EKONOMİ - 28 Nisan 2017 Cuma 13:09

Bakan Özlü: "Şu anda tescil edilmiş coğrafi işaretli ürün sayımız 204’tür"

A
A
A
Bakan Özlü: "Şu anda tescil edilmiş coğrafi işaretli ürün sayımız 204’tür"

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, "Coğrafi işaret konusunda bir farkındalık oluştuğunu görüyoruz.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, "Coğrafi işaret konusunda bir farkındalık oluştuğunu görüyoruz. Şu anda tescil edilmiş ürün sayımız 204’tür. İnceleme aşamasında olan başvuru sayısı ise 302’dir. Bu sayılar yeterli değil. Bizim yaptırdığımız bir araştırma, 2 bin 500 civarında ürünün coğrafi işaret tescili alabilecek bir potansiyel taşıdığını ortaya koyuyor. Bu konudaki farkındalık arttıkça, doğru orantılı bir şekilde tescilli ürün rakamlarının da artacağına inanıyorum" dedi.


Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından Türkiye’nin yöresel ürünlerini dünyaya tanıtmak, Ankara’yı bu ürünlerin ticaret ve ihracatının merkezi haline getirmek amacıyla düzenlenen Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi başladı. Mesut Yar’ın sunumuyla ATO Congresium’da gerçekleştirilen zirvenin açılışına Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Ankara Valisi Ercan Topaca, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran ve çok sayıda davetli katıldı.


Toplantıda yaptığı konuşmada Bakan Özlü, coğrafi işaret korumasının oldukça önemli bir konu olduğunu belirterek, “Ancak bu konunun ne yazık ki zaman zaman yanlış veya eksik anlaşıldığını da görüyoruz. Coğrafi işaret koruması, sadece kültürel ve yerel değerlerin korunmasından ibaret bir husus olarak algılanıyor. Oysa diğer sınai mülkiyet hakları gibi, coğrafi işaret koruması da ekonomik boyutu olan ciddi bir konu. Bu konuya ilgimiz romantik bir ilgiden ibaret değildir. Ekonomik ve rasyonel açıdan şehirlerimizi geliştirmek, bölgesel kalkınmayı hızlandırmak açısından da bu konuyu çok önemsiyoruz” diye konuştu.



“Coğrafi işaretler ise bütün bir bölgeye, bütün bir şehre ve hatta bir ülkeye ait olabiliyor”


Bugünün ekonomisinde en önemli kavramların, en değerli varlıkların başında fikri ve sınai mülkiyet haklarının geldiğini kaydeden Özlü, “Bu hakları elinde bulunduranlar, birçok önemli fırsata ve avantaja sahip oluyorlar. Patentler, markalar veya tasarımlar, genellikle bir kişiye, bir ekibe, bir üniversiteye veya bir firmaya ait oluyor. Coğrafi işaretler ise bütün bir bölgeye, bütün bir şehre ve hatta bir ülkeye ait olabiliyor. Her ne kadar küreselleşme ile tüketici tercihlerinin standartlaştığı düşünülse de özellikle son zamanlarda tüketicilerin geleneksel ve yerel ürünlere olan ilgisi artıyor. Coğrafi işarette o ürünün gerçekten de o coğrafyada ve geleneksel prensiplere uygun bir şekilde üretildiğini teminat altına alıyor. Bu özellikleri sebebiyle bu işarete sahip ürünler, pazarlara daha yüksek fiyatlarla girebiliyor. Bazı ülkeler, coğrafi işaretli ürünlerden çok ciddi gelirler elde ediyor. Örneğin Fransa’nın gıda endüstrisinde yaptığı ihracatın yaklaşık yüzde 30’u coğrafi işaret tescili olan ürünlerden oluşuyor” ifadelerini kullandı.



