POLİTİKA - 19 Ekim 2017 Perşembe 12:12

Bakan Eroğlu’ndan Enver Paşa eleştirisi:

A
A
A
Bakan Eroğlu’ndan Enver Paşa eleştirisi:

Orman ve Su İşleri Bakanı Prof.

Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, 1. Türk Tarihi Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada Osmanlı Devleti’nin 1. Dünya Savaşı’na girmesini bir kişinin yani Enver Paşa’nın hevesinden dolayı olduğunu kaydederek, “1.Dünya Harbi’ne niye girdik? Girmemizin sebebi orada bir kişinin devlet yerine kendi hevesini tatmin etmek için verdiği bir karar neticesinde oldu” dedi.


Bakan Eroğlu, Afyonkarahisar’da gerçekleştirilen ve Türkiye’nin bir çok üniversitesinden rektör ve akademisyenlerin katıldığı 1. Türk Tarihi Sempozyumu’nun açılış konuşmasını yaptı. Anayasa Mahkemesi üyelerinden Celal Mümtaz Akıncı’nın da katıldığı sempozyumda konuşan Bakan Eroğlu, Türkler de devletin önemine vurgu yaparak bu yüzden de tarih boyunca Türklerin çok sayıda devlet kurarak geniş bir coğrafyada hüküm sürdüklerini ifade etti. Bakan Eroğlu, “Türkler de devletin önemi çok büyük ama Türkler gerçekten büyük bir millet. Türklerin tarihi olmadan dünya tarihi yazılamaz. Çünkü bakın tarihte Türkler 120 civarında devlet kurmuş ve hiçbir millet yoktur ki farklı coğrafyalar da hükümdarlık sürsün. Bakın Çin Seddi’nden ta Viyana kapılarına kadar, Ukrayna’dan, Orta Afrika’ya kadar hükümdarlık sürmüş gerçekten muhteşem bir milletiz. Bende gerçekten bu milletin bir ferdi olmaktan gurur duyduğumuz belirtmek isterim” diye konuştu.



“15 Temmuz milletimizin sadece kendi tarihine değil dünya tarihine yazdığı bir kahramanlık destanıdır”


Konuşmasında daha sonra devletin önemi üzerinden 15 Temmuz hain darbe girişimine vurgu yapan Bakan Eroğlu şunları söyledi:


“Hakikaten devlet bizde o kadar önemli ki bütün insanlar fani olduğunu bilir, ama devlet için ebedi olduğuna dair bir sıfat kullanır, bizde devlet önemlidir. Her konuşmamızda da şunu söyleriz, ‘Allah devletimize, milletimize zeval vermesin.’ Dolayısı ile devlet olmadan milletin yaşaması mümkün değil. Birlik, beraberlik ve kardeşliğimizi daha da güçlendirdiğimiz müddetçe bizim töremizi kimse bozamaz ve devletimizi de hiç kimse yıkamaz. Hakikaten 15 Temmuzda da bunu bütün millet gösterdi, hakikaten ben şunu söylüyorum, ‘15 Temmuz milletimizin sadece kendi tarihine değil dünya tarihine yazdığı bir kahramanlık destanıdır.’ Devletine sahip çıktığının en güzel bir destanıdır. Gelecek nesillere tarihimizi öğretmezsek nesilleri kaybederiz. Dolayısı ile mazisini bilmeyen gelecekte destan yazamaz, tarihini bilmek bu bakımdan önemli.”



“Enver Paşa, Vezir-i Azama diyor ki, ‘2 tane nur topu gibi yavrumuz oldu”


