılınca ailesiyle Mersin’e yerleşti. Bir yıl Mersin’de yaşadıktan sonra tekrar memleketi Adıyaman’a dönen Yapıcı, öğretmenlik yerine seramik ve çini sanatına yöneldi. Depremin acılarını unutmak için başlarda terapi amaçlı başladığı seramik ve çini sanatında ustalaşan Yapıcı, öğretmenlik mesleğini bırakarak atölye kurdu. Kendi elleriyle yaptığı eserlere şekil veren ve bunları vitrin ve raflara dizerek satışını yapan Yapıcı, bir taraftan da başka kadınlara bu sanatı öğretmeye başladı. Çocuk ve eğitim üzerine kitap da yazan Nazan Taştan Yapıcı’nın hayatı depremden sonra değişti. Öğretmenliği bırakıp sanata yönlendiğini söylendiğini söyleyen Nazan Taştan Yapıcı, "Deprem sürecinde öğretmenlik mesleğini icra ediyordum. Depremden sonra hepimizin bir çıkış yolu araması gibi Mersin’e gittik. Bir yıl oraya yerleştik. Çocuklarım vardı. Sonra bir yıldan sonra memlekete dönmek zorunda kaldık. Sonra dönünce seramik sanatıyla, çini sanatıyla, öğretmenlik mesleği arasında gidip geldim. Hatta bir sürede devam ettim öğretmenliğe. Ancak sonrasında sanatın daha ağır bastığını gördüm. Çünkü belki depremden sonra yaşadığım tramvaydı, o acılarla o üzüntülerle inanılmaz derece ruhumu rehabilite ediyordu. Bana çok iyi geliyordu çini ve seramikle uğraşmak. Ve neden olmasın ki dedim? Başkaları da neden faydalanmasın? Başkaları da neden iyi gelmesin? Bana iyi geldiyse başkalarına da iyi gelebilir diye düşündüm. Bunu bir mesleğe dönüştürmeye karar verdim. Hali hazırda zaten gerekli eğitimleri almıştım. Ondan sonra işyeri açma kararı aldım. Çevremdeki insanların desteğiyle beraber. Sonra işyerini açtıktan sonra böyle güzel bir konseptimiz oldu. İnsanlar gelip burada isterlerse çini ve seramik yapabiliyorlar. Yardım isterlerse yardımcıda olabiliyorum veya ürün satın alıp götürebiliyorlar. Bende hem gelenlere yardımcı oluyorum, hem ürün yapıp satışını yapıyorum" dedi. Zozan Tümüç isimli vatandaş, "Sanatıyla da buluşturduğu eserleri görmek, böyle tanımak, iç detayını öğrenmek böyle bana çok şey kattı açıkçası. Buraya geldikten sonra bir çalışma yaptım. Bir bardak boyama yaptım. Bir de kendimce bir sevgi tabağı hazırladım. Kendi el emeğimle. Kendisi bu süreçte bana yardımcı oldu. Açıkçası çok keyif aldım. Tekrar da gelip yapmayı istiyorum. Fırsat buldukça ilk geldiğim yer açıkçası burası" diye konuştu.