GÜNDEM - 11 Aralık 2025 Perşembe 14:28

Müdür Bilici, ÇATOM’da incelemelerde bulundu

A
A
A
Müdür Bilici, ÇATOM’da incelemelerde bulundu

Adıyaman Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Hasan Bilici, Çok Amaçlı Toplum Merkezi’ni (ÇATOM) ziyaret ederek kursiyerler ve merkezde bulunan çocuklarla bir araya geldi.


Ziyarette yürütülen faaliyetleri yerinde inceleyen İl Müdürü Bilici, merkezde devam eden eğitim, sosyal destek ve çocuklara yönelik çalışmalar hakkında yetkililerden detaylı bilgi aldı. Kursiyerlerle sohbet eden Bilici, kadınların mesleki beceri kazanmasına katkı sağlayan kursların önemine dikkat çekti.


Bilici, merkezin çocuklara sunulan güvenli ortamıyla eğitim ve gelişim süreçlerine destek verdiğini belirterek, ÇATOM’ların sosyal yaşamı güçlendirmedeki rolünü vurguladı. Ziyaret, merkez çalışanları ve kursiyerlerle hatıra fotoğrafı çekilmesiyle tamamlandı.



Müdür Bilici, ÇATOM’da incelemelerde bulundu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan: "(Asgari ücret) "Komisyon çalışmalarında işverenleri temsilen yer alan TİSK heyetinden ellerini taşın altına koymalarını bekliyorum" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından gerçekleştirilecek olan çalışmalarda işverenleri temsilen yer alan Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) heyetinden ellerini taşın altına koymalarını beklediğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ATO Congresium’da gerçekleştirilen Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) 29. Olağan Genel Kurulu’na katıldı. Burada konuşan Erdoğan, kurulun, Türkiye, Türk milleti, işverenler ve çalışma hayatının tüm paydaşları için hayırlara vesile olmasını, kurulda alınacak kararlarla belirlenecek yol haritasının işçi, işveren ve sendikasıyla iş dünyasının tamamı için faydalı sonuçlar getirmesini canı gönülden temenni ettiğini söyledi. TİSK camiasının 2,3 milyon çalışanıyla tam 63 yıldır güçlü ve kurumsal bir varlık gösterdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "‘Birlikte mümkün’ anlayışıyla çalışmalarını sürdüren TİSK ailesi ülkemizin gayrisafi yurt içi hasılasına 200 milyar dolar, ihracatına ise 100 milyar doların üstünde çok önemli katkılar sunuyor. Türkiye’nin en büyük 5 yüz sanayi kuruluşunun yer aldığı ISO-500’deki ilk 10 işletmemizin 7 TİSK camiası içerisindedir. İhracatımızın neredeyse yarısı TİSK bünyesindeki işletmeler tarafından gerçekleştiriliyor. Ayrıca TİSK, 40’ın üzerinde ulusal 10’u aşkın uluslararası platformda işverenlerimizi başarıyla temsil ediyor" ifadelerini kullandı. "Dünya değişirken işletmelerimizin ve işverenlerimizin bu yeni gerçekliğe uyum sağlamasa kritik önemlidir" TİSK’in icraat odaklı ve gerçekçi bir yaklaşımla hareket ettiğini memnuniyetle müşahede ettiklerini söyleyen Erdoğan, "Dünya değişirken, küreselleşme tüm hızıyla devam ederken, teknoloji baş döndürücü bir şekilde ilerlerken işletmelerimizin ve işverenlerimizin bu yeni gerçekliğe uyum sağlaması kritik önemdedir. Bu anlamda planlamadan seri üretime, istihdam politikasından proje uygulama süreçlerine, ihracat stratejilerinden dijital dönüşüme, reel sektörün tüm aktörlerinin yeni şartlara hızla adapte olması büyüme ve kalkınmanın yanı sıra küresel rekabette de elimizi güçlendiren ekonomimize