POLİTİKA - 16 Aralık 2017 Cumartesi 15:18

Bahçeli’den ’Kudüs’ açıklaması

A
A
A
Bahçeli’den ’Kudüs’ açıklaması

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "ABD’nin, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak ilan etmesi bir defa tarihe, vicdana, hukuka, insafa, insanlık mirasına hakaret ve hıyanettir.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "ABD’nin, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak ilan etmesi bir defa tarihe, vicdana, hukuka, insafa, insanlık mirasına hakaret ve hıyanettir. Bu aynı zamanda siyasi cürüm ve cinayettir. Vahşi Batı hukukunun aynısıyla Ortadoğu’ya tatbik etme çabasıdır" dedi.


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin genel merkezinde düzenlenen ’Siyaset ve Liderlik Okulu’nun 14. dönem sertifika töreninde konuştu. Türk milletinin doğruyla yanlışı tefrik edecek vicdana sahip olduğuna dikkati çeken Bahçeli, "Nitekim mahşeri vicdan asırlardır zinde ve zirvededir. Hem ülkemize, hem de çevremize bakıp da; sönsün ışıklar, sürünsün insanlar, silinsin istiklal, sökülsün istikbal diyenler, düne nazaran bugün daha hasis, daha hırçın, daha hırslıdır.FETÖ, PKK, IŞİD, YPG, DHKP-C gibi terör örgütlerinin saldırganlıkları, küresel güçlerin çevremizde tedavüle soktuğu vahşi senaryolar ortadadır. Böylesi bir ağır saldırı dalgasına, vahim operasyon sağanağına atıl ve hareketsiz kalmamız abes olduğu kadar akıl ve ahlak dışılıktır. Biz elbette vicdanımızın çığlığına, tarihimizin çağrısına, ecdadımızın ihtarlarına, inançlarımızın buyruklarına kulak verip tedbirli ve temkinli davranacağız. Bekamızı can pahasına müdafaa edeceğiz, birlik ve beraberlik çizgisinden ayrılmayacağız. Tefrikanın, tezviratın ve küresel müstevlilere tekmil veren iç odakların fermanını yırtmak için müteyakkız bir ruhla teyakkuz halinde olacağız. Çünkü olur ya, gaflete düşersek, tehditleri hafife alırsak, tehlikelere gözlerimizi yumarsak felaketin ağırlığı kaçınılmaz bir şekilde üzerimize çökecektir. Başka yolumuz olmadığını aklımızdan çıkarmayacağız. Nitekim biz insafımızı kaybetmedik. İrademizi rehin vermedik. İnsani, İslami ve milli değerlerimize gölge düşürmedik. Karmaşa çoğaldıkça, kıvrılıp içinden geçebileceğimiz çatlakların da çoğalacağına inanıyoruz" ifadelerini kullandı.


Türk milleti durgun olmadığı için bugüne kadar durdurulamadığını anlatan Bahçeli, "Durgun olmadığı için zulme tamam dememiş, zalimlere boyun eğmemiş, bölücü teröristlere, Pensilvanyalı hainlere, Sevr’in taşeronlarına göz açtırmamıştır. Bundan sonra da boyun eğdirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Yeri gelmişken hatırlatmak isterim ki, Lozan, Sevr metni ile Misak-ı Milli’nin siyasi anlamda çarpıştığı ve medeniyetler çatışmasının “20. yüzyıl versiyonunun” yaşandığı mekandır. Lozan Antlaşması’nın değerini “zafer mi hezimet mi?” sorularıyla, yargılamaya çalışmak eksik ve yanlış bir yaklaşımdır. Misak-ı Milli’den Lozan Konferansı’na bakıldığında bazı kayıpların olduğu, özellikle Musul ve Batı Trakya meselesinde Misak-ı Milli’nin tam anlamıyla gerçekleşmediği doğrudur. Ancak Sevr’den bakıldığında Lozan Antlaşması’nın, yok edilmeye çalışılan bir milletin olağanüstü zaferi olduğu açık ve nettir. Bu millet, Türk milletidir.Ve bizim göbeğimiz vatan, millet sevgisiyle kesilmiştir.Ruhumuz onların aşkıyla ekilmiştir.Türk ve Türkiye sevdalıları olduğu müddetçe şeytani planlar kazanamayacaktır. Karamsar olmayın, Allah bes, baki hevestir.Zalim niyet ve hedefler gene göğüslenecek, gene her cephede karşılanacak, alayı birden yok edilecektir" dedi.


