EKONOMİ - 12 Aralık 2017 Salı 12:52

Sosyal Güvenlik Uzmanı Nacar: "1 Ocak 2018 öncesi emekli dlmayın"

A
A
A
Sosyal Güvenlik Uzmanı Nacar: "1 Ocak 2018 öncesi emekli dlmayın"

Sosyal Güvenlik Uzmanı Erhan Nacar, 31 Aralık 2017 tarihin den sonra emekli olmanın daha avantajlı olduğunu, emekli işlemlerinin 1 Ocak 2018 tarihinde başlatılması vatandaşların yararına olacağını bildirdi.

Sosyal Güvenlik Uzmanı Erhan Nacar, 31 Aralık 2017 tarihin den sonra emekli olmanın daha avantajlı olduğunu, emekli işlemlerinin 1 Ocak 2018 tarihinde başlatılması vatandaşların yararına olacağını bildirdi. Daha yüksek emekli maaşı bağlanması için bu tarihten sonra yüzde 5 veya yüzde 10 emekli maaşların da artma olacağının altını çizen Nacar, borçlanarak emekli olmak isteyenlerin de 2018 yılına girmeden 18.96 kur üzerin den yapmalarını önerdi.


Yurtdışı borçlanma yaparak emekli olmak isteyen vatandaşların Avrupa’da bulunan konsolosluklar üzerinden yıl sonuna kadar borçlanmalarını yapmalarının onların ceplerinden fazla para çıkmasına engel olacağını bildiren Erhan Nacar," Türkiye’ de askerlik borçlanması ve isteğe bağlı borçlanma için de ellerini çabuk tutmaları gerekiyor. Yapılan borçlanma ile erken emeklilik kapılarını da açabilirler"dedi.


Prim borcu olana kredi ile emeklilik


Yaş ve sigortalılık süresini doldurmuş ancak prim borcu nedeniyle emekli olamayan Bağ-Kur’lulara önemli bir imkan sağlandığını,yapılandırma kapsamındaki Bağ-Kur’lulara düşük faizli kredinin yolu açıldığını bildiren SGK Uzmanı Erhan Nacar, " Esnaf ve sanatkarlar, çiftçiler, serbest meslek erbapları,bu kapsamda Bağ-Kur’lu olup yaşları dolmasına rağmen prim borcunu ödeyemedikleri için emekli olamayan yüz binlerce kişi var. Aynı durum SGK’lılar içinde geçerli. Yıllarca ödenemeyen prim borcu katlanarak artmaya devam ediyor. SSK primini iş veren ödediği için, bu sigortalılık eksik primini tamamlamalarına imkan yok. Primlerini kendisi ödeyen Bağ-Kur’ luya yasal olarak tanınan haklar var" dedi.


Erhan Nacar şöyle açıkladı;" Örneğin: 10-15 yıllık prim borcu dahil tek kalemde ödenebiliyor. Bunun bir maliyeti var. Güncel değer aylık 613 lira. Ödenmeyen borçlar cezasıyla yükseliyor. Yüz bin lirayı aşan borçlar mevcut. Bu borç ve prim eksikliği nedeniyle emekli olamayan Bağ-Kur’luya kredi imkanı geliyor.


Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken, SGK ve Ziraat Bankası üst yönetimiyle bu konuyu görüşmüştü. Önceki gün de Gümrük Bakanı Bülent Tüfekçi’nin katıldığı bir toplantıda kredi verecek olan bankalara Halkbank’ın da dahil olduğunu ifade eden Palandöken bu iki bankayla SGK’nın birkaç gün içinde protokol imzalayacağını belirtti. Protokolle, yaş ve sigortalılık süresini tamamlayanlar eksik primini ödeyip hemen emekli olabilecekse düşük faizli kredi çekebilecek. Ziraat ve Halkbank’tan alınacak kredinin vadesi henüz net değil. Borç yükseldikçe vadenin de 4-5 yıla kadar uzaması bekleniyor." SGK Uzmanı Erhan Nacar bu haktan askerlik ve doğum borçlanması yapacak kişilerin çiftçi, esnaf, şirket ortağı ve muhtarların yararlanabileceğini açıkladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Giresun Pembe kimlikle 38 yıl yaşayan Kumral Bodur’un hayatı film oluyor Giresun’da nüfus memurunun yaptığı hatadan dolayı pembe kimlik verilen ve 38 yıl boyunca erkek olduğunu ispatlamaya çalışan 52 yaşındaki Kumral Bodur’un hayatı beyaz perdeye ilham kaynağı oldu. Yazar Aziz Nesin’in filmlere de konu olan “Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz” romanının ardından, nüfus müdürünün hatası nedeniyle nüfusa kadın olarak kaydedilen Kumral Bodur’un 38 yıl boyunca erkek olduğunu ispatlamaya çalıştığı hayat hikayesi de filme konu oluyor. Filim yapımcılarının kendisini aradığını anlatan Kumral Bodur, “Trajikomik bir film hikayesi için hayatımın bir film senaryosuna ilham kaynağı olmuş. Bununla ilgili filmin yönetmenliğini yapacak olan Abbas Karatekin ve Yapımcısı Ulaş Karadeniz beni aradılar ve projelerinden bahsettiler. Ben de olumlu yaklaştım. Önümüzdeki günlerde Giresun’a gelip senaryo yazımı için detaylı görüşmeler yapacağız” dedi. 15 hakim, 19 savcı değişmiş, kimliği değişmemişti Giresun’un Bulancak ilçesinde yaşayan 52 yaşındaki Kumral Bodur nüfus memurunun yaptığı hatadan dolayı nüfusa kadın olarak yazılmış ve pembe kimlik verilmişti. Ancak yapılan hatanın düzeltilmesi ise tam 38 yıl sürmüş bu süre içerisinde evlenip çocuk sahibi olmasına rağmen ne resmi evlilik yapabilmiş ne de çocuklarını nüfusuna yazdırabilmişti. Çocuklarını kardeşlerinin nüfusuna yazdıran Kumral Bodur, sigortalı bir işe girip çalışamamış ve askerlik görevini de yapamamıştı. 15 hakim, 19 savcının değiştiği hukuk mücadelesi ise tam 38 yıl sürmüştü. Kumral, mahkeme sürecinde yaşadığı psikoloji sorunlar nedeniyle aldığı hapis cezasını da, kadın kimliğiyle, erkek cezaevine girdiğinde ise yanlışlığın fark edilmesi sonucu cezaevinden dışarı çıkartılmıştı.
Amasya Amasyalı öğrenciler okulda ata tohumu ekip fide yetiştirdi Amasya’nın Taşova ilçesinde Emine Bursalı İmam Hatip Ortaokulu öğrencileri ve öğretmenleri okulda ektikleri ata tohumlarından fide yetiştirdi. Çileklerin ve diğer sebzelerin hasadı yapılırken ata tohumu domates fideleri de okul bahçesinde oluşturulan seraya dikildi. "Ata tohumlarını burada yetiştiriyoruz" Fen ve teknoloji laboratuvarında yetiştirilen ata tohumları, ‘Eğitimde Rehberlik ve Destekleme Modeli (ERDEM) Destek 2022 Programı’ çerçevesinde sağlanan 25 bin liralık destekle okul bahçesinde oluşturulan 25 metrekarelik seraya taşınarak öğrencilerin elinde toprakla buluştu. Çok heyecanlandıklarını belirten 7. sınıf öğrencisi Abdullah Ensar Sarıbaş, “Getirdiğimiz ata tohumlarını burada yetiştiriyoruz. Burada çilek, marul, maydanoz gibi bir sürü çeşit bitki bulunuyor” dedi. Arkadaşı Tuğçe Naz Aşık da, “Köyümüz uzak olduğu için git, gel yapamıyoruz. Okulumuzda bunun gibi sera olduğu için tarımdan da