POLİTİKA - 11 Aralık 2017 Pazartesi 21:54

Rusya Devlet Başkanı Putin, "Amerikan yönetiminin Kudüs’ü İsrail’in başkenti tanıma kararı bölgedeki durumu dengesizleştirmektedir. İsrail-Filistin arasındaki barış sürecini baltalayabilir. Kudüs’ün statüsü İsrail ile Filistin arasında doğrudan temas

A
A
A
Rusya Devlet Başkanı Putin, "Amerikan yönetiminin Kudüs’ü İsrail’in başkenti tanıma kararı bölgedeki durumu dengesizleştirmektedir. İsrail-Filistin arasındaki barış sürecini baltalayabilir. Kudüs’ün statüsü İsrail ile Filistin arasında doğrudan temas

IHAAW215410-SIY/11-12-2017 - Rusya Devlet Başkanı Putin, "Amerikan yönetiminin Kudüs’ü İsrail’in başkenti tanıma kararı bölgedeki durumu dengesizleştirmektedir.

IHAAW215410-SIY/11-12-2017 - Rusya Devlet Başkanı Putin, "Amerikan yönetiminin Kudüs’ü İsrail’in başkenti tanıma kararı bölgedeki durumu dengesizleştirmektedir. İsrail-Filistin arasındaki barış sürecini baltalayabilir. Kudüs’ün statüsü İsrail ile Filistin arasında doğrudan temaslarla ele alınmalıdır" dedi. 11.12.2017 21:54:10 TSI NNNN

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir ESOGÜ 2023 Yılı Ödülleri sahiplerini buldu Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) 2023 Yılı Ödülleri ESOGÜ Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen takdim töreni ile sahiplerini buldu. Tören ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Kamil Çolak, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Emine Gümüşsoy, Prof. Dr. Kürşat Bora Çarman ve Prof. Dr. Hakan Demiral ile diğer üniversite yöneticileri ve akademisyenlerin katılımlarıyla gerçekleştirildi. ESOGÜ Ödülleri her yıl, ESOGÜ öğretim elemanları ile öğrencilerinin akademik çalışmalarında göstermiş oldukları başarı ve performansın değerlendirilmesi, çalışmalarının teşvik edilmesi ve desteklenmesi amacıyla veriliyor. 2023 yılı akademik performans ödülleri, genç bilim insanı ödülleri, bilimsel araştırma projesi ödülleri ve yılın doktora ve yüksek lisans tezi ödülleri kapsamında düzenlenen ESOGÜ 2023 Yılı Ödülleri takdim töreni, ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Kamil Çolak’ın açılış konuşması ile başladı. "Son dönemde üniversitemizde nitelikli çalışmalarda bir ivme yakaladığımızı gözlemliyoruz" Çolak, konuşmasının bir bölümünde, "Bilgi ve inovasyon çağında üniversitelerin bilgi devrimin lokomotifi olması beklenmektedir. Tüm güç dengelerinin bilgi merkezli şekillendiği bu yapıda üniversitelerin etkinliği ve niteliği milli kalkınmanın da en başat belirleyicisi haline dönüşmüştür. Bu yüzdendir ki tüm akademik gayretleriniz yalnızca sizlerin veya üniversitemizin kalkınmasına katkı sunmakla kalmayıp ülkemizin muasır medeniyet yolundaki ilerleyişinin birer adımı olacaktır. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi ülkemizin milli teknoloji hamlesinde üzerine düşen vazifeyi layıkıyla yerine getirmeye çalışmakta, uluslararası düzeyde tanınır bir Ar-Ge, inovasyon ve kültür merkezi olmayı hedeflemektedir. Bunu adım adım ilerleyerek hep birlikte başaracağımıza inancımız tamdır. Bunun için Ar-Ge çalışmalarının somut akademik çıktıları olan makale, kitap, bildiri, patent/faydalı model çalışmalarını hem nitelik hem de nicelik bakımından geliştirmek, ileriye taşımak hepimizin vazifesidir. Yaptığınız her çalışmanın üniversitemizi de temsil ettiğini, başarılarınızla Eskişehir Osmangazi Üniversitesini de ulusal ve uluslararası mecralarda bir adım yukarı taşıdığınızı biliyor, tüm gayretlerinizi yakinen, takdirle izliyor ve destekliyoruz. Son dönemde üniversitemizde nitelikli çalışmalarda bir ivme yakaladığımızı gözlemliyoruz" dedi. Konuşmanın ardından ödüllerin takdimine geçildi. Rektör Prof. Dr. Kamil Çolak’ın sahiplerine takdim ettiği ESOGÜ 2023 Yılı Ödülleri