SPOR - 01 Mayıs 2024 Çarşamba 13:48

TFF Yönetim Kurulu: "18 Temmuz’a kadar görevimizin başında olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz"

A
A
A
TFF Yönetim Kurulu: "18 Temmuz’a kadar görevimizin başında olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz"

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), daha önce 18 Temmuz 2024 olarak açıklanan olağan seçimli genel kurul tarihinde herhangi bir değişiklik yapılmayacağını ve bu tarihe kadar mevcut yönetimin görevine devam edeceğini duyurdu.

TFF’nin sitesinden konuya ilişkin yapılan açıklamada, "Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu; görev süresinin dolmasına 3 yıl kalmasına rağmen 18 Temmuz’da yapılacak TFF Mali Genel Kurulu’nun Seçimli Genel Kurul olarak yapılmasına karar vermiş ve bu kararı kamuoyuna ilan etmiştir.

Süreç içerisinde Süper Lig ve 1. Lig Yayın İhalesi kulüplerimize ciddi bir gelir getirecek şekilde tamamlanmış, harcama limitleri ve yabancı kuralı gibi düzenlemeler kulüp menfaatleri doğrultusunda yeniden belirlenmiştir. Mevcut durumda Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu’nun yanı sıra kurulların da görev sürelerinin bitmesine üç yıl kala, 18 Temmuz’da yapılacak Seçimli Genel Kurul öncesinde yeni sezonla ilgili tüm hazırlıklar mevcut işleyişi aksatmayacak şekilde, eksiksiz hayata geçirilmiştir.

Olmazsa olmazımız milli takımımız

Buna rağmen, tarihinde ilk kez eleme grubunu lider tamamlayarak Avrupa Futbol Şampiyonası’na katılma hakkı kazanan A Milli Takımımızın turnuva öncesi hazırlıklarını aksatma ihtimalini bile hiçe sayan bazı kulüp yöneticilerinin, tam da Avrupa Futbol Şampiyonası’nın başlayacağı tarihlerde Seçimli Genel Kurul yapma yönündeki ısrarlı çabalarını hayretle izliyoruz. Gönül verdiği renkler ne kadar farklı olsa da, geçmişte ay-yıldızlı forma söz konusu olduğunda ortak bir paydada buluşmayı görev bilen bir anlayışın aksine, kamuoyunca malum bazı isimlerin kişisel hırs ve menfaatlerini milli menfaatlerin bile üstünde tuttuğuna ibretle şahit oluyoruz. Avrupa Futbol Şampiyonası hazırlıkları kapsamında 4 Haziran’da İtalya, 10 Haziran’da Polonya ile deplasmanda özel maçlar yapacak A Milli Takımımız, Avrupa Futbol Şampiyonası’nda 18 Haziran’da Gürcistan, 22 Haziran’da Portekiz, 26 Haziran’da Çekya ile karşılaşacak. 14 Temmuz’da da Avrupa Futbol Şampiyonası sona erecek. Seçimli Genel Kurul’un 18 Temmuz’da yapılması kararı, milli takımın yoğun maç takvimi göz önünde bulundurularak alınmıştır. Bir büyük milletin tek yürek olacağı bu tarihlerde kişisel çıkarları uğruna TFF kongresi yapılmasını talep etmek abesle iştigalden daha fazlası değildir.

Turnuvanın başladığı tarihlerde seçim yapmak isteyenler unutmamalıdır ki; Türkiye Futbol Federasyonu olarak birincil önceliğimiz her koşulda ay-yıldızlı formadır. 85 milyonun gururla izleyeceği milli takımımızı Almanya’da yalnız bırakmak pahasına, oyuncularımızın ve teknik heyetimizin moral değerlerini aşağıya çekecek her türlü çabanın önüne geçmek, başlıca sorumluluğumuzdur. TFF Yönetimi olarak tüm mesaimizi ve enerjimizi A Milli Futbol Takımı’nın başarısı için harcayacak ve bazı kulüplerimizin yöneticilerinin düştüğü hatalara düşmeyeceğiz. Almanya’da çalınacak ilk düdükten itibaren oyuncularımızın yanında olmak yerine, seçimi Avrupa Futbol Şampiyonası ile eş zamanlı yapma ısrarı, en hafif tabirle bu ülkenin değerlerine uzak düşmektir. Milli değerlerimizden uzak bu beyhude çabayı yüce Türk milletinin takdirine bırakıyoruz.