dinamizm katan önemli faktörlerdir" açıklamasında bulundu. Erdoğan, üç dönemdir refah ve istikrarı tehdit eden sımalarla mücadelede TİSK’in Türk milleti ve devletinin yanında olduğunu açık ve net bir şekilde gösterdiğini belirterek, "Dışarıdan aldıkları talimatlarla siyaset ve toplum mühendisliğine soyunan, vesayete vefa borcunu ödemeye çalışan kimi oluşumların aksine TİSK, kritik dönemeçlerde yerli ve milli bir duruş sergilemiştir" şeklinde konuştu. "İşçi ve işveren arasındaki ilişkilerin adil, sürdürülebilir ve hakkaniyetli olması bizim için vazgeçilmezdir" İşçi ve işveren arasındaki ilişkilerin adil, sürdürülebilir ve hakkaniyetli olmasının kendileri için vazgeçilmez olduğunu aktaran Erdoğan, "Bu ilişki sağlıklı bir zemine oturtulmadığında Allah muhafaza sömürü ve adaletsizliğe giden yol önümüzde açılacaktır. Bu da yalnızca sosyal barışın altını oymakla kalmayacak aynı zamanda birlik ve dayanışma iklimine de zarar verecektir. Geçmişte bunun acı örneklerini millet olarak hep birlikte yaşadık. Anadolu’nun gönül hamurunu mayalayan o büyük insan Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretleri bu konuda bizlere neler söylüyor? ‘Ekmeği öğrendim, sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini, sonra ekmeği hakça bölüşmenin bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim.’ Diğer tüm alanlarda olduğu gibi işçi ve işveren arasındaki ilişkilerde de baktığımız yer hak ve adalet eksenindedir" dedi. "Komisyon çalışmalarında işverenleri temsilen yer alan TİSK heyetinden ellerini taşın altına koymalarını bekliyorum" Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ilk toplantısının yarın gerçekleştirileceğine dikkati çeken Erdoğan, "Komisyon çalışmalarında işverenleri temsilen yer alan TİSK heyetinden ellerini taşın altına koymalarını bekliyorum. İşçi kardeşlerimize yönelik atacağınız her olumlu adım verimlilik, kazanç ve bereket olarak dönecektir. Hep söylerim, kefenin cebi yok. Dar dünyadan dar bekaya mal mülk değil, adalet, hakkaniyet, dürüstlük üzerine yaşanmış bir hayat ile hayır dualar götüreceğiz. İster siyasetçi ister işveren olalım eğer geride hayırla yad edilen bir miras bırakabiliyorsak işte asıl zenginlik budur. Bahtiyarlık kaynağı budur" ifadelerine yer verdi. Devlet olarak, emekçilerin güvenli ortamlarda gönül huzuruyla ve rahatça çalışabilmesi için tüm imkanları azami ölçüde seferber ettiklerini kaydeden Erdoğan, hem sertifikasyon hem teftiş mekanizmalarını tam anlamıyla işletmeye özen gösterdiklerini söyledi. Ayrıca Erdoğan, İzmir, İstanbul, Bolu ve Kocaeli’nde meydana gelen facialarda ihmali olan kim varsa kamu ve belediye görevlileri dahil olmak üzere kimsenin gözünün yaşına bakılmadığını, işverenlerinde iş sağlığı ve güvenliği konusunda üzerlerine düşen tüm yükümlülükleri titizlikle yerine getirmesi gerektiğini sözlerine ekledi. "2028 için belirlediğimiz 1,9 trilyon dolar milli gelir hedefine emin adımlarla yürüyoruz" İktidar olarak ekonomiden demokrasiye hak ve özgürlüklerden güvenliğe uzanan geniş bir alanda son 23 yılda Türkiye’ye tarihi başarılar yansıttıklarının altını çizen Erdoğan, "Dış politikada sözü, tavrı ve duruşu dikkatle takip edilen, sadece bölgesinde değil küresel ölçekte etki sahibi bir Türkiye’yi sabırla hep birlikte inşa ettik. Dış ticarette sizlerin de emekleriyle ihracatımızı 36 milyar dolardan aldık, kasım ayı itibarıyla 270 milyar doların üzerine çıkarttık. Milli gelirimiz 238 milyar dolardı. 