kapsamında; Sağlık ve Yaşam Bilimleri Alanı Akademik Performans Ödüllerine Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ener Çağrı Dinleyici, Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Atilla Özcan Özdemir ve Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Döndü Üsküdar Cansu layık bulundu. Fen ve Mühendislik Alanı Akademik Performans Ödüllerine Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hakan Demiral, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Uçak Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Melih Cemal Kuşhan ve Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. İlyas Atalar layık bulundu. Sosyal ve Beşeri Bilimler Alanı Akademik Performans Ödüllerine Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Fatma Altınsoy, Turizm Fakültesi Turizm İşletmeciliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. İlker Kılıç ve Turizm Fakültesi Turizm İşletmeciliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Cihan Seçilmiş layık bulundu. Törende ayrıca Genç Bilim İnsanı Ödülleri, Bilimsel Araştırma Projesi Ödülleri, Yılın Doktora ve Yüksek Lisans Tezi Ödülleri de sahiplerini buldu.
Ankara Bakan Tekin, Eğitim Fakültesi Dekanları İstişare Toplantısı’na katıldı Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Eğitim Fakültesi Dekanları İstişare Toplantısı’na katılarak akademisyenlerle bir araya geldi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Ankara’da Mogan MTAL Uygulama Oteli’nde düzenlenen Eğitim Fakültesi Dekanları İstişare Toplantısı’na başkanlık etti. Milli Eğitim Bakanlığı olarak en yakın çalışılması gereken kurumun YÖK ve üniversitelerdeki eğitim fakülteleri olduğunu aktaran Bakan Tekin, iş birliği ortamının istişare toplantıları ile devam etmesini istediğini vurguladı. 2002 yılındaki derslik sayısı ile şu anki durumu kıyaslayan Bakan Tekin, derslik sayısının ikiye katlandığını ve binalardaki konfor düzeylerinin yükseltildiğini söyledi. "Öğrenci başına düşen öğretmen sayıları OECD ile aynı durumdayız" Sistemde çalışan aktif olarak MEB’de görev yapan yaklaşık 1 milyon 100 bin öğretmenin 800 bin tanesi 2003 yılından sonra ataması yapıldığını dile getiren Bakan Tekin, "Tüm bu göstergeler eğitim ve öğretimde temel istatistikler anlamında Türkiye’de, dünyada örneği çok az gösterilecek şekilde bir altyapı devrimi yapıldığını gösteriyor. Derslik başına düşen öğrenci sayıları, öğrenci başına düşen öğretmen sayıları OECD ile aynı durumdayız. Hala ’sınıflarda 40 öğrenci var’ eleştirisi var. Haklı bir eleştiri ama bu dünyada da böyle. O yerlerde de imkan buldukça, arazi yettikçe öğrenci sayısını düşürecek tedbirleri alıyoruz. Yine bu yılda yatırım anlamında en çok bütçe alan bakanlıklardan biriyiz. Okullarımızın hemen hemen tamamını geniş bant internet altyapısını sağladık. Okullarımızın tamamına internet erişimi hizmeti vermek istiyoruz, çok az bir okulumuz kaldı" ifadelerini kullandı. "Akademide tutuculuk, muhafazakarlık çok yaygın" Bakanlık olarak yeni müfredat hazırlanırken bir çalışma grubu oluşturduklarını belirten Bakan Tekin, "Son dönemdeki çalışmanın içinde binin üzerinde arkadaşımız çalıştı. Bunun içinde bir kısmı bakanlık içerisindeki öğretmen ve idareciler, bir kısmı ise akademisyenler. Birisi bu konuyu eleştiriyor. Sonra bir yerde karşılaştık. Neden eleştirdiğini soruduğumda, ‘Hocam ben bu alanda duayenim, ben yokum orada’ diyor. Bu kadar megalomanca bakış açısı olamaz. ‘Ben yokum o yüzden kötü’ düşüncesi saygısızlık. Akademide tutuculuk, muhafazakarlık çok yaygın ve yeni isimlerin ön plana çıkması veya ben yoksam kesin kötüdür mantığı çok yaygın. Ben bütün eleştirilerde, sağlıklı, iyi niyetle katkı vermek isteyen her türlü öneriye açık olduğumuzu bir kez daha belirtiyorum" diye konuştu.
