POLİTİKA - 08 Aralık 2016 Perşembe 18:17

Batuhan Yaşar 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı nasıl yayına aldıklarını anlattı

A
A
A
Batuhan Yaşar 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı nasıl yayına aldıklarını anlattı

TGRT Haber ve İhlas Haber Ajansı (İHA) Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, 15 Temmuz gecesi yaşananlara ilişkin, “Rejiyi aradan çıkardık. Reji size cumhurbaşkanı bağlar, başbakanı bağlar konuşursunuz veya herhangi bir konuk olur. O gece bir taraftan komutanların telefonlarını arıyorsunuz, bir taraftan Cumhurbaşkanına ulaşmak için Cumhurbaşkanı Danışmanı Mustafa Varank’ı arıyorsunuz. O gün canlı yayına bağınız devam ediyor, sesleriniz de devam ediyor. Dolayısıyla o gece çok ilginç bir geceydi” dedi.
TGRT Haber ve İHA Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, Sheraton Otel ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen Türkiye Bilişim Derneği (TBD) 33. Ulusal Bilimi Kurultayı’na katıldı. Kurultay kapsamında düzenlenen İnternet, Yeni Medya ve Demokrasi konulu panelde konuşan Yaşar, “öyle bir çağa geldik ki, bilişim çağı, teknoloji çağı, birçok beylik laflar ediliyor ama 1990 yılıydı sanırım, o dönemin Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna’ydı. Ben de sağlık muhabiriydim. Yaklaşık 15 günlük Türki Cumhuriyetler gezinse çıktık beraber. O zaman çağrı cihazları vardı. Arardınız, ‘beni ara anne’ derdiniz, isim bırakırdınız veya 500 karakteri geçmeyecek şekilde not bırakırdınız. Biz Türki Cumhuriyetler gezisine çıktık ve 15 gün Tür5kiye ile ilişkimiz kesildi. Yani ne bir telefon açma ne bir haber alma; bırakın interneti falan hiçbir şekilde, Allah korusun bir yakınınızı kaybetseniz haberiniz olmayacak. Dönünce haberiniz olacak. Yine o dönemlerden 2016’lara geldik. Yine o dönemlerde siyasi partileri takip eden arkadaşlar bilir, bende ANAP’ı takip ediyordum. Önce rahmetli Özal ondan sonra Mesut Yılmaz. Ne bilgisayar var ne başka bir şey. Bakkallara ya da ticarethanelere rica ederdik, ‘şu haberi telefonla yazdırabilir miyiz’ derdik. O arada otobüs kaçardı, bir başka şehre gidebilmek için birbirimizden yardım isterdik. Sonra faks cihazları, araç mobil cihazları çıktı. Artık öyle bir hale geldik ki mailler bile bizi kesmez oldu” ifadelerini kullandı.

“Rejiyi aradan çıkardık”
15 Temmuz darbe girişimi gecesine ilişkin konuşan Yaşar, “O gece herkesin duruma göre değil de herkesin anlaşmışçasına, hiçbirimizin birbirinden haberi olmadan; bu nereye gider… Biz yayına girdiğimizde saat 11’e 10 vardı. İlk kez şöyle bir şey yaşandı; yayınların merkezsi İstanbul’dur, Ankara her zaman İstanbul’a destek olur ama o akşam yayınların ekseni Ankara’ya kaydı. Herkes birbiriyle anlaşmışçasına, baştan itibaren çok net bir şekilde darbenin karşısında durdu. O gün başka bir şey daha oldu. Rejiyi aradan çıkardık. Reji size cumhurbaşkanı bağlar, başbakanı bağlar konuşursunuz veya herhangi bir konuk olur. O gece bir taraftan komutanların telefonlarını arıyorsunuz, bir taraftan Cumhurbaşkanına ulaşmak için Cumhurbaşkanı Danışmanı Mustafa Varank’ı arıyorsunuz. O gün canlı yayına bağınız devam ediyor, sesleriniz de devam ediyor. Dolayısıyla o gece çok ilginç bir geceydi. Tam 11’e gelirken Türk silahlı Kuvvetlerinin korsan bildirisi yayınlandı. Darbeciler o gece TRT’nin dışında olan diğer kanalları veya internet medyasını unutmuşlardı. Tabi ki bir de yarış olur hepimizin arasında, ilk kim bağlayacak, ilk kim konuşacak; ilk cumhurbaşkanını kim çıkaracak, başbakanı kim çıkaracak. Sevgili Varank ile konuştum dedi ki; ‘ben yanında değilim, sayın cumhurbaşkanı Marmaris’te.’ Biliyorum Marmaris’te olduğunu zaten; bir tatile çıkmıştı. Yanında Hasan Doğan var. Hiç birimizi aklında facetime bağlanmak yok. Başbakan ile yaptığımız gibi bir telefon bağlantısını hesaplamıştık” dedi.