Konuşmasında son olarak devlet yönetimi ve devlet aklı konusuna değinen Bakan Eroğlu, 1. Dünya Savaşı üzerinden Enver Paşa’yı eleştirdi. Savaşa girilmemesi gerekirken bir kişinin hevesi yüzünden dünya harbine girildiğini anımsatan Bakan Eroğlu, “1.Dünya Harbi’ne niye girdik? Girmemizin sebebi orada bir kişinin devlet yerine kendi hevesini tatmin etmek için verdiği bir karar neticesinde girdik. Nereden nereye. 5 milyon metrekareden 200 bin metrekareye inmişti sınırlar. O da nasıl oldu? O zaman 1. Dünya Harbi başlamış, tabi Alman 2 zırhlı gemisi Goben ve Breslau Çanakkale Boğazı’ndan girmek istiyor, tabii orada Sultan Abdülhamit’in yaptırdığı muhteşem bataryalar var ve oradan geçmesi mümkün değil. Nitekim biliyorsunuz milletimizi 1915’te Çanakkale geçilmez destanı yazdı. Enver Paşa’ya geliyor Alman sefiri diyor ki, ‘Bizim gemileri batıracaklar ne olur geçsinler.’ Enver Paşa tabi bu Goben ve Breslau gemilerini Yavuz ve Midilli isimleri takılıyor gemide ki Alman askerlerinin kafasına fes geçiriyor. Neticede İstanbul’a geldikten sonra Karadeniz’e çıkıp Sivastopul’u bombalıyorlar. Neticede 1. Dünya Harbine girmememiz gerekirken, girmek işte burada tarih şuurunun olmaması ve devlet aklının olmaması neticesinde girdik. Enver Paşa o zaman Genelkurmay Başkanı, Vezir-i Azama diyor ki, ‘2 tane nur topu gibi yavrumuz oldu.’ Düşünebiliyor musunuz, kendisi karar vermiş ve neticede harbe girdik” dedi.



Sempozyumu 21 Ekim de sona erecek


Bakan Eroğlu, konuşmasının ardından "Osmanlı Fermanları ve Beratlar" isimli serginin açılışını yaptı sonrasından ise sempozyumun 1. oturumu yönetti.


