POLİTİKA - 27 Nisan 2022 Çarşamba 20:36

Başkan Sayan: “Kaset olayı Türkiye’nin yeniden dizayn edilmesi olayıydı”

A
A
A
Başkan Sayan: “Kaset olayı Türkiye’nin yeniden dizayn edilmesi olayıydı”

Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve eski MHP’li yöneticilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin yayınlanmasıyla ilgili 171 sanıklı davada çıkan karara ilişkin “Kaset olayı Türkiye’nin yeniden dizayn edilmesi olayıydı” dedi.

Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve eski MHP’li yöneticilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin yayınlanmasıyla ilgili 171 sanıklı davada çıkan karara ilişkin “Kaset olayı Türkiye’nin yeniden dizayn edilmesi olayıydı” dedi.



Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve eski MHP’li yöneticilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin yayınlanmasıyla ilgili FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in de aralarında bulunduğu 171 sanıklı davada karar çıktı. 120 sanık hakkında hapis cezası verilen davanın ardından açıklamalarda bulunan Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan, çıkan kararın dosyanın karşılığı olan bir ceza olmadığını söyledi. Deniz Baykal’ın kaset olayının sadece bir kaset davası olmadığını, Türkiye siyasetini yeniden dizayn etme amacını taşıdığını belirten Sayan, “Deniz Baykal’ın kaset olayı çok farklı ve önemli bir olay. Sadece kaset olarak görmemek lazım. Türkiye’ye yapılan büyük bir operasyondu, Türkiye’nin siyaseti yeniden dizayn edildi. Gelecek yıllardaki siyaseti düşünülerek de bir dizayn olayı yapıldı. CHP büyük bir operasyona uğradı, başına yeni yöneticiler yerleştirildi. Bugün yapılan yargılama sonucunda bazı kişilere cezalar çıkmış. Dosyanın içi boşaltıldı, amacından saptırıldı. FETÖ’nün ve Türkiye’ye operasyon yapan güçlerin eli vardı dosyanın içinde. CHP’nin içindeki bazı yöneticilerin de eli vardı. Dolayısıyla boşaltılmış bir dosyada sembolik cezalar çıkmıştır. Bu hiçbir zaman bu dosyanın karşılığı olacak cezalar değildir. Operasyonun arka tarafını iyi irdelemek gerekiyordu fakat irdelenmedi. CHP’deki yöneticilerden kiminin ilişkisi vardı bu işin içinde, şu an görev yapan yöneticilerin bu kasetle ne bağlantısı vardı, nasıl bir durumla karşı karşıyayız bunların hiçbiri çözülmedi. Bu da Türkiye’nin geleceği açısından son derece tehlikeli bir durum. Türkiye’nin milli güvenliğini ilgilendiren bir durum. Eğer bu kasetin içindeki olayların tamamı çözülmüş olsaydı bugün CHP’de birçok kişi yöneticilik yapamayacaktı. CHP tabanı buna razı olmayacaktı. Türkiye’nin siyaseti bu kadar kötü dizayn edilemeyecekti. Sayın Baykal muhalefette bile olsa söz konusu vatan olduğu zaman birlik ve beraberlikten hiçbir zaman ödün vermiyordu. Bunu bilen güçler çok hızlı bir operasyon yaptılar. Kendilerine uyan, kendileri gibi düşünen bir yönetim kadrosuyla CHP’yi ele geçirdiler ve CHP şu an işgal altında. 10 yıldır bu işgal devam ediyor.” ifadelerine yer verdi.



