POLİTİKA - 04 Aralık 2016 Pazar 13:07

Aladağ’daki facianın kurbanlarına yangın eğitimi verilmemiş

A
A
A
Aladağ’daki facianın kurbanlarına yangın eğitimi verilmemiş

Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Adana’nın Aladağ ilçesinde 12 kişinin hayatını kaybettiği, 24 kişinin yaralandığı yurt yangınıyla ilgili olarak, "Yangın merdiveni önünde tül perde var, o yanmamış bile. Çocukların eğitimi yapılmamış" dedi.
CNN Türk’te Hakan Çelik’in sorularını yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Adana’nın Aladağ ilçesindeki yurt yangını faciasında 4 kişinin tutuklandığını söyledi. Olaydan sonra gece 03.30’da Aladağ’da incelemelerde bulunduğunu belirten Kaynak, "Yangının çıkış sebebi çok büyük ihtimalle elektrik panosundan başladığı anlaşılıyor. Maalesef binanın zemin döşemeleri tavanda strafor, ahşaplardan dolayı alevler çok hızlı bir şekilde yayılıyor. Çocuklar 3. kata doğru çıkıyorlar. Merdivenin bir baca görevi göreceğini düşünememişler. 3. katta yangın merdiveni kapısında kilit yok, normal açılabilir. Yangın merdiveni önünde tül perde var, o yanmamış bile. Çocukların eğitimi yapılmamış" diye konuştu.
Yurtların depreme ve yangınlara karşı sağlam yapılması gerektiğini vurgulayan Kayrak, "Ben bir yandan AFAD olarak bunun denetimi ve eğitimi konusunda adımları atacağım. Devlet eliyle kuvvetli bir denetim olacak. Ortaöğretim yurtlarının tamamına devlet olarak el atacağız” dedi.

"Faizdeki yükseliş şirketlerimizi çok etkiliyor"
Ekonomideki dalgalanmaların ABD seçimleri sonrasında başladığını hatırlatan Başbakan Yardımcısı Kaynak, "Trump’ın seçim kampanyaları doları arttırdı. Türkiye’nin bir miktarda etkilenmesinin büyük sebebi 15 Temmuz’dan sonra sıcak darbe girişimi milletimizin cesaretiyle sonuçsuz kaldı. Çeşitli yeni varyasyonlarla devam edecekti, biliyorduk. Avrupa Birliği, maalesef uzun yıllar takip ettiği politikadan vazgeçip radikal bir yöne saptı. DEAŞ ve PKK’nın şehirlere yaptığı saldırı öngörüleri etkili oldu. Biz benzer süreci 2008-2009 dünya global sisteminde yaşamıştık. O zaman Başbakanımız ’teğet geçecek’ demişti. O zamanlar günlük hayatı etkileyecek sağlam kararlar vermiştik. Bu dönemde yine Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplandı, bu perşembe günü alınan kararları Başbakanımız açıklayacak. Şunu ifade edebilirim şirketlerimizin yüksek faizle borçlanmasının önüne geçeceğiz. Faizdeki yükseliş şirketlerimizi çok etkiliyor. 2000 yılındaki gibi şirketleri etkilemesi, bankaları etkilemesi ve Türkiye’nin krize gitmesi. Bunu hepimiz tedbir paketiyle göreceğiz. Bankaları, şirketleri, insanları rahatlatacak paket. Bu hemen uygulanacak bir paket uzun vadede değil. Bunun içinde 2017 yılında reel sektörü ve iş gücü piyasalarında istihdamı arttıracak hareketler var. Avrupa’da Türkiye ile müzakereleri dondurma kararından sonra Gümrük Birliği ne olacak, Türkiye’de 3 milyon mülteci var denildi. Türkiye ne Gümrük Birliğinden çıkmayı düşünüyor ne de Avrupa Birliği bundan konuşuyor. 20 yıllık bir süreçte reform edilmesi gerekenler var.”

