GENEL - 18 Mart 2018 Pazar 12:58

Dışişleri Şehitliği’nde anma töreni

A
A
A
Dışişleri Şehitliği’nde anma töreni

Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmet Yıldız, "Terör saldırıları sonucunda kaybettiklerimiz yalnızca camiamızın kıymetli mensupları değildir, onlar her şeyden önce elimizden alınan bir eş, anne, baba, kardeş veya evlattı" dedi.

Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmet Yıldız, "Terör saldırıları sonucunda kaybettiklerimiz yalnızca camiamızın kıymetli mensupları değildir, onlar her şeyden önce elimizden alınan bir eş, anne, baba, kardeş veya evlattı" dedi.


Yurt dışında görevli oldukları sırada terör saldırılarına uğrayarak şehit olan Dışişleri Bakanlığı mensuplarını anmak üzere Cebeci Asri Mezarlığı’nda bulunan Dışişleri Şehitliği’nde anma töreni gerçekleştirildi. Törende konuşan Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmet Yıldız, "Yurt dışında ülkemizi büyük bir özveri ve şerefle temsil ederken terör örgütleri tarafından şehit edilen diplomatlarımızı, kamu görevlilerimizi ve aile fertlerimiz olmak üzere tüm şehitlerimizi anmak üzere toplandık. Dışişleri Bakanlığı terör örgütlerinin saldırılarında 40’ın üzerinde mensubunu şehit vermiş bir kurumdur. Birçok mensubumuz ve yakını da bu saldırılardan yaralı olarak kurtulabilmiştir. Bu saldırılar sonucunda kaybettiklerimiz yalnızca camiamızın kıymetli mensupları değildir, onlar her şeyden önce elimizden alınan bir eş, anne, baba, kardeş veya evlattı" şeklinde konuştu.


Çalışanların zor şartlara rağmen görevlerini en iyi şekilde yaptıklarını ifade eden Yıldız, "Bakanlığımızın yaşadığı bu felaketin aslında dünya diplomasi tarihinde benzeri yok. Diplomasi camiasının hedef alındığı geniş bir katliam kampanyası yok. Bu travmaya rağmen şartlar ne olursa olsun ülkemize hizmet etme azim ve kararlılığından bir adım geri atmayan çalışanlarımız yılmamışlar, görevlerini en iyi şekilde yapmaya devam etmişlerdir. Bu erdemli duruş bizim için bir iftihar kaynağıdır" diye konuştu.


Bakanlığın şehitlerin hatıralarını yaşatma azim ve kararlılığında olduğunu dile getiren Yıldız, "İsimleri bakanlığımızın her köşesinde yaşatılan şehitlerimiz, vatan ve millete hizmette sınırın olmadığı konusunda genç nesillerimize esin kaynağı olmaya devam etmektedir. Bu çerçevede gerek yurt içi ve yurt dışında gerek sosyal medyada Dışişleri Bakanlığı olarak çalışmalar yürütmekteyiz. Bugüne kadar Sydney, Oktava, Lahey, Lizbon ve Viyana’da şehitlerimiz anısına anıt ve plaket çalışmaları tamamlanmıştır. Bakanımızın talimatıyla ulusal ve uluslararası mecralarda da gösterime uygun bir belgesel film projesi üzerinde de çalışılmaktadır" açıklamasında bulundu.



"Bu operasyonlar ileride ülkemizin daha büyük badirelerle karşılaşmasını önleyecek"


Geçtiğimiz aylarda Fırat Kalkanı Harekatı bölgesini ziyaret ettiğini belirten Yıldız, konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Diplomasimiz şehit sayımızın azaltılması için var gücüyle çalışıyor. Hem askerimizin hem sivil kamu otoritelerimizin başarıları açısından çok iyi gördüm. Orada verilmiş olan silahlı mücadele en az sivil kayıpla atlatılmış, çatışmaların bitmesinden sonra da kamu kurumlarımız, belediyelerimiz ve sivil toplum örgütlerimiz orada aynen Türkiye’de olduğu gibi olağanüstü gayretle ülkemize yakışır bir iş çıkarmışlar. Bunun Afrin harekatında da tekrarlanacağından emin olabilirsiniz. Mutlaka şehit veriyoruz, ama bu operasyonların ileride ülkemizin daha büyük badirelerle karşılaşmasını, daha çok şehit verilmesini önlemiş olduğu kanaatindeyim."


