POLİTİKA - 23 Mart 2017 Perşembe 20:50

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olması gerektiğine inandığı en önemli madde

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olması gerektiğine inandığı en önemli madde

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, anayasa değişikliği maddeleri içinde olması gerektiğine inandığı en önemli maddenin seçilme yaşının 18’e indirilmesini düzenleyen madde olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, anayasa değişikliği maddeleri içinde olması gerektiğine inandığı en önemli maddenin seçilme yaşının 18’e indirilmesini düzenleyen madde olduğunu söyledi. Muhalefetin gençlere güvenmediğini kaydeden Erdoğan, “Bu gençliğe güvenin” dedi.


Katıldığı bir televizyon programında anayasa değişikliğine ilişkin yapılan eleştirilere cevap veren Erdoğan, muhalefet tarafından eleştirilen konulara açıklık getirdi. 18 maddenin neyi içerdiğine bakılması gerektiğini, 18 maddenin dışına çıkılarak yapılan konuşmaların aldatmaca olduğunu kaydederek, ciddi bir adım atıldığının altını çizen Erdoğan, “Bu 339 oy ile referandum parlamentodan geçti. AK Parti ve MHP 339 oy ile halkoylaması yolunu açtı. Bundan sonraki süreç halkımızda. Milletimiz nihai kararı verecektir” diye konuştu.



“Benim olması gerektiğine inandığım en önemli madde”


18 maddeye ilişkin bilgiler veren Erdoğan, “1. maddede yargının bağımsızlığına tarafsızlık ilave edilecek. Bağımsızlığı güçlendirirken, tarafsızlığını güçlendirecek bir süreç başlıyor. İkincisi milletvekili sayısı 550’den 600’e çıkıyor” diye konuştu. Avrupa ülkelerindeki kişi başına düşen milletvekili sayısını açıklayan Erdoğan “Bizim 550 milletvekilimiz var, nüfusumuz 80 milyon. 143 bin kişiye 1 tane düşüyor. Biz şimdi temsilde adalet gelsin istiyoruz. Bundan rahatsız olmaya gerek yok. Milletvekili seçilme yaşının 25’den 18’e indirilmesi. Benimde olması gerektiğine inandığım en önemli madde bu. Bugün bizim çok dinamik bir parlamentoya sahip olmamız gerektiğine inanıyorum. Böyle dinamik bir parlamentoyu açtığımız zaman gençliğimizin ufku genişleyecektir. 51 ülkede milletvekili seçilme yaşı 18” dedi.


Seçilme yaşı 18 olan ülkelerden örnekler veren Erdoğan, milletvekili olduktan sonra bakan olma imkanı yakalayan gençlerin olduğunu belirtti. “Biz gençliğimize neden güvenmiyoruz?” diye soran Erdoğan 7,5 milyon gencin oy kullanacağını kaydederek, gençliğe güvenilmesi gerektiğinin altını çizdi, dinamik bir parlamentoya sahip olunacağını kaydetti. Erdoğan, ”Niye bu kadar çekiniyoruz. Demek ki, ana muhalefet bütün gençlere güvenmiyor. Bu tür gençleri aday göstermekten çekiniyor. Bu gençliğe güvenin. Bu gençliğin tarihimizden gelen bir menşei var. Gençlik şunu biliyor, benim ecdadım Fatih 21 yaşında bir çağı kapatıp, bir çağı açtı. Ben 18 yaşından itibaren sosyal hayatın içindeydim, 21 yaşından itibaren siyasete geçiş yaptım, yaklaşık 40 yıldır siyasetin içindeyim” diye konuştu.



