POLİTİKA - 13 Ekim 2017 Cuma 12:53

Sağlık Bakanı Demircan’dan ambulans uçaklardaki harflerin Menzil tarikatının işareti olduğu iddialarına yanıt

A
A
A
Sağlık Bakanı Demircan’dan ambulans uçaklardaki harflerin Menzil tarikatının işareti olduğu iddialarına yanıt

Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, ambulans uçakların kuyruk numaralarında yer alan “GVS” harflerinin Menzil tarikatının işareti olduğu iddialarına yönelik, “Anayasaya, millete, devlete bağlılık dışında hiçbir adres bizim için bir bağlılık adresi olamaz.

Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, ambulans uçakların kuyruk numaralarında yer alan “GVS” harflerinin Menzil tarikatının işareti olduğu iddialarına yönelik, “Anayasaya, millete, devlete bağlılık dışında hiçbir adres bizim için bir bağlılık adresi olamaz. Görevi alan liyakat, ehliyet çizgisinde görev alır. Sağlık Bakanlığında da bütün işler bu esas üzerine yürür. Bunun dışında hiçbir şeye izin verilmez” dedi.


Sağlık Bakanı Demircan, sağlık muhabirleriyle kahvaltıda bir araya geldi. Basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Demircan, hemşire ve doktor açığına yönelik personel alımı hakkında, “2017’ye göre belli bir artış var ama 2018’de bütçe ölçeğinde çok büyük bir genişleme yok. Biz iki taraflı bütçeyi değerlendireceğiz. Birincisi; oluşan genişlemeyi önem sıralamasıyla en önemli konularımızı öne çekerek kullanacağız. Aynı zamanda tasarrufta yapacağız. Kaynaklarımızı en iyi şekilde kullanmak zorundayız. İkincisi; personelde alım bütçede var. Personel açığımızı kapatmaya yönelik geçen seneye göre daha fazla alım olacak.”


Doktor açığının olduğunu belirterek, bu konuda yapılan çalışmaları aktaran Demircan, “Türkiye 5-6 yıl içerisinde pratisyen hekim açığını kapatacaktır. Aile hekimliğinde de noksanlığımız var ve onu da yavaş yavaş kapatıyoruz. Bizim önümüzdeki ikinci büyük açığımız uzman açığımız. 6 bin TUS sınavı için asistan kadrosunu 8 bine çıkarttık. Dün aldığımız kararla 2 bin eklendi. Bu hem üniversitelerimizi rahatlatacak hem de 5 yıl sonra uzman dönüş rakamları daha yüksek olacak. Bu sayı sorunu Türkiye’nin önünden pratisyen hekim noktasında 5 yılda giderek kalkacak, uzman hekim noktasında yan dalları da dahil edersek 10 yıl sonra bizim sorunumuz azalacak” ifadelerini kullandı.


Sağlık Bakanlığı, 23 Haziran 2017 tarihinde 12 bin 500 personel alımı yapmış ve bu personeller için 9 bin 267’sinin güvenlik soruşturmasının tamamlandığı açıklanmıştı. Güvenlik soruşturması süren personellere yönelik açıklama yapan Bakan Demircan, “Güvenlik soruşturmasız atama yapılmıyor. Güvenlik soruşturması uzadı ve hızlandırdık. Gelenlerin atamalarını yaptık. Engel teşkil varsa yapamadık. 3 bin 300 kişinin daha güvenlik soruşturması gelmedi, bekliyoruz. Gelip de tekrar değerlendirilsin dediklerimiz var. Değerlendirme gelince son şekli verilecektir. İçlerinde bir kısmının tekrar değerlendirilmesi için geri gönderdik” diye konuştu.



Sağlık çalışanlarına yıpranma payı


“Halk Sağlığı Günleri”nde sağlık personeli ile ilgili yeni bir düzenlemenin yapılacağı müjdesini paylaşan Bakan Demircan, sağlık çalışanlarının emeklilik ücretleri ve yıpranma payına yönelik, “Hekimlerin emeklilik ücretleri düşük. Bunda bir düzeltme için çalışmalarımız var. Mali konular olduğu için bütçe süreci içinde bunu çözeceğimize inanıyorum hem emeklilikteki artışın sağlanması hem de yıpranma payı konusunda. Sağlığın da kendi içerisinde zorluk dereceleri var. Bu konulardaki çalışmalarımız sürüyor. Bu müjdeyi vereceğiz ama olgunlaşmadığı için şu an bir şey diyemiyorum. Ciddi bir düzeyde bu çalışmanın sürdüğünü belirtmek isterim” dedi.



