SAĞLIK - 19 Ekim 2016 Çarşamba 17:22

Kanser hücreleri artık bir tüp kanla 6-8 ay önceden tespit edilebilecek

A
A
A
Kanser hücreleri artık bir tüp kanla 6-8 ay önceden tespit edilebilecek

Dr. Behrad Vahidi, geliştirdikleri ’lucid biopes’ teknolojisi ile sadece bir tüp kanın kanser tedavisinin teşhisinde yeterli olacağını söyledi.
Global Sağlık Turizmi Zirvesi ve Fuarı kapsamında Türkiye’ye gelen ve kan testi sayesinde DNA analizinde tespit edilen kanser hücresini kanser oluşumu başlamadan 6-8 ay öncesinden tespit eden Dr. Behrad Vahidi, hem erken teşhiste çığır açıyor hem de kişiyi kemoterapi yerine moleküllerin yenilenmesini sağlayacak yöntemi ile daha az yorarak, daha uygun ve daha etkili bir tedavi yöntemi sunuyor. Dr. Vahidi henüz Avrupa ile paylaşılmayan ve sadece Amerika’da kullanılan bu yöntemi Türkiye ile paylaştığı takdirde Türkiye kanser tedavisinde Avrupa ve Asya’nın tedavi merkezi olacak.
Erken kanser teşhislerinde kullanılan sıvı biyopsi (kandan kanser teşhisi) sisteminin geliştiricisi Dr. Vahidi, moleküler teknoloji konusunda uzman olduğunu ve kanserin teşhisinde kullanılacak testler için çalışmalarını geliştirdiğini belirterek, "Geliştirdiğimiz teknoloji ’lucid biopes’ ve bu teknoloji ile beraber hastaların vücuduna ameliyat veya o tarz herhangi bir müdahale yapılmadan sadece alınacak bir tüp kan tedavinin teşhisi için yeterli. Bu şekilde hastaya herhangi bir ağrı, sızı ya da yorgunluk hissi vermeden teşhis yapılabilecek. Ayrıca bu teşhis ve teknoloji sayesinde değişecek olan kanser hücrelerinin geçireceği evreleri, değişimleri daha etkin görebilecek ve bu şekilde doktorların hastaya olan müdahaleleri, tedavi yöntemleri daha belirgin ve daha etkili olabilecek" diye konuştu.
Geleneksel yöntemlerle yapılan ve haftalar süren testleri günler içinde temin ettiklerini kaydeden Dr. Vahidi, "Bu şekilde değişecek olan kanser hücrelerinin faaliyetlerinden, gelişmelerinden, değişikliklerinden haberdar olarak doktorların acil müdahale etme şansı doğacak. Buna ilaveten hastaya yönelik testler uygulayarak örneğin, göğüs kanserine yönelik tedavi çeşidiyle daha uzun süreli bir başka kansere uygulanacak tedavi çeşidine göre şekillendirebiliyoruz ve bu konuda yardımcı olabiliyoruz. Bu da tedavi süreçlerinin daha da kısalmasına etki ediyor" ifadelerini kullandı.
Bu teknolojiyi Türkiye ile tanıştırmak için Türkiye’ye geldiğine değinen Dr. Vahidi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Onkolojistler, doktorlar ve kanser tedavisinde faaliyet gösteren yetkililerle beraber konuşup mevcut ağı genişletmek istiyoruz. Şayet olumlu bir ilerleme söz konusu olursa yetkililerden gelecek bir talep, ilgi doğrultusunda elimizdeki mevcut teknolojiyi buraya uygulayabiliriz, adapte edebiliriz. Süre konusunda, aylar da sürebilir, daha kısa bir süre içerisinde de bu teknolojiyi Türkiye’ye taşıyabiliriz. Amerika’da bu teknoloji uygulandığından beri olumlu gelişmeler oluyor. İnsan sağlığı ve kanser gibi tehlikeli bir hastalığa karşı insanları korumak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kanser tedavilerine karşı yaptığımız çalışmalarla Amerika’da olumlu sonuçlar alındı."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Osmaniye Oltalar birincilik için denize atıldı Osmaniye Surf Casting Balık Spor Kulübü tarafından 4. Geleneksel Olta ile Balık Yakalama Turnuvası düzenlendi. Hatay’ın Erzin ilçesindeki Burnaz Sahili’nde yapılan turnuvaya Adana, Osmaniye, Hatay ve Mersin’den gelen takımlar, akşam saat 19.00’dan sabah 07.00’ye kadar kıyasıya mücadele etti. Kura çekimleriyle başlayan turnuva, balıkçıların birincilik adına oltasını Akdeniz’in mavi sularına atmasıyla sürdü. Turnuvada, resmi sirkülerdeki boyutlara göre en çok balığı tutan ilk 3’e ve en büyük balığı yakalayana ödül verildi. Mersin’den yarışmaya nişanlısı İrem Saral ile birlikte katılan Asrın Parmaksız, "Mersin’den geldik nişanlımla beraber turnuvaya katılmaya karar verdik geldik yarışacağız ne olacağını bizlerde bilmiyoruz. 4 yaşımda başladım balıkçılığa sonradan geliştirince Surf Casting’e de başladık. Sevgili olduktan sonra ben İrem’e öğrettim bu sporu. Daha yeni 2-3 yıl oldu başlayalı. Öğrenmeye çalışıyor" dedi. Bu spora nişanlısı sayesinde başladığını belirten İrem Saral, "Ben öncesinde nişanlımın yanına geliyordum çay kahve falan içiyordum. Baktım böyle olmuyor kendime ’Sen de balığa başla’ dedim. Çok güzel bir etkinlik, eğleniyoruz" diye konuştu. Balıkçılık sporunun maddi anlamda pek bir katkısının olmadığı ama maneviyat olarak dostluk ve arkadaşlık anlamında çok katkısı olduğunu söyleyen Mehmet Zafer Aykanat, "Osmaniye Surf Casting Balık Spor Kulübü’nün düzenlediği kıyıdan balık tutma yarışmasına, Mersin’den katılıyoruz. AKOB-DER ailesi olarak 9 takım olarak katıldık. Burnaz Sahili’ndeyiz şuan. İnşallah güzel bir yarışma olur ve biz birinci oluruz. Maddi olarak hiçbir katkısı yok. Bu hobi sayesinde çok güzel bir arkadaş çevresi edindik, sosyal bir aktivitede bulunuyoruz. Genç arkadaşlara özellikle tavsiye ediyorum, mutlaka bu hobinin bir uçundan tutsunlar, başlasınlar. Seveceklerinden eminim" ifadelerini kullandı.