ABD’nin Kudüs kararınaı eleştiren Bahçeli, "Bugün zulmet nerede hüküm sürüyorsa, zulmün prangaları hangi coğrafyalara vuruluyorsa, doğrudan doğruya milli yüreklerde hissedilmektedir. Çünkü hedef ya bir Türk yurdu ya da bir İslam beldesidir. Şu anda dünya üzerinde, kökü geçmişe dayanan, tarihi hesaplaşmaların ana arterinde yer alan Altı K’lı bir huzursuzluk sarmalı hakimdir. “Kaşgar, Keşmir, Kerkük, Kudüs, Kıbrıs, Kırım”dan oluşan altılı sorun zinciri çözüme ulaşmadan, hak ettiği köklü, kalıcı ve kapsayıcı sükûnete kavuşmadan dünyaya huzur gelmeyecektir. Sözünü ettiğim Türk ve İslam yurtlarının hepsi haksızlıklarla, adaletsizliklerle, dayatmalarla boğuşmaktadır. En son olarak ilk kıblemiz Kudüs, ABD yönetiminin oldubittisiyle İsrail’in başkenti ilan edilmiştir. İsrail’in 1980’deki girişimi Birleşmiş Milletler Kararıyla çürütülmüştü.Şimdi yeni bir izansızlık ve haydutluk karşımızdadır. Bu olacak şey midir? Bu kabul edilecek bir durum mudur? ABD’nin, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak ilan etmesi bir defa tarihe, vicdana, hukuka, insafa, insanlık mirasına hakaret ve hıyanettir. Bu aynı zamanda siyasi cürüm ve cinayettir. Vahşi Batı hukukunun aynısıyla Ortadoğu’ya tatbik etme çabasıdır. Türk ve İslam’ı katletmeye azmetmiş keskin ve zehirli bir hançeri bağrımıza sokma teşebbüsüdür. Kalp sineden, can ciğerden ayrılır mı? Ayrılmaz, Kudüs de İslam’dan ayrılamaz, koparılamaz" şeklinde konuştu.


"İsrail, başkentini Kudüs’e taşımaktan vazgeçmeli, hatadan dönmelidir"


Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak ilan eden ABD Başkanı, hayat boyu peşini bırakmayacak skandal ve fahiş bir yanlışın içindedir. Tıpkı terör örgütlerine verdiği destek gibi, İsrail terörünü de provoke etmiştir. ABD Başkanının, tarihin akışını tek başına değiştirmesi mümkün değildir. Uluslararası anlaşmaları tek başına rafa kaldırması meşru değildir. İslam’ın mahremini karalamaya, Müslümanların kutsallarını çiğnemeye tevessül etmesi masumane hiç değildir. Birleşmiş Milletler kararları ne olacak, nereye koyulacak? 1,5 milyarlık İslam aleminin tepki ve itirazları nasıl yok sayılacak? Dinler arası ihtilaf ve düşmanlıkları kışkırtmak kim ne kazandıracak? Filistinli mazlumların hakkını gasp etmenin sonuçlarına insanım diyen birisi nasıl onay verecek? Verirse, buna rıza gösterirse, dünyada huzurdan, barıştan, adaletten, küresel vicdandan nasıl bahsedilecek? ABD, yerkürenin jandarması değildir. Dünya, ABD ve İsrail’den ibaret değildir. Müslümanların inanç ve yaşama hakkı vardır. Bu hakka yakınlık veya sempati duymayanlar, saygı göstermek mecburiyetindedir. Medeniyetler arası çatışmaların iklim ve vasatı oluşturulmamalıdır. Birleşmiş Milletler Teşkilatı derhal Kudüs krizine el koymalıdır. ABD’nin tek taraflı aldığı karar aynen iade edilmelidir. İsrail, başkentini Kudüs’e taşımaktan vazgeçmeli, hatadan dönmelidir. Küresel zeminde, kişisel iktidar ve çıkar iddialarından sıyrılmış bir siyaset ahlakına, insanlık değerlerinin havzasında buluşmaya şiddetle ihtiyaç vardır" diye konuştu.


