POLİTİKA - 21 Mart 2017 Salı 17:43

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: “Bu ırkçı dalga onları da yutar”

A
A
A
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: “Bu ırkçı dalga onları da yutar”

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, referanduma sayılı günler kala Avrupa’nın Türkiye’ye ilişkin tutumunu değerlendirerek, “Avrupalı dostlarımıza sesleniyorum; bir müddet sonra korkarım ki Avrupa’daki siyasetçiler, Avrupa’nın gerçekten değerlerini savunan siyasetçiler, siyaset yapacak bir zemin bulamazlar.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, referanduma sayılı günler kala Avrupa’nın Türkiye’ye ilişkin tutumunu değerlendirerek, “Avrupalı dostlarımıza sesleniyorum; bir müddet sonra korkarım ki Avrupa’daki siyasetçiler, Avrupa’nın gerçekten değerlerini savunan siyasetçiler, siyaset yapacak bir zemin bulamazlar. Bu ırkçı dalga onları da yutar” uyarısında bulundu.


Enerji Bir-Sen Genel Merkezi ve Kadın Komisyonu Başkanlığının düzenlediği Memur-Sen’e Davet, Tercih ‘Evet’ programında konuşan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Her krizin her çift başlılık sonucu ortaya çıkan siyasi ya da ekonomik krizin Türkiye’ye faturası çok olmuştur. 5 Niyinin 28 Şubat sürecine götüren dönemin cumhurbaşkanı Demirel’in dönemin başbakanı Erbakan’a bir şekilde müsamaha göstermemesi, hükümeti kurduğunun ertesi gününden itibaren nasıl düşürüleceği, sürekli müdahale etmesidir” ifadelerine yer verdi.


Kurtulmuş, söz konusu dönemlerde başbakanlık müsteşarı ya da üçlü kararname gerektiren yüksek atamaların gerçekleştirilmediğini savunarak, “Ülkede halkın oyuyla seçilen hükümetler mi yoksa cumhurbaşkanı mı yönetecek belli olmamıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız geçtiğimiz günlerde Gaziantep’te ‘Sezer zamanında Sayın Şimşek’i Merkez Bankası Başkanı atayacaktım. Atayamadım. Kabul ettiremedim’ dedi. Söylediği örneklerden, yaşadığı örneklerden sadece birisini söyledi. Böyle bir şey olmaz. Cumhurbaşkanı ile hükümet başkanı olan başbakanın mevcut sisteme göre anlaşamaması Türkiye’ye çok büyük faturalar yüklemiştir” şeklinde konuştu.


Çift başlılıktan kaynaklanan ekonomik ve siyasi krizlerin Türkiye’nin yılllarına mal olduğunu söyleyen Kurtulmuş, “Bu adamlar kötü olduğu için değil, örneklerde ismini verdiğim zatlar geçimsiz ve sevimsiz adamlar oldukları için değil, sistem böyle olduğu için kavga ettiler” diye konuştu.


“Siyasi istikrarsızlığı bütünüyle ortadan kaldıran bir sistem”


Kurtulmuş, siyasi istikrarsızlıkların önüne geçmek amacıyla anayasa değişikliğinin gerekli olduğunu kaydederek şunları söyledi:


“Türkiye’de uzun aylar kurulamayan hükümetler oldu. 94 yılda 65 hükümet 17 ay ortalaması var. Kusura bakmayın köşeye bir market açsanız ancak 17 ayda çalışabilir bir noktaya gelir. Bazı dönemleri çıkarırsanız bu ortalama 10 aya düşüyor. Böylesine güçlü bir ülke böylesine tehditlerle karşı karşıya bir ülke böylesine imkanları, fırsatları olan bir ülke 17 aylık hükümetlerle asla yönetilemez. Dolayısıyla siyasi istikrarsızlığın önüne geçmek için sandığı kuracağız, aynı gün cumhurbaşkanını millet seçecek, aynı gün yasama organını yani kanun yapacak milletvekillerini de seçecek. 5 yıldan 5 yıla hükümet değişecek, istiyorsa devam ettirecek. İstemiyorsa, değiştirecek. Siyasi istikrarsızlığı bütünüyle ortadan kaldıran bir sistem. Ekonomik istikrarsızlıkların ortadan kaldırılması için böyle bir sisteme ihtiyacımız vardı. Türkiye’de tek parti iktidarları döneminde ortalama yıllık kalkınma hızımız 5.6, koalisyon dönemlerine yüzde 4, darbe dönemlerinde yüzde 3.4 hesap son derece açıktır. Rahat ekonomik kararlar alabilen tek parti dönemindeki iktidarlar ülkenin daha hızlı kalkınmasına vesile oluyor.”