Diyarbakır Tahir Elçi davasında savcıdan sanık 3 polis için beraat talebi Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesinde 9 yıl önce dönemin Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin hayatını kaybetmesine ilişkin davada savcı, tutuksuz yargılanan 3 polisin beraati yönünde talepte bulundu. Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinde 6 Mart’taki duruşmada dosyanın kapsamlı olduğu gerekçesiyle ek süre talep eden cumhuriyet savcısı, mütalaasını tamamladı. Savcının 25 Nisan’da mahkemeye sunduğu mütalaasında, "Olay yerinde görevli polis memuru sanıklar S.T., F.T. ve M.S. ile adı geçen teröristler arasında gerçekleşen silahlı çatışma anında nereden geldiği yapılan tüm araştırmalara rağmen tespit edilemeyen kurşun ile maktulün hayatını kaybettiği kanaatine varılmıştır” ifadeleri yer aldı. Mütalaada, şunlar kaydedildi: "Sonuç olarak sanıklar S.T, F.T. ve M.S’nin maktule yönelik olarak atılı ’bilinçli taksirle ölüme neden olma’ suçunu işlediklerine dair mahkumiyetlerine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilememesi karşısında, amacı maddi gerçeğin ortaya çıkarılması olan ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden birisi olan ’şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/2 maddesi ile garanti altına alınan masumiyet karinesi uyarınca, müsnet suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle sanıkların Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/2 (e) maddesi gereğince ayrı ayrı beraatine karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur." Davada 12 Haziran’daki duruşmada karar verilmesi bekleniyor. Sur ilçesinde 28 Kasım 2015’te Diyarbakır Barosunca, terör saldırılarında zarar gören tarihi Dört Ayaklı Minare’ye dikkati çekmek amacıyla basın açıklaması yapılmış, açıklamanın ardından teröristlerin saldırısı sonucu polis memurları Ahmet Çiftaslan ve Cengiz Erdur şehit olmuş, çıkan çatışmada dönemin Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi hayatını kaybetmişti. Olaya ilişkin hazırlanan iddianamede, saldırının ardından kaçan terör örgütü PKK mensubu Mahsum Gürkan’ın bölgede gerçekleştirilen operasyonda etkisiz hale getirildiği belirtilerek, hakkında yakalama kararı çıkarılan terörist Uğur Yakışır’ın "devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak", 2 polis memurunu "kasten öldürmek" suçlarından 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet ile Tahir Elçi’yi "olası kastla öldürmek"ten 20 yıldan 25 yıla, polis memuru S.T’yi "öldürmeye teşebbüs"ten 20 yıla, "mala zarar vermek" ve "ruhsatsız silah bulundurma, taşıma veya satın alma"dan da 1 yıl 4 aydan 5 yıla kadar hapsi isteniyor. Mahkeme heyetince, hakkında yakalama kararı çıkarılan terörist Uğur Yakışır’ın dosyasının ayrılmasına karar verilmişti. Polis memurları S.T, F.T. ve M.S. hakkında da "bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme" suçundan 2 yıldan 6’şar yıla kadar hapis talep ediliyor.