“Başkanlık seçimi de, milletvekili seçimi de 5 yıl olacak”


Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimlerinin artık 5 yılda bir yapılacağını da belirten Erdoğan, “Milletvekili de seçimleri de tekrar 4’ten 5’e çıksın diyoruz. Biz geldiğimizde aslında 5 yıldı. Biz maalesef orada bazı sıkıntılı durumlar oldu, 4 yıla indirilmesi bize teklif edildi, bizde ‘peki’ dedik. 4 yıllık bir süreç bir ülkenin yönetimi için istikrarı getirmez. Başkanlık seçimi de, milletvekili seçimi de 5 yıl olacak. Senkronize bir sisteme böylece gireceğiz. Bu istikrarı ve güveni getiriyor. Bizim 14 yıl içindeki en önemli sihir kavramlarımız istikrar ve güvendir. Bir diğer madde, Meclisin Bakanlar Kuruluna KHK yetkisi verebilmesi artık iptal ediliyor. Güven oylaması kaldırılıyor. Çünkü güven oylaması hakkı milletindir. Aynı şekilde gensoru da kalkıyor. Bu iş çok suiistimal edildi. Şuana kadar 484 gensoru verildi. Biliyorlar ki bu gensoruyu verenler ‘ben buradan bir netice alamayacağım’. Bunu bildiği için Meclisteki çalışmayı tıkamak için bunu veriyor. Bu gensorulardan sadece 4 tanesi kabul edildi. Neden parlamentoyu tıkıyorsun, niye hızımızı kesiyorsun? Hep gensorularla ön tıkadılar, başaramadılar ama zaman kaybımız oldu” şeklinde konuştu.



“100 bin seçmen seçim zamanında kendileri bir cumhurbaşkanı adayı gösterebilir”


Cumhurbaşkanının görev süresinin 5 yıl olduğunu, bir kişinin en fazla 2 defa cumhurbaşkanı seçilebildiğini söyleyen Erdoğan, “Mesele millette. Millet kararını nasıl verirse öyle devam eder. Seçim zamanı geldiğinde mesela 100 bin seçmen seçim zamanında kendileri bir cumhurbaşkanı adayı gösterebilir. Bu yoktu, ilk defa gelecek. Bu da millete verilen güvenin en önemli değişik maddelerinden birisi. Bundan sonraki süreçte, yani Seçim Kanunu ile ilgili değişiklikler, parlamento içinde böyle bir uzlaşma temenni ederiz ki sağlanır, Seçim Yasasında da değişikliklerin yapılması bana göre gereklidir. Ama şuanda gelende ne yazık ki bunlar gündeme gelemedi, bunu da pek yaklaşılmadı“ açıklamasında bulundu.


“Cumhurbaşkanı ile Başbakanın yetkileri birleştiriliyor” açıklamasında bulunan Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun başbakan ile cumhurbaşkanının kavga edeceği yönündeki açıklamasını hatırlattı. Kılıçdaroğlu’nun daha sonradan açıklamasını düzelttiğinin belirtilmesi üzerine Erdoğan, “Onu tashih de etse kendisini kurtaramaz. Her geçen gün adeta yalan makinesi üretim yapıyor” dedi. Geçmiş yıllardan örnekler veren Erdoğan, o yıllara ait gazete manşetlerini gösterdi.



“Yalan, Cumhurbaşkanın fesih yetkisi yok”


Cumhurbaşkanının fesih yetkisi olmadığını belirten Erdoğan, “Saf tipler var. Televizyona çıkıyorlar, Cumhurbaşkanının fesih yetkisi olduğunu söylüyorlar. Yalan, Cumhurbaşkanın fesih yetkisi yok. Yeni düzenleme ile beraber böyle bir fesih yetkisine sahip olmadığı gibi eğer ülke erken seçime gitme durumunda bu kararı parlamento veriyor. Cumhurbaşkanının erken seçime götürme yetkisi dahi yok. Böyle bir seçime gitme sadece parlamento, sadece cumhurbaşkanı değil, aynı anda hem cumhurbaşkanı hem de parlamento ile erken seçim. Bir uzlaşma oluyor, bundan dolayı ülkede istikrar oluyor. Amerika’da 2 yılda bir kongrenin yenilenmesi Bizde o da yok. Biz Türk tipi bir cumhurbaşkanlığı sisteminden bahsediyoruz” diye konuştu.


