POLİTİKA - 15 Kasım 2025 Cumartesi 18:31

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "350 bin 178 bağımsız bölümün anahtarlarını hak sahibi kardeşlerimize takdim etmiş oluyoruz"

A
A
A

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adıyaman’da düzenlenen 350 bininci deprem konutu anahtar teslimi töreninde yaptığı konuşmada, "11 ilimizde toplam 350 bin 178 bağımsız bölümün anahtarlarını hak sahibi kardeşlerimize takdim etmiş oluyoruz" dedi.

350 bininci konutun anahtar teslim töreni için Adıyaman’a gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan burada açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sevgili Adıyamanlılar, her karışı tarih her adımı sabırla dolu Adıyaman’ı selamlıyorum. Adıyaman’ın her bir köşesindeki kardeşlerime muhabbetimi gönderiyorum. Bizleri takip eden vatandaşlarıma sevgilerimi gönderiyorum. Bugün sizlerle bir aradayız. Adıyaman’a geldiğimiz andan itibaren bizleri bağrınıza bastığınız için teşekkür ediyorum. Rabbim muhabbetimizi daim eylesin. Sizin bir kardeşiniz olmaktan şeref duydum. Bugüne kadar bizde sizin bu teveccühünüze halel getirmedik. Size mahcup olmadık. Gençler bizim millete ülkeye ve Adıyaman’a hizmet etmekten başka bir gayemiz yok. Şunu tüm samimiyetimle biz yaraları sarmanın derdindeyiz biz ülkeye ve millete eser kazandırmanın peşindeyiz. Bugün Adıyaman’da devletimizin gücüyle milletimizin dayanışmasının nasıl tek yürek haline geldiğine tanıklık ediyoruz. 11 ilimizde yapımını tamamladığımız 350 bininci yuvamızın tesliminin gururunu yaşıyoruz. Adıyaman bu coğrafyanın hem iradesi hem de direncidir. Adıyaman kardeşliğin, vefanın ve dirilişin şehirleşmiş halidir. 6 Şubat’ta Adıyaman çok büyük bir acı ve yıkım yaşadı. Adıyaman’la birlikte 11 ilimiz zarar gördü. Deprem şehitlerine Allahtan rahmet diliyorum. Dünyada çok az milletin taşıyabileceği yükün altından kalktık" dedi.

"Sandıklar kapandı, seçim bitti bunlarında deprem bölgesiyle işi bitti"

"Bu süreçte herkes iyi bir sınav veremedi. Millet burada can derdindeyken siyasi rant hesabı yapan vicdansızlar çıktı" ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Devletimiz tüm imkanlarını seferber etmişken yüreği yaralı depremzedelerimiz devletimize karşı kışkırtanlar oldu. Oy tercihi dolayısıyla depremzedelerimizin kapı dışarı atıldığı, aşağılandığı horlandığı sahnelere şahitlik ettik. Seçimlerden önce bol bol fotoğraf çektirip bir daha yolları buralara hiç düşmeyen deprem turistlerini gördük. Bedava ev sözü verip daha sonra kulaklarının üzerinde yatan yalancılarla karşılaştık. Lafa gelince mangalda kül bırakmayanların, medyada ve sosyal medyada hükümet düşmanlığı yapanları, meydanlardan bol keseden atanları şimdi ne gören var ne duyan var. Sandıklar kapandı, seçim bitti bunların da deprem bölgesiyle işi bitti. Biz ise, deprem bölgesi ve depremzedeleri bir an olsun yalnız bırakmadık. Buradaki çalışmalardan elimizi çekmedik. Sizlerin talep ve beklentilerinize kulaklarımızı hiçbir zaman tıkamadık" şeklinde konuştu.