“Cumhuriyeti kuran CHP ile Cumhuriyet yıkılmaya çalışılıyor”


Deniz Baykal’ın kasetinin ardından Türkiye’de birçok olayın meydana geldiğini söyleyen Başkan Sayan, “CHP’nin gerçek kuruluş iradesine sahip CHP olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Zaten kurucu iradeyim diyen bir partinin ele geçirilmesinden sonra o parti ile Türkiye dizayn ediliyor. Yani Cumhuriyet’i kuran CHP ile Cumhuriyet yıkılmaya çalışılıyor. Maalesef bugüne kadar bu ülkenin yazarları, gazetecileri basit bir magazin olayıymış gibi ele aldılar. İlk günkü iddiamı tekrarlıyorum, kaset olayı Türkiye’nin yeniden dizayn edilmesi olayıydı. Hem AK Parti’nin ayağına çelme takmak hem de muhalefeti durdurma operasyonuydu. Bugün de bunun acısını çekiyoruz. Dikkat ederseniz Baykal’ın kasetinden sonra Türkiye’de birçok şey oldu. MİT krizi oldu, Gezi olayları oldu, 15 Temmuz oldu. Bütün bunlar yapılmak istendiği dönemlerde Cumhuriyet Halk Partisi’nin başında milli ve yerli bir kadro olsaydı hükümet ile birlikte bunlara karşı çok daha büyük bir mücadele vereceklerdi. Biz bu sembolik cezalarla bu olayı kurtardık diyorlarsa yanılıyorlardır. Asıl büyük olay CHP’yi işgalden kurtarmaktır. Türkiye’nin iktidarı ile birlikte yerli ve milli bir muhalefetin oluşması gerekiyor. Baykal’ın kasetiyle 6’lı masanın oluşması bile birbirleri ile ilişkilidir. Bu operasyon olmasaydı bugün belki de bu 6’lı masa olmayacaktı. 6’lı masanın ilerde Türkiye’nin başına ne kadar büyük felaketler getireceğini belki orada oturanlar bile bilmiyordur. Belki daha sonra anlayacaklardır. Nasıl ki biz FETÖ’nün olayını yıllar sonra anladıysak, eminim o masada oturanların bir kısmı ilerde o masaya oturmalarının ne kadar büyük bir hata olduğunu anlayacaklardır. Ben bu anlamda kaset olayının çözüldüğüne inanmıyorum. Sadece kamuoyunda dosyayı kapatmak derler ya öyle bir şey olduğuna inanıyorum. Ölene tabut, kalana zabıt gibi bir şey. Dolayısıyla bu işin sevineceğim bir tarafı yok.” dedi.



Oyunlar içinde oyunlar oynandığını ve kaset içeriğine montaj yapıldığını vurgulayan Savcı Sayan, bunun Türkiye’nin kötüye gitmesi için kurulan bir tuzak olduğunu söyleyerek, “Kaset içeriği ile ilgili olarak o gün ki şartlarda nasıl montaj yapıldığını kriminal laboratuvarlar ortaya çıkardı. Mahkeme bu boyutuyla da ilgilenmedi. Kılıçdaroğlu birileri bana getirdi ve Cumhurbaşkanı bunu izlemişti ben de onları izledim, dedi. Peki onlar kimdi denildiğinde kafalarında maske vardı tanımıyordum, dedi. Bir muhalefet genel başkanı maskeli insanları ne diye odasına alıyor ya da hangi güvenlik durumunu gerekçe göstererek bunları kabul edebiliyor. Doğrusunu isterseniz bir oyun içerisinde oyunlar oynandı. Olan Türkiye’ye oldu. Mesele Sayın Baykal’ın kaseti ya da bizim ve o gün ki yöneticilerin tasfiye olayı falan değildir. Mesela Türkiye’nin gelecek günlerini kötüye götürmek için kurulan bir tuzaktı. Bu tuzağa engel olan bir CHP idaresi vardı o gün ki şartlarda. Onu da ortadan kaldırıp, hükümeti tamamen hedefe koyup yok etme modelini gerçekleştirmeye çalışıyorlardı. İnşallah CHP tabanı uyanır ve bu gidişata dur der.” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda mehteran coşkusu Milli Saraylar Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen yaz dönemi mehter gösterileri Dolmabahçe Sarayı’nda başladı. Ziyaretçilerin yoğun ilgi gösterdiği gösterilerin Eylül ayına kadar her Salı devam edeceği öğrenildi. Milli Saraylar Başkanlığı tarafından gelenek haline getirilen yaz dönemi mehter gösterileri bugün Dolmabahçe Sarayı’nda bulunan Hazine Kapısı önünde başladı. Mehteran ekiplerinin gösterilerinde, Segâh Peşrevi, Şehzade Süleyman Marşı, Tarihi Çevir, Mehterhâne-i Hakanî Marşı, Ordu Marşı ve Hücum Marşı gibi hafızalara kazınmış tarihi marş eserler sergilendi. Gösterilere yerli ve yabancı turistlerle, vatandaşların ilgisinin yoğun olduğu görüldü. Gösteriyi izleyenler, mehteran ekibini cep telefonu kameralarıyla kayda alarak bu anları ölümsüzleştirdi. “Böyle bir gösteri yapılması muhteşem bir olay” Öğrencileriyle birlikte Dolmabahçe Sarayı’nı ziyarete gelen Seray Altınöz, “Ben Sosyal Bilgiler öğretmeniyim. Tarihimizle alakalı bir etkinlik Dolmabahçe Sarayı’nda olunca ben çok gururlanıyorum. Böyle bir gösteri yapılması muhteşem bir olay. Bizim için çok büyük şans oldu, öğrencilerimizle gelmiştik onların görmesine vesile oldular. Bence çok güzel bir etkinlik olmuş” ifadelerini kullandı. Ücretsiz bir şekilde izlenebilecek Milli Savunma Bakanlığı Mehteran Birliği ekiplerinin eylül ayına kadar her salı Dolmabahçe Sarayı’nda ve her çarşamba Topkapı Sarayı’nda gösteri düzenleyeceği, gösterilerin ücretsiz bir şekilde izlenebileceği öğrenildi.