Cumhurbaşkanı ile başbakanın yetkilerinin birleştirildiğini, cumhurbaşkanının atama, kararname ve yönetmelik çıkarma yetkileri ile diğer görevleri düzenlendiğini belirten Erdoğan, istenildiği kadar başkan yardımcısı atanabileceği yönündeki eleştirilere ilişkin, “Kendisi yeteri sayıda başkan yardımcısı atayabilir. Şuanda parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimi 2019’un Kasım’ında olacak. Seçim geldiği zaman, o seçime giderken bunun nasıl olacağı yasalarla düzenlenmek suretiyle ortaya çıkacak. Sayın Kılıçdaroğlu’nun söylediği gibi, kusura bakmayın, o da kusura bakmasın, 100 yardımcı diye böyle safsata şeyler olamaz. Biz göreve geldiğimizde Türkiye’nin 36 bakanı vardı. Ben geldiğimde ilk işim kabineyi 36’dan 25’e indirdik. Biz öyle boşta kalana bakanlık verelim anlayışıyla gelmedik. O otellerde önüne gelene bakanlık dağıtmak suretiyle hükümet kurma gayreti içinde olan onların geçmişteki zihniyetine aittir” açıklamasında bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzBB Yayınları’ndan 9 yeni kitap İzmir Büyükşehir Belediyesi Yayınları (İzBB Yayınları) edebiyattan akademik yayınlara ve çocuk kitaplarına kadar dokuz yeni kitabı okuyucularla buluşturuyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi Yayınları (İzBB Yayınları) edebiyattan akademik yayınlara, çocuktan prestij yayınlarına dek okuyucularına dokuz yeni kitap hazırladı. Kurulduğu günden bu yana bir yılda 35 kitaba ulaşan İzBB Yayınları’nın “Toplumsal Bellekte Bir Akdeniz Liman Kenti: İzmir”, “İlk Çağlardan 324’e İzmir Tarihi”, “Sevgi Tutsağı”, “Gazi Heykelinde Güvercinler”, “Aklın Ayak İzleri - 2”, “Aklın Ayak İzleri -3”, “Ekin’in Karakılçık Buğdayı”, “İzmir’in Renkleri”, “İzmir’i Boyuyorum - Doğal Yaşam Parkı” adlı kitapları son yayımladığı eserler arasında yerini aldı. İzBB Yayınları’na İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde bu yıl 19-28 Nisan tarihlerinde Kültürpark’ta açık alanda düzenlenen İzkitapfest-İzmir Kitap Fuarı’nda da ulaşmak mümkün. Girişlerin ücretsiz olduğu İZKİTAP Fest, bugün de 10.00-21.00 saatleri arasında kitapseverleri ağırlamaya devam edecek. Kentin belleğine tarihsel bakış Selin Önen’in derlediği Burkay Pasin, Fatma Tanış, Hasan Işıklı, Hilal Öktem, Işıl Can Traunmüller, Leyla Bektaş Ata, Ömer Karahan, Orkun Destici ve Yaşar Eyüp Özveren’in makalelerinin yer aldığı “Toplumsal Bellekte Bir Akdeniz Liman Kenti: İzmir” adlı kitapta, kentin yaşam için tercih edilen yapısına dikkat çekildi. Yavaş yaşam tarzı, modernliği, kıyıları, iklimiyle yoğun bir göçe konu olan kentin, 19. Yüzyıl’dan günümüze dek yaşadığı değişimden izler aktarıldı. İzmir’in ilk çağlardaki tarihine odaklanılan “İlkçağlardan 324’e İzmir Tarihi” kitabında tarihçi Cecil John Cadoux’un detaylı anlatımına yer verildi. Ayşen Tekşen’in günümüz Türkçesine çevirdiği kitapta, metinler ve anekdotlarla zengin bir okuma sunuldu. Edebiyatta İzmir vurgusu İzmirli avukat insan hakları savunucusu Güney Dinç’in