GÜNDEM - 30 Nisan 2025 Çarşamba 13:33

Aksaray’da şifa veren sepetler...Hem kazanç, hem terapi kaynağı

A
A
A
Aksaray’da şifa veren sepetler...Hem kazanç, hem terapi kaynağı

Aksaray’ın Eskil Halk Eğitimi Merkezi’nde açılan sepet örücülüğü kursu, katılımcılarına sadece geleneksel bir el sanatını öğretmekle kalmıyor aynı zamanda ev ekonomilerine katkı sağlayarak ve psikolojik rahatlama sunarak çok yönlü faydalar sağlıyor. Kursa katılan kadınlar, usta öğreticiler eşliğinde birbirinden güzel ve özgün sepetler örerek hem el becerilerini geliştiriyor hem de bu ürünleri internet üzerinden satarak aile bütçelerine destek oluyorlar.


Kursun özellikle psikolojik rahatsızlıkları olan katılımcılar için adeta bir terapi gibi geldiği belirtiliyor. Sepet örme sürecinde odaklanma, el-göz koordinasyonu ve ortaya çıkan somut ürünün verdiği tatmin duygusu, kursiyerlerin stres seviyelerini düşürmelerine ve kendilerini daha iyi hissetmelerine yardımcı oluyor. Halk Eğitimi Merkezi’nde devam eden kursta, farklı boyutlarda, modellerde ve tekniklerde sepet örme becerileri kazanan kadınlar, doğal malzemeleri kullanarak hem geleneksel el sanatını yaşatıyor hem de modern tasarımlarla ürün yelpazelerini genişletiyorlar. İnternet üzerinden satış yaparak kendi işlerinin patronu olan bazı kursiyerler, el emeği göz nuru ürünlerine olan talebin kendilerini motive ettiğini ifade ediyorlar.


Kurs sayesinde hem yeni bir meslek edindiklerini hem de sosyal bir ortamda bulunarak yalnızlık hissini aştıklarını belirten kursiyerler, Halk Eğitimi Merkezi’nin bu tür destekleyici kurslarının önemine vurgu yapıyor.


Yaptığı el emeği göz nuru ürünleri ve çalışmasını anlatan Fadime Yılmaz Çeçen, "Sepet örücülüğü kursunda hasır bitkisini kullanıyoruz. Ülkemizde yetişin bu bitki çoğu farklı bölgelerde farklı isimlerde hasır otu, kamış, papur otu ve b-perde otu diye geçiyor. Biz bu hasır otunu ıslatarak, yumuşatarak kalıp üzerinde çalışıyoruz. Halk Eğitimi Merkezi kurslarının şöyle bir katkısı var. Çoğu ev hanımı olan kursiyerlerimle ürettiğimiz bu ürünleri tanıtma imkânımız oldu. Tanıtmanın yanında ekonomik olarak ev ekonomisine katkıda bulundular. Gerek sosyal medyadan gerek elden satış imkânı sundu. Halk Eğitimi Merkezi kursları açılması hem sosyal hem de psikolojik anlamda hobi edinme amacıyla başlanan bu kursta ekonomik olarak katkı sağladığı için beni ve kursiyerlerimi çok çok mutlu etti. Daha çok üretmeyi hedefledik. Geçmişten unutulmaya yüz tutmuş bu hasır örücülüğünü bizlere ve yeni nesillere ulaştırmayı hedefledik. Halk Eğitimi Merkezi kurslarında sadece hobi edinmek değil burada keyifli, verimli vakit geçiriyoruz. Hem eğleniyoruz hem de üretiyoruz" dedi.


Kursiyer Hayriye Filikçi ise "Halk Eğitimi Merkezi kurslarına sepet örücülüğüne geliyorum. Psikoloji olarak bana çok iyi geliyor, terapi oluyor. İlaç kullanıyordum bıraktım. İnternet üzerinden satış yapıyorum. Aileme destek oluyorum" şeklinde konuştu.


7 yıldır kursa eğitim ve iş yapan Aysun Kara, "Yaklaşık 6-7 aydır sepet örücülüğü kursuna devam ediyorum. Yok olamaya yüz tutmuş geleneksel Türk el sanatlarından birisi olan sepet örücülüğüne devam ettiğimiz için ve bundan sonraki kuşaklara aktarabilmek için kendimizi gerçekten mutlu hissediyoruz. Geleneksel el sanatları olarak devam etmemin yanı sıra farklı malzemeler kullanarak dekoratif ürünler üretmeye çalıştık. Burada hem sosyalleşme hem stres atma hem de ekonomik destek sağlayacak bir uğraşı olduğu için gerçekten bizim için güzel bir fırsat oldu" ifadelerini kullandı.


(GÖ-YC-

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır’a gelen ziyaretçiler 540 yıllık ‘Dört Ayaklı Minare’nin etrafından 7 kez geçerek dilekte bulunuyor Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesinde bulunan yaklaşık 540 yıllık Dört Ayaklı Minare’nin altından 7 kez geçen ziyaretçiler, dua edip dilek tutuyor. 33 medeniyete ev sahipliği yapan Diyarbakır, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan tarihi asırlık surları, Dört Ayaklı Minare, İçkale Müze Kompleksi, İslam aleminin 5. Harem-i Şerif’i kabul edilen Ulu Cami, On Gözlü Köprü, Hasanpaşa Hanı, Meryem Ana Kilisesi, Zerzevan Kalesi, Sülüklü Han, Deliler Hanı gibi çok sayıda tescilli yapısı, gıda ve ürünleriyle yerli ve yabancı turistleri çekiyor. Kente gelen yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktalarından biri de Dört Ayaklı Minare oluyor. Halk arasında "Dört Ayaklı Minare" olarak adlandırılan bu yapının her bir sütununun bir İslam mezhebini temsil ettiği yorumlanırken, ziyaretçiler ise altından geçip, etrafından 7 kez dolanarak dua edip dilek tutuyor. Antalya’dan ziyaret için Diyarbakır’a gelen Erva Artar, "Dört Ayaklı Minare var, hayallerimi diledim. Bakalım nasıl olacak. Çok beğendim, çok memnun kaldım. 7 kere geçtim. Bayağı meşhur yermiş, bakalım nasıl olacak" dedi. Emniyet Kaplan, 10 yaşından beri buradan geçtiğini ifade ederek, "Bir dileğim kabul olmadı. Gittikçe fakirleştim" diye konuştu. Ferit Yıldoğan, gezme amaçlı geldiğini belirterek, "Pek bir bilgim yok. Sadece rehberlik ettikleri için 3 tur dönüp dilek tutulduğunu söylediler, biz de tuttuk. Allah nasip ederse inşallah kabul olur" şeklinde konuştu. Kamile Mecidiye ise, "Buranın her yeri tarih, çok güzel, doyamadık. Kızlarıma dua ettim, kendi dileklerimi söyledim. Rabbim inşallah ziyaretimizi, dualarımızı kabul eder. 7 defa geçtim" ifadelerini kullandı. Şule Kılıç, Dört Ayaklı Minare’nin etrafından 7 defa geçtiğini ve atanmak istediğini söyledi. Ece Cimcimzeren de, "Niğde’den geldik. Dediler buradan 7 kez geçince dilekler kabul oluyormuş, biz de öyle yaptık. 7 kez dolandık ve dileklerimiz kabul olsun diyoruz. Hem bu dünya, hem öbür dünyayı" dedi.