“Şu anda tescil edilmiş ürün sayımız 204’tür”


Bakan Özlü, konuşmasının devamında şunları kaydetti:


“Ülkemizde, son yıllarda coğrafi işaret konusunda bir farkındalık oluştuğunu görüyoruz. Şu anda tescil edilmiş ürün sayımız 204’tür. İnceleme aşamasında olan başvuru sayısı ise 302’dir. Bu sayılar yeterli değil. Bizim yaptırdığımız bir araştırma, 2 bin 500 civarında ürünün coğrafi işaret tescili alabilecek bir potansiyel taşıdığını ortaya koyuyor. Bu konudaki farkındalık arttıkça, doğru orantılı bir şekilde tescilli ürün rakamlarının da artacağına inanıyorum. Ülke içindeki tescil sayısı kadar Avrupa Birliği’nde geçerli olan tescil sayısının önemine de dikkat çekmek istiyorum. AB genelinde tescil edilmiş ürün sayısı 5 bin civarındadır. Türkiye’den ise sadece üç ürün, Aydın inciri, Antep baklavası ve işlemleri tamamlanmak üzere olan Malatya kayısısı bu listeye dahil olabilmiştir. AB’deki tescilli ürün sayımızı artırmak da hem oda ve STK’larımızın, hem yerel yönetimlerimizin hem de bizim üzerimize düşen bir borç ve vazifedir.”


“Coğrafi işaret tescilinin kağıt üzerinde kalmaması gerekiyor” diyen Özlü, “Başarı kriterimiz, tescil ettirdiğimiz ürün sayısıyla sınırlı kalmamalıdır. Başarı kriterimiz bunun ötesine geçmeli, coğrafi işaret tescilini ekonomik faydaya dönüştürmek olmalıdır. Ekonomik faydaya dönüştüremediğimiz bir coğrafi işaret tescili kağıt üzerinde kalacaktır ve hiç kimseye esaslı bir fayda getirmeyecektir. Yani işimiz, tescil işlemlerinin tamamlanmasıyla bitmiyor. Aslında esas iş, tescil aşamasından sonra başlıyor. Bu konuda da birlikte hareket etmemiz önem taşıyor” değerlendirmesinde bulundu.



“Başvuru süreçlerinde 9-10 bin lirayı bulan ilan masraflarını ortadan kaldırarak coğrafi işaret tescilini ucuzlattık”


Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 10 Ocak 2017 tarihinden itibaren yürürlüğe girdiğini hatırlatan Bakan Özlü, “Bu kanun ile coğrafi işarete konu olabilecek yöresel ürünlerimizi daha etkin bir şekilde koruyabilmek için önemli düzenlemeler yaptık. Öncelikle Coğrafi İşaretler Dairesini tesis ederek müstakil bir yapı ile bu konunun üzerine yoğunlaşmayı hedefledik. Ayrıca başvuru süreçlerinde 9-10 bin lirayı bulan ilan masraflarını ortadan kaldırarak coğrafi işaret tescilini ucuzlattık. 6 ay olan yayım süresini 3 aya indirerek tescil sürecini kısalttık. Bu önemli kanunun uygulama yönetmeliğinin birkaç gün önce yürürlüğe girdiğini de hatırlatmak istiyorum. Tabi iş yasalarla bitmiyor. Bundan fazlasını da yapmak, sahaya inmek gerekiyor. Türk Patent ve Marka Kurumumuz, bu açıdan önemli etkinlikler gerçekleştiriyor. 21 Mart’ta 1. Ulusal Coğrafi İşaretler Buluşması etkinliğini gerçekleştirdik. Bu programda 81 ili Ankara’da topladık. Bunun dışında ayrıca biz de illerimize giderek, şehirlerimizdeki paydaşlarımızla toplantılar gerçekleştiriyoruz. Mart ayında Diyarbakır’da, bu ay içinde ise Hatay, Adana ve Hakkari’de coğrafi işaret seminerlerini gerçekleştirdik. Yeni Sınai Mülkiyet Kanunu ile birlikte sınai mülkiyet haklarının tamamında hem nicelik hem de nitelik olarak yeni bir döneme giriyoruz. Ülkemizdeki patent, marka, tasarım, faydalı model ve coğrafi işaret tescilinin her geçen gün arttığını göreceğiz. Daha da önemlisi bunların ekonomiye daha fazla girdi sağladığına, katma değeri artırdığına hep birlikte şahit olacağız” açıklamasında bulundu.