Çok adaylı; iyi hazırlanılmış; demokratik bir seçim için 18 Temmuz

Unutulmamalıdır ki; adil, şeffaf ve demokratik bir seçim ortamının tesis edilmesi için tüm adaylara seçime hazırlık için yeterli bir süre tanınması bir zorunluluktur. Aksi durumda aceleye getirilmiş bir seçim ortamı altında yarışacak adayların Türk futbolunun menfaatlerini temsil edebilme çabaları sekteye uğrayacaktır. Bizim tüm gayemiz, TFF’de demokratik bir seçimin yapılabilmesi için gerekli şartların sağlanması adına adil ve rekabetçi bir zemin oluşturabilmektir. Seçim sürecini oldu bittiye getirmeye çalışan az sayıda kulüp yöneticisinin bu tutumu tüm kulüplerimizi endişeye sevk etmiş ve bu yaklaşım Türk futbolunu iyiye götürme çabasından çok kaosla beslenenlerin başarısızlıklarını Türk futboluna sıçratma çabası olarak görülmüştür.

Görev süremizin 3 yıl daha devam ettiği bir ortamda bile seçim kararı alarak görev süremizi seçimle sınırlamamızın yegâne sebebi; Türk futbol ailesinin uzun vadeli çıkarlarını bizden daha doğru şekilde temsil edeceğine inanan adaylara bu iradelerini gösterebilme imkanını sağlamaktır.

Açıkça ifade etmek isteriz ki; Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı ve Yönetim Kurulu, 18 Temmuz’da yapılacak seçimli genel kurul öncesinde TFF Genel Kurul Üyelerinin büyük bir çoğunluğunun takdirini ve teveccühünü kazanmıştır. Bu süreçte diyalog yolunu sürekli açık tutan, 18 Temmuz’da yapılacak seçimli genel kurulun Avrupa Şampiyonası sırasında yapılması için ısrarla çalışanlara imza vermeyen, bize teveccüh gösteren büyük Türk futbol ailesine teşekkür ederiz. Adalet değil ayrıcalık bekleyen azınlığın değil, Türk futbol ailesinin takdirini önceleyen ve görev süresinin tamamlanmasına 3 yıl varken seçimli kongre kararı alan Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı ve Yönetim Kurulu, çalışmalarına ara vermeden devam edecektir.

Hedef TFF Başkanı ve Yönetim Kurulu değil

Yeni sezon öncesi Kulüpler Birliği Vakfı’nın talepleri ve kulüplerimizin menfaati doğrultusunda yayın ihalesi, harcama limitleri, yabancı kuralı gibi kritik tüm konularda hazırlıklarını tamamlamış, adayların sağlıklı hazırlanabilmesi için görev süresinin tamamlanmasına 3 yıl varken 18 Temmuz 2024 tarihinde yapılmak üzere seçimli genel kurul kararı almış ve A Milli Futbol Takımımıza tam konsantre olmuş Türkiye Futbol Federasyonu’na Avrupa Futbol Şampiyonası sırasında ısrarla acele seçim yaptırmaya çalışılmasının hedefinin TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi ve Yönetim Kurulu olmadığını düşünüyoruz. Tüm Türkiye’nin A Milli Futbol Takımımızla birlikte Avrupa Futbol Şampiyonası’na konsantre olacağı bir dönemde ısrarla acele seçim yapılmasını isteyen azınlığın asıl hedefi ve amacı nedir?