“Bu ırkçı dalga onları da yutar”


Konuşması sırasında Avrupa’da İslam karşıtı tavır sergileyen gruplara değinen Kurtulmuş, “Erdoğan karşıtı çevreler bu kampanyanın bir parçası haline geldi. O kadar güçlü bir şekilde ‘hayır’ kampanyasına destek vermeye çalıştılar ki, maalesef Avrupa’daki siyaseti de etkisi altına aldılar. Önce Avusturya Dışişleri Bakanı’nın ‘sakın ha tüm politikacılar buraya gelip kampanya yapmasın’ dediği arkasından Almanya’dan bazı sözlerin ortaya çıktığı, arkasından da değerli bakanlarımıza karşı Hollanda’da yapılanlar hep beraber dünyanın gözü önünde oldu. Allah aşkına sizi bu kampanya neden bu kadar ilgilendiriyor? Türkiye’deki kampanya ile ne alakanız var? Biz oraya daha 2014’te gittik. Orada kapmanya yaptık. Bir tek insanın burnu kanamadı. O zaman her şey gayet demokratik yürüyordu da şimdi ne oldu karar verin. Türk vatandaşlarının sandıkta oy vermesi için Yüksek Seçim Kurulu’nun belirlediği seçim çevrelerinde oy verme işlemini yaptıracaksınız ama demokrasinin kuralı olarak, fikir özgürlüklerini ayaklar altına alan bir karar alacak, oraya Türk bakanların gitmesine müsaade etmeyeceksiniz. Bu her şeye aykırıdır. Kusura bakmasınlar biz Avrupa’nın geleceğinden endişe ettiğimiz için bunları söylüyoruz. Bize bir şey olmaz biz milletimizin onurunu sonuna kadar koruruz ama sesleri duyuyoruz. Avrupa’da yükselen ırkçılığın neofaşizmin, neonazizmin rap rap rap gelen seslerini duyuyoruz. Eğer tedbir alınmaz Avrupa’daki artan bu ırkçı, yabancı düşmanı, İslam karşıtı siyasetin esiri olursanız, Avrupalı dostlarımıza sesleniyorum; Bir müddet sonra korkarım ki Avrupa’daki siyasetçiler Avrupa’nın gerçekten değerlerin savunan siyasetçiler, siyaset yapacak bir zemin bulamazlar. Bu ırkçı dalga onları da yutar” mesajını verdi.


“Dünyanın birçok yerine Türkçeyi de öğreteceğiz”


Kurtulmuş, Avrupa’daki medya organlarının da ‘hayır’ kampanyası yürüttüğüne dikkat çekerek "Hayır’ cephesi zayıf kalıyor diye PKK’yı, FETÖ’yü salıverdikleri gibi kendi dergilerinde de manşetleri ortaya koydular. İsviçre’nin Blick gazetesi, vatandaşımıza onu göstersek yeter. Manşet atmış, ‘Erdoğan’ın diktatörlüğüne son vermek için kocaman bir hayır’ diyor. Öyle görünüyor ki bundan sonra dünyanın birçok yerine Türkçeyi de öğreteceğiz” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne gastronomi ödülü Bursa Büyükşehir Belediyesi, şehrin sahip olduğu zengin mutfak kültürünü turizme kazandırmak amacıyla yaptığı çalışmalar dolayısıyla Gastro Bursa Dergisi tarafından ödüle layık görüldü. Osmanlı saray mutfağının doğduğu şehir olan ve günümüz gastronomi lezzetlerinin önemli duraklarından olan Bursa’nın tescilli lezzetlerini dünyaya duyurmak amacıyla önemli çalışmalara imza atan Bursa Büyükşehir Belediyesi, sektörün bileşenlerine desteklerini de sürdürüyor. Gastro Bursa Dergisi tarafından düzenlenen ‘Dergiye Değer Katanlar’ töreninde, Bursa Büyükşehir Belediyesi de ödüle layık görüldü. Şehir yöneticileri, kamu kurumlarının yöneticileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, gastronomi turizmi bileşenleri ve sosyal medya fenomenlerinin katıldığı geceye, Büyükşehir Belediyesi adına Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Yıldız katıldı. Genel Sekreter Yardımcısı Yıldız, ödülünü Gastro Bursa Dergisi Genel Yayın Yönetmeni İhsan Önder Uçar’ın elinden aldı. “Marmara’da ilk sıradayız” Bursa’nın, Türkiye’nin köklü tarihini ve kültürel zenginliğini en iyi şekilde temsil eden şehirlerden biri olduğunu söyleyen Mehmet Yıldız, “Şehrimizin lezzetli yemekleri, tarih boyunca yaşanan göçler ve kültürel etkileşimlerle birleşerek benzersiz bir çeşitliliğe dönüşmüştür. Bursa kebabı, İnegöl köfte, Mustafakemalpaşa tatlısı, pideli köfte, cevizli lokum, tahinli pide, cendere baklavası, Bağdat hurma tatlısı ve kestane şekeri Bursa ile anılan lezzetlerden bazıları. Şehrimizde coğrafi işaretle tescil edilmiş 30 farklı kategoride ürün ve yemek bulunması, Bursa’mızın tarım ve gıda alanındaki zenginliğini ve kalitesini de gözler önüne sermektedir. Bir lokmanın içinde binlerce yılın hikâyesi gizlidir. Sahip olduğumuz coğrafi işaret sayısıyla Marmara Bölgesi’nde ilk sırada yer alıyoruz. Şehrin marka değerini yukarılara taşıyan çalışmalarımızı Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak devam ettireceğiz. Bursa’yı dünyanın önemli gastronomi merkezlerinden birisi hâline getirmek istiyoruz” dedi. Gastro Bursa Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve Araştırmacı-Yazar İhsan Önder Uçar ise, gastronomi turizmiyle ilgili bütün birleşenleri bir araya getirmek ve Bursa’daki gastronomi turizminin sıkıntılarının konuşulması amacıyla dergiyi kaleme aldıklarını ifade etti. Bursa mutfağının çok zengin olduğunu dile getiren Uçar, dergiyle Bursa gastronomisine ve gastronomi turizmine değer katmak istediklerini belirtti.