ÇEVRE - 12 Aralık 2025 Cuma 11:15

Hamur’da gençlere "Hayatın ritmi namaz" sunumu

A
A
A
Hamur’da gençlere "Hayatın ritmi namaz" sunumu

Gençlere, namazın manevi dengeye katkısı ve günlük yaşamdaki önemi örneklerle anlatıldı.


Hamur İlçe Müftülüğü, gençlere yönelik manevi gelişim faaliyetleri kapsamında "Hayatın Ritmi Namaz" konulu bir sunum gerçekleştirdi. Gençlik Koordinatörü Başkanı Osman Ekdi’nin koordinesinde düzenlenen program, Çok Programlı Anadolu Lisesinde Remzi Sarı tarafından yapıldı.


Sunumda, namazın hayatla kurduğu bağ, manevi dengeye katkısı ve gençlerin günlük yaşamdaki yeri çeşitli örneklerle gençlere aktarıldı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Esenler’de 5 yaşındaki çocuk çakmakla oynarken evi yaktı İstanbul Esenler’de 5 yaşındaki çocuk, çakmakla oynadığı esnada kanepeyi tutuşturdu. Kısa süre içinde büyüyen yangın itfaiye ekipleri tarafından söndürülürken, yangın sonrası evde hasar oluştu. Alevlerin yükseldiği anlar ise cep telefonu kamerasına yansıdı. Yangın saat 11.00’de Esenler Menderes Mahallesinde bulunan 5 katlı binanın giriş katındaki dairede çıktı. İddiaya göre torunuyla birlikte kahvaltı yapmak isteyen Fatma Yılmaz’ın 5 yaşındaki torunu çizgi film izlediği sırada çakmakla oynadı. Babaannesinin kahvaltı hazırladığı esnada kanepeden çıkan yangın dairenin tamamını sardı. Yangının çıktığını gören vatandaşlar durumu itfaiye ve polis ekiplerine haber verdi. İhbar üzerine olay yerine gelen ekipler, yangına müdahale ederek söndürdü. Yangının çıktığı anları anlatan çocuğun babaannesi Fatma Yılmaz, "Kızartma yapıyordum mutfakta, kızda televizyonda çocuk baksın diye çizgi film açtı. Bu sefer kapıya gelmiş kız beni çağırıyor. Geldim ki kız halıyı çekyata çekiyor. O çocuğun kolunu tuttum hemen dışarı kaçtım. Beş yaşında çocuk. Doktora gittiler benim oğlumun psikolojisi bozuk. Her hafta gidiyor tedavi görüyor. Dışarı çıktım bağırdım çağırdım Allah rızası için itfaiye çağırın diye. Çocuk iyi bir şeyi yok" şeklinde konuştu. Yangın anları cep telefonu kamerasına yansıdı. Evi kül olan ailenin çocuğuna sarılarak ağladığı anlar, kameraya yansıdı. Yangında can kaybı olmazken, yangın sonrası dairede maddi hasar meydana geldi.
İstanbul Ekrem İmamoğlu’nun "bilirkişi" davası ertelendi İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı görevinden uzaklaştırılarak tutuklanan Ekrem İmamoğlu’nun bir kısım soruşturmalarda görevli bilirkişiyi hedef göstererek yargı görevini yapmasını etkilemeye teşebbüs ettiği iddiasıyla yargılandığı davanın görülmesine devam edildi. Mahkeme, dava dosyasının esasa ilişkin mütalaanın hazırlanması için Cumhuriyet Savcısına gönderilmesine hükmederek, duruşmayı 30 Mart 2026 tarihine erteledi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı görevinden uzaklaştırılarak tutuklanan Ekrem İmamoğlu’nun bir kısım soruşturmalarda görevli bilirkişiyi hedef göstererek yargı görevini yapmasını etkilemeye teşebbüs ettiği iddiasıyla yargılandığı davanın üçüncü duruşması görüldü. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nce Marmara Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesinin karşısında bulunan salonda görülen duruşmada ’yolsuzluk’ soruşturmasından tutuklu sanık Ekrem İmamoğlu ile tarafların avukatları hazır bulundu. Ayrıca duruşmaya, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş, İmamoğlu’nun eşi ile oğlu Dilek Kaya İmamoğlu ve Selim İmamoğlu, çeşitli parti üyeleri katıldı. "Bu süreçte dediklerimin ne demek olduğunu araştırmak yerine, benim dediklerimin suç olduğunu araştırmakla mesai harcanıyor" Duruşmada savunma yapan sanık Ekrem İmamoğlu, "Hakkımda açılan her dava kişiseldir. Normalde aylar sürecek işlemler, birkaç saat içinde tamamlandı. Bu normalde rastlanması mümkün olan bir şey değildir. Biz bu bilirkişiyi araştırdık, kendisi CHP’nin adı geçtiği tüm davalarda görev aldı. Bu tesadüf değil, bu normal değil. Ben bunu dile getirdim. Beni yargıladığınız sistem, işlediğim suçu değil, olayları siyasallaştıran sistemdir. Benim dediklerim bir eleştiridir, ben