2025 yılı üçüncü çeyrek rakamlarına göre 1,5 trilyon doları aşmış bulunuyoruz. Ekonomik büyümemiz 21 çeyrektir kesintisiz bir şekilde sürüyor. Deprem bölgemizin ihyası için harcanan 90 milyar dolara rağmen bunları başardık. 2028 için belirlediğimiz 1,9 trilyon dolar milli gelir hedefine emin adımlarla yürüyoruz. Merkez Bankası rezervlerimiz güçlenirken ülke risk primimiz düşüyor" diye konuştu. "OVP’nin rehberliğinde enflasyonda nihayet hedefimiz olan tek haneli oranlara mutlaka ulaşacağız Erdoğan, enflasyonda kasım ayında umutları artıran bir tabloyla karşılaştıklarını ve kasım ayında 0,87 gelen enflasyonun doğru yolda olduklarını teyit ettiğini kaydederek, "Hayat pahalılığının temel sebeplerinden biri olan fiyatlama davranışındaki bozulma da yavaş yavaş düzeliyor. Fırsatçılıkla mücadelemiz ise hız kesmeden devam ediyor. Orta Vadeli Program’ın (OVP) rehberliğinde enflasyonda nihayet hedefimiz olan tek haneli oranlara mutlaka ulaşacağız. Bu süreçte hep yaptığımız gibi reel sektörümüzün önerilerine taleplerine ve eleştirilerine kulak vereceğiz. Son kabine toplantımızda emek yoğun üretim yapan tekstil, hazır giyim, deri ve mobilya sektörlerine yönelik koruma programını 2026 yılında da devam ettirmeyi kararlaştırdık. İstihdamını koruyan KOBİ’lerimize çalışan başına verdiğimiz aylık 2 bin 500 liralık desteği 2026 senesinde 3 bin 500 liraya yükseltiyoruz. Ayrıca büyük ölçekli firmalarımızı da programa dahil ediyoruz. Böylece toplam 48 milyar liralık bir destekle 1 milyon 100 bin istihdamı koruyacak, emekçi ve sanayicimizin yanında olacağız. 2025 yılı için işverenlerimize asgari ücret desteği olarak her bir işçimiz için malumunuz bin lira veriyoruz. 2025 yılı Ocak-Kasım döneminde istihdamın korunması amacıyla 53 milyar lira kaynak kullandık. Kadın, Genç ve Mesleki Yeterlilik Belgesi Olanların Teşviki programında 24 ila 54 ay arasında sosyal güvenlik desteği sunuyoruz. Bu teşvik programının 2026 yılının sonuna kadar uzatılacağına dair müjdeyi de bugün burada paylaşmak istiyorum" ifadelerini kullandı. İş dünyasının finansman yükünü hafifletmek amacıyla farklı programları devreye aldıklarına da değinen Erdoğan, Merkez Bankası’nın günlük reeskont limitini 300 milyon liradan 15 kat artışla 4,5 milyar liraya çıkardığını söyledi. "Sadece ekonomimize maliyeti 2 trilyon doları bulan terör meselesini sonsuza kadar geride bırakmak istiyoruz" İş dünyasının desteğini bekledikleri meselelerden bir diğerinin de ‘Terörsüz Türkiye’ süreci olduğunu belirten Erdoğan, "Sizleri, 40 kırk yıldır ülkenin ayağına pranga olan terör sorununun çözümünün ülkemiz aslından ne manaya geldiğini en iyi bilenlerdensiniz. Türkiye’nin bu yükten kurtulduğunda hangi ölçekte bir potansiyelin çarpan etkisiyle devreye gireceğini hepimiz tahmin edebiliyoruz. Sadece ekonomimize maliyeti 2 trilyon doları bulan terör meselesini artık sonsuza kadar geride bırakmak istiyoruz. Bunu da olabilecek en geniş toplumsal ve siyasal mutabakatla milletimizin değerleriyle örtüşen bir zeminde yapmanın hassasiyeti içindeyiz. Gayemiz belli; artık kan akmasın, ocaklara