Türkiye’nin yüksek gelir seviyesindeki bir ekonomiye dönüşmesinin bu tür alanlarda yapılacak hamleyle gerçekleşeceğini vurgulayan Özlü, şehirleri, şehirlerdeki belediyeleri, STK’ları, odaları, bu konuda daha hassas olmaya, birlik içinde hareket etmeye ve Türkiye’deki coğrafi işaret belgesine sahip ürünleri hep birlikte artırmaya davet etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Yeni ’İyilik Gemisi’ Mersin’den Gazze’ye uğurlandı Kızılay ile AFAD’ın birlikte yürüttüğü insani yardım operasyonu kapsamında, toplam 5 bin 66 tonluk insani yardım malzemesi taşıyan yeni ’İyilik Gemisi’, Mersin Limanı’ndan bugün Gazze’ye uğurlandı. Türkiye, İsrail saldırılarının hedefi olan Gazze’deki sivillere insani yardım ulaştırmaya devam ediyor. Bu kapsamda Türk Kızılay tarafından hazırlanan glütensiz gıda da dahil olmak üzere gıda, un, bebek maması, hijyen gibi diğer muhtelif ürünlerden oluşan 5 bin 66 tonluk yardım malzemelerini Gazze’ye ulaştıracak 11. ’İyilik Gemisi’, Mersin Limanı’ndan yola çıktı. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) koordinasyonunda gerçekleştirilen yardımların 2 günlük yolculuğun ardından önce Mısır’ın El-Ariş Limanı’na, ardından da tırlarla Refah Sınır Kapısından barınma, gıda, yakıt ve tıbbi malzemeler başta olmak üzere pek çok insani yardım malzemesine ihtiyaç duyan Gazzelilere ulaştırılacağı bildirildi. "Gemide 85 milyon Türk milletinin selamları ve duaları var" Mersin Limanı’ndaki uğurlama törenine katılan Türk Kızılay Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Saygılı, bugün yine Türk milletinin iyilik eli olan Kızılay’ın bir iyilik gemisini daha Gazze’ye gönderdiğini söyledi. Gemide öncelikle 85 milyon Türk milletinin selamları ve duaları olduğunu vurgulayan Saygılı, "Aynı zamanda da akut dönemi yaşayan, açlık krizi yaşayan, kıtlık krizi yaşayan Gazzeli kardeşlerimize gıda kolileri, temizlik malzemeleri, hijyen malzemeleri, çocuk mamaları ve tüm ihtiyaçlarını karşılayacak, ortalama 5 bin tonu aşkın ki, bugüne kadar giden tonajlı gemilerimizin en büyüğünü gönderiyoruz. Ağırlıklı gıda ve çocuk mamaları var yardım malzemelerinin içerisinde" dedi. "Son Gazzeli evine dönene kadar, son Gazzeli huzura kavuşana kadar Türkiye’nin yardımları sürecek" Geminin ortalama 35-40 saat içerisinde Mısır’ın El-Ariş Limanı’nda olacağı bilgisini veren Saygılı, şöyle devam etti: "Orada bizi bekleyen Kızılay personellerimiz ve Mısır Kazılayı ile birlikte malzemeler Kızılay depolarına inecek. Oradan tırlara yüklenerek Refah’a, oradan da dolayısıyla Gazze’deki ihtiyaç sahiplerinin kaşığını lokma, sofrasına katık olacak. Bu süren bir operasyon. Bu iyilik gemisi, ülkemizin iyilik gemisi. El birliğiyle, güç birliğiyle dolduruyoruz. El birliğiyle, güç birliği dağıtıyoruz ve Gazze’deki yarayı, son Gazzeli evine dönene kadar, son Gazzeli huzura kavuşana kadar Türkiye’nin bu anlamdaki yardım operasyonu devam edecek. Bundan dolayı bağışlarını yapan kıymetli bağışçılarımıza teşekkür ederiz. Ama oradaki yaranın büyük olduğunu herkes biliyor olsun. Biz her gün ortalama oraya 200 civarında tır girdiriyoruz. Ama sahanın günlük ihtiyacı ortalama günlük 1000 tır civarında. Bu hassasiyet içerisinde bütün bağışçılarımızın bu hassasiyet içerisinde bağışlarını arttırarak devam etmelerini diliyoruz. Operasyonumuz devam edecek inşallah." Konuşmaların ardından, İsrail saldırılarının hedefinde olan Gazze Şeridindeki siviller için hazırlanan 5 bin 66 tonluk insani yardım malzemesi yüklü ’Marin’ adlı gemi yola çıktı. Öte yandan AFAD koordinasyonunda hazırlanan 10. yardım gemisinin de gönderilmek üzere hazırlandığı öğrenildi.