Tüm şartlar oluşsa dahi seçimli olağanüstü genel kurul 60 gün sonra yapılabilir

Seçimli Genel Kurul’da oy hakkı olan 324 delegeye sahip ve özerk bir kurum olan Türkiye Futbol Federasyonu’nda, statü gereği olağanüstü kongre çağrısı yapılabilmesi için toplam delege sayısının yüzde 40’ına karşılık gelen 130 delegenin noter onaylı, resmi imzayla TFF’ye çağrı yapması gerekmektedir. Bu durumda olağanüstü kongre kararı alma yetkisi TFF Yönetim Kurulu’ndadır. TFF Yönetim Kurulu’nun olağanüstü kongre kararı alması durumunda karardan 30 gün sonra olağanüstü kongre toplanır. Toplanan kongrede seçim kararı alınması için delege sayısının yüzde 50’sinin 1 fazlası olan 163 delegenin onayı gerekir. 163 delege, seçimli olağanüstü genel kurul yapılması teklifini onaylarsa bu durumda özerk TFF statüsü gereği ancak 30 gün sonra bu kez seçimli olağanüstü genel kurul toplanmasına karar verilebilir. Özetle 1 ayı aşkın bir süredir olağanüstü kongre kararı için yeterli imzayı toplayamamış azınlığın yeterli imzaları toplayabilmesi durumunda dahi seçimli olağanüstü genel kurul için 60 gün süre geçmesi gerekir.