ateş düşmesin ve yürekler dağlanmasın. Türkiye bu sorunu gündeminden tamamen çıkarsın. Terörden beslenen odakların tahrip edici, tahrik edici söylemlerine rağmen iktidar ve ittifak olarak ilk günden itibaren hem samimiyetimizin hem de kararlılığımızı yeter ki bu sorun çözülsün diye en yüksek düzeyde olduğunu gösterdik. Yine ittifak olarak elimizle birlikte tüm gövdemizi taşın altına koyduk" dedi. "Meclisimizde kurulan komisyon çok önemli bir misyon üstlendi" Terörsüz Türkiye sürecine muhalefet partilerinin de dahil olması için daima yapıcı davrandıklarını, uzlaşmacı bir tavırla hareket ettiklerini aktaran Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Meclisimizde kurulan komisyon kritik eşiklerde su koyuverenler olsa da gerek şeffaflık gerekse siyaset ve ilgili tüm tarafların katkısının alınması noktasında çok önemli bir misyon üstlendi. Milletimizin sürece dair umutlarını güçlendiren komisyonun aynı özgüvenli yaklaşımı son ana kadar devam ettireceğine inanıyorum. Komisyon raporunun sürecin önünü açacak öneri ve değerlendirmeleriyle müteakip adımlar için ortak bir perspektif çizmesini temenni ediyorum. Bunun yolu da sağduyuyla, samimiyetle hareket ederek bu tarihi süreci başta günlük siyasetin geçici tartışmaları olmak üzere küçük hesaplara kurban etmemekten geçiyor. Biz ilk günden beri bu hassasiyetimizi koruyoruz ve koruyacağız. ‘Yarımı yeme bütünü bölme’ anlayışıyla hiçbir yere varılmaz. Terörsüz Türkiye menziline ancak özgüvenle ve cesaretle ulaşabiliriz. Başarısız olmamızı bekleyenleri ancak bu şekilde hüsrana uğratabiliriz. Türkiye’yi yarım asırlık bu sıkıntısından ancak bu şekilde kurtarabiliriz."
Antalya Antalya’nın gecesi kış, gündüzü yaz: "Akşam soba yaktık, gündüz güneşleniyoruz" Antalya’da aralık ayında gece saatlerinde 8 derece ölçülen hava sıcaklığı, öğle saatlerinde ise 24 dereceye kadar çıktı. Güzel havayı fırsat bilip soluğu sahillerde alan vatandaşlar, "Akşam soba yaktık, gündüz güneşin tadını çıkardık" dedi. Türkiye’nin birçok kenti kar ve yağışlı havanın etkisi altındayken, Antalya’da aralık ayında yazı aratmayan görüntüler yaşandı. Termometrelerin gece 8, gündüz ise 24 dereceyi gösterdiği kentte nem oranı yüze 52, deniz suyu sıcaklığı ise 21 derece ölçüldü. Güzel havayı fırsat bilenlerin uğrak noktası olan dünyaca ünlü Konyaaltı Sahili’nde vatandaşlar ile yerleşik yabancılar, Beydağları’nın karlı manzarasında güneş ve denizin tadını çıkardı. Güzel havada bazı vatandaşlar yürüyüş yapmayı, bazıları da balık tutmayı tercih etti. "Antalya 10 numara memleket" Kayseri’den ailecek Antalya’daki dostlarını ziyarete geldiklerini belirten Ali Kahraman, "Kayseri’de şu an araçlarda buz var. Kışlık kıyafetle geldim, tişört giydim. Burası bizim yazımız. Çocukları denize soktuk. Ülkemizin her yerinin ayrı bir güzelliği var ama Antalya daha bir başka, 10 numara bir memleket" dedi. "Akşam soba yaktık, gündüz güneşleniyoruz" Antalya’da yaşayan Nazmiye Canavar ise, "Antalya bir cennet. Bu aylarda gündüzleri soba yakardık ama artık kısa kolluyla dolaşıyoruz. Akşam üşüdük soba yakıp kestane yedik, gündüz güneşli hava, çok güzel. Antalya şaşırtıyor" ifadelerini kullandı. Öte yandan meteoroloji verilerine göre önümüzdeki hafta başına kadar kentte yağış beklenmediği bildirildi.