ABD ve İsrail’in ateşle oynadığını belirten Bahçeli, "Bu oynamanın sonu herkes için gazap ve azap olacaktır.


ABD aklını başına almalıdır. İsrail ise yangına körükle gitmekten sakınmalı, kaçınmalı, silkinip kendine gelmelidir" dedi.


İslam İşbirliği Teşkilatı Liderler Zirvesinde alınan karara işaret eden Bahçeli, "Yaşanan gelişmeler karşısında, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın olağanüstü zirvesi 13 Aralık’ta İstanbul’da toplanmıştır. Altını kalın olarak çiziyorum ki, bu zirvede alınan kararları aynısıyla destekliyor, Sayın Cumhurbaşkanı’na ve katılımcı diğer ülkelerin temsilcilerine teşekkür ediyorum. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın tavizsiz duruşu umut vermiştir. Şunu bir defa ifade etmeliyim ki, bu Teşkilat kuruluş amacına tam manasıyla uygun hareket etmiş, yani Kudüs’ün kurtuluşuna bağlı ve sadık kaldığını bir kez daha dünyaya ispatlamıştır. Bu konuda çaba gösterecek, mücadele edecek Cumhurbaşkanı ve hükümete üstün başarılar diliyorum.Desteğimizin tam olduğunu söylemeyi milli ve manevi bir görev addediyorum.Harem-i Şerif sancağının düşmemesi hususunda sorumluluğumuz neyse onu yapacağımızdan herkes emin olmalıdır.Hayatımıza ve siyasetimize yön veren maddi güçler değil, fikri, milli, manevi ve ahlaki değerlerdir" açıklamasında bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Tarlada çalışan çocuklara ’Dondurma’ molası Adana’da 40 dereceyi aşan sıcakta patates hasadında çalışan çocuklara dondurma ikram edildi. Çocukların mutluluğu gözlerinden okunurken en büyük hayallerinin okumak olduğu öğrenildi. Türkiye’nin en sıcak illerinden Adana’da patates hasadı sürüyor. Sabahın erken saatlerinden itibaren tarlalara giren işçiler binbir emekle patatesleri toplayıp kamyonlara yüklüyor ve Türkiye’nin birçok iline gönderiyor. Çocuklarda tarlada çalışıyor Tarım işçilerinin çocukları okumak yerine anne ve babaları gibi tarlada çalışmak zorunda kalıyor. Çocuklar, sıcak altında tarlada zorlu mesailerini sürdürüyor. Tarlalarda kurdukları çadırlarda barınan ve tarım sektörüne ciddi şekilde katkı sağlayan Şanlıurfalı tarım işçilerinin çocukları da okula gitmek yerine tarlada çalışıyor. Çocuklar çalıştıkları her gün için 600 lira para alıyor. Sıcaklara dondurma molası Adana’da faaliyet gösteren Ogün Sever Okur’un kurduğu Ogün Abi Derneği ise tarlada sıcakta çalışan onlarca çocuğa dondurma dağıttı. Çocukların mutlulukları ise adeta gözlerinden okundu. “Çocuklara bir nebze de olsa dokunduk” İhlas Haber Ajansı’na konuşan Ogün Sever Okur, “Bugün, patates tarlasındaki çocuklara dondurma dağıttık. Aslında niyetimiz etkinlik yapmaktı. Ailelerinden izin almaya çalıştık fakat olmadı. O nedenle bizlerde geri dönüp çocuklara dondurma aldık. Maksat çocuklara bir nebze olsun dokunmak için dondurma dağıttık” dedi. “Okul konusunda çok