KÜLTÜR SANAT - 16 Ocak 2021 Cumartesi 09:32

Amasya’da 2 bin 500 yıllık ateş tapınağı bulundu

A
A
A
Amasya’da 2 bin 500 yıllık ateş tapınağı bulundu

Amasya’daki Oluz Höyük kazılarında Pers dönemine ait 2 bin 500 yıllık ateş tapınağının buluntuları ortaya çıkarıldı.

Amasya’daki Oluz Höyük kazılarında Pers dönemine ait 2 bin 500 yıllık ateş tapınağının buluntuları ortaya çıkarıldı. Kazı Başkanı Prof. Dr. Şevket Dönmez, “Bu tapınağın dünyanın bilinen en eski ateş tapınağı olduğunu değerlendiriyoruz” dedi.


İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevket Dönmez, 14 yıldır arkeolojik kazıların gerçekleştirdiği Oluz Höyük’te saptanan Pers dönemine ait ateş tapınağı buluntusunun Anadolu’daki dinler tarihinin seyrinin değişmesi bakımından önemli olduğunu belirtti.


Ateş tapınaklarının çoğunlukla başta İran olmak üzere Ön Asya bölgesinde görüldüğüne değinen Prof. Dr. Dönmez, “Pers dönemine kadar Anadolu’da çok tanrılı dinlere inanılıyordu. İlk defa Pers döneminde burada tek tanrılı inancın, bir monoteizm diyebileceğimiz tanrıların birlenmiş olduğu bir inancın burada yaşanmış olduğuna dair bulgular karşımıza çıkıyor. Burada yaşayan insanlar bir ‘ateşgede’ inşa etmişler. Ateşgedenin yanına kutsal yollar ve platformlardan oluşan kutsal bir alan inşa etmişler. Heykel ya da insan betimi gibi herhangi bir figür kullanmamışlar” diye konuştu.


Yerleşmenin ortasında taşlarla kaplı yaklaşık 20 metre uzunluğundaki yol kalıntısının göze çarptığını vurgulan Dönmez, “Bu yolun güneyindeki alanın tamamen Perslerin dinsel yapılanmasına ayrılmış olduğunu kazı çalışmalarında ortaya çıkardık. Özelikle 2013 yılı çalışmalarından itibaren saptadığımız ve içinde kutsal ateş çukuru da içeren bir ‘ateşgede’ kalıntısı, ateş tapınağı diye de nitelendirebileceğimiz yapıyı ortaya çıkardık” şeklinde konuşu.


Kazılara, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Amasya Valiliği ile Amasya Belediyesi’nin desteğiyle devam edilecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çanakkale 3 yıl sonra böbrek nakliyle sağlığına kavuştu Çanakkale’de, 3 yıl önce böbrek yetmezliğine yakalanan 41 yaşındaki Turan Cinislioğlu, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Organ Nakli Merkezinde gerçekleştirilen böbrek nakliyle tekrar sağlığına kavuştu. Çanakkale’de yaşayan Turan Cinislioğlu (41) 3 yıl önce hipertansiyona bağlı böbrek yetmezliği nedeniyle Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesine başvurdu. Diyalize girmeye başlayan Cinislioğlu, nakil için sıra bekledi. Cinislioğlu’na, Bursa’da trafik kazası sonucu hayatını kaybeden bir kadının ailesi tarafından bağışlanan böbreği başarılı bir şekilde nakledildi. Organ naklinin ardından sağlığına kavuşan Cinislioğlu’nun diyalize girme ihtiyacı kalmadı. ÇOMÜ Organ Nakil Merkezi Müdürü Prof. Dr. Cabir Alan, Turan Cinislioğlu’nun 3 yıl önce hipertansiyona bağlı böbrek yetmezliği tablosuyla hastanelerine başvurduğunu ve diyalize alındığını belirterek, "Ülkemiz şartlarında böbrek yetmezliğinin en önemli nedeni hipertansiyon ve diyabettir. Turan Beyde böbrek yetmezliği gelişince hem diyalize başladı hem organ nakli için sıraya girdi. 3 yıl önce merkezimize kayıt oldu. Bu süre zarfında biz kendisini 3 kere çağırdık ama uygun böbrek bulunmadı. 10 gün önce Bursa’da motosiklet kazası sonrası beyin ölümü gerçekleşen bir hastanın yakınları organlarını bağışlama kararı aldı. Organlardan bir tanesi de merkezimize uygun görüldü. Sağlık Bakanlığından gelen listede de Turan Bey ikinci sıradaydı. İlk hasta uygun olmadığı için. Turan Bey’in uygunluk testi de pozitif gelince kendisine böbreği naklettik. Ameliyatın onuncu günü idrar çıkışı 2 litrenin üzerinde. Böbrek fonksiyon değerleri de normale yaklaştı. Şu an itibarıyla Turan Bey’in artık diyalize girme ihtiyacı kalmadı. Günlük hayatını, iş hayatını eskisi gibi normal yoldan devam edebilecek" dedi. Organ naklinin ardından sağlığına kavuşan Turan Cinislioğlu, "Rahatsızlanarak ambulansla hastaneye geldiğim bir gün böbreğim alınmıştı. Cabir Hoca’yı tavsiye etmeleri üzerine Organ Nakli Merkezine başvurumu yaptım, bekliyordum. Ameliyattan korkuyordum ama ağrı sızı hissetmiyorum. Sağlığıma kavuştum Cabir Hoca’ya her gün dua ediyorum. Herkesi organ bağışçısı olmaya davet ediyorum. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesine, ÇOMÜ Hastanesine, Prof. Dr. Cabir Alan’a, hemşirelere tüm çalışanlara teşekkür ediyorum" diye konuştu.