GVS harflerinin Menzil tarikatının işareti olduğu iddiaları


Sağlık Bakanlığının aldığı bazı araçların plakaları ile ambulans uçakların kuyruk numaralarında yer alan GVS harflerinin Menzil tarikatının işareti olduğu iddiaları ile Sağlık Bakanlığında FETÖ terör örgütüyle mücadelede son durum hakkında bilgi veren Demircan, konuya ilişkin şunları söyledi:


“FETÖ, Türkiye’nin önem verdiği bir olay. Türkiye çok büyük bir tehlikeyi atlattı. Bu yapılarla mücadele etmek Türkiye’nin birinci önceliklerinden biridir. Bütün kurumlarda ne yapılıyorsa Sağlık Bakanlığında da o yapılıyor. Bundan kimsenin endişesi olmasın. O cemaat gitti bu cemaat geldi gibi bir değerlendirme. Devlette kurumlar hangi esaslar üzerine tesis edilir; Anayasaya, millete, devlete bağlılıktır. Bunun dışında hiçbir adres bizim için bir bağlılık adresi olamaz. Görevi alan liyakat, ehliyet çizgisinde görev alır. Sağlık Bakanlığında da bütün işler bu esas üzerine yürür. Bunun dışında hiçbir şeye izin verilmez. Her şeye bir şey yakıştırılabilir. Bir yerden bir harfe takılırsınız. Belgelenmemiş veya bilgiye dayanmayan yorumlarla bir şey söylersek yanlış olur.”



Her 100 doğumdan 53’ü sezaryen


Türkiye’de her 100 doğumdan 53’ünün sezaryen ile olduğuna dikkat çeken Demircan, “Malpraktis’ten korku ve cerrahi branşlardaki talep azlığı doğru bir tespit. Bunun düzenlemesi yapılmış ama yeterlilik noktasındaki sıkıntıyı gidermek lazım. Sigorta sistemini daha da geliştirebiliriz. Türkiye maalesef dünya ortalamasının çok üzerinde sezaryen uygulaması yapılan bir ülke, yüzde 53. Bunu da düzeltecek çalışmalar yapılıyor. Yaptırım veya ceza uygulanmadı bugüne kadar. Biz teşvik ediyoruz, yönlendiriyoruz, imkanlarını geliştirmek istiyoruz. Suda doğum merkezleri oluşturmaya çalışıyoruz. Hastanelerimizde bu istikamette bir çalışma başlattık. Hastanelerimizin ihtiyaç duyduğu sayıda doğum küvetleri ekleyerek doğumu daha kolaylaştıran bir sistem getirmeye çalışıyoruz. Doğum olacak ortam sakin bir ortam olmalıdır. Kendi odasında doğum yapacak şekilde yeni hastanelerimizde bir sistemi sağlıyoruz. Biz kolaylaştırmaya çalışıyoruz. Ceza bir çözüm değildir. Sorunun sebeplerini ortadan kaldırmak ve hekimlerimizin işlerini kolaylaştırmak bize düşen görev. Bu alanı olumlu istikamette çözmek için çalışıyoruz” açıklamasında bulundu.



