GENEL - 08 Şubat 2018 Perşembe 12:41

(Özel) Aksaray’da üreticiler ‘kendi işinin patronu ol’ projesine hazırlanıyor

A
A
A
(Özel) Aksaray’da üreticiler ‘kendi işinin patronu ol’ projesine hazırlanıyor

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının köyden kente göçü önlemeyi amaçlayarak planladığı “Köyden şehre gitme.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının köyden kente göçü önlemeyi amaçlayarak planladığı “Köyden şehre gitme. Hem maaşını al hem kendi işinin patronu ol” isimli proje üreticilerin yüzünü güldürdü.


Köyden kente göçü önlemek için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından verilen teşviklere bir yenisini daha ekledi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eşref Fakıbaba’nın, köyüne geri dönen çiftçi ailelere 300 damızlık koyun, koyunlara bakanlara ise asgari ücret üzerinden maaş verileceğini açıklamasının ardından üreticiler yeni projeye başvuruya hazırlanıyor.


Aksaray Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mahmut Aktürk, projenin hayvancılık sektörü için önemli bir proje olduğunu belirterek, “Buğday ile koyun, gerisi oyun’ sözünün ne kadar doğru olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Türkiye’deki et açığının kapatılması için küçükbaş hayvancılığın kullanılması gerektiğini biz birçok kez söyledik. Bu yüzden koyun sayısının artırılması, verimliliğin ve üretimin artırılması için çok önemli bir proje. Sayın bakanımıza çok teşekkür ediyoruz. İnşallah 1-2 ay içerisinde de bununla ilgili uygulama esasları yayınlanır, hangi şartlarda, kimlere verileceği belirlenir. Muhakkak bununla ilgili kriterlerde vardır. Köyde oturma şartı, mandıra şartı, ipotek tarlası ve yaş gibi şartları da olacak. Bunların kesinleşmesi ile birlikte Türkiye hayvancılığına çok ciddi katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Ama hayvanlarımızın Türkiye içinden yerli ve milli hayvanların dağıtılması yönünde talebimiz olacaktır. İthal hayvanın Türkiye’ye geldiğinde uyum sorunu çektiğini hepimiz biliyoruz. O yüzden Türkiye hayvancılığı için hayırlı uğurlu olsun” dedi.


Üretici Yasin Üçkulak ise, “Ülkemiz için çok iyi olacak. Şu anda Türkiye eskisi gibi değil. Koyun eti tüketiliyor artık. O yüzden bir et açığı oluştu. Bu da tabi ki yetmiyor. Bizim binin üzerinde koyunumuz var. Bu 2-3 yıldır satışta ve et fiyatlarında sıkıntı yaşamıyoruz. Ama daha önceki yıllarda sıkıntı yaşıyorduk. Şu andaki tarım bakanımızın, hükumetimizin aldığı karar çok doğru ve bizde destekliyoruz. Ama verilecek koyunların ithal değil de yerli ırk olması tabi ki tercihimizdir” diye konuştu.