Bakanlık mensuplarının eşlerinin oluşturduğu, şehit yakınlarına sahip çıkan dernek DMEDD’ye (Dışişleri Mensupları Eşleri Dayanışma Derneği) teşekkür eden Yıldız, bir sonraki törende Suriye’deki operasyonların en az şehitle sonuçlanmış olması temennisinde bulunarak, "Diplomatlarımız, kamu görevlilerimiz ve aile bireylerini hedef alan bu saldırıları gerçekleştiren teröristleri yücelten, şiddeti körükleyen, radikalizmi ve aşırıcılığı tırmandıran bu tür söylem ve eylemleri yapanları ve bunlara destek verenleri bir kez daha lanetliyoruz" şeklinde konuştu.


Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Başbakanlık temsilcileri, DMEDD temsilcileri, büyükelçiler, Dışişleri Bakanlığı mensupları, siviller ve emekli büyükelçilerin katıldığı program, şehitler için dua edildikten sonra çelenk sunma töreniyle sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri CZN Burak, kazada ölen Kayserili fenomenin taziyesine katıldı CZN Burak, kendisiyle görüşmek için İstanbul’a yürüyerek giden ve canlı yayın yaptığı sırada kamyonun çarpması sonucu hayatını kaybeden ’Yürüyen Adam’ lakaplı sosyal medya fenomeni Neşet Turan’ın taziyesine katıldı. Geçtiğimiz günlerde CZN Burak ile görüşmek için Kayseri’den yola çıkan ve İstanbul’a yürüyerek gitmeye çalışan ’Yürüyen Adam’ lakaplı sosyal medya fenomeni Neşet Turan’a, Aksaray-Ankara karayolu Sapmaz köyü yakınlarında kamyon çarptı. Kamyon şoförü kaza yerinden kaçarken, ihbar üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekibi sevk edildi. Jandarma ekipleri yolda güvenlik önlemi alırken, ağır yaralanan Turan, ambulansla Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Talihsiz adam burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Kayseri’de toprağa verildi Feci kazada hayatını kaybeden sosyal medya fenomeni Neşet Turan, öğle namazını müteakip Hulusi Akar Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Erkilet Bülbülpınarı Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenazeye Turan’ın yakınları ve vatandaşlar katıldı. CZN Burak taziye evinde Turan’ın cenazesine katılmadığı için sosyal medyada tepki alan ’CZN Burak’ olarak dünyaca tanınan Burak Özdemir, Neşet Turan’ın Kayseri’de bulunan taziye evine geldi. Burada aileye başsağlığı dileyen Burak Özdemir; taziye evinde dağıtılması için irmik helvası pişirdi. Özdemir, Neşet Turan’ın sosyal medyada çok sevildiğini söyleyerek, "Gerçekten çok seveni var. Ben mesajlarla tanıdım. Rahmetli olduktan sonra belki de milyonlarca mesaj aldım. Allah mekanını cennet eylesin. Günahlarını affetsin. Kendisi gerçekten ailesinde, arkadaşlarında ve tüm Kayseri’de çok güzel iz bırakmış. Rahmetli olduktan sonra 5 kardeş kalmışlar. Artık yine 6 kardeşler. Ben de onların bir kardeşi sayılırım" dedi. Neşet Turan’ın 1988 doğumlu ve çok da genç olduğunu dile getiren Özdemir, sosyal medyadan kaza ile ilgili kötü yorumlar yapıldığını, bu tür yorumların yapılmaması gerektiğini söyledi. Kazada hayatını kaybeden fenomen Neşet Turan’ın kardeşi Ahmet Turan ise, "Biz yürüyüşe çıktığımızda Burak ağabey bizi bilmiyordu. Videolardan bizi görmedi. Yani kaza olduktan sonra bizden haberi oldu. Bugün de taziye için Burak ağabey buraya geldi" ifadelerini kullandı. Ayrıca Özdemir’in hayranları da taziye evinde yoğunluk oluşturdu.
