POLİTİKA - 28 Kasım 2025 Cuma 17:10

Bakan Tunç’tan ‘çocuk ceza sistemiyle’ ilgili değişiklik sinyali

A
A
A
Bakan Tunç’tan ‘çocuk ceza sistemiyle’ ilgili değişiklik sinyali

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, mecliste görüşmeleri devam eden ’11. Yargı Paketi ile Çocuk Ceza Adaleti Sistemiyle’ düzenlenmesi konusuna değinerek, "Çocuk ceza adaleti sistemiyle ilgili detaylı bir çalışma yapılması gerekiyor. Çünkü toplumda bazı meydana gelen olaylar hepimizi derinden sarsıyor" dedi.

Bakan Tunç, partisinin Afyonkarahisar İl Başkanlığı’nda yaptığı konuşmada gündemdeki sıcaklığını koruyan 11.’nci yargı paketi ile çocuk ceza sistemine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Konuşmasında önce binlerce insanı yakından ilgilendiren yargı paketine değinen Bakan Tunç, ''Tabii teklif Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu’na sevk edildi. Adalet Komisyonu’nda görüşmeleri bu hafta inşallah başlayacak. Adalet Komisyon görüşmelerden sonra da genel kurulda milletvekillerimizin görüşmelerine açılmış olacak. Şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. 11.’nci yargı paketi ceza adaletinin daha da etkinliğinin arttırılmasına yönelik önemli düzenlemeler içeriyor. 10.’ncu yargı paketinde de yine cezasızlık algısını ortadan kaldırmaya yönelik denetimli serbestlik uygulamalarından kaynaklanan serzenişleri ortadan kaldırmaya yönelik önemli düzenleme yapılmıştı tabii bu düzenlemelerin bir devamı sayabiliriz 11.’nci yargı paketini. Paketle özellikle toplumsal huzurun güçlendirilmesine yönelik önemli maddeler var, 38 maddeden oluşuyor kanun teklifi ve grup başkanımız da bunların teferruatıyla açıkladı.

Özellikle çocukların korunmasını çok önemsiyoruz. Çocukların suç örgütleri tarafından kullanılmamasını sağlamamız lazım. Bu anlamda çocukların suça sürüklenmesini önlememiz lazım. Çocukların örgüt faaliyeti çerçevesinde suçta kullanılmasıyla ilgili olarak örgüt üyelerine, örgüt yöneticilerine cezaları arttıran bir düzenleme bu pakette var" diye konuştu.

"TBMM çocukların suça sürüklenmesinin nedenlerinin belirlenmesi ve önlemlerle ilgili komisyon kurdu"

Açıklamalarında daha sonra son günlerde sıklıkla gündeme gelen çocuk ceza sistemine de değinen ve bu konuda değişiklik sinyali veren Bakan Tunç açıklamalarını şöyle sürdürdü:

"Çocuk ceza adaleti sistemiyle ilgili detaylı bir çalışma yapılması gerekiyor. Çünkü toplumda bazı meydana gelen olaylar hepimizi derinden sarsıyor, derinden yaralıyor. Gerek suç mağduru çocuklar bakımından gerekse suça sürüklenen çocuklar bakımından bunları en aza indirmek bütün derdimiz. Bu anlamda da mecliste kurulan komisyonu önemsiyoruz. TBMM çocukların suça sürüklenmesinin nedenlerinin belirlenmesi ve alınması gereken önlemlerle ilgili bir araştırma komisyonu kurdu. Bu komisyonun detaylı bir çalışması olacak ve o çalışma neticesinde de yasal tedbirlerle ilgili konuları inşallah önümüzdeki süreçte gündeme gelecek."

Gökten Ceylan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.