Muğla Muğla’da minik eller temiz bir çevre için boya tuttu Muğla Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesindeki Muğla Uluslararası Gençlik Merkezi, çevre bilincini artırmak ve farkındalık oluşturmak amacıyla çocuklar ve gönüllü gençlerle "Temiz Çevre, Temiz Dünya" temalı bir resim çalışması gerçekleştirdi. Etkinlikte çevre dostu su bazlı boyalar kullanılarak çocuklar, geri dönüşüm atölyesi kapsamında yapılan kağıtlara çevre konusundaki düşüncelerini resmetti. Gün boyunca devam eden duvar boyama etkinliği sırasında Erasmus programı kapsamında Sırbistan, Macaristan, Polonya, Estonya ve Yunanistan’dan gelen gönüllü gençler de çocuklara eşlik etti. Gençlik merkezi bünyesindeki eğitmenler ve gençlik çalışanları, çocuklara yönelik çevre bilinci temalı bilgilendirme çalışmaları gerçekleştirdi. Muğla Uluslararası Gençlik Merkezi Çalışanı Mehmet Deveci, "5 Haziran Çevre Günü etkinlikleri kapsamında bir faaliyet gerçekleştirdik. Bir çevre temalı resim çalışması yaptık. Sonrasında çocuklarımız ile birlikte çiçek ve ağaç dikimi gerçekleştirdik. Şimdi de bir sanat atölye çalışmamız var. Bu çalışma kapsamında çocuklarımızın hayal gücünü geliştirebileceği, kendini ifade edebileceği resimlerle dolu bir atölye yapacağız. Eğlenceli ve keyifli bir zaman geçiriyoruz. Katılımda bulunan gönüllü gençlerimize ve bizi her zaman destekleyen İl Müdürümüz Musa Kazım Açıkbaş’a teşekkür ederiz" dedi.
Ankara Bakan Kacır: “Havacılıkta ve savunma sanayinde elde ettiğimiz kazanımlar dünya tarafından dikkatle takip ediliyor” Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Havacılıkta ve savunma sanayinde elde ettiğimiz kazanımlar dünya tarafından dikkatle takip ediliyor” dedi. AX-3 Uzay Misyonu Mürettebatı Karşılama Töreni Ankara’da gerçekleşti. ODTÜ Kültür ve Kongre ve Kültür Merkezi Kemal Kurdaş Salonu’nda düzenlenen törene Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı ve diğer mürettebattan Walter Villadei, Marcus Wandt Michael Lopez-Alegria katıldı. Törende konuşan Bakan Kacır, “Teknoloji ve bilim yarışında insanlık yararına geliştirilecek tüm alanlarda dünyada en önde olan ülkelerden biri olalım. Bunu başarabiliriz. Adım adım neleri başardığımızı görüyoruz. Havacılıkta ve savunma sanayinde elde ettiğimiz kazanımlar bütün dünya tarafından dikkatle takip ediliyor artık. Ve bu kazanımları, bu başarıyı uzay bilim ve teknolojilerine daha hızlı şekilde transfer etme ve aktarmak istiyoruz. Ve bu alanda da benzer bir başarı hikayesi gerçekleştirmek istiyoruz. Çünkü bu alan bizim için hem çok stratejik hem de ekonomik değeri çok kıymetli bir alan” dedi. Küresel uzay ekonomisinin yıllık 600 milyar doları aştığını belirten Kacır, 10 yıl içerisinde 1,5 trilyon dolara yaklaşacağının tahmin edildiğini söyledi. Küresel uzay ekonomisi pastasından daha fazla pay alınabileceğini ifade eden Kacır, “Bunu yapabilecek imkan ve kabiliyete sahibiz. Seksenli yıllarda Türkiye, gelecekte sahip olmayı hedeflediği uyduları için yörünge haklarını almaya başladığında