SAĞLIK - 21 Şubat 2017 Salı 17:50

Hayat şartları çarpıntıyı tetikliyor

A
A
A
Hayat şartları çarpıntıyı tetikliyor

Acıbadem International Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Güliz Erdem, hayat şartlarının tetiklediği ve çarpıntıya yol açan, önde gelen nedenleri anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Trafik ve yoğun iş temposunun oluşturduğu strese; düzensiz ve sağlıksız beslenme, spordan uzak hareketsiz yaşam da eklenince özellikle büyükşehirlerde yaşayanların, kalp çarpıntısı sorunuyla giderek daha sık karşılaştığını söyleyen Acıbadem International Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Güliz Erdem ,“Kalp atışlarının hissedilmesinin verdiği rahatsızlık hissi veya kalbin çok hızlı ve çok dolgun atması olarak tanımlanan çarpıntı, ciddi kalp hastalıklarının göstergesi olarak da karşımıza çıkabiliyor. Buna karşın çarpıntının eskiden beri olması, günlük sohbetlerimizde kalbim yine çarpmaya başladı sözleriyle dile getirilirken, bu söylemler sorunu adeta sıradan hale getiriyor, kanıksatıyor. Oysa çarpıntının ciddi bir sorundur, özellikle daha önceden kalp krizi geçirenlerde, kalp damar hastalığı, kalp yetmezliği, kalp kası ve kalp kapak hastalığı olanlarda çarpıntının, ritim bozukluğuna bağlı olması ihtimali çok yüksektir. Çarpıntı ile birlikte baş dönmesi, bayılma, göğüs ağrısı ve nefes darlığı gibi başka şikayetler olursa, acil olarak duruma müdahale edilmelidir” şeklinde konuştu.

“30- 50 yaşlarındaki çalışan kesimde, hafta içi çarpıntı yakınmaları daha sık oluyor”
Çarpıntının nedenini bulmak için kişinin mutlaka kardiyoloji uzmanına görünmesi gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Erdem, “Kalp hastalıklarının yanı sıra tiroit bezinin fazla çalışması, kansızlık gibi bir sağlık sorunu çarpıntıya sebep olabileceği gibi, bunlar olmaksızın hayat şartlarının yol açtığı çarpıntının nedenleri de mutlaka ortaya çıkarılmalıdır. Örneğin günümüzde sınav stresinin gençlerde çarpıntıya giderek daha fazla yol açtığını görüyoruz. Özellikle 30- 50 yaşlarındaki çalışan kesimde, hafta içi çarpıntı yakınmaları daha sık oluyor. İş stresi, ofiste çok fazla kafein tüketimi, yorgunluk, uykusuzluk, yemek düzeninde bozulma ve yeterli zamanın olmamasından fast food beslenme; kadınların aile ve iş hayatını aynı anda ideal şekilde devam ettirmeye çalışmasının stresi birçok kişide çarpıntının ilk ortaya çıkan şikayet olmasına sebep oluyor. Bu durumda, çarpıntının nasıl bir kardiyak problem sonucu ortaya çıktığının değerlendirilmesi, çarpıntıyı artıran bu faktörlerin de hasta ve yakınları tarafından farkedilip, mümkün olduğunca engellenmesi için yaşam tarzına yönelik değişiklikler yapılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“Kontrolsüz olarak aniden yoğun egzersize başlaması nedeni ile de olabiliyor”
“Aşırı fiziksel yorgunluk çarpıntıyı tetikleyen en önemli etkenlerden biri” diyen Doç. Dr. Erdem, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu fiziksel yorgunluk bazen günlük hayattaki yoğunluk nedeni ile olabilirken, bazen de normalde hareketsiz olan kişilerin, kontrolsüz olarak aniden yoğun egzersize başlaması nedeni ile de olabiliyor. Egzersizin düzenli olarak yapılması ve kademeli olarak artırılmasına dikkat edilmesi, özellikle kalp hastalığı riski ya da kalple ilgili yakınması olan kişilerin egzersiz programlarına başlamadan önce kardiyoloji uzmanlarına danışmaları gerekiyor. Huzursuzluk, korku ve stres çarpıntıyı tetikliyor. Bu duygular özellikle panik atak sırasında sıklıkla görülüyor. Panik atağın da neden olduğu aşırı çarpıntı hissi kişide yoğun bir korkuya neden olmakla birlikte, ayırımın yapılması için öncelikle uzman hekim tarafından kardiyak tetkiklerin yapılması, gereği halinde psikiyatri uzmanının görüşünün alınması gerekiyor. Kardiyoloji ve psikiyatri uzmanları birlikte çalışarak, hastaların fiziksel ve psikolojik iyilik halini tekrar sağlayabilirken, önemli olan hastanın ilk adımı atarak, yakınmaların geçmesini beklemek yerine kardiyoloji polikliniğine başvurmasıdır. Sağlıklı bir kişinin vücudunun üçte ikisi sudan oluşuyor. Vücudun normal su miktarı azaldığında, tuz ve şeker dengesi de bozuluyor. Aşırı egzersiz ve yaz sıcağında terleme, vücudumuzdaki suyun hızla azalmasına sebep oluyor. Yeterince su içilmemesi, kaybedilen suyun yerine konulmaması, vücudumuzun susuz kalmasına yol açıyor; bu durum vücuttaki elektrolitleri azaltıyor, tansiyonu düşürüyor ve çarpıntıya yol açıyor. Günlük su alımı; aşırı egzersiz, enfeksiyon, sıcak hava gibi diğer etkenler olmadığı durumda, genellikle kadınlar için günde 2 litre, erkeklerde 2 buçuk litre olmalıdır.”