Bursa Bursalı firmalar üretim kapasitesini 3 katına çıkardı, gözünü uluslararası projelere dikti Makine yatırımlarını tamamlayan Bursalı Alvin Yapı ve Ferah Cephe, üretim kapasitesini üç kat artırarak hem iç pazarda hem de uluslararası projelerde talebi karşılayacak seviyeye ulaştı. Bursa’da 8 bin metrekarelik tesisiyle Osmangazi ilçesinde faaliyet gösteren Alvin Yapı, PVC pencere ve kapı sistemlerinde son iki yılda yaptığı 20 milyon liralık makine yatırımıyla üretim altyapısını baştan sona yeniledi. Bu süreçte yeni nesil ebatlama tezgâhları, dört kafa kaynak hatları ve alüminyum profil kesme makineleri de dâhil olmak üzere makine parkurunun tamamı, mühendislik kapasitesi ve üretim kalitesiyle Türkiye’nin referans noktalarından biri olan Bursa’daki yerli üreticilerden temin edildi. Firmanın Yönetim Kurulu Başkanı Alinur Aktaş, yenilenen makine parkurunun PVC üretim süreçlerinde hem kaliteyi hem de verimliliği önemli ölçüde artırdığını, toplam üretim kapasitesinin ise üç katına ulaştığını aktardı. Aktaş, iç piyasadaki güçlü konumlarının yanı sıra ABD ve Avrupa’ya yönelik ihracat hacimlerinin de sürekli yükseldiğini kaydetti. Aktaş, PVC doğrama üretiminde hem yerli marka Asaşpen hem de uluslararası pazarda tercih edilen ithal Kömmerling profilleri kullanarak müşterilere farklı segmentlerde yüksek performanslı ürün seçenekleri sunduklarını ifade etti. Bu iki marka sayesinde projelerin hem bütçe hem de teknik ihtiyaçlarına uygun, enerji verimliliği güçlü çözümler geliştirdiklerini kaydetti. PVC üretim faaliyetleri Alvin Yapı bünyesinde sürdürülürken, alüminyum profil ve cephe giydirme projeleri iki yıl önce kurulan Ferah Cephe markasıyla yürütülüyor. Yönetim Kurulu Başkanı Alinur Aktaş, bu yapılanmanın firmaya konut ve ticari projelerde baştan sona bütünleşik cephe çözümleri sunma imkânı sağladığını aktardı. Aktaş, üretim ve montaj süreçlerinin tek çatı altında toplanmasının firmaya önemli bir operasyonel avantaj kazandırdığını söyledi. Profesyonel montaj ekipleriyle ölçümden üretime, montajdan satış sonrası desteğe kadar tüm aşamaların tek elden yönetildiğini ifade eden Aktaş, bu modelin özellikle büyük ölçekli projelerde ciddi bir zaman tasarrufu sağladığına dikkat çekti. Tek çatı altında toplanan firmaların mimar ile mühendis kadrosu, projelerin ihtiyaçlarına göre alternatif cephe tasarımları geliştirerek uygulamaların teknik omurgasını oluşturuyor. Alinur Aktaş, sektörde tasarım sürecinin genellikle dışarıdaki mimarlara yaptırıldığını; ancak bu hizmeti kendi bünyelerinde profesyonel bir ekip ile sunmaları sayesinde, proje sahiplerinin son dönemde tasarım aşamasını da doğrudan emanet etmeyi tercih ettiğini aktardı. Aktaş, bu yaklaşımın projelerde teknik bütünlüğü güçlendirdiğini ve uygulama sürecinde daha yüksek bir koordinasyon sağladığını ifade etti. Cephe çözümlerine yönelik teknik yaklaşımları da aktaran Alinur Aktaş, cephe uygulamalarının