"Anka kuşu misali milletçe küllerimizden yeniden doğduk"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sadece enkazları kaldırmadık çok daha önemlisi Anka kuşu misali milletçe küllerimizden yeniden doğduk. Bir yandan kardeşlerimizi yeni evlerine kavuşturuyor. Diğer yandan depremden etkilenen tüm şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırıyoruz. Eylül ayında Malatya’da 304 bininci konutumuzun anahtarlarını teslim etmiştik. Bugün de söz verdiğimiz gibi konutlarımızın yüzde 78’ini tamamladığımız 350 bininci yuvamızın anahtarını Adıyaman’ımızda teslim ediyoruz. Depremin üzerinden geçen 2 yılda sadece Adıyaman’da 38 bin 157 konut ve işyerini teslim ettik. Türkiye’nin en büyük 2. şantiye alanını Adıyaman’ımızda kurduk. İndere’de 5 milyon metrekarelik devasa alanda 16 bin yuvamızı tamamlayarak 100 bine yakın vatandaşımızı içinde güvenle huzurla yaşayacakları konutlarıyla inşallah buluşturacağız. Bugün Adıyaman ile birlikte Malatya’mızda 21 bin 760, Hatay’ımızda 11 bin 320, Kahramanmaraş’ımızda 6 bin 523, Gaziantep’imizde 3 bin 834, Şanlıurfa’mızda 644, Elazığ’mızda 354, Osmaniye’mizde 214, Tuncel’imizde 97, Sivas’ımızda 79, Bingöl’ümüzde 62, Diyarbakır’ımızda 50, Kayseri’mizde 15, Adana’mızda 14 olmak üzere toplam 45 bin 342 yuvamızı daha teslim ediyoruz. Böylece toplam 350 bin 178 bağımsız bölümün anahtarlarını hak sahibi kardeşlerimize takdim etmiş oluyoruz. Bugün deprem konutları ve iş yerleri ile birlikte ayrıca Gençlik ve Spor Bakanlığımızın 10 projesini, İçişleri Bakanlığımızın 11 projesini, Milli Eğitim Bakanlığımızın 99 okul yatırımını resmen hizmete veriyoruz. Yılsonunda Adıyaman’ımızda 40 bin 993 konut ve 2 bin 580 işyeri olmak üzere toplam 43 bin 573 konut ve işyerini deprem bölgemizin tamamında ise 453 bin bağımsız bölümü teslim etmeyi hedefliyoruz. Depremde hasar gören 235 kilometre uzunluğundaki Malatya, gölbaşı, narlı, Nurdağı demiryolu hattını 15 Eylülde yeniden kullanıma açtık. 93 kilometre uzunluğundaki gölbaşı Adıyaman-Kahta hızlı demiryolunun proje çalışmaları sona erdi. Bu önemli proje hayata geçtiğinde Adıyaman’ımız inşallah hızlı trenin sürat ve konforuyla buluşmuş olacak" dedi.

"Yalan makinası mı, ana muhalefetin Genel başkanı mı ayıra bilene helal olsun"

"Biz eserlerimiz ve hizmetlerimizle konuşuyoruz. Bizim boş işlerle boş tartışmalarla kaybedecek tek bir saniyemiz yok. Millete ve memlekete hiçbir hayrı dokunmayan sahte ve sanal gündemler bizim umurumuzda bile değil" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Ana muhalefetin başındaki zat günlerdir hem çok çirkin ifadelerle bizi yargı mensuplarımızı ve yolsuzluk iddialarının üzerine giden herkesi hedef alıyor. Muhalif kimliğiyle öne çıkan gazetecileri sırf hoşlarına giden cümle kurmadılar diye milletin kesesinden besledikleri trol ordularına linç ettiriyor. Son seçimde beraber kapı kapı gezdikleri kazanırsak Türkiye’yi uyum içinde yöneteceğiz dedikleri eski ittifak ortakları bile bunların öfkesinden kurtulamıyor. Öyle bir faşizm ki, aykırı tek bir söze, fikre, görüşe tahammülü yok. Sözlerine bakıyorsunuz ne nezaket ne derinlik nede tutarlılık var. Hallerine bakıyorsunuz oturduğu koltuğa yakışmayan bir duruş var. Her gün bir yalanı ortaya çıkıyor, her gün çark ediyor. Sürekli geri vitese takıyor. Yalan makinası mı, ana muhalefetin genel başkanı mı ayırabilene helal olsun. Bunu söyleyince beyefendiler hemen rahatsız oluyor. Bir partinin genel başkanına o üslup o dil o hakaretler hiç yakışıyor mu? Bu ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanı sokak ağzıyla siyaset yapar mı? Sizler de mecburen bu rezil üsluba maruz kalıyorsunuz. Oradan oraya sürüklediği CHP’li vatandaşlarımıza her gün konuşuyor. Elinden mikrofon eksik olmuyor. Ne dediğini anlayabilen var mı? Ne demek istediğini çözebilen var mı? Yolsuzlukları savunmak dışında yaptığı bir iş var mı? Şimdiye kadar milletin ve memleketin faydasına kurduğu bir cümle var mı? Suç örgütü yakayı ele verdiğinden bu yana çıkıyor her gün yargı mensuplarına hakaret ediyor. Sabah akşam birilerini tehdit ediyor. Allah aşkına yargıyı siyasallaştırmanın hukuki davaları güncel siyasete meze etmenin milletin kesesinden zenginleşenler haricinde kime ne faydası olacak. CHP Genel Başkanının dürüstlükten ve siyasi olgunluktan uzak bu üslubu en fazla CHP’li vatandaşlarımızı rencide ediyor. Gazi Mustafa Kemal’in partisinin düşürüldüğü bu kötü durumdan bizim kadar onlar da rahatsız. Anlaşılan onlar bu zatın işbilmezliğinden yılmışlar bıkmışlar, usanmışlar. Nereden baksanız hayal kırıklığı oluşturan zavallı zayıf bir karekterle karşı karşıyayız. Sınırlarımızın ötesinde bu kadar karışıklık varken, milletimiz bizden çözüm beklerken, biz bu zatın söyledikleriyle ilgilenmiyoruz. Bu zatın milletin milyarlarca lirasını hiç eden talan eden başında bulundukları belediyeleri arpalığa çeviren şebekeyi aklama çabalarıyla ilgilenmiyoruz. Bu şahsın artık iyice gençlerin eğlencesi haline dönüşen garip komik ve zavallı halleriyle ilgilenmiyoruz."