“Yönetim Kurulu Başkanımı Mücahit Bey, ‘Çok sert bir şekilde bu darbeye karşılık vereceğiz’ dedi”
Darbe girişiminin komuta zinciri çerçevesinde olmadığını, alttan gelen bir isyan olduğunu öğrendikten sonra birçok önemli komutanı yayına bağlamayı düşündüklerini ifade eden Yaşar, şöyle devam etti:
“O arada da tabi Ankara temsilcileri de genelde patronlarla direkt olarak iletişime geçerler. Mücahit Bey aradı. Çok net bir şekilde darbe tam da kendisini hissettiriyor. Yönetim Kurulu Başkanımı Mücahit Bey, ‘Çok sert bir şekilde bu darbeye karşılık vereceğiz’ dedi. Öyle başladık yayına. Ben sonradan duydum, ‘Öleceksek bu gece ölelim’ demişim. Kameraman arkadaşım Aziz Turan bekliyor, ‘Kapıyı kilitledim, içeri girmeleri 10 dakika sürer’ diyor. Uçaklar alçak uçuş yapınca ben her şeyin normal gitmediğini anladım. Büroya gittiğimizde aslında bir darbe ile karşı karşıya olduğumuzu ç.ok net bir şekilde anladık. ‘Bu dönemde 2016’nın dünyasında darbe olur mu ? Saçmalamayın’ diye konuşuyorduk daha önce bir baktık gerçekten kanlı bir darbe ile karşı karşıyayız. Kendi vatandaşını öldüren bir teşebbüsle, acımazsızca Meclis’ine ateş eden bir durumla karşı karşıyayız.”