yararlanabiliyoruz. Laboratuvarda üretiyoruz. Sonra gelip buraya dikiyoruz” diye konuştu. "Amacımız akademik başarının yanı sıra evlatlarımızı hayata da hazırlamak" Çalışmanın öğrencilerinin gelişimi için fırsat olduğuna işaret eden Fen Bilimleri Öğretmeni Bayram Atalay, “3 sene önce kurulan serada çilek, domates, salatalık, karnabahar, roka yetiştiriyoruz. Çocuklara eğitim, öğretim faaliyetinin haricinde yaparak ve yaşayarak öğrenmeyi de öğretiyoruz” şeklinde konuştu. Amaçlarının akademik başarının yanı sıra evlatlarını hayata da hazırlamak olduğunu vurgulayan Okul Müdürü Ali Buğalı ise, “Son yıllarda küresel ısınmayla beraber gıdaya erişim konusundaki sıkıntıları göz önüne aldığımızda toplumumuzun üreten, kendi kendine yeten bir toplum olması açısından tarım faaliyetlerine yönelip her türlü sebze ve meyveyi yetiştirmeye çalışıyoruz. Onlara da örnek olmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Ankara TESK Genel Başkanı Palandöken: “İş sağlığı ve güvenliği en temel haklardan biridir” İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin sadece yasal bir zorunluluk değil insanın en temel haklarından biri olduğunu vurgulayan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Ülkemizde, iş sağlığı ve güvenliği konusunda önemli adımlar atılmakla birlikte hala iyileştirilmesi gereken alanlar bulunmaktadır. İş sağlığı ve güvenliği en temel haklardan biridir” dedi. İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası vesilesiyle yazılı bir mesaj yayınlayan Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “ILO verilerine göre 2023 yılında Türkiye, ölümcül olmayan mesleki yaralanmalar bakımından dünyada 11. sırada, ölümlü iş kazası sayısı bakımından ise 15. sırada yer alıyor. İş kazaları üzerine veriler toplayan ve paylaşan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre 2023 yılında en az bin 929 işçi hayatını kaybetti. Bir ülkede meydana gelen iş kazalarının sayısının azalması, o ülkenin iş sağlığı ve güvenliği açısından ne kadar başarılı olduğunun bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. İş sağlığı ve güvenliği yönetiminin uygulanabilirliği ile iş kazalarının önceden engellenmesi oldukça önemlidir. Unutulmamalıdır ki her iş kazası önlenebilir nitelikte bir risktir ve bu konuda alınacak önlemler hayati önem taşır. Herkesin sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamına sahip olması, daha verimli ve mutlu bir işgücü oluşturmaya yardımcı olur” ifadelerini kullandı. İş sağlığı ve güvenliği konusunun seçenek değil zorunluluk olduğunu belirten Palandöken, “Çalışanların daha güvenli bir ortamda çalışmalarını sağlamak, hem işverenlerin hem de çalışanların ortak sorumluluğudur. İşverenlerin ve çalışanların iş sağlığı ve güvenliği konusunda bilinçlenmeleri, uygun ekipmanların kullanımı, risklerin değerlendirilmesi ve önleyici tedbirlerin alınması önemlidir. Sağlıklı çalışma ortamları oluşturarak, çalışanların daha mutlu, daha sağlıklı ve daha verimli olmalarını sağlamak hem işletmelerin hem de toplumun yararınadır. Esnaf ve sanatkarlar için iş sağlığı ve güvenliği konularına uyum sağlamak, yasal sorunlardan kaçınmak ve işletmelerini güvende tutmak açısından hayati öneme sahiptir. İşletmelerin itibarını korumak için düzenli olarak iş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmalı ve çalışanlara gerekli eğitimler verilmelidir. Bu vesile ile 4-10 Mayıs İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası’nda tüm işletmelere kazasız bir çalışma hayatı dilerken, bu konuda daha bilinçli, duyarlı ve sorumlu olmamız gerektiğinin altını çiziyorum” dedi.