aynı zamanda bu uyduları geliştirecek araştırma çalışmaları da başlatmak istedi. Ve o yıllarda uzay araştırmaları alanında çalışacak ilk merkez bu kampüste 1985’te Orta Doğu Teknik Üniversitesi çatısı altında kuruldu. Fakat maalesef 80’ler ve 90’lar Türkiye’nin bütün bu alanlarda çalışma yapmasını mümkün kılacak bir siyasi ve ekonomik istikrarı yakalamasına el vermedi. Ancak 2000’li yıllarda milli uydu projelerinde adım atmaya başladık. Önce Türksat uydusunun o ortak üretim faaliyetlerine dahil olduk. Sonra RASAT ve GÖKTÜRK görüntüleme uydularını yerli olarak geliştirdik” diye konuştu. Metre altı çözünürlüklü elektro optik kamerası dahil olmak üzere tüm kritik alt sistemleri ve bileşenlerin Türkiye’de geliştirildiğini hatırlatan Kacır, şu anda üretilmiş olan İmece Gözlem Uydusunu Türkiye’de ürettiklerini kaydetti. İmece Gözlem Uydusunu Cumhuriyet’in 100’üncü yılının Nisan ayında uzaya göndermeyi başardıklarını aktaran Kacır, “Bu Türk mühendislerinin, Türk bilim insanlarının, Türk araştırmacılarının bir zaferidir. Ama her zaman hedefi bir adım öteye taşıyoruz. Bizim için haberleşme uydularını yerli ve milli olarak geliştirmek de çok önemli bir alan. Bunu yapabilen ülkelerin sayısı ancak iki elin parmağı kadar” şeklinde konuştu.
Tokat Nesli tükenmekte olan 19 hayvanın atıklardan heykeli yapıldı Tokat Belediyesi öncülüğünde Güzel Sanatlar Lisesi öğrencileri, çevre bilincini sanatla buluşturdu. Öğrenciler topladıkları atıklardan nesli tükenme altında olan 19 hayvanın heykelini yaptı. 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü kutlamak adına Tokat Belediyesi öncülüğünde Güzel Sanatlar Lisesi öğrencileri, çevre bilincini sanatla buluşturan etkileyici bir projeye imza attı. 8 ay önce kolları sıvayan öğrenciler, giymedikleri kazakları ve kullanılmayan eşyaları okullarına getirerek geri dönüşüme katkı sağladı. Aynı zamanda öğrenciler, okul çevresindeki atıkları toplayarak çevre temizliğine de önemli bir destek verdi. Görsel Sanatlar Öğretmenleri Derya Kara ve Sevilay Asan Özkiraz koordinasyonunda gerçekleştirilen proje kapsamında, nesli tükenme tehlikesi altındaki hayvanları konu alan heykeller yapılmasına karar verildi. Tokat Belediyesi’nin de destekleriyle başlatılan “Sıfır Atık” projesi, atıkların öğrencilerin ellerinde sanata dönüşmesini sağladı. Geri dönüştürülebilir malzemelerden yapılan 19 heykel, sanatseverlerin beğenisine sunulacak. "Atıktan Sanata Sürdürülebilir Nesiller" adını taşıyan heykel sergisi, çevre bilinci ve korunmasının yanı sıra nesli tükenmekte olan hayvanlara da dikkat çekmeyi hedefliyor. Öğrenciler, el becerileriyle hayal güçlerini birleştirerek ortaya çıkardıkları heykellerle ziyaretçilere çevre konusunda önemli bir mesaj iletecek. Heykeller, öğrencilerin ellerinde hayat bulduktan sonra yarın kentteki bir otelde sergilenecek. Proje sayesinde kullanmadıkları kazakları geri dönüşümle sanata dönüştürdüklerini söyleyen öğrenciler, bu sayede de hayal dünyalarını el becerileri ile perçinlediklerini belirtti.
