GENEL - 23 Şubat 2021 Salı 12:07

İtfaiye eri o anı anlattı:

A
A
A
İtfaiye eri o anı anlattı:

Amasya’nın Taşova ilçesinde 22 Şubat Pazartesi günü akşam saatlerinde bağ evinde çıkan yangında ev kullanılamaz hale gelmiş, evin duvarında alçıpandan yapılan Türk Bayrağı yanmamıştı.

Amasya’nın Taşova ilçesinde 22 Şubat Pazartesi günü akşam saatlerinde bağ evinde çıkan yangında ev kullanılamaz hale gelmiş, evin duvarında alçıpandan yapılan Türk Bayrağı yanmamıştı.



Taşova’ya bağlı Elmakırı (Kirampa) köyünde Pazartesi günü akşam saat 18.30 sularında bir bağ evinde yangın çıktı. A.D. isimli vatandaşa ait bağ evinde içerisinde hırdavat malzemelerinin ve çok sayıda ev tüpünün bulunduğu bağ evi çıkan yangın sonucu tamamen kullanılamaz hale geldi.



Bir tek Türk Bayrağı yanmadı, İtfaiye personeli o anları anlattı


Yangının ardından bağ evi etrafında inceleme yapan İtfaiye eri Emre Kavi, tüm eşyaların yanmasına rağmen alçıpandan yapılan Türk Bayrağı’nın alevlerden etkilenmediğini fark ederek kül olan bağ evinden Türk Bayrağı’nı alarak zarar görmemesi için uzaklaştırmıştı. İtfaiye eri Emre Kavi, İHA’nın aracılığıyla haberlere konu olan o görüntüleri izleyerek yaşadığı o anı İhlas Haber Ajansı muhabirine anlattı.



“Öncelikle bayrak; vatandır, millettir, onurdur, gururdur”