"Dakikada 3, saatte 23, günde 550 yeni konut yapıyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz sadece işimize bakıyoruz. Biz lafla değil, eserle konuşan bir anlayışın sahibiyiz. Ana muhalefetle aramızdaki zihniyet farkını görmek için şu rakamlar bile yeterlidir. Bugün deprem bölgemizdeki 11 ilimizde 174 ayrı alanda 3 bin 481 şantiyede 200 bin mimar, mühendis ve işçi kardeşimiz 7 gün 24 saat esasıyla çalışıyor. Dakikada 3 saatte 23 günde 550 yeni konut yapıyoruz. İnsanımızın hayatına dokunan şehirlerimizin çehresini değiştiren projelerle yol alıyoruz. Geçtiğimiz günlerde 500 bin sosyal konut projemizi ilan ettik. 10 Kasım’da da başvurular başladı. Milletimiz projeye çok yoğun ilgi gösteriyor. Kampanyamız kapsamında Adıyaman’ımıza da 5 bin sosyal konut yapacağız. Merkezde, Besni’de Çelikhan’da Gerger’de Gölbaşı’nda Kahta’da Samsat’ta Tut’ta yerlerimizi belirledik. Başvurular bittikten sonra temelleri atacak evlerimizi hızla teslim edeceğiz. Evlerinin anahtarlarını almaya hak kazanan vatandaşlarımızı tebrik ediyorum. Bu eserlerimizin yapımında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu.

"Önümüzdeki ay evine kavuşmayan tek bir depremzede kalmayacak"

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum da, "Devletimiz ilk andan itibaren afetzedeler için seferber oldu. Şehirlerimizi hep beraber ayağa kaldırdık. Bugün 350 bin huzura dönüştü. Durmayacağız, önümüzdeki ay evine kavuşmayan tek bir depremzede kalmayacak. Dünyada hiçbir ülke bu büyüklükte afette bu kadar kısa sürede bunları yapamazdı. 453 bin yuvamızı kardeşlerimize teslim edeceğiz. Bu eserler cumhurbaşkanımızın vizyonudur, kararlılığıdır. Bir yandan deprem konutları inşa ederken diğer yandan 500 bin dar gelirli vatandaşlarımıza yeni yuvalar inşa ediyoruz. ‘Devlet nerede’ diyorlar. Bizde diyoruz ki, ‘işte devlet burada’ devletimiz 350 bin konutu bitirdi. Biz bunun gururunu yaşıyoruz. Asil milletimiz depremzede kardeşimiz için bir an bile durmayacağız. 11 ilimizi ayağa kaldıracağız" diye konuştu.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ise, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde tam 300 milyar dolarlık ulaşım yatırımı yaptıklarını belirtti.