Ankara Maher Holding, 280 avukatla buluştu Maher Holding, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde iş birliği yaptığı 280 avukatla 31 Mayıs tarihinde Quick Tower’da bir araya geldi. Genel strateji değerlendirme ve bilgilendirme toplantısıyla başlayan buluşma, akşam saatlerinde Heybeliada’da düzenlenen akşam yemeğiyle sona erdi. Başarılarla dolu geçmişinden başarılarla dolu bir geleceğe doğru yürüyen Maher Holding Sigorta Grubu, bu önemli buluşmayla durum değerlendirmesi yaparken bir yandan da tüm çalışanlarına, acentelerine, iş ortaklarına ve avukatlarına teşekkür etme fırsatı yakaladı. “Ekibiniz iyiyse başarı kendiliğinden geliyor” Maher Holding CEO’su Levent Uluçeçen, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, şirketin kuruluşundan bu yana verdikleri mücadelelere ve elde ettikleri başarılara değindi. Uluçeçen, "Siz hep bu süreçlerin içindeydiniz çünkü bizim yaptığımız işin temelinde sözleşmeler yani hukuk var. Önemli olan ekip! Ekibiniz iyiyse, iyi bir ekiple çalışıyorsanız başarı kendiliğinden geliyor. Sizler de bu ekibin bir parçasısınız" diyerek avukatların şirket için önemini vurguladı. Uluçeçen aynı zamanda holdingin şeffaf yönetimine dikkat çekerek sadece sigortalılar için değil tüm paydaşlar ve çalışanlar için de güven veren bir şirket olmaya çalıştıklarını belirtti. “İş birliğimizi daha da güçlendirdik” Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar ise organizasyonun ilk saatlerinde gündem değerlendirmesi yaptı. Geleceğe dair hedefler üzerine açıklamalarda bulunan Yaşar, “Bu özel etkinlikte, avukatlarımızla bilgi alışverişinde bulunarak iş birliğimizi daha da güçlendirdik. Henüz yedi yıl önce Quick Sigorta ile kurulmuş genç bir yapıyız. Zaman içinde bu yapı gelişti ve artık ülkenin önemli holdingi haline geldi. Bugün yedinci yaşını da kutlayacağımız Quick Sigorta, 2018’de aramıza katılan Corpus Sigorta ve ruhsat aşamasında olan Quick Hayat Sigorta Şirketinden oluşan sigorta grubu ve diğer şirketleri ile bir finansal grup olarak hep birlikte, elbette sizlerin değerli katkılarıyla büyümeye devam ediyor” dedi. Maher Holding Hukuk Müşaviri Şenol Küni de etkinlikte yaptığı konuşmada, "Hukukun şirketimizin temeli olduğunu unutmadan, birlikte çalıştığımız avukatların katkıları sayesinde başarımızı sürdürüyoruz. Bu tür toplantılar, bizleri daha da yakınlaştırarak iş birliğimizi kuvvetlendiriyor" ifadelerini kullandı. Etkinliğin ikinci bölümünde, Türkiye’nin dört bir yanından gelen avukatlarla sektörel gelişmeler değerlendirildi ve hukuksal süreçlerle ilgili bilgi alışverişinde bulunuldu. Quick Art Space ve Kaan Kemal Öner Sergisi Toplantının ardından, Quick Art Space’te Kaan Kemal Öner’in “Gökyüzünün Karnında(n)” adlı sergisini ziyaret eden katılımcılar, 19’uncu yüzyıl fotoğraf baskı tekniklerinin modern yorumlarına eşlik etti. Quick Sigorta’nın 7’nci yaşı hep birlikte kutlandı Toplantı sonrası Quick Sigorta’nın 7’nci yılını kutlamak amacıyla düzenlenen etkinlikte, şirketin geçmiş başarıları ve gelecekteki hedefleri konuşuldu. Organizasyonun sonunda, avukatlar Heybeliada’da düzenlenen akşam yemeğinde bir araya gelerek denizin huzur verici manzarası eşliğinde keyifli sohbetlerle günü noktaladılar.