titizim” Çocukların okula gitmesi için gerekli yerlere bilgiler vereceğini anlatan Okur, “En fazla üzüldüğümüz nokta bu, okul çağındaki çocukların hemen hemen hepsi burada. Belirli bir ücrete çalışıyorlar. Bu yüzden gerekli yerlere bilgi vereceğiz ve bu çocukların okula tekrar alınması için elimizden geleni yapacağız. Ben bu okul konusunda çok titizim her zaman her gittiğim yerde de elimden geldiğince bu duruma önem veriyorum” ifadelerini kullandı. “Tarlanın ortasında dondurma ütopik bir durum” Yaz sıcaklarında çalışan çocuklara yardımcı olmaya devam edeceklerini kaydeden Ogün Sever Okur, “Dondurma dağıttıktan sonra çocukların tepkisi çok güzel oldu. Beklemedikleri bir şeydi. Tarlanın ortasında dondurmanın onlar için ütopik bir durum olunca çok mutlu oldular. Onlar mutlu olunca tabi ki biz de mutlu oluyoruz. Bu tarz etkinlikler her zaman devam edecek” diye konuştu. Musa Kayabaşı (13) dondurma için çok sevindiğini söyleyerek, “2 sene sınıfta kalınca okulu bıraktım. Dondurma için çok sevindik. Allah razı olsun” dedi. 15 kardeşi olduğunu belirten Emir El Musa (13) ise günlük 600 lira kazandığını, babası ve 5 kardeşiyle birlikte tarlada çalıştığını söyledi.
Gaziantep Dermatoloji uzmanından güneş ışınları uyarısı Medical Point Gaziantep Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Mehmet Uzun, “Güneş ışınları bazı hastalıkları alevlendiriyor” dedi. Medical Point Gaziantep Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Mehmet Uzun, yazın oluşan güneş lekeleri ve hastalıkları hakkında bilgi verdi. “11.00 - 16.00 arasında dışarı çıkılmamalı” Yaz aylarında belli saatlerde dışarı çıkmanın çok tehlikeli olduğunu söyleyen Dermatoloji Uzmanı Mehmet Uzun, “Yaz aylarının geldiğini güneşin etkili olduğu bölgelerde çok hissediyoruz. Bu dönemde güneş için bizim en önemli kriterimiz belli saatlerde mümkün olduğunca dışarı çok çıkmamak. Özellikle 11.00 - 16.00 arasında ultraviyole ışınları en yoğun geldiği zamanlardır. Mümkünse bu dönemde çok dışarı çıkmamak gerekiyor. Bunun dışında hem güneş koruyucular hem de fiziksel güneş koruma önlemleri çok kıymetli. Güneş koruyucu hem ultraviyole A - B içermelidir. Ultraviyole A koruma olup olmamasına çok dikkat etmemiz gerekiyor. En iyi güneş koruyucuda olsa sabah sürüp bir daha tekrar edilmeyen güneş koruyucunun bize faydası yoktur. 3 - 4 saatte bir yenilemek gerekiyor. Fiziksel korumada gözlük, uzun kollu kıyafetler giyinilmesi ve de mümkünse açık ton giyesileri tercih etmek gerek” ifadelerini kullandı. “Güneş ışınları bazı hastalıkları alevlendiriyor” Güneş ışınlarının bazı hastalıkları daha da arttırdığını belirten Uzman Mehmet Uzun, “Güneşin bazı hastalıkları alevlendirdiğini bilmemiz gerekiyor. Örneğin lupus hastaları, gül hastalığı, güneş alerjisi olanlar ve güneşle tetiklenen bizim bazı dermatolojik hastalıklarımız. Vitiligo