“Türkiye’de 177 bin Suriyeli çocuk doğdu”
Türkiye’nin çadır devleti olmadığını kaydeden Kaynak, “Türkiye bu olaya ilk başta 2011 yılında Esad’ın halkın üzerine bomba yağdırmasından sonra insanlık dışı deyip kapılarını açtı. Türkiye buna insanlık dramı olarak baktı. Başbakanımız Davutoğlu’nun 18 Mart’ta imzaladığı mutabakatta Ege her gün 2 bine yakın mülteci taşıyordu. Biz kendi sınırlarımızda bunları kontrol altına alalım dedik. Olaya insani yoldan bakmaya devam edeceğiz. İnsan pazarlık unsuru olamaz. Bunun için de 900 bin okuma çağında çocuk, yaklaşık 2 milyonu da kadın. Dolayısıyla biz bunları pazarlık konusu görmeyiz. Türkiye bu meseleye 25 buçuk milyar dolar para harcamıştır. Bugün sadece Avrupa Birliği bakımından 677 milyon euro mali yardım yapıldı. Avrupa Birliği kendisi 1 milyar 200 bin euro fazladan parayı hesabına çıkardı. Önce sektörler belirlendi, eğitim, sağlık, belediyelerin alt yapısı, göç idaresi ve sahil güvenlik gibi kurumların güçlendirilmesi. Bu sektörler belirlendikten sonra Avrupa Birliği ile bir çatı altına alınıyor. Türkiye’de 177 bin Suriyeli çocuk doğmuş. Türkiye çadır devleti değil. Dünyanın en iyi hastane, okullarını yapan bir ülkedir. Avrupa Birliği kendi sivil toplum vasıtalarıyla bu parayı harcatırsa siyasi ilişkilerde bu para yitip gider” dedi.

“2 milyon 700 bin Suriyeli mülteci var”
Yeni kart sistemleriyle kamplarda kalan vatandaşlara destek sağlandığını belirten Kaynak, “AFAD kartla Türkiye hazinesi bütçesinden buna ilave yapıldı. Türkiye’deki kamplarda kalan vatandaşların bu kartlarına aylık 100 TL para yatırılıyor. Kızılay kartla 267 milyon euro Avrupa Birliğinden Kızılay’a yatırıldı. Kamp dışındaki mültecilere ait bir kart bunun içinde de yine 100 TL var. Yaşlısına da gencine de verilen bu kart ile 100 TL tutarında temel ihtiyaçlar karşılanıyor. Bunu barınma gibi yerlerde kullanabiliyorlar. 1 milyon mülteciye bunu ulaştırmak istiyoruz. 2 milyon 700 bin Suriyeli mülteci var. 184 bin çocuk eğitim hizmetinden yararlanıyor. Bunların birçoğu kamplarda ya da Hatay, Kilis gibi mültecilerin çok olduğu yerlerde. 510 bin öğrenci eğitimden yararlanıyor. Arapça ve Türkçe eğitimler veriyoruz. 12 bin Suriyeli öğretmen bu çocukların eğitimi için çalışıyor. MEB 4 bin 500 öğretmen daha aldı" diye konuştu.

“Türkiye’de 50 bin yüksek tahsilli Suriyeli var”
Vatandaşlık önceliğini hatırlatan Kaynak, şunları kaydetti:
“9 bin çocuktan bahsediyoruz, bunların bir kısmı Türkiye’de doğmuş. Biz bunlara bir umut vermezsek, bir vizyon vermezsek, bir umut ışığı aşılamazsak bunlar ya El Nusracı ya da başka terör örgütlerine kayarlar. Bunları tamamen eğitime alacağız. Bunların tamamına meslek kazandırmaya çalışacağız. Suriye’de savaş bitse benim tahminim, yaptırdığım gayri resmi araştırmalarda yarısından fazlası kalacaktır. Türkiye imkanları daha iyi olduğu için bunu normal karşılamak lazım. Bunları eğitirsek ekonomimize çok faydalı olacaktır. Türkiye’de sadece fakir mülteciler yok. Önemli Suriyeli iş adamları da var. Gaziantep’te 796 Suriyeli şirket var. Türkiye’de 23 ilde Türkiye-Suriye iş adamları derneği varmış. İki önemli tedbir alındı. Biri Turkuaz kart yani çalışma izni, oturma izni ve vatandaşlığa gidilecek bir süreç yaşanacak. Türkiye’de 50 bin yüksek tahsilli Suriyeli var. Mühendis, doktor, eczacı var. 10 bine yakın doktora yapmışı var. Öncelikle bunlara vatandaşlık verilecek.”