Üretici Taner Üçkulak, projenin çok güzel bir proje olduğunu ifade ederek, “Ben daha önce bir fabrikada çalışıyordum. Hükumetin hayvancılığa verdiği destekleri görünce çalıştığım işi bırakıp geldim burada abilerimle birlikte hayvancılığa başladım. Hükumetin verdiği desteklerden de çok memnunuz. Bu verilecek 300 koyunun da daha da bir artı sağlayacağını düşünüyorum. Bende bundan faydalanmak istiyorum. Sosyal medyada projeyi paylaştım. Bütün arkadaşlarım arayıp soruyorlar” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Çoruh’un su seviyesi yağışlarla birlikte yükseldi etrafında çay keyifleri başladı Bayburt kent merkezinin ortasından geçen, Türkiye’nin en hızlı, dünyanın ise ikinci hızlı akan nehri unvanına sahip Çoruh Nehri’nin su seviyesi, kar sularının erimesiyle ve bahar yağışlarının bol olmasıyla birlikte yeniden yükseldi. Kışın donan, bu aylarda ise kar sularıyla beslenerek artan debisiyle güzel görüntüler oluşturan Çoruh’a karşı Bayburtluların çay keyfi başladı. Havaların ısınmasıyla beraber nehir kenarında bulunan çay evlerini dolduran Bayburtlu vatandaşlar Çoruh’a karşı çay içerek, dondurma yiyerek keyifli vakit geçiriyorlar. Bahar aylarında su seviyesi bir hayli artan, yaz aylarında suyu çekilen nehir kenarında vatandaşlar hem yürüyüş yapıyorlar, hem de dalga sesleri eşliğinde çay içerek sohbet ediyorlar. Dalga sesleriyle huzur bulan Bayburtlular, nehrin önceki yıllarda taştığını şimdilerde ise su seviyesinin yeterli olduğunu belirttiler. Çoruh’a karşı arkadaşlarıyla birlikte çay içmeye gelen Kemalettin Demir isimli vatandaş, havaların biraz daha ısınmasıyla nehrin suyunun giderek yükseleceğini, debisinin artacağını belirterek, "Çoruh’un suyunun daha yüksek olduğu zamanlarda, su köprünün alt kısmına vururdu. Su köprüden taşardı, çarşı sele uğrardı. Şu an su seviyesi normal aşırı değil ancak kurumuş da değil. Yağmur sularıyla nehir beslendi, havalar biraz daha ısındıkça su seviyesi daha da çoğalır. Çoruh’a karşı çay içmeyi çok seviyorum. Benim işim çay içmek. Çoruh’un kenarı, temiz hava, suyun sesi bundan iyisi mi var? Çoruh’a karşı çay içmek sevdiğim bir aktivite, ben seviyorum. Nehir boyunca siz de insanları görürsünüz herkes Çoruh kenarında, genellikle Çoruh’a karşı oturuyorlar" dedi. Temiz havada rıhtımda çay keyfi yapan Orhan Çınar isimli Bayburtlu, "Dağdaki karların erimesinden dolayı, Nisan yağmurlarının yüksek yerlere yağmasından dolayı nehrimizin suları yükseldi. Biz de rıhtımda çay keyfi yapıyoruz. Çoruh kenarında hava almak, çay içip sohbet etmek benim için büyük bir zevk" diyerek konuştu. Bahar yağmurları ve kar sularıyla Çoruh’un debisinin arttığını belirten Adem Aka, "Yağan yağmurlar, kar sularının nehire karışması sonucu Çoruh’umuzun su seviyesi bayağı bir arttı. Önceki yıllarda suyun köprünün üzerinden taştığı zamanları da hatırlıyorum. Bu sene su seviyesi yüksek ama taşkına neden olmaz. Şu an Çoruh’un bu durumu ideal, su seviyesi bir hayli yüksek" ifadelerini kullandı. Su seviyesinin bir ay daha yükseleceğini tahmin eden Fatih Demirer isimli vatandaş ise, "Eriyen karlarla, yağmur sularıyla beraber kaynaklar çoğaldı, Çoruh Nehri’nin debisi yükseldi. Eskiden bu köprünün üzerinden suların taşarak taşkına neden olduğunu bizler iyi biliyoruz, hatırlıyoruz. Bu yükseliş hemen hemen bir ay daha devam eder. Mayıs ayından sonra sulama sezonu başlayınca biraz daha su seviyesi düşer. Bundan sonra yağışlarla beraber sel baskınları da olabilir" şeklinde konuştu.
Erzincan Annesini ayı yiyen ve ölmekten gazeteci tarafından kurtarılan keçi yavrusu büyüdü Erzincan’da yaklaşık 1 ay önce annesini ayı yiyen ve ölmekten gazetecinin sayesinde kurtulan oğlak büyüdü. Kendisini ziyarete giden gazeteciyle adeta hasret giderdi. Erzincan’ın Çağlayan beldesinden Munzur Dağlarına trekking yapmak için yaklaşık 2 bin metre rakıma çıkan Murat Aydemir ve beraberindeki arkadaşı doğadan gelen inleme sesi üzerine irkildi. Bir süre etrafa bakınan Aydemir, yarısı yenmiş kalan kısmı da toprağa gömülen keçiyi ve kış uykusundan uyanan ayının ayak izlerini gördü. Ayı tarafından öldürülen keçinin yanına giden Aydemir ve arkadaşı çalılıkların dibinden bir ses duymaları üzerine baktıklarında kısa bir süre önce dünyaya gelen keçi yavrusunu fark ettiler. Murat Aydemir, bitkin ve ölmek üzere olan keçi yavrusuna, şeffaf eldivenin parmak kısmını biberon gibi kullanıp içerisine ılık su ve şeker katıp süt niyetine içirdi. Bir süre sonra karnı doyan yavru keçi kendini toparladı. Sırt çantasına yavru keçiyi koyarak köye dönen Aydemir, keçinin sahibi olan Çağlayan Beldesinden Abdullah Anlar’a ulaştı. Munzur Dağından köye yaklaşık 2 saatlik yolu gazetecinin sırt çantası içerisinde gelen yavru keçi, kanguru yavruları misali çantayı barınağı gibi sahiplendi. Şirinliğiyle mutluluk kaynağı olan yavru keçi, dışarı çıkarıldığında dönüp dolanıp çantanın yanından ayrılmak istemedi. “O oğlak büyüdü” Murat Aydemir aradan geçen yaklaşık 1 ay sonra oğlağı görmek için Abdullah Anlar’ın ağılına gitti. Diğer oğlaklarla birlikte gayet sağlıklı görünen keçi yavrusu, hayatını kurtaran insana adeta vefa gösterisinde bulundu. Aydemir ile hasret gideren oğlak tebessüm ettirdi.