Azınlık çoğunluğa tahakküm edemez

Kongre için ilan edilen tarihin öne çekilmesi için TFF Başkanı ve Yönetim Kurulu üyelerine, yakınlarına, TFF Genel Kurul üyelerine, kulüplerin sponsorlarına tehdit mesajları gönderen, toplumsal huzura zarar verecek kavgacı bir tavır takınan bu azınlığın, çoğunluk üzerinde tahakküm kurma çabalarına asla izin verilmeyecektir. Görev süremiz boyunca futbol camiası içerisinde hakim kılmaya çalıştığımız diyalog ve iş birliği ortamına zarar vermeye çalışanların kötü niyetli eylem ve girişimleri, bir kez daha sonuçsuz kalacaktır. Günü değil geleceği kazanmak için çalışmalarını sürdüren, 2032’de ev sahipliği yapma hakkı kazandığımız Avrupa Futbol Şampiyonası’nda Avrupa Şampiyonu olacak milli takımın temellerini atan TFF Yönetim Kurulu olarak, 18 Temmuz 2024 tarihine kadar görevimizin başında olduğumuzu bir kez daha Türk futbol kamuoyuna saygıyla ilan ediyoruz" denildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Kütahya Tasarım Teknokent’in yeni binası açılışa hazır hale geldi Dumlupınar Teknoloji geliştirme bölgesinde yer alan Kütahya Tasarım Teknokent Yönetici A.Ş. yeni binası açılışa hazır hale geldi. Hem konuyla ilgili incelemelerde bulunmak hem de mevcut Teknokent yönetimi ve şirketlerini ziyaret etmek üzere Kütahya’ya gelen Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Arge Teşvikleri Genel Müdürü Muhammed Bilal Macit, bir dizi ziyaretlerde bulundu. Genel Müdür Macit’ten Rektör Süleyman Kızıltoprak’a ziyaret Genel Müdür Muhammed Bilal Macit, Dumlupınar Üniversitesi Rektörü ve Tasarım Teknokent Yönetici A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak’ı ziyaret edip bilgi alışverişinde bulundu. Rektör Kızıltoprak yaptığı konuşmada, teknokentlerin ülkenin Arge ve inovasyon ekosistemi üzerinden ekonomik büyüme ve kalkınmaya büyük destek verdiğini, Kütahya Tasarım Teknokent olarak başarılı projelerle hızla yukarılara tırmandıklarını, yeni bina ile beraber çok daha başarılı projelere imza atacaklarını ifade etti. Muhammed Bilal Macit, ardından teknokent’e geçti. Genel Müdür Prof. Dr. Ersan Öz tarafından yapılan sunumu dinleyen Macit ve beraberindeki heyet ardından projelerini başarıyla sürdüren bazı teknokent firmalarını ziyaret edip, yeni yapılan teknokent binasında incelemelerde bulundu. Yeni binanın açılışa hazır hale geldiğini gören Genel Müdür Muhammed Bilal Macit, " Kapatılmak üzere olan bir teknokentten bu noktaya gelen Kütahya Tasarım Teknokenti tebrik ediyoruz. Bakanımızın programına göre yakında açılışını yapabileceğimiz teknokentten hem nitelik hem nicelik olarak çok daha iyi projeler çıkacağına, ülke ekosistemine katkılar sağlayacağına inanıyoruz. Kütahya Teknokent ülke sıralamasında da üst sıralara tırmanacaktır" şeklinde konuştu.
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Cari dengelerimizi geçen yıldan bu yana neredeyse yarı yarıya iyileştirdik" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Cari dengelerimizi geçen yıldan bu yana neredeyse yarı yarıya iyileştirdik” dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ankara’da TOBB’un 80. Genel Kurulu’na katıldı. Yılmaz, İşçi kesimiyle sendikalarla sivil toplum kuruluşlarıyla konuşarak, görüşerek onlardan alınan fikirlerle Orta Vadeli Programını şekillendirdiklerini bugüne kadar programı hayata geçirdiklerini vurguladı. Orta vadeli programın 3 yıllık perspektif olduğuna değinen Yılmaz, “Cumhurbaşkanımızın güçlü siyasi desteğiyle, iradesiyle orta vadeli programı adım adım hayata geçiriyoruz. Ancak adı üzerinde orta vadeli bir program 3 yıllık bir perspektif. Doğru bir yola girmişseniz, doğru bir programı hayata geçiriyorsanız