Cihan Kizir - Fatma Altınbaş - Eray Özbudak - Uğur Dönek

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Yumaklı: "Tarım alanlarımızın yüzde 40’ını oluşturan 468 büyük ovayı tarımsal sit alanı ilan ettik" Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, "Tarım alanlarımızın yüzde 40’ını oluşturan 468 büyük ovayı tarımsal sit alanı ilan ettik" dedi. Bakan Yumaklı, TBMM Genel Kurulu’nda Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2025 yılına ilişkin faaliyetleri ve 2026 yılı bütçe teklifine ilişkin sunum yaptı. Suyun her alanda etkin kullanımı ve su verimliliği bilincinin artırılması için su verimliliği seferberliği’ni hayata geçirdiklerini dile getiren Yumaklı, "Diğer yandan, 2025-2035 dönemini kapsayan Ulusal Su Planı’nı hazırladık. Bu planın uygulanmasıyla; su kaynaklarımızın korunmasını, verimli kullanımını ve sürdürülebilir yönetimini amaçlıyoruz. Sulama sistemlerinin modernizasyonu, Ürün deseni değişikliği, yeraltı suyu kontrolü ve havzalar arası su transferleri gibi tedbirler konusunda çalışıyoruz. Kuraklık riski altındaki göllerimizi kurtarmak için de eylem planları hazırladık. Eğirdir Gölü Su Eylem Planı’nı kamuoyuyla paylaştık. Akşehir, Eber, Bafa, Beyşehir, Burdur, İznik, Seyfe ve Sapanca gölleri için de benzer eylem planlarını 2026 yılında uygulamaya başlayacağız. Kuraklık tahmini ve erken uyarı sistemi kapsamında, sektörel su tahsis modelini önümüzdeki yıl kuracağız. Ayrıca Tarımsal Kuraklıkla Mücadele Stratejisi Eylem Planı’nı hayata geçirdik. Kurakçıl peyzaj uygulama alanlarını da belirledik. Bu yöntemle yüzde 80’e varan oranda su tasarrufu sağlayacağız" şeklinde konuştu. "Tarım alanlarımızın yüzde 40’ını oluşturan 468 büyük ovayı tarımsal sit alanı ilan ettik" Üreticiyi korumak ve üretimde öngörülebilirliği sağlamak amacıyla üretim planlaması ve yeni destekleme modelini hayata geçirdiklerini ifade eden Yumaklı, "Ayrıca tarımsal kredileri, hibe programlarını, tarım sigortalarını ve kırsal kalkınma desteklerini üretim planlamasına entegre ettik. Bitkisel üretim planlamasını, 2024 yılının Eylül ayında, 13 stratejik ürün ve yem bitkilerinde uygulamaya başladık.Planlamanın kapsamını genişleterek, üçer yıllık dönemler halinde güncelleyeceğiz. Üretim planlamasıyla uyumlu yeni destekleme modeliyle de temel, planlama ve üretimi geliştirme destekleri veriyoruz. Bu kapsamda, üreticilerimize mazot maliyetinin ortalama yüzde 50’si, gübre maliyetinin ise ortalama yüzde 25’i kadar temel destek veriyoruz. Planlama kapsamındaki ürünlerde, mazot maliyetinin tamamını, gübre maliyetinin yarısını; su kısıtı olan ilçelerde ise mazot ve gübre maliyetinin tamamını karşılıyoruz. Su ihtiyacı yüksek ürünleri, su sıkıntısı yaşayan havzalardan, daha elverişli bölgelere, ilave desteklerle yönlendiriyoruz. Tarım alanlarımızın yüzde 40’ını oluşturan 468 büyük ovayı tarımsal sit alanı ilan ettik. Hedefimiz bu sayıyı 500’e çıkarmak" diye konuştu. "Genç ve kadın üreticilerimize 3,3 milyar lira destek ödemesi gerçekleştirdik" Şubat 2024’te 5 yıllık hayvancılık yol haritasını açıkladıklarını hatırlatan Yumaklı, "Üretim, kalite ve verimliliği artırmayı hedeflediğimiz bu haritamızı adım adım uyguluyoruz. Meyvelerini de almaya başladık. Su potansiyeli, mera varlığı, işletme kapasiteleri ve hastalık riskleri gibi kriterleri dikkate alarak, hayvansal üretim planlamasını hayata geçirdik. Besi, süt ve kanatlı yetiştiriciliği bölgelerini belirledik. Hayvancılıkta sağladığımız destekleri, hayvansal üretim planlamasıyla uyumlu bir çerçevede