arşivinden çıkan “Sevgi Tutsağı” da kentte geçen zamanda asılı kalmış bir aşk hikâyesini konu aldı. İzmir’de felsefe ve edebiyat öğretmenliği yapmış Nahid Ulvi Akgün’ün daha önce yayınlamamış şiirleriyle birlikte tüm eserleri “Gazi Heykelinde Güvercinler” kitabında toplandı. Üniversite yıllarında, kendini, dünyayı çalkayan isyan ateşinin içinde bulan bir devrimcinin hikâyesinin anlatıldığı “Aklın Ayak İzleri”nin ikinci ve üçüncü cildi de okuyucularıyla buluştu. Yusuf Nazım ve Oktay Kaynak’ın kaleme aldığı kitabın arka kapak tanıtımında şu cümleler yer aldı: “Özgürlüğe kanat çırpan kelebekler gibiydiler, nasıl bir yangına uçtuklarını bilmediler.” “Kalemini kap, dilediğince boya” İzBB Yayınları çocuk okuyucuları için de farklı eserlere imza attı. Kentin her köşesinde ayrı zenginlik yatarken, çocuklar kentin 29 farklı yerini kendi istedikleri boyalarla renklendirecek. Ömer Çam’ın çizgileriyle oluşan “İzmir’in Renkleri” boyama kitabının yanı sıra Eda Bekdaş’ın çizimleriyle çıkan “İzmir’i Boyuyorum-Doğal Yaşam Parkı”nda da Doğal Yaşam Parkı’nın neşeli sakinleri çocukların dilediği renklerle şekillenecek. Çocuklar yine bir hafta sonu İnci Becerik’in kaleminden çıkan ve Şeyma Yıldızhan Yayman’ın resimlerinden yola çıkarak tohum takas şenliğine katılacak. “Ekin’in Karakılçık Buğdayı”yla çocuklar ata tohumlarını paylaşmanın önemini kavrayacak.
Kayseri Havalar ısındı pazarda fiyatlar düştü Havaların ısınmasıyla birlikte Kayseri’deki semt pazarlarında sebze fiyatları düştü. Kayseri’nin farklı bölgelerinde her gün kurulan semt pazarlarında sebze fiyatları düştü. Sebze fiyatları; havanın ısınmasına bağlı olarak düşerken, bu durum pazardaki iş yoğunluğunu artırdı. Önceki günlere bakarak yoğunluklarının arttığını söyleyen pazarcı İbrahim Yılmaz; “Yaz ayları geldiği için pazarda fiyatlar biraz ucuz. Fiyatlar düştü ancak vatandaşların alım gücü biraz düştüğü için yine biraz zorluk çekiyoruz. Önceki günlere bakarak, yine yoğunluk var. Pazarlarda marketlere göre daha ucuz ve taze olur. Pazarlarda ürünler günlük olur. Market alır, 3-5 gün içerisinde satar. Biz ise günlük satarız. Pazarımızda 1-2 tane esnaflığı iyi olmayan arkadaşımız var ama vatandaşlarımız onlara aldanmasınlar. Esnaflığı iyi arkadaşlarımız var. Onların yanına gelsinler. Biz yardımcı oluruz. Güzel ürün veririz. Her zaman memnun olurlar. Domatesin kilosu 25 TL’ye düştü. Salatalık 20 TL, biberlerin kilosu 30 TL, patlıcanların fiyatı 20-30 TL arasında değişiyor” şeklinde konuştu. Meyve pazara pahalı düştü Geçiş döneminde olmasından dolayı meyvede fiyatların ise yüksek olduğunu dile getiren Yılmaz, “Meyveler biraz pahalı. Geçiş döneminde olduğunda dolayı meyvelerin fiyatı biraz yüksek olur. Erik 100 TL, çileğin kilogram fiyatı 70 TL. Şu anda geçiş döneminde olduğundan dolayı fiyatlar bu şekilde seyrediyor. Tam mevsimi başlamadığı için fiyatlar bu şekilde. Daha yeni tarlaya düştüğü için fiyatlar yüksek. Tarlada çoğaldığı zaman fiyatlar mutlaka düşecektir” dedi.