Niğde Vali Çelik: "Emekçilerimizin sosyal ve ekonomik hayatta payları büyük" Niğde Valisi Cahit Çelik 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle yayınladığı mesajında emekçilerin millet ve devlet hayatında yeri doldurulamaz öneme ve kıymete sahip olduğunu söyledi. Vali Çelik mesajında şu ifadelere yer verdi; "Emeğiyle hayatını kazanan, alın teriyle geçimini temin eden ve milletçe elde ettiğimiz milli gelire büyük katkı sağlayan milyonlarca çalışanımızın gururla idrak ettikleri anlamlı bir günün içindeyiz. Hiç kuşkusuz ki ülkemizin en değerli sermayesi emektir. Büyük ve güçlü Türk devleti hedefimize emeğiyle katkı sağlayan, hayatımızı kolaylaştıran, her yapının inşasında imzası bulunan ve toplum hayatında önemli bir yere sahip olan emekçi kardeşlerimiz; emeğin ve üretimin isimsiz kahramanlarıdır. Helal kazancını elde etmenin arayışında olan ve emeğinden başka herhangi bir gücü olmayan kardeşlerimizin millet ve devlet hayatında yeri doldurulamaz önem ve kıymeti bulunmaktadır. Vatanımızın her köşesinde sahip oldukları en önemli değer olan emekleriyle milletimizin ihtiyaçlarını karşılayan, beklentilerini gideren, dayanışmanın ve birlikte çalışmanın güzelliklerini sergileyen emekçilerimizin sosyal ve ekonomik hayatta büyük payları vardır. ’Türkiye Yüzyılı’ hedefi istikametinde; ülkemizin gelişme ve kalkınma hamlelerine alın teri akıtmak suretiyle büyük katkı sağlayan, özveri ile çalışan, üreten tüm işçi kardeşlerimin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü en içten dileklerimle kutluyorum."
Karabük İnsansız Nano Helikopter Türk ordusuna güç katacak Karabük Üniversitesi (KBÜ) Teknoloji ve Geliştirme Bölgesi (TEKNOKENT) bünyesinde faaliyet gösteren Uludoğan Savunma Sanayi Teknoloji firması tarafından geliştirme aşaması devam eden "İnsansız Nano Helikopter" Türkiye’nin dışa bağımlılığını sona erdirecek ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) gücüne güç katacak. Firma tarafından geliştirilen "İnsansız Nano Helikopter” başlıklı proje, TÜBİTAK 1501 Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı çerçevesinde 833 proje arasından, savunma sanayii alanında desteklenmeye hak kazanan 45 projeden biri oldu. "Kapalı ve Kısıtlı Alanlarda Arama Kurtarma Gözlem Faaliyetlerinde Kullanılabilecek Askeri ve Sivil kullanıma Uygun Nano Sınıfta İnsansız Helikopter Geliştirme Projesi" çerçevesinde askeri operasyonlar, afet, depremler ve arama kurtarma faaliyetlerinde kullanılabilecek bir Nanokopter ve Uçuş Kontrol Sistemi Proje kapsamında geliştirilecek. Türkiye’de ilk, dünyada ise ikinci kez hayata geçmesi planlanan projenin, yapılan çalışmalarla rakiplerine göre bazı üstünlükleri olan yerli ve milli bir mikro düzeyde İnsansız Hava Aracı (İHA) sistemi olması hedefleniyor. Uludoğan Savunma Sanayi Teknoloji Firması Yönetim Kurulu Başkanı Yüksek Mühendis Seyfeddin Cevdet Uludoğan, çalışma alanlarının insansız helikopter olduğunu belirtti. Nano sınıfta bir helikopter projelerinin desteklendiğini, projenin adının "Kapalı ve Kısıtlı Alanlarda Arama Kurtarma Gözlem Faaliyetlerinde