zaman zaman konjonktürel gelişmelerle olumlu veya olumsuz etkilenmeler olabilir ama esas olan program. Doğru bir program ve doğru bir yola girmişseniz hedeflerinize ulaşınız. Biz de programımızı, kararlılığınızla hayata geçiriyoruz ve inanıyoruz ki bu programın sonunda istikrar içinde büyüyen, gelirini adil paylaşan, kalıcı sosyal refah üreten bir ülke olmak hedefimizi çok daha güçlü bir şekilde hayata geçireceğiz” diye konuştu. “Bir üst lige çıkmamız gerekiyor” Türkiye’nin kalkınmakta olduğunu ve gelişmekte olan bir ülke olduğunu ifade eden Yılmaz, "Gerçekten kolay değil bir eşikteyiz. Bir üst lige çıkmamız gerekiyor. Az önce Özgür Bey söylediği açmazlar aslında bir taraftan da orta gelir tuzağı dediğimiz sadece bize özgü olmayan dünyanın her yaşanan hadiseler. Orta gelir tuzağının özü şudur. Düşük emekle belli ülkelerle artık rekabet edemez hale gelirsiniz. Yüksek teknolojide de gelişmiş ülkelerle rekabette zorlanırsınız. Orta gelirin tanımı bu zaten. Dolayısıyla biz bu acılardan elbette düşük gelirle çıkmayacağız. Daha yüksek katma değerler, daha yüksek teknolojik içerikle ve ülkemizin refahını daha kalıcı bir şekilde arttıracak üretim gücüyle çıkacağız. Rekabet gücüyle verimlilikle çıkacağız. Bunun da özü şu daha fazla ihracat, cari açığı daha aşağı çeken rekabetçi bir Türkiye. İş dünyamızın da tam bu noktada hayati bir rol oynayacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı. “Cari dengelerimizi geçen yıldan bu yana neredeyse yarı yarıya iyileştirdik” Cari dengenin geçen yıldan bu yıla neredeyse yarı yarıya iyileştirdiklerini vurgulayan Yılmaz, “Geçen yılın ortalarında 60 milyar dolar civarında olan cari açığımız bugün 32 milyar doların altına inmiş durumda. Cari açığı, bir tanımı da şudur değerli arkadaşlar. Yatırımlarınızla, tasarrufunuz arasındaki fark kadar cari açık verirsiniz. Tasarruflarınız yatırımlara yetmiyorsa başka ülkelerin tasarruflarını kullanmak zorunda kalırsınız. Biz kalkınmakta olan bir ülkeyiz. Bu dengeyi yatırımlarımızı azaltarak değil, tasarruflarımızı arttırarak kurmak zorundayız. Bu tasarruf kamuyla özelle bütün bir toplum olarak başarmak durumundayız. Sağlıklı, sürdürülebilir bir büyüme için makro tasarruflarımızı arttırmamız gerekiyor. Burada da kamu olarak öncülük yapma gayreti içindeyiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın yine ortaya koyduğu vizyonla ve talimatlarla kamuda kapsamlı bir tasarruf programını başlatmış durumdayız. Bu makro hedeflere buradan kamunun daha fazla katkıda bulunacağına inanıyoruz. Ancak özel sektörün desteği olmadan, çabası olmadan bütün bu hedeflere ulaşmamız mümkün değil” şeklinde konuştu. Özel sektöre seslenen Yılmaz sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Sizlerin desteğini her anlamda fikir anlamında da ortaya koyacağınız çalışmalar anlamında da bekliyoruz. Kamu ve özel olarak daha fazla tasarruf edelim. Tasarruflarımızı daha üretken alanlara kanalize edelim ki ülkemiz işte orta gelir tuzağı dediğimiz sürecin açmazlarından çıksın ve üst gelir liginde çok daha güçlü bir konuma yükselsin. Kamu ve özel birlikte bunu başaracağımıza yürekten inanıyorum. Siyasetin burada mutlaka kutuplaşmadan uzaklaşması milli konularda seksen beş milyonun ortak menfaatleri konusunda bir araya gelmeyi başarması gerekiyor. Bu anlamda sayın cumhurbaşkanımız ve genel başkanımızla sayın ana muhalefet genel başkanı Özgür Özer Bey’in bir araya gelmeleri, görüşmeleri siyasetimiz bakımından da son derece olumlu ve geleceğe dönük umut verici bir gelişme olmuştur. Bunun da devamını diliyoruz. Demokratik bir ülkeyiz elbette farklılıklarımız olacak, elbette farklı fikirler olacak bunlar da bir zenginlik. Ama yeri geldiğinde ülkemizin ortak menfaatleri için seksen beş milyonun geleceği için bir araya gelmeyi, birlikte hareket etmeyi de başarmak durumundayız. Ben buna şirket işbirlikçi rekabet diyorum. Yeri geldiğinde iş birliği, yeri geldiğinde rekabet edebilmeli siyasi partiler. Bunun da inşallah daha güzel örneklerini önümüzdeki dönemde görürüz." Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugün genel kurulda yeşil pasaport müjdesini hatırlatan Yılmaz, "Onun da hayırlı olmasını diliyorum. Gerçekten en fazla bu anlamda özel sektörün desteklenmesi lazım. Şahsi lüksleri için değil. Bu ülke daha fazla katma değer, ihracat, döviz kazandırmaları için, daha fazla insanımıza aş, iş, imkan oluşturabilmeleri için bizim de özel sektörün her zaman yanında olmamız gerekiyor. Bundan sonra da bütün politikalarımızla sizlerle istişare içinde hep birlikte şekillendirip uygulayıp izleyeceğimizi özellikle belirtmek istiyorum. Genel kurulunuzun tekrar hayırlı olmasını, hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinizi saygıyla, muhabbetle selamlıyorum” dedi.
Kütahya Kütahya’nın talepleri Kentsel Dönüşüm Başkan Yardımcısına iletildi AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, Milletvekilleri Adil Biçer, İsmail Çağlar Bayırcı ve Mehmet Demir ile birlikte Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkan Yardımcısı Mehmet Sabri İnce ile görüşerek Kütahya’ya dair taleplerini ilettiklerini belirtti. İl Başkanı Mustafa Önsay, konuyla ilgili yaptığı açıklamada,” Kütahya’mızda devam eden Vefa Mahallesi Kentsel Dönüşümü Ekim 2022’ de başlanılan 495 konut 10 ticari birim ve 1 adet cami inşaatında yüzde 85 seviyesine ulaşılmış durumdadır. 650 milyon TL tutarındaki projenin 2-3 ay içerisinde tamamlanması hedeflenmektedir. “Talebimiz” Hak sahipliği çalışmaları tamamlanmış olan Vefa mahallesinde, hak sahipleri ile yapılacak olan uzlaşma görüşmelerine hemen başlanılması, Vefa mahallesinde yapılan 495 konut yeterli olmadığından dolayı, mahallenin dönüşümü için 2.etap yapım işine başlanılması. “Osmangazi Mahallesi Kentsel Dönüşümü” Ekim 2022’ de başlanılan 495 konut 5 ticari birim ve 1 adet cami inşaatında yüzde 85 seviyesine ulaşılmış durumdadır. 510 milyon TL tutarındaki projenin 2-3 ay içerisinde tamamlanması hedeflenmektedir. “Talebimiz” Osmangazi mahallesinde, hak sahipliği çalışmalarının bir an önce tamamlanarak, hak sahipleri ile yapılacak olan uzlaşma görüşmelerine başlanılması. “Paşam Sultan, Maruf Ve Börekçiler Mahalleleri Kentsel Dönüşümü” Ocak 2023’te Rezerv alan olan Parmakören Mahallemizde başlanılan 166 daire 4 ticari ünitenin yapımında yüzde 45 seviyesine ulaşılmıştır. 250 milyon TL tutarındaki yatırımın 2024 sonunda tamamlanması hedeflenmektedir. “Talebimiz” Hak sahipliği çalışmaları tamamlanan 3 mahallemizde Hak sahipleri ile yapılacak olan uzlaşma görüşmelerine hemen başlanılması. “Uzlaşma Uygulaması” Uzlaşma görüşmelerinde vatandaşa mevcut taşınmazının(arsa+bina) değeri açıklanarak eğer vatandaş yeni daire almak istiyorsa, mevcut taşınmazın değerine göre aradaki bedel farkını ödemek kaydı ile vatandaşa daire verilerek uzlaşma tutanağı düzenlenecek, eğer vatandaş yeni daire istemiyorsa, vatandaşa mevcut taşınmazın değeri verilecektir. Vatandaş her iki durumda da uzlaşmak istemiyorsa, alan içerisindeki hak sahiplerinin en az yüzde 50+1 oranında uzlaşma olması şartıyla Kentsel Dönüşüm Başkanlığı tarafından vatandaşın taşınmazı kamulaştırılmaktadır. “Sultanbağı Mahallesi Kentsel Dönüşüm 1.Etap” Sultanbağı Mahallesi sınırları içerisinde riskli alan edilen 30,50 hektarlık riskli alanının dönüşümünde, Bakanlık tarafından