“Bin 820 kilometrelik alan DEAŞ ve PYD’den temizlendi”
Fırat Kalkanı Harekatı’ndan sonra bir tane kayıt içi ve kayıt dışı geçiş olmadığını söyleyen Kaynak, şöyle devam etti:
“Türkiye’ye belli bir oranda gayrimenkul yatırımı ve sermaye getirenlere öncelik verilecek. Bu öncelikle Türkiye’nin milli güvenliği açısından risk oluşturmayacak kişilerden oluşturulacak. Bunlar önce sınırda bizim iç ve dış güvenlik birimimiz tarafından denetime tabi tutuluyorlar. Fırat Kalkanı Harekatı’ndan sonra bir tane kayıt içi ve kayıt dışı geçiş olmadı. Fırat Kalkanı, bin 820 kilometre bir alan DEAŞ ve PYD’den temizlendi. Geçen hafta pazar günü temizlendi diye bildiğimiz Çobanbey’de bir bombalı araç patlatıldı. Bu tarz saldırılar olabilir. Her operasyonun riskleri vardır. Bu alan içerisinde maalesef evsiz 172 bin insan var. Bunların 70 bini çadır kentlerde yaşıyorlar. 100 bini zeytinlik dediğimiz bir ağacın altında yatıyorlar. Yardım etmek isteyen dünyadaki kuruluşlara sesleniyoruz, gelin bu insanlara yardım edelim.”

“Kahramanmaraş’ta 25 bin kişilik bir konteynır kent yapıldı”
Kahramanmaraş’ta 25 bin kişilik konteynır kent yapıldığını kaydeden Kaynak, “Kahramanmaraş, Osmaniye ve Adana’da çadırları konteynırlara çevirdik. Isı yalıtım, ses yalıtımına duyarlı olan, anne baba yatak odası var. Çamaşırhaneler var. Çamaşır makinesi var. Kahramanmaraş’ta 25 bin kişilik bir konteynır kent yapıldı. 18 Aralık’ta Başbakanımız havaalanı ve çadır kent açılışına geliyor. Adana Sarıçam’da, Osmaniye’de çadırı konteynırları geliştiriyoruz. Adana’da 50 dönümlük sera yapıyoruz kendi ürünlerini ekip biçsinler diye” ifadelerini kullandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Evleneceklere özel mobilya fırsatları Wobilimoda Mobilya AVM, yaz ayının başlamasıyla birlikte evleneceklere özel indirim ve fırsatlar sunmaya devam ediyor. Düğün paketleri ve yaz indirimleriyle dikkat çeken Wobilimoda, 124 firmanın öncülüğünde İnegöl’de faaliyet gösteren mobilya AVM’si olarak yaza hazır olduğunu duyurdu. AVM Genel Müdürü Sedat Beşiktepe, "Evlenecek çiftler için hazırlanan özel düğün paketleri, hem kaliteyi hem de şıklığı bir araya getirdi. Mobilya sektöründe modayı takip eden ve yenilikçi ürünleriyle ön plana çıkan mağazalardan oluşmaktayız. Yaz kampanyasıyla misafirlerimize geniş bir ürün yelpazesi sunuyoruz. Oturma gruplarından yatak odası takımlarına, yemek odası takımlarından aksesuar ve dekorasyon ürünlerine kadar pek çok farklı ürün mağazalarımızda yer alıyor. Her zevke ve bütçeye uygun seçenekler sunan Wobilimoda, evlenecek çiftlere evlerini istedikleri gibi döşeme fırsatı sunuyoruz. Mağazaların kendine özgü özel düğün paketleriyle bu yaz da fark oluşturmayı hedefliyor" dedi, Her biri kendi alanında uzman olan bu firmalar, vatandaşlara en iyi hizmeti sunmak için mağazalarını özenle hazırladığını belirten Beşiktepe, "EBu yaz, mobilya alışverişinde modayı takip etmek ve en uygun fiyatlarla kaliteli mobilyalara sahip olmak isteyenler için Wobilimoda Mobilya AVM, kaçırılmayacak fırsatlarla dolu. Evlenecek çiftler için özel olarak hazırlanan düğün paketleri, hem şıklığı hem de ekonomiyi bir araya getiriyor" diye konuştu.