Sinop Sinop’ta bir garip olay: Tarımsal sulama boruları kayboldu Sinop Valisi Dr. Mustafa Özarslan’ın, geçen günlerde Sinop Mertoğlu köyü halk buluşmasında vatandaşlar tarafından gündeme getirilen tarımsal sulama borularının kaybolması merak konusu oldu. Sinop’un Merkez ilçesine bağlı Çobanlar köyü Muhsinli Göleti’nden, Merkez Kılıçlı köyü ovasına giden tarımsal sulama boruları ortadan kaldırıldı. Yaklaşık 200 metrelik metal sulama borularının kim ve kimler tarafından hangi amaçlı alındığı merak konusu oldu. Konu ile ilgili konuşan Sinop Mertoğlu köyü Muhtarı Mustafa Ünal, “Sinop Karasu Ovası’na tarımsal sulama amaçlı gelen su kanallarının tamamı tahrip oldu. İddialara göre geçen sene selden dolayı etkilenen köprünün üzerinden geçen su boruları taşkına sebebiyet verdiği gerekçesiyle boruların söküldüğü ve dolayısıyla göletten Sinop Kılıçlı köyüne geçen su borularının ortadan kaldırıldığı ve boruların nerede olduğu bilinmiyor. Gölet yıllar önce yapılmış. Su haznesi çeltik suyunu sulamaya yetmiyor. Göletten gelen beton kanallar tahrip olmuş. Su geçmiyor. Bu konuyla ilgili daha önce yetkililere dilekçe vermiştim. Yetkililerden tekrar bu konunun incelenmesini ve tekrar bu göletin Karasu Ovası’nı sulamasına yardımcı olmasını istiyoruz. Son zamanlarda suyun öneminin daha çok olduğu biliniyor. Böyle bir imkanımız varken biz bu göleti kullanmak istiyoruz” dedi. Sinop İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Yahya Çınkıl, konuyla ilgili inceleme başlattıklarını söyledi.
Bursa İnegöl’de çetenin faaliyetlerini başlatanın “Hanımağa” lakaplı iş kadını olduğu ortaya çıktı Bursa İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğü ile Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yapılan çalışmalar sonucu Bursa merkezli 7 ilde düzenlenen eş zamanlı “Mahzen-32” operasyonunda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 27 kişi, kıskıvrak yakalandı. Emniyetteki işlemleri tamamlanan çete üyeleri geniş güvenlik önlemleri alınarak adliyeye sevk edildi. Ayrıca, İnegöl’de yine bir işletmesi bulunan 41 yaşındaki “Hanımağa” lakaplı kadının ise ilçede çetenin faaliyetlerini başlatan kişi olduğu öğrenildi. Bursa merkezli İstanbul, Ankara, Trabzon, Sakarya, Yalova ve Diyarbakır’da düzenlenen “Mahzen-32” operasyonları ile elebaşılığını cezaevinde olan Ümit Saral’ın kardeşi Hakkı Saral’ın yaptığı suç örgütü çökertildi. Organize suç örgütü üyesi şüphelilerin, Bursa merkez ve İnegöl’de vadeli araç alım satım faaliyetlerinde bulunarak vatandaşlardan silah zoruyla yüksek miktarlarda para tahsilatı yaptıkları tespit edildi. Bunun yani sıra Bursa’ya il dışından getirdikleri yaşları 17 ile 25 arasında tetikçiler vasıtasıyla para vermeyi kabul etmeyen kişilere ve bu kişilerin iş yerlerine yönelik silahlı saldırı düzenledikleri öğrenildi. Sıkı takibin ardından çete çökertildi Bursa’ya farklı illerden gelerek vadeli araç alımı yapanların adreslerini tespit ettikleri ve bu kişileri hürriyetlerinden yoksun bırakarak darp ettikleri, araç alım satımı nedeniyle kişiler arasında meydana gelen alacak-verecek konularına müdahil oldukları ve sözde mahkemeler kurarak haksız menfaat sağladıkları, silahla ölüm tehdidinde bulundukları kişilerin iş yerlerine ve araçlarına zorla el koydukları ve bu malları örgüt üyelerinin üzerine geçirdikleri, silah ve tehdit zoru ile el konulan araçları hediye adı altında örgütün elebaşına verdikleri ve suç faaliyetleri esnasında, güvenlik güçlerine yönelik silahlı saldırıda bulundukları tespit edildi. Operasyon için düğmeye basan polis, çeteyi çökertti. Operasyonlarda çetenin elebaşını Hakkı Saral’ın da arasında bulunduğu organize suç örgütü üyesi 27 şüpheli yapılan operasyon ile kıskıvrak yakalandı. Operasyonlar sonucu 10 iş yeri ile 34 evde yapılan aramalarda 16 adet tabanca, 56 milyon 434 bin TL değerinde 53 adet çek ve senet, bin 272 adet farklı çaplarda fişek, 430 bin 400 TL nakit para, 123 bin 800 dolar, 20 bin 800 euro ve 2 tane lüks araç ele geçirildi. İnegöl’de çetenin faaliyetlerini başlatan kişinin ise 41 yaşındaki iş kadını D.T. olduğu öğrenildi. Kendilerini takip eden polislere ateş açmışlar Kendilerini takip eden polisleri husumetlileri zanneden çete üyelerinin polisle çatıştığı ve bu olaydan kimsenin yara almadığı öğrenildi. Çetenin elebaşının da aralarında bulunduğu 27 kişi adliyeye sevk edildi Emniyete getirilen 27 çete üyesi işlemlerinin ardından geniş güvenlik önlemleri alınarak adliyeye sevk edildi.