GENEL - 13 Eylül 2017 Çarşamba 12:29

Yenimahalleliler kültür gezisinde

A
A
A
Yenimahalleliler kültür gezisinde

Yenimahalle Belediyesi tarafından düzenlenen kültür gezileri hız kesmeden devam ediyor.

Yenimahalle Belediyesi tarafından düzenlenen kültür gezileri hız kesmeden devam ediyor. Geziler kapsamında engellisinden yaşlısına, gazi ve şehit yakınlarına kadar herkes il il geziyor.


Yenimahalle Belediyesi, ortopedik engelli, görme engelli ve süreğen hastalıklı vatandaşlar ve aileleri için Amasra gezisi düzenledi. 23 engelli ailesinin bulunduğu gezide, 50 vatandaş Amasra Tarihi Çarşı, Amasra Kalesi ve Ağlayan Ağaç’ı gezdi. Amasra Çarşısı’nda yemek yiyen, Ağlayan Ağaç manzarasından Tavşan Adası ve Atatürk siluetini izleyerek bol bol fotoğraf çeken vatandaşlar, Safranbolu’yu da görme imkanı buldu, Hıdırlık Tepesi’nde çay içip muhabbet etti. Daha önce görmedikleri yerleri gezmenin mutluluğunu yaşayan engelliler, Yenimahalle Belediyesi’ne kendilerine böyle bir imkanı sağladıkları için teşekkür etti.


Belediye Engelliler Birimi personelinin de vatandaşlara eşlik ettiği gezide, engelliler kaynaşarak yeni arkadaşlıklar da edindi.



Şehit ve gazi yakınları Çanakkale’de


Öte yandan Yenimahalle Belediyesi’nin düzenlediği ve Yenimahalle Kent Konseyi’nin organize ettiği kültür gezileri kapsamında şehit ve gazi yakınları da iki otobüs ile Çanakkale’ye giderek tarihi yerinde yaşadı.


Gezi programı çerçevesinde şehit ve gazi yakınları; feribot ile Gelibolu Yarımadası’na gitti. Vatandaşlar gezinin ilk gününde; 57. Alay Şehitliği, Atatürk’ün gözetleme yeri ve saatinin parçalandığı yer, siperler, Yeni Zellanda Anıtı ve mezarlıklarının da bulunduğu Conkbayırı, İngiliz Anzak ve Fransız Mezarları, Şehitler Abidesi, Kocadere Şehitliği ve Eceabat, Alçıtepe Köyü ve Savaş Müzesi, Arıburnu ve Anzakların çıkarma yaptığı koy, Mehmetçiğe Saygı Anıtı ve Kanlı Sırt - Kırmızı Sırt Bölgeleri, Morto Koyu, Seddülbahir Köyü ve Seyit Onbaşı Anıtını ziyaret etti. Ertesi gün ise Çanakkale merkezinde birbirine yakın yürüme mesafesinde olan Truva Atı, Deniz Müzesi, Aynalı Çarşı gibi yerler gezilerek Ankara’ya dönüldü.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Her 3 bin bebekten birinde görülen ’kistik fibrozis’te erken tanı hayat kurtarıyor Türkiye’de 3 bin bebekten birinde görülen kistik fibrozis hastalığı, topuk taramaları ve ter testiyle erken teşhis ediliyor. Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hüseyin Arslan, kistik fibrozis hastalığının erken teşhis edilmesinin insanın yaşam kalitesini artırdığını ve yaşam sürecini uzattığını söyledi. Genetik bir hastalık olan kistik fibrozis, ülkemizde yeni doğan her 3 bebekten birinde görülüyor. Bebeklerin doğumuyla birlikte ön tanı için 2015 yılından itibaren yapılmaya başlanan topuk taraması ile erken teşhis sağlanıyor. Erken teşhisin ardından uygulanan ter testiyle de hastalığın tespiti yapılıyor. Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uygulanmaya başlanan ter testi de deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlara kolaylık sağlamaya başladı. Hastanede görevli Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Hüseyin Arslan, hastalığın tanı süreci hakkında ve sonrasındaki tedavi süreci hakkında bilgi verdi. "Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir" Kistik fibrozun genetik geçişli bir hastalık olduğunu ve bulaşıcı bir hastalık olmadığını ifade eden Arslan, "Burada çocuk göğüs hastalıkların dan biri olan kistik fibroz için ter çalışması yapıyoruz. Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir. Bu geni taşıyan anne ve babanın çocuklarında meydana geliyor. Türk toplumunun da 3 bin kişiden birinde görülebiliyor. Ülkemizdeki mutosyonlar Avrupa’daki görülen mutasyonlardan farklı görülüyor. Kistik fibrozis de ter ve senkrasoyonlarla ilgili bir sorun oluşuyor ve buna bağlı olarak akciğerde ki balgamların yumuşatılıp atılması, pankreasta senkrosyonlar etkileniyor. Buna bağlı olarak sık tekrarlanan akciğer enfeksiyonları, beslenme bozukluğu, yağlı dışkılama, pis koku ishal, gelişme geriliği, sık sinüzitler nedeniyle hastalar çeşitli sıkıntı yaşamakta ve ilerleyen zamanda hayatını kaybediyordu dedi. "Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz" Ülkemizde 2015 yılından itibaren uygulanmaya başlanan topuk testiyle hastalığın erken teşhis edilmeye başlandığına dikkat çeken Dr. Arslan, “2015 yılından itibaren ülkemizde bu hastalık taranıyor. Bebekler doğduğunda topuk taramasında riskli görülen hastalar tarafımıza yönlendiriliyor. Burada ter testi yaparak bu hastalığın tanısını koyuyoruz. Erken tedavi ile daha iyi yaşam kalitesi sağlamaya yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ter testi için hastaları 1 gün öncesinden hazırlıyoruz çünkü hastalardan ter toplamamız gerekiyor. 1 gün öncesinden banyo yapıp, iyi besleniyorlar. Yaklaşık yarım saatlik bir süreç içerisinde de ter toplanıyor sonrasında da ölçüm cihazında teri ölçüyoruz. Toplamda 1 saat içerisinde ter testinin sonucunu elde etmiş oluyoruz. Erken yaşta gözlemlenmeye başlıyor. Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz. Hastalar erken tanıyla daha uzun yaşam ömre sahip oluyor. Normal bir birey gibi yaşayabiliyorlar. Bu tedavi süreci hastalar için ömür boyu devam ediyor. Bazı ilaçları ve fizik tedavi uygulamalarını sürekli yapmaları gerekiyor" ifadelerini kullandı.