ABD ile yaşanan vize krizi


ABD ile yaşanan vize krizi sonucu Amerika’da tedavi gören Türk vatandaşların bu durumdan etkilenip etkilenmeyeceği sorusu üzerine Demircan, “Böyle bir sürecin yaşanmış olması hoş bir şey değil. Bu konuyla ilgili Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Dışişleri Bakanımız yeterli mesajları veriyorlar. Şu anda bir talep veya sıkıntıyla karşılaşmadık. Siyasi kısmını değerlendirmeye girmeyeceğim. Elbette Amerika’da tedavi gören insanımız var. Oradan buraya gelen de olacak. Vizelerin durdurulması hoş değil. Bunun iki tarafa da olumsuz etkileri olacaktır. Türkiye sağlık noktasında dışarıya çok fazla ihtiyaç duyacak noktada değil” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Başkan Ünlü, “Tüm emekçilerimize gösterdikleri çaba için yürekten teşekkür ediyorum” 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle bir mesaj yayınlayan Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü, “Tüm emekçilerimize gösterdikleri çaba için yürekten teşekkür ediyorum” dedi. Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle bir mesaj yayınladı. 1 Mayıs’ın dünya işçi tarihi açısından çok önemli olduğunu ifade eden Başkan Ünlü, “Zor şartlara rağmen daha yaşanabilir bir dünya için alın teri döken tüm emekçilerin hak arayışlarının mücadelesini simgeleyen 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun” dedi. Başkan Acar Ünlü mesajında şu ifadeleri kullandı; “Marmaris için emek veren herkesin akıttığı terin, gösterdiği gayretin farkındayız. Rutin işlerinin yanı sıra yangın, sel ya da deprem gibi olağanüstü durumlarda da talimat beklemeden sahaya koşan, gece gündüz demeden çalışan işçilerimize ne kadar teşekkür etsek azdır. Bizler Marmaris Belediyesi olarak büyük bir aileyiz, bir bütünüz. Hep birlikte Marmaris için çalışmaya ve üretmeye devam edeceğiz. Bu güzel topraklar için alın teri döken işçilerimizin emeklerinin karşılığını vermek için bizler de elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle tüm işçi ve emekçilerin haklı mücadelesini selamlıyor; daha yaşanabilir bir dünya için çaba gösteren tüm emekçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyorum”
Ankara Merkez Bankası Başkanı Karahan: “Yılsonu enflasyon beklentilerinin halen tahminlerimizin üzerinde olduğunu görmekteyiz” Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Dr. Fatih Karahan, 12 ve 24 ay sonrası enflasyon beklentilerinde eylül ayı itibarıyla başlayan iyileşmenin devam ettiğini belirterek, yılsonu enflasyon beklentilerinin halen tahminlerinin üzerinde olduğunu kaydetti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından 92’nci Hesap Dönemi Olağan Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantı gündemi Burada konuşan Dr. Fatih Karahan, 2023 yılının küresel iktisadi faaliyetin zayıf seyrettiği bir yıl olduğunu dile getirerek, “Özellikle ihracat yaptığımız ülkelerde kademeli olarak azalan büyüme oranları, 2023 yılında da gerilemesini sürdürmüştür. Küresel enflasyon ise bir önceki yılda ulaştığı yüksek seviyelere kıyasla belirgin şekilde gerilemekle birlikte, merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde kalmayı sürdürmüştür. Bu dönemde enflasyonun hedefin üzerinde seyrettiği ülkelerde parasal sıkılaştırma devam etmiştir” ifadelerini kullandı. Karahan, Türkiye’de 2023 yılının ilk yarısında iç talep kaynaklı güçlü seyreden iktisadi faaliyetin, yılın ikinci yarısında ivme kaybetmiş olmasına rağmen gücünü koruduğunu kaydetti. “Cari işlemler dengesi 2023 yılında 45,4 milyar ABD doları açık vermiştir” Merkez Başkanı Karahan, cari işlemler dengesinin 2023 yılında 45,4 milyar doları açık verdiğini vurgulayarak, “Cari işlemler açığına en yüksek negatif katkı enerji dengesinden gelmiştir. Altın ve enerji hariç dış ticaret dengesi ise güçlü iç talebin de etkisiyle cari dengeye negatif katkı verirken, hizmet kalemlerinin cari dengeye pozitif katkısı artarak sürmüştür” dedi. Karahan, Şubat ayında yaşanan depremlerin ve arz-talep dengesizliklerinin enflasyon üzerindeki baskıları artırdığına dikkati çekerek, vergi ayarlamaları, döviz kuru gelişmeleri, ücret artışları, hizmet enflasyonundaki katılık ve ham petrol fiyatlarının ani yükselişi sebebiyle 2023 yılında enflasyonun yüzde 64,8 olarak tamamlandığını kaydetti. “Güçlü bir parasal sıkılaştırma süreciyle politika faizini yüzde 50’ye çıkarttık” Geçtiğimiz haziran ayında dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için güçlü bir parasal sıkılaştırma süreciyle birlikte politika faizini yüzde 50’ye yükselttiklerine vurgu yapan Karahan, sözlerine şöyle devam etti: “Operasyonel çerçevede değişikliğe giderek, Merkez Bankası gecelik vadede borçlanma ve borç verme oranlarının bir hafta vadeli repo ihale faiz oranına kıyasla -/+ 300 baz puanlık bir marj ile belirlenmesine karar verdik. Burada bir kez daha vurgulamak isterim ki, bu değişiklik, faiz oranlarının geldiği yüksek seviye göz önünde bulundurularak yapılan teknik bir düzeltmedir. Bir diğer ifade ile, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını temel politika faizi olarak kullanmaya devam edeceğiz.” “Enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşumuzu koruduğumuzun altını çizmek isterim” Karahan, mart ayında aylık enflasyonun ana eğiliminin, devam eden zayıflamaya rağmen öngörülerinden yüksek gerçekleştiğini ifade ederek, “Tüketim malı ve altın ithalatındaki seyir cari dengedeki iyileşmeye katkı verirken, yakın döneme ilişkin diğer göstergeler yurt içi talepte direncin sürdüğüne işaret etti. Diğer taraftan, mart ayındaki politika adımlarımızın etkisiyle finansal şartlar önemli ölçüde sıkılaştı. Yaptığımız parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki etkilerini yakından izliyoruz. Bu doğrultuda, Nisan ayı toplantımızda parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak politika faizini sabit tutmakla birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşumuzu koruduğumuzun altını çizmek isterim” değerlendirmesinde bulundu. Parasal sıkılaşmanın da desteğiyle 12 ve 24 ay sonrası enflasyon beklentilerinde eylül ayı itibarıyla başlayan iyileşmenin devam ettiğini belirten Karahan, yılsonu enflasyon beklentilerinin ise halen tahminlerinin üzerinde olduğunu kaydetti. “Enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz” Aylık fiyat gelişmelerini yakından takip ettiklerini aktaran Karahan, “Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanıp, enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz” açıklamasında bulundu. Enflasyon görünümünde belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşunu sıkılaştıracaklarını vurgulayan Karahan, “Para politikasındaki kararlı duruşumuzun; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşüreceği ve dezenflasyonun 2024 yılının ikinci yarısında tesis edileceğini öngörmekteyiz” ifadelerine yer verdi. Merkez Bankası’nın temel amacı ve önceliğinin fiyat istikrarını sağlamak olduğunun altını çizen Karahan, “Para politikasını bu amaç doğrultusunda, enflasyonu önce tek haneli rakamlara, orta vadede ise yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal şartları sağlayacak şekilde belirlemeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Ankara Eğitim-Bir-Sen’den Ankara’da öğrencisi tarafından bıçaklanan öğretmen için basın açıklaması Ankara’da bir araya gelen Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) üyeleri, Pursaklar’da bir lisede öğrencisi tarafından bıçaklanan müdür yardımcısı için basın açıklaması düzenledi. Saldırının meydana geldiği okulun önünde toplanan grup, eeğitimde şiddetin son bulmasını talep etti. Pursaklar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi müdür yardımcısı Sadettin Dinçer (55), öğrencisi R.U.’yu (17) okulda elektronik sigara ile yakalayarak ailesine haber verdi. Bunun üzerine öğretmenine kin besleyen R.U., pusu kurduğu Dinçer’i bacağından bıçakladı. Dinçer, hastanedeki tedavisinin ardından taburcu edilirken, saldırgan öğrenci ise yakalanarak gözaltına alındı. Son zamanlarda artan öğretmen şiddeti olaylarına dikkat çekmek isteyen Eğitim-Bir-Sen yetkilileri ise saldırının olduğu lise önünde bir araya gelerek duruma tepki gösterdi. Ellerinde pankartlarla birlikte slogan atan grup, hep bir ağızdan eğitimde şiddetin son bulmasını talep etti. Grup adına açıklamalarda bulunan Eğitim-Bir-Sen Ankara 8 Numaralı Şube Başkanı Güngör Erdoğan, şu ifadelere yer verdi: “Eğitim çalışanlarına yönelen şiddetin genel ve yaygın bir görünüm arz etmesi, psikolojik ve sosyolojik kökenleri olan toplumsal bir sorun hâline geldiğini göstermektedir. Şiddeti önleyecek önemli bir aktör olması gereken eğitimciler, maalesef şiddetin mağduru durumuna gelmiştir. Eğitimcinin itibarını artıracak, konumunu güçlendirecek, onu tehlikelere karşı koruyacak tedbirleri almak zorundayız. Eğitimci, şiddete karşı yasal güvenceyle korunan, kendisi bizzat şiddeti önleyen; eğitim ise şiddeti ortadan kaldıran bir enstrüman olmalıdır. Mevcut düzenlemelerin caydırıcı olmadığı, bilakis şiddeti beslediği artık görülmelidir. Sorun üreten bir sistem çare olamaz. Yapılması gereken, medeniyet değerlerimizi merkeze alan bir kültür seferberliğine ve eğitim programına geçmektir. Şu da bilinmelidir ki bir tek sebebi ve kaynağı olmayan şiddet, ancak topyekûn bir duyarlılık ve bilinçle önlenebilir. Varlık ve medeniyet iddiamızı sürdürmek istiyorsak, bu seferberliği başlatmaya ve başarmaya mecburuz, yoksa pırıl pırıl olması gereken kalplerine attığımız karanlık kördüğümlerle hem çocuklarımıza şiddet uygulamış hem de onları şiddete yönlendirmiş olacağız. Eğitim merkezli düzenlemeler ciddi bir duyarlılık ve sorumlulukla yeniden tanzim edilmelidir. Öğretmenlik mesleğine itibar kazandırılmalı, eğitim çalışanlarımız saldırılara açık, korumasız, korunaksız, güvensiz bırakılmamalıdır. Çocuklarımızı, umudumuzu, geleceğimizi emanet ettiğimiz öğretmenlerimiz her bakımdan korunmalı, etkinleştirilmelidir. Bu kapsamda, değerler eğitimi, aileyi de içine alacak şekilde ve sosyal çevrenin öğrenci üzerindeki muhtemel negatif etkilerinden arındıracak kapsamda yeniden ele alınmalıdır.”