Kullanılabilecek Askeri ve Sivil Kullanıma Uygun Nano Sınıfta İnsansız Helikopter Geliştirme Projesi" olduğunu ifade eden Uludoğan, "Bu kapsamda arkadaşlarımızla birlikte projemizi belli bir noktaya getirdik. THS 4 seviyesinde çalışmalarımız devam ediyor, amacımız THS 9 seviyesine ulaşmak ve 2025 yılında projemizi seri üretime hazır hale getirmek diyebiliriz" dedi. Dışa bağımlılık sonlandırılacak Projenin tamamlanmasıyla dünyada bu sınıfta bir insansız helikopter projesini tamamlamış ikinci firma olacaklarını belirten Uludoğan, "Bu helikopterle birlikte askeri istihbaratta, özel kuvvetlerin kullanımına uygun bir insansız helikopter projesi geliştirmek. Bu projenin önemi dünya üzerinde sadece bir firma tarafından geliştirilip kullanılması ve ikinci bir firmanın var olmaması. Biz buna Türkiye’den yerli rakip firma olarak rakip çıkmayı planlıyoruz, hedefliyoruz. Eğer bu projeyi başarıyla tamamlarsak, dünyada bu sınıfta bir insansız helikopter projesini tamamlamış ikinci firma olacağız inşallah. Bu alanda dışa bağımlılığı öncelikle sonlandıracağız ve askeri stratejik konuda yerli bir çözüm üretmiş olacağız. Ürettiğimiz ürünün katma değer payı çok yüksek bir ürün. Bu sınıfta bir insansız helikopterin fiyatı 200 bin dolar civarında. Biz bunu yerli imkanlar üretip ordumuzun kullanımına daha uygun fiyatlara sunmayı hedeflemekteyiz" diye konuştu. "Çok açıdan daha avantajlı bir ürün" Projenin teknolojik üstünlüğüne değinen Uludoğan, şunları kaydetti: "Katma değer olarak gram bölü ihracat fiyatı çok yüksek bir ürün. Yüksek teknolojiyi içeriyor. O kadar ufak bir cihazın içine bu kadar yüksek teknolojiyi sığdırmak çok zor olduğu için dünyada bunu yapabilen şu an ikinci bir firma yok. Bizim İnsansız Nano Helikopterimizin görüş açısı daha yüksek, yapay zeka modülümüz daha gelişmiş, havada kalma süremiz ve olumsuz hava şartlarına dayanma süremiz daha fazla diyebiliriz. Koaksiyel Rotor yapısı ve arka pervanesi ile daha stabil bir uçuş ve daha hızlı bir manevra kabiliyetimiz mevcut. Çok açıdan daha avantajlı bir ürün, daha yenilikçi bir yaklaşımla projeyi sürdürüyoruz. Rakibimizin taklidi değil tamamen o sınıfta yeni bir ürün üzerinde çalışıyoruz." Projenin teknolojik boyutu ve Ar-Ge içeriğinin belirlenmesinde, nanokopterin aerodinamik tasarımında, şirketin stratejik planlamasında ve proje yönetimi konusunda Akademik Danışmanlık hizmeti veren KBÜ Mühendislik Fakültesi Mekatronik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Raif Bayır da “Karabük Üniversitesi Teknopark bünyesinde faaliyet gösteren firmamız Nanokopter düzeyinde bir insansız hava aracı geliştirme projesiyle Teknoparkımıza yerleşmişler. Biz projenin Ar-Ge içeriği ve teknolojik boyutunun geliştirilmesinde, TÜBİTAK projesinin hazırlanmasında, sanayiye uygulanabilirliği konusunda doğru kurulmuş bir üniversite sanayi işbirliğimiz var. Kendilerine üniversitemizin laboratuvarları, imkanlarını, içinde bulundukları bu Teknoloji Geliştirme Bölgesinin imkanlarını en iyi şekilde değerlendirmeleri açısından akademik danışmanlık hizmeti veriyoruz" ifadelerine yer verdi.