Bursa (Özel) İmralı Adası, Karacabey Longozu ve Arap Gölü tehdit altında Uludağ’ın güney yamaçlarından doğup Bursa ovasını 172 kilometre kat ettikten sonra Marmara Denizine dökülen Nilüfer Çayının kirliliği artık sadece ovadaki tarım alanlarını değil, dünyanın sayılı güzelliklerinden Karacabey Longozu Arap gölü ve İmralı Adası’nı da tehdit ediyor. Bursa ve Karacabey ovalarının koynunda zehirli bir yılan gibi çevreyi tehdit etmeye devam eden Nilüfer Çayı’nın gökyüzünden çekilen görüntüsü bir akarsudan çok sıcak asfalt dökülen karayolunu andırıyor. Uludağ’ın güneyinden akan ve Bursa ovasını tek başına besleyen Nilüfer Çayı zehir saçıyor. Yılın belirli dönemlerinde balık ölümlerinin de yaşandığı çaydan alınan numune suyun görüntüsü petrolü andırıyor. Bölge sakinleri 30-40 yıldır sanayileşmenin artmasıyla aynı sıkıntının yaşandığını dile getirirken, her gelen yerel yöneticinin söz verdiğini ancak çözüm üretilemediğine dikkat çekiyor. Bursa’da tarım alanlarının sulanmasıyla ilgili önemli su ihtiyacını karşılayan Nilüfer Çayı’nın rengi, sanayileşme nedeniyle adeta katrana döndü. Kilometrelerce uzunluğuyla tarım alanlarının vazgeçilmez su kaynağı olan çayda bazı zamanlarda toplu balık ölümleri görülüyor. Geçtiği güzergah boyunca çok sayıda fabrikanın kimyasal ve boya atıklarıyla kirlenen Nilüfer Çayı’nın suyu Bursa ve Karacabey Ovalarını suluyor. Simsiyah suyla tarımsal sulama yapılması milyonlarca insanın sağlığını tehlikeye atıyor. 30 sene öncesi dereden su içtiklerini belirten bölge halkı bir zamanlar 15-20 kiloluk yayın balığı yakaladıkları derede artık kurbağaların bile yaşamadığını aktarıyor. Sulama yaparken dere suyu yerine artezyen kuyu suyu kullandığını belirten Karacabey’in Çeşnigir Mahallesinden çiftçi Behçet Yüncü, "Balığı geçtik zaten kaplumbağa, kurbağa bile kalmadı derede. Biz burada tuttuğumuz balığın büyük bir bölümünü çaya geri salardık. Aşırı bir koku ve kirlilik var artezyen kuyusu kullanamayanlar var onlar dere suyu ile sulama yapıyor o da ne oluyor pazar tezgahlarında satılan ürünlere ve dolayısıyla bizlere geçiyor. Hiç bir türlü akarsuyu kullanamıyoruz. Bölge çiftçileri olarak mağduruz" dedi. Her sabah Ekinli köyünden Karacabey ilçe merkezine işçi getirip götüren Ekrem Erep te her sabah köprüden geçerken işçilerle birlikte burunlarını tıkadıklarını belirtti. Çayın son 20 yılda maruz kaldığı fabrika atıkları sebebiyle kullanılamaz hale geldiğini ifade eden Mümin Üner ise derenin havadan sıcak asfalt dökülen bir karayoluna benzediğini söyledi. Üner, "Dedelerimizin, babalarımızın Nilüfer Deresi dediği akarsuyu; atık su gideri gibi gösteriyorlar. Kimse bir şey yapmıyor, herkes olanlardan memnun. Sesimizi duyan, bir dokunan, bir dikkate alan olursa buranın temizlenmesi herkes için çok faydalı olacaktır" diye konuştu. 