Zonguldak Prostat ve meme kanserinde umut ışığı Zonguldak’ta prostat ve meme kanseri gibi yumuşak doku kanserinin tedavisinde kullanılabilecek olan ilaç adayı patent aldı. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (ZBEÜ) Fen Fakültesi Kimya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Zuhal Gerçek ile İstanbul Medipol Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Güzel ve öğrencisi Betül Yaşin’in "Kanser Tedavisinde İlaç Adayı Olarak Kullanılabilecek Arilidin Barbitürat Türevi Özgün Moleküller" başlıklı ortak çalışmasına Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından patent verildi. Çalışmanın sentez kısmı Prof. Dr. Gerçek tarafından gerçekleştirilirken; sentetik olarak üretilen özgün moleküllerin anti-kanser aktivitesi ise Prof. Dr. Güzel ve doktora öğrencisi Yaşin tarafından tespit edildi. Yapılan testler sonucunda, bu moleküllerin tirozin kinaz inhibitörü olarak kullanılabileceği belirlendi. “Sentezlenen moleküller yumuşak doku kanserinde çok etkili oldu” Anti kanser ilaçları üzerinde yapılan çalışmalarda sentezlenen maddelerin kanserli hücrelerin üzerinde etkili olduğunu ifade eden Gerçek, “Yeni sentezlediğimiz maddelerin tirozin kinaz enzim inhibisyonunu kanıtlayarak sonuçlandırdık. Bu proje kapsamında pek çok yeni ürün sentezledik. Bunların sentezi üniversitemizde gerçekleştirildi. Sentezlenen ürünlerin anti kanser aktivitelerini Prof. Dr. Mustafa Güzel ve doktora öğrencisi Betül Yaşin çalıştılar. Pek çok kanserli hücre hakkında moleküllerin aktivitesi çalışıldı. Özellikle yumuşak doku kanserlerinde çok etkili olduğu bulundu. Bunun üzerine biz de patent başvurumuzu gerçekleştirdik. Patentimizi de aldık, çok mutluyuz. Dileriz pek çok ortak çalışmayla bu buluşlarımız devam eder” diye konuştu. “Dünyanın en çok zarar gördüğü kanserin tedavisine bir ışık da biz yakmış oluruz” Prof. Dr. Gerçek, günümüzde en çok meme ve prostat kanserinin zarar verdiğini ve bu kanser türlerinin tedavisine bir ışık da kendilerinin yaktığını belirtti. Üç yıldır devam eden projenin henüz tamamlanmadığını belirten Gerçek, “Şu anda dünyanın en çok zarar gördüğü kanserin tedavisine bir ışık da biz yakmış oluruz. Özellikle yumuşak doku derken meme ve prostat kanserinde çok etkili olduğunu kanıtladık. Bizim sentezlediğimiz 8-9 molekül vardı. Bunların türevlerinin aktivitesi de çalışılacak tabi ki. Proje burada bitmedi aslında. Bu bir başlangıçtı. Türevlerine de çalışacağız. Projeyi yaklaşık üç sene boyunca çalıştık. Sonuçlarını daha yeni alıyoruz. İnşallah ilaç olarak görürsek de hepimiz için daha mutluluk verici bir sonuç olacaktır” şeklinde konuştu. Patenti alınan ilaç adayı; eczacılar ve ilaç enstitüleri tarafından ilaca dönüştürülerek satışa sunulabilecek.