inşaat sürecindeki kritik önemine dikkat çekti. Aktaş, kaba yapıdan çatı imalatına, mekanik tesisattan elektrik altyapısına kadar birçok aşamanın bulunduğu inşaat süreçlerinde, cephe uygulamalarının yapının karakterini ve teknik performansını belirleyen en temel adımlardan biri olduğunu vurguladı. Aktaş ayrıca, Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat sürecinin inşaat sektöründe belirleyici olmaya başladığını, modern doğrama ve cephe sistemlerinin yapılarda ısı kaybını ciddi oranda azalttığını belirtti. Fit for 55 ve Döngüsel Ekonomi politikalarının binalarda enerji verimliliğini öncelikli hale getirdiğini ifade eden Aktaş, kullanılan nitelikli kapı-pencere ve cephe sistemlerinin karbon emisyonunun azaltılmasına doğrudan katkı sağladığını söyledi. Tasarım, üretim ve montaj süreçlerindeki bu bütünleşik yapının, markaların kurumsal büyümesini de desteklediğini belirten Alinur Aktaş, yerli sermayeyle kurulan Alvin Yapı ve Ferah Cephe’nin sürdürülebilir üretim yaklaşımı, çevreye duyarlı çözümleri ve nitelikli kadrosuyla hem Bursa ekonomisine katkı sunduğunu hem de ulusal ölçekteki konumunu güçlendirmeye devam ettiğini aktardı.
Giresun Giresun’da riskli bölgedeki kayalar kaldırılırken kopan kaya parçası evin içerisine girdi Giresun’un Görele ilçesi Bahçelievler Mahallesi’nde riskli bölgedeki kayaların parçalanarak kaldırıldığı çalışmada kopan bir kaya parçası, yuvarlanarak eve girdi. Olay anında evde kimsenin bulunmaması faciayı önledi. Görele ilçesi Bahçelievler Mahallesi’nde riskli bölgedeki kayaların parçalanarak kaldırılması için çalışma başlatıldı. Çalışmalar sırasında kopan bir kaya parçası, yuvarlanarak Güzel Korkmaz’a ait evin çatısından içeri girerek maddi hasara yol açtı. Kopan kayanın eve girdiğini gören Güzel Korkmaz büyük şaşkınlık yaşadı. Kayanın evin içerisine girdiğinde evin boş olduğunu ifade eden Korkmaz, "Daha önce evin yukarısında heyelan olmuştu. Müracaat ederek heyelan riskinin giderilmesini istemiştik. Gelen yetkililer yaptıkları keşfin ardından çalışma başlattılar. Biz evde yokken yapılan çalışmada kopan kaya parçası evin içerisine girmiş. Çok şükür bir facia yaşanmadı. Meydana gelen maddi hasarın da giderileceğini söylediler" dedi. Giresun İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada ise, afet önleyici tedbirler kapsamında Bahçelievler Mahallesi 147 Ada 97 Parsel’deki konutun arkasında askıda bulunan taşların düşürülmesi işinin ihale edildiği ve yüklenici firma tarafından çalışmalara başlandığı belirtildi. Açıklamada, çalışma süresince konutun boşaltılarak gerekli önlemlerin alındığı ifade edilerek, "Çalışma esnasında askıdaki taş yuvarlanarak söz konusu olay meydana gelmiştir. Meydana gelen olay sonucunda oluşan maddi hasar, sözleşme gereği yüklenici sorumluluğundadır. Hasarın giderilmesi ve konutun eski haline getirilmesiyle ilgili çalışmalar, idaremiz kontrolünde süratle başlatılmıştır" denildi.