İtfaiye eri Emre Kavi, “Evet akşam saatlerinde bir yangın ihbarı düştü. Ekip arkadaşlarımızla birlikte en kısa sürede olay yerine gittik. Gittiğimizde bağ evi alevlere teslim olmuş, evin içi tamamen kül olmuştu. Dışında duvarlardan iskeleti kalmıştı. Evin içi tamamen kül olmuş haldeyken bile dış duvarda alçıpandan Türk Bayrağını gördüm. En çok dikkatimi çeken ev yanarken Türk Bayrağının yanmaması oldu. Vatanımın, milletimin sağlam olduğunu, bizi hiçbir şeyin yıkamayacağını bir kez daha görmüş olduk. Bayrağımızın yanmamasına çok mutlu oldum. Asıl amacımız can ve mal kaybının önüne geçmek ama bayrağımız bizim için çok önemli. Bizim ulusumuzun bayrağı kırmızı renk üzerinde yer alan beyaz renkli ay ve yıldız simgesinden oluşmaktadır. Kırmızı rengi şehitlerimizin kırmızı kanından almıştır. Hilal’i şehitlerimizin dökülen kanı üzerine yansıması ile son halini almıştır. Öncelikle bayrak; vatandır, millettir, onurdur, gururdur. Bu düşüncelerle aklıma ilk etapta onu kurtarmak geldi.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Karslı vatandaştan duyarlı davranış Ermeni-Türk harbinde Kars’ta 1920 yılında şehit düşen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarına duyarlı vatandaş tarafından önce bayrak dikildi, ardında da mezarın bulunduğu bölge temizlendi. Tarihi Benli Ahmet İstasyonu’nda dört tarafı duvarla çevrili olan Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının anıt mezar haline getirilmesini isteyen vatandaşlar, mezarlıkta 5 ayrı mezarın bulunduğuna dikkat çekerek mezarın olduğu bölgenin koruma altına alınması gerektiğini veya buraya anıt mezar yapılmasını istedi. Kars’ın en işlek caddelerinden birisi olan Faikbey Caddesi’ne ismi verilen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının tarihi istasyonda bulunduğunu ifade eden vatandaşlar, "Kars ve civarının Ermenilerden geri alınması için yapılan harekat esnasında 12. Tümen, 36. Alay 1’inci tabur komutanı yüzbaşı Faik bey 14 Ekim 1920 tarihinde Ermeni-Türk harbinde, Berne (Koyunyurdu) Köyü’nün doğusundaki tepede birliğin başında olduğu sırada çarpışmalarda şehit düştü. Ben de her sene geliyorum. Otlarını temizliyoruz, bayrağını taktık. Her yıl bu ayalarda gelip buranın bakım ve onarımı yapıyorum" dedi. Duyarlı vatandaş daha sonra Yüzbaşı Faik Bey’in bulunduğu mezarın etrafını temizledi, mezarın üzerinde bulunan ağaç parçalarını ve istenmeyen otlarını topladı, mezarlığın içerisindeki bayrağı değiştirdi. Şehitlere dua eden vatandaş daha sonra bölgeden ayrıldı.
Antalya Eşinden para istedi, ’param yok’ cevabını alınca hayatı değişti, kendi işinin patronu oldu Kocası harçlık vermeyince kendi dükkanını açan kadın, 36 yıldır mesleğini icra ediyor. Antalya’nın Serik ilçesinde yaşayan Fahriye Altınkaynak, 36 yıldır hayali olan olan terzilik mesleğini sürdürüyor. Altınkaynak, terziliğe hobi olarak başladı. Eşinden bir ihtiyacı için bir miktar para istediğinde “Param yok” cevabını alan Altınkaynak, kendi iş yerini açtı. Evindeki el makinesi ve kumaşlarla birlikte dikiş, giyim üzerine açtığı küçük bir dükkanla geçimini sağlamaya başlayan Fahriye Altınkaynak (62), “Herkes bana, "Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın” dedi. Ben de yapabilirim dedim” dedi. Terzilik mesleğiyle çocuklarını okuttu İş yeri açtığı zaman müşteri gelmesi için konfeksiyonlara broşür ve kartvizit dağıttığını anlatan Fahriye Altınkaynak, mesleğinin çocukluk hayali olduğunu aktardı. Eşinin işine karşı gösterdiği tüm direnişlere rağmen, 36 yıllık zaman zarfında 3 çocuğunun üniversite öğrenimini tamamladığını açıklayan Altınkaynak, meslekte nasıl başarıya ulaştığını şu sözlerle ifade etti: "Mesleğim, çocukluk hayalim. Bu işe önce evde başladım. Fakat evde olmuyordu, eve gelen çocuklarıyla geliyordu, çalışma imkanım olmuyordu. Sonra çok acil bir para ihtiyacım oldu. Eşimden para istedim, ’Param yok’ dedi. Eşimin bana öyle demesi çok üzdü. Oturup düşündüm ve bir iş yeri açmaya karar verdim. Hemen araştırmaya başladım ve dikiş, giyim üzerine bir dükkan kiraladım ama hiçbir şeyim yoktu, sadece küçük bir el makinem vardı. Herkes bana, ’Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın’ dedi. Ben de ’Neden, ben de yapabilirim’ dedim. Evimdeki makinemi iş yerime getirdim. Broşürler, kartvizitler bastırdım. Bütün konfeksiyonları dolaşarak dağıttım. ’Yapılacak tadilat işlerinize talibim’ dedim. Evdeki kumaşlarımı getirdim, dükkanıma yerleştirdim, badana yaptım. Eşim şiddetle karşı çıktı, ’Yapamazsın, uğraşamazsın, otur evde yemeğini yap’ dedi. Ama ben kararlıydım. Çok ağır bir kelime kullandı. Eğer hayat müşterekse ve ben çalışmıyorsam, almakla mükelleftir kendisi. Almıyorsa, ben de bir şeyler yapma ihtiyacı hissettim. Kimseye muhtaç olmak istemedim. O kadar zor ki birilerine muhtaç olmak. Azmettim ve yavaş yavaş müşterilerim gelmeye başladı. Sonra eşimden ayrıldım." Kadınların hayatta her zaman üretken olması gerektiğini anlatan Altınkaynak, “Elimden geldiği kadar helalinden olsun diye gece gündüz, gece yarılarına kadar çalıştım. 3 çocuğum ve 8 torunum var. Oğullarım ve kızım üniversiteyi bitirdi ve hepsinin mesleği var. Torunlarımla mutluyum ve en güzeli bir işim var. Bir kadın, üretken ve karınca gibi olmalı. İlla ki, iş yeri açması gerekmiyor. Evde, tarlada, fabrika başka bir iş yerinde çalışsın ama üretsin. Kadınlar, kimseye muhtaç olmamalı, dimdik ayakta kalmalı” diye konuştu.