yeniden düzenledik. Yetiştiricilerimize temel, yönlendirici ve verimlilik destekleri veriyoruz. Kadın ve genç üreticilerimize ek destekler sağlıyoruz. Hayvansal üretimde ilk defa aile işletmelerine, genç ve kadın üreticilerimize 3,3 milyar lira destek ödemesi gerçekleştirdik. Verimlilik kriterlerine göre de 2,8 milyar lira destek verdik.Kırmızı et üretimini artırmak, aynı zamanda kırsaldaki aile işletmelerini güçlendirmek için Kırsalda Bereket Hayvancılığa Destek Projesini başlattık. Tarımda üreticilerin yaş ortalaması dünyada 60 sınırına dayandı. Bu, Amerika Birleşik Devletleri’nde 58, Avrupa Birliği’nde ve ülkemizde ise 57’dir. Bu nedenle gençleri ve kadınları tarımsal üretime yönlendiriyor ve kırsal kalkınmayı güçlendirecek politikalar uyguluyoruz" dedi. "41’i Bakanlığımıza ait olmak üzere toplam 138 gıda kontrol laboratuvarında yılda 22 milyon analiz yapılıyor" Gıda işletmelerine yıllık ortalama 1.3 milyon denetim gerçekleştirdiklerini söyleyen Yumaklı, "Denetim, kontrol ve analiz faaliyetlerimizi, uluslararası kabul görmüş metotlarla yürütüyoruz. Bu amaçla, 41’i Bakanlığımıza ait olmak üzere toplam 138 gıda kontrol laboratuvarında yılda 22 milyon analiz yapılıyor. Buradan bir kez daha altını çizerek söylüyorum. Gıda güvenilirliği bizim kırmızı çizgimizdir. Sağlığı riske atan gıdaları üreten ve satanlar hakkında suç duyurusunda bulunuyor, gerekli yaptırımları uyguluyoruz. Kurallara uymayanlara bu yıl 2,3 milyar lira para cezası uyguladık. Vatandaşımızın sağlığıyla oynayanları; taklit veya tağşişe konu ürün ve işletmeleri, hiçbir taviz vermeden ifşa ediyoruz. Ayrıca, gıda satış noktaları ve toplu tüketim yerlerine, en son ne zaman denetim yapıldığı bilgisine vatandaşlarımızın kolayca ulaşabilmeleri için Karekod Uygulamasını zorunlu hale getirdik. Hasat öncesinde bağ, bahçe, tarla, sera gibi üretim alanlarında; hasat sonrasında ise toptan ve perakende satış noktalarında pestisit kalıntı denetimleri gerçekleştiriyoruz. Yasaklı pestisit kullanımının tespit edilmesi durumunda ürünleri imha ediyoruz. 2025 yılında 2,5 milyon ton taze meyve ve sebze ihracatı gerçekleşmiş ve bunun binde biri gibi bir miktarı geri dönmüştür. Geri dönen ürünler mevzuata uygun değilse, ülkemize girişine izin vermiyoruz" ifadelerini kullandı. "Üreticilerimize zirai don ve kuraklık kaynaklı zararlar için 49 milyar lira ödeme yaptık" Türkiye’nin tarımsal üretim alanı bakımından, 74 milyar dolarlık hasılayla, Avrupa’nın birinci, dünyanın 7’nci büyük tarım ekonomisi olduğunun bilgisini veren Yumaklı, "Tarım sektörümüz, son 22 yılın 18’inde büyüme kaydetmiştir. 2024 yılında ise yüzde 5,1’lik büyümeyle ülke ekonomisinin üzerinde bir performans sergilemiştir. 2025 yılının üçüncü çeyreğinde ise, hayvancılık, ormancılık ve balıkçılık faaliyetlerinde büyüme yaşanmıştır. Ancak sektörde baskın bir paya sahip olan bitkisel üretimin, olağanüstü iklim koşullarından etkilenmesi nedeniyle, genel tarım sektörü dönemsel olarak daralmıştır. Bu durum, sektörün yapısal kapasitesinden kaynaklı olmayıp, iklimsel olağanüstü koşulların etkisiyle oluşmuştur. 2025 yılı üretim sezonunu bir önceki yılla kıyasladığımızda; üretici sayımızda yüzde 2 artış, ekilen arazilerde ise yüzde 3 artış yaşanmıştır. Girdi miktarlarında herhangi bir azalış olmamıştır. Dolayısıyla bu konu sadece bitkisel üretimde ve ârızîdir. Üreticilerimize zirai don ve kuraklık kaynaklı zararlar için 49 milyar lira ödeme yaptık. Türkiye tarım sektörü, güçlü üretim altyapısı, geniş ürün deseni ve sağlam tedarik zinciri sayesinde, söz konusu dönemsel kayıpları hızla telafi edecek güçtedir. Diğer taraftan tarım ve gıda ürünleri ticaretimizi, küresel ekonomik ve jeopolitik zorluklara rağmen geliştirmeye devam ediyoruz" dedi.