77 yaşındaki Hüsamettin Özgeç ise "Çocukluğumuzda bu derede kara balık yakalayıp satardık. Ama şimdi sadece lağım gibi akıyor. Mahsulleri suluyorsun, mahsuller toprağın üzerinde bayılıyor. Ama kim sorarsa organik. Derenin suyu ile sulanan meyveler zehir gibi acı" dedi. Longoz ormanları tehlike altında Aynı bölgede çiftçilik yapan İlhan Güven ise Nilüfer Çayı’nın ileriki tarihlerde longoz ormanlarının kurumasına sebep olacağını iddia etti. Güven, Bunu yetkililer duyar da el atarsa, longoz ormanlarını da kurtarmış oluruz. Görüntüsü petrolü andırıyor, yağmur yağdığında temiz gibi görünse de pislik yine akmaya devam ediyor. Yaz aylarında köylerde kokudan durulmuyor. Eylül, ekim aylarında burada çok fazla balık ölümü gerçekleşti. "Derede balık avlamak yasak" deniliyor ama toplu ölümlere gelince kimse sesini çıkarmıyor” ifadelerini kullandı. Öte yandan Uludağ’ın güney yamaçlarından doğup Bursa ovasını 172 kilometre kat ettikten sonra Karacabey Boğazı’ndan Marmara Denizi’ne dökülen Nilüfer Çayının Longoz ile Arap Gölü arasında ve İmralı açıklarında yol açtığı kirlilik havadan görüntülendi. Ayrıca Bursa’dan fabrika atıkları ile birlikte kirlenerek simsiyah gelen Nilüfer Çayının, Susurluk Çayı ile birleştiği bölge ve aradaki renk farkı da gökyüzünden görüntülendi. Geçtiğimiz gün Gemlik Körfezi ile Marmara Denizinin güney kıyılarında yer yer görülen müsilaj tabakaları fabrika atıklarıyla kirlenip denize dökülen akarsuların sebep olduğu çevre katliamlarını bir kez daha akıllara getirdi.
Denizli Denizli İhracatı Yüzde 14,8 arttı DENİZLİ (İHA) – Denizli İhracatçılar Birliği (DENİB) Başkanı Hüseyin Memişoğlu, yazın bereketiyle geldiğini belirterek; “Yüzde 14,8’lik artışla, Haziran 2022’den bu yana en yüksek aylık ihracat gerçekleşti” dedi. Mayıs ayı ihracat verileri açıklandı. Ülkemiz ihracatı yüzde 11,4 artışla 24,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. TİM tarafından açıklanan Denizli ihracatı yüzde 14,8 artışla 416 milyon dolar seviyesinde seyrederken, Denizli İhracatçılar Birliği’nce kayda alınan ihracat yüzde 25,8 artışla 348 milyon dolar oldu. Denizli ihracatının mayıs ayında ulaştığı bu değer, 2022 yılının haziran ayından bu yana aylık bazda en yüksek ihracat olarak kayıtlara geçti. Ocak-Mayıs döneminde ise Denizli ihracatı yüzde 3,5 oranında artışla 1,8 milyar dolar seviyesinde kaydedildi. Denizli’nin ihracat rakamlarını değerlendiren DENİB Başkanı Memişoğlu, “Bilindiği gibi, özellikle son aylarda kurlar neredeyse sabit seyrediyor. Kurlarda yaşanan bu seyir, girdi maliyetlerindeki yükselişin altında gerçekleşiyor. Uluslararası kurumların ABD Doları/TL yılsonu tahminleri sene başından bu yana aşağı yönlü revize ediliyor. Enflasyonun altında olan kurlardaki artış oranının ve seyrin rekabetçiliğimizi etkilediğini söyleyebiliriz. Benzer şekilde Euro/Dolar paritesindeki seviyeler de ihracatçı için avantaj sağlamıyor. Buna rağmen, ihracatçılarımız ihracata konu ürün çeşitliliği ve pazar sayısı bakımından fark oluşturmaya devam ediyor. Bu durumu ihracatçılarımızın dinamizmine ve tecrübesine bağlıyoruz. Her birine bir kez daha ayrı ayrı teşekkürlerimizi sunuyoruz. Mayıs ayında önde gelen sektörlerimizin tamamında ihracat arttı” dedi. Alternatif sektörlerdeki çarpıcı artışlar dikkat çekti Sektörler hakkında değerlendirmede bulunan Başkan Memişoğlu, “Mayıs ayında Denizli ihracatını sektörel olarak değerlendirdiğimizde; tekstil-konfeksiyon