“Alkol ve sigara çarpıntıyı artırıyor”
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Erdem, enfeksiyonun her yaşta insanda çarpıntıyı arttırabileceğine vurgu yaparak, “Kış aylarında soğuk algınlıkları, akciğer enfeksiyonları, idrar yolu enfeksiyonları, yaz aylarında ise besin zehirlenmelerine bağlı sindirim sistemi enfeksiyonları daha sık görülüyor. Ancak özellikle yaşlı hastalar ritim bozukluklarına daha duyarlı oldukları için çoğu zaman enfeksiyonla ilgili belirtiler henüz başlamadan ilk şikayet çarpıntı olabiliyor. Alkol ve sigara çarpıntıyı artırıyor. Düzenli alkol kullanımı ritim bozukluğu riskini arttırdığı gibi, özellikle tatil zamanlarında ani ve yoğun alkol kullanımı sonrasında da ritim bozuklukları tetikleniyor. ‘Tatil kalbi sendromu" olarak tanımlanmış olan bu durum, özellikle kış aylarında hafta sonunun bitiminde daha çok görülüyor. Aynı zamanda aşırı kafein alımının da, özellikle diğer sebeplerle birlikte olduğunda çarpıntıyı arttırdığı görülebiliyor. Özellikle soğuk algınlığı ve öksürük ilaçlarının bazıları ve bazı bitkisel ilaçlar çarpıntıyı tetikleyebilir. Bu nedenle özellikle daha önceden çarpıntı şikayetleri olanların bu ilaçları doktorlarının gerekli görmediği halde almaktan kaçınmaları gerekiyor. Özellikle lise ve üniversite çağındaki gençler, sıklıkla çarpıntı şikayeti ile polikliniklerimize başvuruyorlar. Kiminde sadece sınav öncesi huzursuzluğun verdiği kalbin hızlanması tespit edilirken, kimilerinde ise stresin ritim bozukluklarını tetiklediğini görüyoruz. Sınav öncesi uykusuzluk, fazla kafein alımı, yeterli su içmemek de, bu şikayetlerin daha fazla artmasına sebep olabiliyor. Unutmayalım ki, hepimiz için en başta sağlığımız gelmelidir. Çocuklarımıza da bizler için en önemli şeyin onun sağlığı ve mutluluğu olduğunu belirtmeliyiz. Bunu hissetmeleri, stresle mücadele etmelerinde en önemli adımlardan biri olacaktır” açıklamalarında bulundu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Taksi durağında dehşet anları kamerada Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde evinin geçimini sağlamak için taksi şoförlüğü yapan oğlunun durakta darp edildiğini öğrenen anne şikayetçi oldu. Darp anı ise güvenlik kamerasına yansıdı. İddiaya göre, Karadeniz Ereğli ilçesinde taksi şoförlüğü yaparak geçimini sağlamaya çalışan 19 yaşındaki Özay Kızıl, aynı durakta taksicilik yaptığı öğrenilen T.Y. ve M.A.’nin şiddetiyle karşılaştı. Daha önce geçirdiği motosiklet kazası sebebiyle iki kez beyin ameliyatı geçiren Kızıl, durağın güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerinde bir tartışma sonrası darp edildi. Evini geçindirmek için çalışan oğlunun şiddete maruz kaldığını kendisine ulaştırılan güvenlik kamerası görüntüleriyle öğrenen anne Özlem Ak, 2 kişi hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na şikayette bulundu. Yaşadıklarını gözyaşlarıyla anlatan anne Ak, “Oğlum eve alın teriyle ekmek getiriyor sanıyorduk meğerse kan teriyle getiriyormuş” dedi. Oğlu Özay Kızıl’ın saldırganlardan korktuğunu söyleyen anne Ak, “Görüntüler elime geldi. Daha önce de çocuğuma üç kez yapılmış aynı kişiler tarafından, benim çocuğum korkuyor. Neyle tehdit ediliyor bilmiyorum. Ben yardım istiyorum. Çocuklarıma hem annelik hem babalık yaptım. Çocuğum küçüklüğünden beri çalışıp bize bakıyor. İki kız kardeşi var. Ben bir yerde