Antalya İliç Maden Kazasını Araştırma Komisyonu Başkanı Uslu: “İliç hakkında, kimsenin kafasında soru işareti kalmayacak” Erzincan’ın İliç ilçesinde 13 Şubat’ta meydana gelen ve 9 işçinin ölümüyle sonuçlanan maden kazasını tüm yönleriyle araştırmak üzere kurulan TBMM İliç Maden Kazasını Araştırma Komisyonu’nun Başkanı AK Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu, “İliç’teki olayı ayrıntılarıyla inceleyeceğiz. Hiç kimsenin kafasında soru kalmayacak şekilde incelememizi, raporlamamızı gerçekleştireceğiz” dedi. İliç maden faciasını araştırmak için oluşturulan, TBMM İliç Maden Kazasını Araştırma Komisyonu, çalışmalarını kesintisiz sürdürüyor. Komisyon, Devlet Su İşleri yetkililerinden, maden kazasının yaşandığı İliç Maden sahasına yakınlığı nedeniyle gündeme gelen Bağıtaş Barajı’ndaki duruma ilişkin de bilgi alacak. Teklifler, TBMM Genel Kurulu’nda sunulacak Yaşanan faciaya ilişkin bakışının, önce insan, önce çevre sonra güvenilir madencilik olduğunu ifade eden Maden Kazasını Araştırma Komisyonu Başkanı Atay Uslu, komisyonun; kazayı tüm yönleriyle araştıracağını, benzer kazaların önlenmesi için alınması gereken tedbirler konusunda çalışacağını, insan sağlığını ve çevreyi önceleyen ’güvenilir madencilik ve güvenilir altın madenciliği’ mimarisinin ve güvenilir, sürdürülebilir madencilik politikasının oluşumuna katkı sağlayacağını aktardı. Uslu, komisyon çalışmalarının tamamlamasının ardından, teklifleri TBMM Genel Kurulu’na sunulmak üzere raporlayacaklarını belirtti. DSİ Genel Müdürlüğü ve Bakanlık bürokratlarını dinleyecekler Komisyon Başkanı Atay Uslu, ayrıca 30 Nisan’da MAGEP ve MTA bürokratlarının yanı sıra Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bürokratlarını, 2 Mayıs’ta Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bürokratlarını, 3 Mayıs’ta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bürokratlarını dinleyeceklerini söyledi. Atay Uslu, Mayıs ayının ikinci haftası ise Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerinin yanı sıra kamuoyunun akılındaki soruları gidermek, kazanın çevresel etkisini bertaraf etmek için alınan önlemler konusunda Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nü ve ilgili Bakanlık kurumlarını dinleme kararı aldıklarını ifade etti. Objektif, şeffaf, tutarlı ve tarafsız çalışmayı ortaya koyacaklarını aktaran Atay Uslu, "İliç’te ki olayı ayrıntılarıyla inceleyeceğiz. Hiç kimsenin kafasında soru kalmayacak şekilde incelememizi, raporlamamızı gerçekleştireceğiz. Hem kazayı ve olayı araştıracağız, hem bundan sonra bu tür kazaların olmaması için atılması gerekli adımları atacağız” dedi. Komisyon devlet kurumlarından, Bakanlıklardan bilgi aldıktan sonra sivil toplum temsilcileri ve akademisyenlerle bir araya gelecek. Uzman görüşlerinin de alınmasının ardından, bir daha kazaların olmaması ve güvenilir madencilik mimarisinin kanunlarda yer almasını sağlamak için, farklı madenler yerinde incelenecek.