hastalığı olanların çok daha dikkat etmesi gerekiyor. Biz onları uyarıyoruz zaten. Bunlar için daha farklı önlemlerde alabiliyoruz. Bu hastaları, hastalıklarında artma hissettiklerinde hemen dermatolojiye başvurmaları gerekiyor” şeklinde konuştu. “Güneş koruma sadece yüze değil tüm vücuda sürülmeli” Güneş koruyucunun sadece yüze değil tüm vücuda sürülmesi gerektiğini aktaran Uzman Mehmet Uzun, “Kuru ciltlerde güneşin bazı zararlı etkileri daha rahat ortaya çıkabilir. O yüzden de bol su tüketimi cildin nemlenmesi için çok önemlidir. Güneş korumanın sadece yüze değil tüm vücuda sürülmesi gerekmektedir” diye konuştu.
Amasya Evinde beslediği yavru kargaya özel saz konseri veriyor Amasya’da çalıştığı ilkokulda öğrencilerin bulduğu karga yavrusunu evinde beslemeye başlayan Kerem Gürün, sevimli misafirine saz dinletip özel konser veriyor. Sıra dışı konser Serdar Zeren İlkokulu’nda ağaçtan düşüp yerlerde çırpınan kargayı fark eden öğrenciler durumu öğretmenlerine bildirdi. Yuvası bulunamayan karga, kuşlara olan merakıyla bilinen memur Kerem Gürün’e teslim edildi. Evine götürdüğü sevimli misafirini mamayla besleyip su veren evli ve bir çocuk babası Gürün, saz çaldığı sırada verdiği tepkileri fark etti. Sazın üstüne konan karga, şarkı ve türküleri dinlemeye başladı. Bu sıra dışı konser bir haftadır her gün devam ediyor. “Karnını doyurduğum gibi ruhunu da doyurmak lazım” Okuduğu bir kitaptaki hayali kahraman olan ‘Olric’in adını verdiği yavru kargaya alıştığını belirten Kerem Gürün, “Sazı uzattığım zaman üstüne çıktı. Bağlama sesini sevdiğini düşünüyorum. Sazın üstünde sakince duruyor. Yuvasından ayrı kaldığı için üzülüyordu. Ancak şimdi mutlu. Karnını doyurduğum gibi ruhunu da doyurmak lazım” dedi. Zekasıyla bilinen canlılardan olan kargasını büyüyüp uçmaya başlayana kadar bakmayı sürdüreceğini anlatan 46 yaşındaki Gürün, “Uçtuğu zaman eğer bizi hatırlayıp tekrar gelirse ona yine camın önünden saz çalar konser veririm” diye konuştu. Karganın müzik resitali dinlediği görüntüleri izleyen Sınıf Öğretmeni Fatma Erol da yuvasını kargaya açmasıyla örnek olan mesai arkadaşlarını öğrencileriyle birlikte alkışladı. Gürün, Olric’i mama ile besliyor.
Bayburt Bayburt’ta protein deposu mantarın ve bin bir derde deva çaşır otunun zorlu mesaisi Bayburt’ta havaların ısınmasıyla birlikte köyde yaşayan vatandaşların zorlu mantar, çaşır, evelik, yemlik mesaisi başladı. Kış uykusundan uyanan ayıların gezdiği dağlarda mantar, evelik, çaşır, yemlik otu gibi bin bir derde deva doğanın sunduğu eşsiz lezzetleri toplayan vatandaşların mantar, çaşır, yemlik sevgisinin önüne ne ayı, ne de kurt geçebildi. Bayburt’a 42 kilometre uzaklıkta bulunan Başçımağıl köyü sakinlerinden Tunay Mutlu isimli vatandaş, sabahın erken saatinde güne başlayarak, mantar toplamak için yola koyuluyor. 