Öte yandan sempozyuma Afyonkarahisar Valisi Mustafa Tutulmaz, Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, İkmal ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Özdemir Şan, İl Emniyet Müdürü Fahrettin Şen ve daire müdürleri de katıldı. Sempozyumun 21 Ekim’e kadar çeşitli oturumlar halinde süreceği öğrenildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla’da sağlıklı yaşam için pedal çevirdiler Muğla’da sağlıklı yaşam ve bağımlılıkla mücadeleye dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirilen bisiklet turunda bir araya gelen vatandaşlar, sağlıklı yaşam için pedal çevirdi. Muğla’da her yıl gerçekleştirilen Yeşilay Bisiklet Turu’nun bu yıl 11.’si gerçekleştirildi. Muğla Valisi İdris Akbıyık’ın startını verdiği etkinlikte, protokol üyeleri ve vatandaşlar, sağlıklı yaşam için pedal çevirdi. Yeşilay’ın 2011 yılından bu yana geleneksel olarak düzenlediği bisiklet turu, bu yıl da Gençlik ve Spor Bakanlığı işbirliğiyle gerçekleştirildi. "Sağlıklı yaşamın keyfini birlikte sürelim" sloganıyla 81 ilde eş zamanlı olarak düzenlenen etkinlik, Muğla’da da büyük ilgi gördü. Muğla Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Muğla Yeşilay Spor Kulübü ve Yeşilay Şubesi’nin işbirliğiyle düzenlenen etkinlik, saat 10.00’da Cumhuriyet Meydanı’nda başladı. Muğla Valisi İdris Akbıyık, etkinliğe katılanlara teşekkür ederek bisiklet turunun startını verdi. Vali Akbıyık’ın yanı sıra, Vali Yardımcısı Murat Kahraman, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ali Gemalmaz, İl Emniyet Müdürü Ali Canbolat, Gençlik ve Spor İl Müdürü Kazım Açıkbaş, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Yakup Kütük, İl Sağlık Müdürü Ali Burak Mülayim, Yeşilay Muğla Şubesi Başkan Yardımcısı Sebahattin Çevikbaş, Yeşilay Muğla Spor Kulübü Başkanı Ebru Uyan, Bisikletçiler Muğla İl Temsilcisi İlker Cömert ve vatandaşlar da etkinliğe katıldı. Bisiklet turu, Muğla Valiliği önünden başlayıp Ortaköy Mahalle kahvesi önünde sona erdi. Bu etkinlikle birlikte, sağlıklı yaşam ve bağımlılıkla mücadele konusunda farkındalık oluşturulması amaçlandı.
Muğla Akdeniz’in suyu bu yıl 23. kez Ege Denizi ile buluşuyor Muğla’nın Datça ilçesinde geleneksel hale gelen etkinlik çerçevesinde Akdeniz’den alınan ve testilerle taşınan deniz suyu, bu yıl 23. kez Ege Denizi ile buluşacak. Ege ile Akdeniz’in birleşme noktası olan Muğla’nın Datça ilçesinde su testilerine doldurulan ve Akdeniz’den Ege’ye sembolik olarak taşınan deniz suyu, Ege Denizi’ne dökülecek. Datça Çevre ve Turizm Derneği’nin (DAÇEV) girişimi, Datça Kaymakamlığı ve Datça Belediyesi’nin katkıları ile her yıl düzenlenen geleneksel Akdeniz’den Ege’ye Dostluk ve Doğa Yürüyüşü’nün bu yıl 23.’sü gerçekleştirildi. Sabah saatlerinde Cumhuriyet Meydanı’nda toplanılmasının ardından başlayan törende Ege Denizi’ne götürülmek üzere Çatalmağara önünden Datça testilerine Akdeniz suyu dolduruldu. Datça Kaymakamı Murat Atıcı, Datça Belediye Başkanı Aytaç Kurt ve Düzenleme Komitesi Başkanı Hüseyin Tüzün tarafından testilere doldurulan Akdeniz’in suyu, belirlenen güzergah üzerinden Gökova körfezi kıyısındaki Gereme koyunda bulunan Katıyalı mevkiine ulaştırmak üzere davul zurna eşliğinde yola çıkarıldı. Testilere doldurulan sular, yürüyüşün ikinci etabı olan Gereme koyu Katıyalı mevkiinde Ege Denizi’ne dökülecek. “İnşallah çocuklarımız torunlarımız devam ettirir” Törenin açılışında kısa bir konuşma yapan Datça Kaymakamı Murat Atıcı, etkinlikten duyduğu heyecanı da dile getirerek, “Ege’nin birleşim yeri Datça’dayız. Bu yıl 23.’sü düzenlenen Akdeniz’den Ege’ye testilerle su taşıma töreni gerçekleştiriyoruz. Artık geleneksel hale geldi. Bu yıl 23.’sü düzenleniyor. Mayıs ayında bu yürüyüşü bu etkinliği hep beraber, ilçe halkımızla yapıyoruz. İnşallah doğaya bir katkımız olur. Bu farkındalığı oluşturmak için şimdiye kadar bu etkinliği yapan herkese teşekkür ediyorum. İnşallah devamı da gelir ve 100.’sünü de çocuklarımız, torunlarımız gerçekleştirir” dedi. “Temsili olarak iki suyu birleştirmiş oluyoruz” Kısa bir konuşma yapan Datça Belediye Başkanı Aytaç Kurt ise “Tarihin bize yüklediği misyonla, 3 bin yıldan beri bulunan bu coğrafyada yaşayan insanların tarihsel süreçte oluşturdukları bir kültüre katkı olsun diye DAÇEV sayesinde bir yürüyüş başlatmıştık” diyerek etkinlik sürecini anlatması için sözü DAÇEV kurucusu ve Düzenleme Komitesi Başkanı Hüseyin Tüzün’e bıraktı. Knidosluların başlattığını kendilerinin sembolik olarak tamamladıklarını ifade eden DAÇEV kurucusu ve Düzenleme Komitesi Başkanı Hüseyin Tüzün; "2000 yılında rahmetli Turgay Sönmez’in fikriydi bu yürüyüş olayı ve bizler tamam dedik. Yılda bir kere Mayıs ayının ilk Pazar gününde bu yürüyüşü yapma kararı aldık. Datçalıları bir araya getirelim, birlikte dostluk ve doğa yürüyüşünü yapalım. Hem birbirlerini daha yakından tanımış olsunlar hem sonunda da eğlenelim baharın tadını çıkaralım dedik. Böylece bu etkinliği başlattık ama bu arada aklımıza Knidosluların Perslere karşı kendilerini savunmak için Balıkaşıran’da kanal açarak iki denizi birbirine kavuşturma girişimi geldi. Biz de bunun üzerine madem onlar beceremedi, biz bu olaya bir gönderme yapalım Akdeniz’in suyunu alıp Gökova Körfezi’ndeki Gereme koyuna dökeriz ve böylece onların beceremediklerini biz yapmış oluruz, temsili olarak da iki suyu birleştirmiş oluruz dedik” şeklinde konuştu.