Samsun OKA’dan Samsun’da kalkınma odaklı toplantı: 2026 destek programları görüşüldü Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı’nın (OKA) Samsun’daki toplantısında teknopark projesinden yeşil dönüşüme, kadın girişimciliğinden 2026 destek programlarına kadar bölgenin kalkınma gündemindeki başlıklar ele alındı. Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı’nın (OKA) 2025 yılının son Yönetim Kurulu Toplantısı, Samsun’un ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Samsun Valisi Orhan Tavlı’nın başkanlığında yapılan toplantıda, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan Sanayi Master Planı’nın ilk fazında yer alan Samsun-Mersin Sanayi Koridoru hedefleriyle uyumlu şekilde yürütülen "Samsun Merkezli Bölgesel Teknopark Projesi" ele alındı. Proje kapsamında mevzuat, yönetim yapısı, ortak kurumlar ve finansal kaynaklara yönelik araştırmaların yapılması, ön fizibilite çalışmalarına başlanması ve sürecin OKA Genel Sekreterliği tarafından koordine edilmesi kararlaştırıldı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü ile Dünya Bankası desteğiyle uygulama süreci başlayan Sosyal Kapsayıcı Yeşil Geçiş Projesi ve Orta Karadeniz’de Yeşil Dönüşüm Hızlandırıcı Hibe Desteği Programı’nda başarılı olan projeler değerlendirildi. Ayrıca, 2026 yılında uygulanması planlanan Geri Ödemeli Finansman Desteği Programı’nın öncelikleri, bütçesi ve başvuru koşulları görüşüldü. Toplantıda, Yerel Kalkınma Hamlesi Programı 2025 Yılı Çağrısı kapsamında bölgede ilan edilen 16 yatırım başlığına yönelik başvuru yapan 35 işletmenin durumu ele alınırken, 2026 yılı çağrısı için Yatırım Destek Ofisleri tarafından önerilen yeni yatırım başlıkları değerlendirildi. Ajansın mali ve teknik destek programları kapsamında devam eden projeler gözden geçirilerek, 2025 yılı Fizibilite Programı çerçevesinde katma değerli üretim ve turizm temalarında yapılan başvurular karara bağlandı. Bunun yanı sıra, 2025 yılı İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması (SEGE) sonuçları hakkında istişarelerde bulunuldu. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı tarafından yürütülen Türkiye Siber Vatan Programı’nın 2026 dönemi kapsamında planlanan eğitim faaliyetlerinin genel çerçevesi hakkında da kurul üyelerine bilgi verildi. Toplantıda ayrıca, 2024 ve 2025 yıllarında kadın istihdamı ve kadın girişimciliği alanında yürüttüğü çalışmalarla en başarılı kalkınma ajansları arasında yer alan OKA’nın faaliyetleri ele alındı. 2026 yılında Emine Erdoğan’ın himayelerinde yürütülen Anadoludakiler Projesi kapsamında belirlenen "Yöresel Ürünlerin Ticarileştirilmesi" teması doğrultusunda, bölgenin yöresel ürünlerinin ulusal ve uluslararası pazarlarda ticarileştirilmesine yönelik yapılacak çalışmalar da istişare edildi. Tolantıya ayrıca Amasya Valisi Önder Bakan, Çorum Valisi Ali Çalgan, Tokat Valisi Abdullah Köklü, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, Amasya Belediye Başkanı Av. Turgay Sevindi, Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın, Tokat Belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu, Amasya İl Genel Meclisi Başkanı Zeki Eraslan, Tokat İl Genel Meclisi Başkanı Ali İhsan Gürel, Amasya TSO Başkanı Murat Kırlangıç, Tokat TSO Başkanı Fatih Gökdere ve OKA Genel Sekreteri Mehlika Dicle katıldı.