riskli alan büyüklüğü dikkate alınarak etaplar halinde yapılması kararı alınmıştır. İlk Etap kapsamında yapılacak olan alanda hak sahipliği ve uzlaşma görüşmeleri yapılarak, yaklaşık yüzde 78 uzlaşma sağlanarak imza altına alınmıştır. “Talebimiz” Mevcut yapıların yıkılarak, yerinde dönüşüm ile yapılması planlanan 380 konutun yapım işi ihalesinin bir an önce yapılması ve inşaata başlanılması. “Merkez Küçük Sanayi Sitesi Kentsel Dönüşümü” 2013 yılında Riskli Alan olarak ilan edilen Küçük Sanayi Sitesinde bulunan iş yerleri için, İnköy mahallemizde TOKİ tarafından ilk etapta 372 işyeri (Bölüntü yapılarak 530 işyeri yapılması planlanıyor) 3 adet kargo, 3 adet banka, 1 adet sosyal tesis binası yapımına Ekim 2022 tarihinde başlanılmıştır. 1 Milyon 200 bin TL tutarındaki yatırımın 2025 yılının ortasında teslim edilmesi planlanmaktadır. 8 Nisan 2021 tarihinde imzalanan protokole göre işyeri almak isteyenlerden, proje bedelinin yüzde 10’u alınmış olup, işyeri teslim aşamasında, başvuru sırasındaki başvuru bedeli düşülmek üzere yüzde 25 peşinat alınacak olup geriye kalan tutar 60 ay vade ile ödenecek ve artış oranında 6 aylık memur maaşları esas alınacak, işyerleri TOKİ tarafından çekilecek kura ile teslim edilecektir. “Talebimiz” Mevcut yapılan ilk etaptaki işyeri sayısı ve işyeri büyüklükleri yeterli olmadığından, TOKİ tarafından 2. Etap çalışmalarına başlanılması gerekmektedir. Mevcut devir edilen arazi yaklaşık 950 dönüm olup 2.etapta yapılacak olan işyerleri için yeterli alan bulunmaktadır. Başkan yardımcımıza 5 başlıkta ilettiğimiz taleplerimize gösterdiği ilgi ve yaklaşım için teşekkür ederiz” dedi.
Bursa Bisikletliler trafikte farkındalık için sessiz sürdü Bursa’da Nilüfer Kent Konseyi Bisiklet Grubu, trafikte yaralanan ve hayatını kaybeden bisiklet sürücüleri için sessiz sürüş gerçekleştirdi. Dünya genelinde ve Türkiye’de 36 ilde sürücüler siyah giyinerek 20 kilometre hızın üstüne çıkmadı. Nilüfer Kent Konseyi Bisiklet Grubu bisiklet sürücüleri trafikte var olduklarını göstermek amacıyla dünya genelinde ve Türkiye’de 36 ilde aynı anda "Sessiz Sürüş" etkinliği düzenledi. Nilüfer Kent Konseyi önünden başlayan tur, şehir içinde devam etti. Sürücüler sessiz sürüş esnasında dikkat çekmek amacıyla siyah giyinerek 20 kilometre hızın üstüne çıkmadı. Trafikte yaralanan ve öldürülen bisiklet sürücülerini anmak için dünyanın birçok ülkesinde eş zamanlı olarak sessiz sürdüklerini ifade eden Nilüfer Kent Konseyi Bisiklet Grubu Başkanı İdris Yüce, "Sessiz Sürüş, halka açık yollarda bisiklet sürerken ölen bisikletçileri anmak ve yaralananlara destek olmak amacıyla her yıl yapılan uluslararası bir bisiklet turu. Bu sürüş bisikletlilerin yollarda, özellikle de trafikten kaynaklanan tehlikeler konusunda sürücülerin, halkın ve karar vericilerin farkındalığının artırılmasına yardımcı olmak amacıyla yapılıyor. İlk ’Sessiz Sürüş’, 2003 yılında Dallas, Tekas’ta Chris Phelan tarafından düzenlendi. Birçok katılımcı bu deneyimi çok etkileyici buldu. Tek seferlik bir etkinlik olarak düşünülse de o günden bu yana her yıl tekrarlanıyor. Dünyanın dört bir yanındaki bisikletçiler bu harekete katıldı. Çoğu Amerika Birleşik Devletleri ve Antartika da dahil olmak üzere 7 kıtanın tamamında yaklaşık 400 noktada katılım sağlanarak her yıl büyüyor. ’Sessiz Sürüş’ Mayıs ayının üçüncü çarşamba akşamı yapılıyor. Bu yıl da 15 Mayıs Çarşamba günü dünyanın birçok ülkesi ile eş zamanlı bir şekilde saat 19.00’da trafikte yaralanan ve öldürülen bisikletçi dostlarımızı anmak, haklarımız için farkındalık oluşturmak ve sürücülere yolu paylaşmaları gerektiğini anlatmak için toplandık" şeklinde konuştu.