10-15 kilometre yol kat ederek, protein deposu mantarı Dereçımağıl mevkiinde toplayan Mutlu, mantar topladığı yerlerden aracıyla geçerken birkaç defa ayıya rastladığını belirtti. Buna rağmen dağlarda bitki toplamaktan vazgeçmediğini vurgulayan Mutlu, bitkilerin doğal ağrı kesiciler, antibiyotikler olduğunu kaydetti. Yıllarca mantar, evelik, çaşır otu topladığını bildiren Mutlu, hangi mantarın toplanacağını, hangisinin tüketilmeyeceğini de iyi bildiğini söyledi. Vatandaşların bilmedikleri mantarları tüketmemesi çağrısında bulunan Mutlu, mantar zehirlenmelerine karşı dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. Yöre halkının her zaman kalabalıkla, şenlikle mantar, evelik, çaşır, yemlik topladığını ifade eden Mutlu, köy sakinlerinin dağda hayvan otlattıklarını belirterek, bugün mantar toplamaya tek başına geldiğini söyledi. "Büyüklerimiz evelik evelik, 7 derde evelik derlerdi" Protein deposu mantarın kalp damar hastalıklarına, çaşır otunun da kas ağrılarına, sindirim sistemine iyi geldiğini savunan Mutlu, "Bugün Bayburt’un Başçımağıl köyünde, Dereçımağıl mevkiinde mantar, çaşır, evelik, yemlik gibi doğanın insan oğluna sunduğu nimetleri toplayarak, günü tamamlamaya çalışacağız. Bu işler kalabalıkla, toplu bir şekilde daha güzel oluyor ancak hayvanların doğum zamanı olduğundan köy sakinlerimiz dağda koyun, kuzu başındalar. O yüzden ben bugün tek başıma topluyorum. Doğanın bize sunduğu nimetlerden biri olan mantarın kalp, damar hastalıklarına iyi geldiği herkesçe biliniyor. Çaşır otu tetik çaşır ve akıllı çaşır olarak ikiye ayrılır. Bunların da kas ağrılarına, sindirim sistemine iyi geldiğini biliyoruz. Evelik için büyüklerimiz hep "Evelik evelik, 7 derde derman evelik" derlerdi. Bu bitkilere doğanın insanoğluna sunduğu doğal ağrı kesicilerdir, antibiyotiklerdir diyebiliriz. Çaşır otunun bu yapraklarını lora kattığınızda otlu peynir olur. Çaşır otunun birçok vitamini içerisinde barındırdığını biliyoruz. Bu bitkiler kısacası doğanın bize sunduğu eşsiz nimetlerdir. Evelik ise, meşhur lor dolmamızın hammaddesidir. Mide rahatsızlıklarına iyi geldiğini bizler büyüklerimizden dinleyerek, duyarak öğrendik şimdilerde ise uygulamaya çalışıyoruz" dedi. "1-2 ay sonra binbir derde deva kuşburnu mesaimiz başlayacak" Yöre halkının severek tükettiği, kuşburnu marmelatı, tatlı çorba yapımında kullandığı kuşburnuyu yaklaşık 2 ay sonra toplamaya başlayacaklarını ifade eden Mutlu, "Yaklaşık 1-2 ay sonra kuşburnu, dağ elması ve yaban armudu gibi meyveleri kalabalıkla birlikte daha şenlikli bir ortamda inşallah toplayacağız. Dereçımağıl mevkiinden tüm herkese seslenmek istiyorum; bilmeyen, bilip de gelemeyen, gelip de toplamakta sıkıntı çeken ülkemizin vatandaşlarına her zaman yardımcı oluruz. Gelenlere çayımız, çorbamız her zaman vardır. Misafirlerimize kapımız her zaman açıktır" diyerek konuştu.