çalışmıyorum. Çocuğumun getirdiği parayla geçiniyoruz. Çocuğum alın teri getiriyor derken kan teri getiriyormuş. Neden yani bu, bütün annelere, bütün büyüklere sesleniyorum. Bana yardımcı olun. Çocuğum neden dayak yiyor” diye gözyaşı döktü. Oğlu Özay Kızıl ile görüştüğünde “Konuyu kapat anne” dediğini söyleyen Ak, “Çocuğum korkuyor. Üç aydır çocuğumu tanıyamıyorum. Savcılığa gittik şikayetçi olduk. Ben çocuğumun hayatından endişeliyim. İki yıl önce motosiklet kazası geçirdi. İki kere beyin ameliyatı oldu. Ameliyatlı olduğu halde çalışmaya çalışıyor. Bu dayağın sebebi ne? Benim çocuğum ne yapmış da dayak yiyor. Ben görüntüleri izledikçe içim parçalandı. Anne olarak ne yapacağımı bilmiyorum” dedi. Olay sonrası taksi durağının başkanını aradığını söyleyen anne Özlem Ak, “Durak başkanını aradım. Olay üç gün önce olmuş. Daha hiçbir şey yapmamış. Pazar günü toplantıyı beklediğini ve ceza keseceğini söyledi. Ben de durak başkanına ‘Bu ceza beni tatmin etmez. Bu olayın sebebini öğrenmek istiyorum. Neden benim çocuğum sürekli bunlar tarafından darp ediliyor. Çocuğuma ne yaptırmak istiyorlar. İstedikleri ne, bunu öğrenmek istiyorum’ dedim. Çocuğumu darp edenlerden birinin telefonunu aldım. Kendisini aradım. Çocuğumu neden darp ettiklerini sorup, beyin ameliyatı geçirdiğini hatırlattım. Bana ‘Sen bu konuyu kapat. Sonu iyi olmaz’ deyip kardeşinin de avukat olduğunu söyledi. Ben gariban biriyim ben uğraşamam diye düşündüler. Kardeşi avukat olan önüne geleni darp mı etsin” ifadelerine yer verdi.
Niğde Niğde’de yağışlar tarım arazilerine zarar verdi Niğde Ziraat Odası Başkanı Veli Kenar; son günlerde etkili olan dolu ve yağmur yağışı sonrası birçok tarım arazisinin zarar gördüğünü belirterek, üreticilere TARSİM sigortası yaptırmaları konusunda çağrıda bulundu. Veli Kenar yaptığı açıklamada Niğde’de son günlerde etkili olan dolu ve yağmur nedeniyle tarım arazilerinin zarar gördüğünü belirterek üreticilere yardımcı olunacağına dair beklentilerini dile getirdi. Kenar; "Son günlerde ilimizde yağışlar etkisini gösterdi. Bu etkili olan yağışlar neticesinde bölgesel olarak dolu yağışı, yağmurun etkisini arttırmasıyla sel meydana geldi. Dolu ve yağmur yağışı fazla olan bölgelere baktığımızda Kiledere, Alay ve Ağcaşar’da dolu yağışı nedeniyle tarım arazilerinde zarar meydana geldi. Patates ekimlerinin devam ettiği şu günlerde buğday ve hububat gibi ürünlerimiz meydana gelen selden dolayı zarar gördü. Geçen yıla oranla baktığımızda buğdaylarımızın boyu 20-30 santim olması gerekirken, bu yıl 40-50 santim. Buğdaylarımızın boyu normalinden büyük olunca etkili olan dolu nedeniyle buğday ve arpa gibi hububat ürünlerimizde zarar meydana geldi. Yine ilimizde Aktaş, Ovacık, Ballı ve Güllüce gibi köylerimizde de etkili olan dolu ve yağmur sonrası tarım arazilerinde zarar meydana geldi. Çiftçilerimize her zaman hatırlattığımız gibi TARSİM sigortalarını yaptırmaları konusunda uyarılarda bulunmuştuk. Artık küresel ısınmayla birlikte bu tür yağışların bundan sonra da devam edeceği öngörülüyor. İlimizde meydana gelen tarım arazilerinin zarar görmesiyle ilgili gerekli bilgiler verildi ve gidilip incelemeler yapıldı. Yapılan incelemeler neticesinde devletimizin nasıl bir destekleme yapacağını şuan itibariyle bilmiyoruz ama önümüzdeki günlerde devletimizin yardımcı olacağını tahmin ediyoruz” dedi.