susamam, eleştirmek zorundayım. Herkesin doğruları söylemeye hakkı vardır. Ben doğruları söylemeye devam edeceğim. Benimle ilgili yargılama yapan iddia makamı, hakimleri etkilemektedir. Adil yargılamaya müdahale etmektedir. Bu süreçte dediklerimin ne demek olduğunu araştırmak yerine, benim dediklerimin suç oldugunu araştırmakla mesai harcanıyor. Benim korkmamı istiyorlar, bizim marşımız ’korkma’ diye başlıyor. Her türlü, kumpas, iftira ve komploların üretildiği bir adalet sistemi var. Birileri kişisel çıkarları için adalet sistemini çökertmekle meşgul. Ekonomiden, eğitime, üretimden sanayiye her türlü çöküşün eseri olan Cumhurbaşkanlığı sisteminin çözebileceği bir sistem kalmamıştır. Her şeyi bilen kişi zihniyeti kadar tehlikeli bir şey yoktur" ifadelerini kullandı. "Ben yargılamayı etkiliyor muşum, bu zalimliği yapan yargılamayı etkilemiyor ben mi etkiliyorum? Hadi oradan" Savunmasına devam eden sanık İmamoğlu, "Bugün adalete güven yüzde 20’lerin altına düşmüştür. Bu kadar kutsal bir görevin yanlış yapıldığı algısı oluşturuluyor. Bu durum, hukukçuların canını yakmalı. Benim bir önceki duruşmalarımda, savunma yaptığım sırada su içmeme izin veren hakimin yeri değiştirildi. Bunun hesabını kim verecek? Bunu yapanlar, günü geldiğinde yargı önünde çatır çatır hesap verecek. Ben bilirkişiyi değil, her şeyi bilen kişisiyi eleştirdiğim için buradayım. Ben, bu zihniyetle mücadele etmek için buradayım. Dünyada teknoloji gelişiyor, neler üretiliyor. Bizde ki zihniyet, dünyadaki en büyük adalet sarayı. Bu ayıbı, bu utancı 60’lı yıllardan sonra yeniden inşa ediyorsunuz. İkinci Yassı Ada’yı inşa ediyorsunuz. Benim kimseye önyargım yok ama görevini uygun yapan insanların sağa sola gönderilmesi ayıp değil mi? Millet adliyeden korkar hale geldi, ayağı titriyor insanların. Allah kimseye bu siyaset zincirinin halkası olmayı nasip etmesin. Hakkımda açılan ’Ahmak’ davasının hakiminin yeri değiştirildi. Benim 19 Mart sürecinde bazı arkadaşlarıma, adli kontrol şartıyla serbest bırakan Sulh Ceza Hakimi görevden alındı. Pazartesi görülen davada, sahte evrak yok ki, bu yüzden dava ertelendi. Ben savunma yapmıyorum, yapmayacağım. Ben yargılıyorum ve yargılayacağım. Pazartesi günü görülen davada hakime, ’Beni Adil yargılayabilecek misiniz?’ Diye sordum. Sormaya devam edeceğim. Adalette yargılamayı ben mi etkiliyorum, ben mi bozuyorum adaleti? Ben yargılamayı etkiliyor muşum, bu zalimliği yapan yargılamayı etkilemiyor ben mi etkiliyorum? Hadi oradan. Ergenekon ve balyoz kumpaslarında insanlar yargılandı. Bu ülkenin genelkurmay başkanı tutuklandı. Hepsinin hesabını soracağım. Bunlar yetmiyormuş gibi bir de 3 bin kişilik duruşma salonu yaptırıyorsunuz. Kişi işi kendinden bilir" dedi. İmamoğlu savunma yaptığı sırada duruşma hakimi, sanığın savunmasını kürsiye yönelik yapmasını istedi. Sanık İmamoğlu ise, "Ben savunma yapmıyorum. Ben olanı size değil herkese anlatıyorum" dedi. "Bilirkişi dosyası gereksizdir’’ Savunmasında, meclise çağrıda bulunan sanık İmamoğlu, "Bu hakim savcı atamaları nasıl yapılıyor. Bunları kim belirliyor, bunun hesabını mecliste sorun, çıkıp anlatın. Günü geldiğinde bunun hesabı sorulacak. Mart ayından bu yana İBB’nin kent uzlaşısı iddianamesi daha hazırlanmadı bile. Avukatım Mehmet Pehlivan, iyi avukatlık yaptı diye tutuklandı. Bu ülkede iyi avukatlıkta suç. Türkiye yol ayrımındadır. Bir tarafta eğitim, liyakat, adalet, diğer tarafta yorgun, bitkin iktidarın ayrımındadır. İBB iddianamesinde de gördük bunu. Tutuksuz yargılama şarttır. Bu duruşmaları canlı yayınlayın, insanlar görsün, bilsin. Ben vazifemi iyi yaptığım için, İstanbul’u iyi yönettiğim için buradayım. Hiçbir yalan hayatta kalmaz, günü geldiğinde adalet tecelli edecek, bunu kimse engelleyemeyecek. Bilirkişi dosyası gereksizdir. Ben bir hukukçu değilim, bu benim temennim." Şeklinde konuştu. Dosya mütalaaya gönderildi Ara kararını açıklayan mahkeme, dava dosyasının esasa ilişkin mütalaanın hazırlanması için Cumhuriyet Savcısına gönderilmesine hükmederek, duruşmayı 30 Mart 2026 tarihine erteledi.