“4 veya 5 kişiyle konuştum 3 tanesi 1 ay sonra darbecilerle işbirliği yapmaktan, ByLock kullanmaktan tutuklandı”
Darbe girişimi günü TGRT’nin yayınına bağlanan 4 kişiden 3’nün darbecilerle işbirşlği yapmaktan tutuklandığını kaydeden Yaşar, “TGRT’nin binası var Kızılırmak Sokak’ta; bütün olaya hakim oranın terası. Yukarı baktık ki her tarafa ateş açılıyor, terastan her şeyi görebiliyorsunuz. Genç kameraman arkadaşlarımızı yukarı çıkarttık. Çocuklar ayakta duramıyor, ilk kez böyle bir şeyle karşılaşmışlar. Ayaklarının bağı çözüldü deriz ya, çıkartıyorsunuz çocuk yere çöküyor, bırakın çekim yapmayı. Bir taraftan F-16’lar ses hızını aşıyor, sonik patlamalar, bir taraftan süper kobralarla yapılan ateş; Kızılay meydanına, Genelkurmay’ın önüne. Orada bir can pazarı yaşanıyor. Böyle bir ortamda yayına, ‘Öleceksek bu gece ölelim’ diye başladık. Herkes anlaşmışçasına, ‘bu darbe başarılı mı olur, başarısız mı olur’ hesaplarının hiçbirisi yapılmaksızın. Korkunç bir geceydi. Sabah bir türlü olmak bilmiyordu. Mehmet Tiren arkadaşım bana sordu ‘kaç tane F-16’mız var’ ben dedim ki 240 tane, 3 tanesi düşmüştü 237 tane var. Birbirimize de moral vermeye çalışıyoruz. Dedi ki ‘merak etme havada sadece 7 tane f-16 var. 233 tane f-16 bu darbeye katılmıyor.’ Tekrar stüdyoya girdik. Bir taraftan askerleri bağlıyoruz, bir taraftan özel kuvvetler komutanını bağlıyoruz. Galiba 4 veya 5 kişiyle konuştum 3 tanesi 1 ay sonra darbecilerle işbirliği yapmaktan, ByLock kullanmaktan tutuklandı” diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Büyükçekmece’de kontrolden çıkan araç tırın altına girdi: 1 ölü, 2 yaralı Büyükçekmece’de gece saatlerinde kontrolden çıkan otomobil, seyir halindeki tırın altına girdi. Kazada araç içerisinde sıkışan 1 kişi hayatını kaybederken tırın ve kaza yapan aracın sürücüleri ise yaralandı. Kaza, saat 01.45 sıralarında Büyükçekmece E5 Karayolu Edirne istikametinde gerçekleşti. İddiaya göre kontrolden çıkan E.M. (42) idaresindeki 35 KH 1721 plakalı otomobil, E5 üzerinde seyir halinde olan S.G. idaresindeki 76 DE 334 plakalı tıra arkadan çarparak tırın altına girdi. Kazayı görenlerin ihbarı üzerine olay yerine polis, itfaiye ve sağlık ekipleri intikal etti. Kazada tır sürücüsünün yaralandığı öğrenilirken tırın altına giren otomobilin sürücüsü E.M. ve yan koltukta bulunan Ahmet Andırın (58) araç içerisinde sıkıştı. İtfaiye ekiplerinin kurtarma çalışmaları sonucu sürücü E.M. bulunduğu yerden yaralı şekilde kurtarılarak ambulansla hastaneye kaldırıldı. Sağlık ekipleri yan koltuktaki Ahmet Andırın’ın ise olay yerinde hayatını kaybettiğini tespit etti. Olay yeri inceleme ekipleri ve nöbetçi savcının incelemelerini tamamlamalarının ardından Ahmet Andırın’ın cenazesi ceset torbasına koyularak ambulansla en yakındaki hastane morguna götürüldü. İtfaiye ekiplerinin çalışması sonucu tırın altına sıkışan araç bulunduğu yerden çıkarılırken polis ekipleri kazayla ilgili inceleme başlattı.
Ankara AJet’in Ankara-Erzincan seferi yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara’ya geri döndü AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara Esenboğa Havalimanına geri döndü. Edinilen bilgilere göre AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan Boeing 737 tipi uçakta bomba ihbarı yapıldı. Ankara Esenboğa Havalimanından saat 23.55’te kalkan uçak, ihbar nedeniyle yaklaşık 40 dakika sonra Ankara Esenboğa Havalimanına döndü. Yolcuları tahliye edilerek güvenli bölgeye alınan uçakta güvenlik güçleri tarafından arama yapıldı. Yarım saat süren incelemenin ardından ihbarın asılsız olduğu öğrenildi. Uçakta bulunan yolculardan Murat Bozdelen ise o anları, “AJet firmasından Erzincan için biletimizi aldık. Saat 23.55’te bindik. Biz 40 dakikada indiğimizi sandık. Bize bilgilendirme yapılmadı. İndikten sonra sadece, kadınlar ve çocuklar çıksın, dediler. Biz de internete girip öğrendik ki bomba ihbarı varmış. Sonra buraya geldik, mağdur olduk. Bana kalsa ben biletin parasını isterim ama öyle bir şey yapmıyorlar. 7 gün bekletiyorlarmış” şeklinde anlattı. Uçakta bulunan başka bir yolcu Ayhan Akkaya ise “Saat 12’ye beş kala bindik. Uçak Ankara’ya geri indi. Bize hiçbir şey söylenmedi. 2 saat uçağın içerisinde bekledik. Yetkililerden cevap alamadık. Biz neden beklediğimizi sorduk. Pilot bey bilgi verecek, dediler ama bilgi veren olmadı. Güvenlik güçleri silahları ile gelince biz tedirgin olduk zaten. İlk önce bayanları aldılar. Sonra bizi aldılar. Buraya getirdiler bizi ama burada da yetkili bulamıyoruz” dedi.