ihracatının yüzde 7,5 artışla 133 milyon dolar, elektrik-elektronik ihracatının yüzde 20,3 artışla 82 milyon dolar, demir-demir dışı metaller ihracatının yüzde 31,1 artışla 67 milyon dolar, tarım ihracatının yüzde 8 artışla 30 milyon dolar, madencilik ihracatının ise yüzde 3,7 artışla 27 milyon dolar olduğunu görüyoruz. Mayısta 14 sektörümüz ihracatını artırırken; otomotiv endüstrisindeki yüzde 65, kuru meyve sektöründeki yüzde 42, hububat-bakliyat-yağlı tohumlar sektöründeki yüzde 37, fındık mamullerindeki yüzde 27, makine sektöründeki yüzde 19 oranındaki çarpıcı artışlar dikkat çekti” diye konuştu. Zirve yine İngiltere’nin En çok ihracat yapılan ülkelere de değinen Memişoğlu, şöyle konuştu: “Denizli’nin mayıs ayı ihracatını ülke bazında değerlendirdiğimizde lider konumda olan İngiltere’ye ihracatımız yüzde 29,4 artışla 57,1 milyon dolar olarak kaydedildi. İkinci sıradaki Almanya’ya ihracatımız yüzde 17,7 artışla 40,3 milyon dolar, ABD’ye ihracatımız yüzde 10,1 artışla 37,5 milyon dolar, İtalya’ya ihracatımız yüzde 35,8 artışla 35,7 milyon dolar, Hollanda’ya ihracatımız yüzde 11 artışla 21,8 milyon dolar olarak gerçekleşti. Mayıs ayında Denizli’den Mısır, İsveç ve Libya’ya olan ihracat artışları dikkat çekti.Ülkemiz ekonomisi yılın ilk çeyreğinde yüzde 5,7 oranında büyüdü. Büyümeye net ihracat 1,6 puan katkı verdi. Küresel talepteki toparlanmayla birlikte, uluslararası rekabetçiliğimiz artıracak etkenlere odaklandıkça ihracatımızın büyümeye olan katkısını daha da artıracağını net bir şekilde ifade edebiliriz" Hometex Fuarı’na Denizli bir kez daha damga vurdu DENİB olarak Denizli ev tekstilini tanıtmaya devam ettiklerini kaydeden Başkan Memişoğlu, "21-25 Mayıs 2024 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezinde düzenlenen Hometex 2024 Fuarı’nda Denizli’den 103, Uşak’tan 6 olmak üzere Denizli İhracatçılar Birliği üyesi toplam 109 firma katılımcı olarak yer aldı. Üye firmalarımız ev tekstili sektöründe dünyanın önemli oyuncularını ağırladı ve sürdürülebilir üretim anlayışıyla ve kaliteyle oluşturdukları farkı çeşitli ülkelerden gelen alıcıların beğenisine sundu. Biz de Denizli İhracatçılar Birliği olarak Turkish Towels markamızla fuarda bir kez daha yerimizi alarak Denizli ev tekstili sektörünü tanıttık. Öte yandan, üye firmalarımız Turkish Towels standımızda toplantı organizasyonlarını da gerçekleştirdiler. Haziranda İngiltere heyeti organize edeceğiz ve Cezayir’de fuara katılacağız. 25 – 28 Haziran 2024 tarihleri arasında İngiltere / Londra’da gerçekleştirilecek olan Denizli Ev Tekstili Sektörü URGE projesi kapsamında Yurt Dışı Pazarlama Programına Denizli’den 12 firmamız katılım sağlayacak. İkili iş görüşmeleri şeklinde organize edilen heyette, firmalarımız pazar araştırması yapma imkânı da bulacak. Aynı tarihlerde Cezayir’de gerçekleştirilecek olan ve Türkiye’nin “Onur Konuğu Ülke” olarak yer alacağı 55. Foire Internationale d’Alger (FIA) – Cezayir Uluslararası Genel Ticaret Fuarı’na Denizli İhracatçılar Birliği olarak info stant ile katılım gerçekleştirerek ihracatçı sektörlerimizi tanıtacağız” ifadelerini kullandı.