GENEL - 21 Mart 2018 Çarşamba 17:23

İktidara Müdahaleler ve Darbeler Uluslararası Sempozyumu başladı

A
A
A
İktidara Müdahaleler ve Darbeler Uluslararası Sempozyumu başladı

Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı ile Bozok Üniversitesi iş birliği ile Yozgat’ta düzenlenen "19.

Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı ile Bozok Üniversitesi iş birliği ile Yozgat’ta düzenlenen "19. Yüzyıldan Günümüze Türkiye’de İktidara Müdahaleler ve Darbeler Uluslararası Sempozyumu" başladı.


Sempozyum, Yozgat’ta Erdoğan Akdağ Kampüsü Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki açılış konuşmaları ile başladı. Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Beyhan, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e ne yazık ki iktidara pek çok askeri müdahalelerin olduğuna değinerek 18. yüzyılda, II. Mustafa ve III. Ahmet’in tahttan indirilmelerinin sebepleri üzerinde durulmadığını ve arka planında kimlerin olduğuna dair tarih kitaplarında yer verilmediğini belirtti.


Yeniçerinin iktidara müdahalede başrolü oynadığını belirten Beyhan, sözlerine şöyle devam etti:


"Nizam-ı Cedid’in başlatıcısı III. Selim, iktidara müdahaleden nasibini alacak ve katledilecektir. 19’uncu yüzyılın en kapsamlı ve hakikaten de en kanlı ihtilali Sultan Abdülaziz’e yapılan darbedir. Yeniçeri Ocağı yerine ikame edilen ordunun; Asakir-i Mansure-i Muhammediye’nin yanında ilmiye ve bürokrasinin desteğiyle Abdülaziz’in iktidarına müdahale edilmiştir. Abdülaziz 15 yıllık saltanatı süresinde üç önemli hedefe yöneldi; ilki Rus Çarı Nikola’nın Osmanlı’ya biçtiği ‘hasta adam’ imajını bertaraf etmek için güçlü modern silahlarla donatılmış bir ordu için kolları sıvadı. Tarih kitaplarında değinilmese de Amerikan iç savaşında kullanılan değişik çaptaki 1 milyon silahı satın almıştı. 93 Harbi sırasında bu silahlar kullanıldı ve eksilen mühimmatı temin etmek mümkün olmadığından Tophane-i Amire’de ‘çakma mermi’ üretildi. Bunlar hem silaha hem de kullanana zarar verecekti. Sultan Abdülaziz’in ikinci hedefi eğitimdi. Yetişmiş insan gücüne dayanan millet ileriye doğru emin adımlarla yürüyebilirdi. Sultanın üçüncü hedefi ulaşım ve iletişimdir. 76 adet merkezi, telgraf hatlarıyla İstanbul’a bağlayacaktır. Tersanede üretim olamasa da satın alımlarla Osmanlı donanmasını dünyanın üçüncü büyük donanması haline getirecektir. Mevcut demiryolu hat uzunluğunu üç katına çıkaracaktır. Henüz 46 yaşında saltanatının 15’inci yılında Sultan Abdülaziz’in iktidarına müdahale edilmişti. Bu müdahalenin arkasında İngiltere veya Çarlık Rusyası’nın olup olmadığını tarih kitapları ne yazık ki irdelemez."




II. Abdülhamit dönemindeki müdahalelere de değinen Beyhan, bilhassa 31 Mart Vakası’nın isyan olarak değerlendirildiğini oysaki bunun bir darbe olduğunu vurgulayarak, 31 Mart Vakası’nı önlemek için İstanbul’a gelen Hareket Ordusunun aslında II. Abdülhamid’e müdahalede bulunduğunu belirtti. Beyhan, devrin hatırat kitaplarında Hareket Ordusu komuta kademesinin gerçekten Sultan II. Abdülhamid’in direnebileceğinden endişe ettiğini ifade ederek, "Şayet direnseydi hem iktidarını koruyacaktı hem de tarihin seyri farklı olacaktı" dedi.


Cumhuriyet devrinde yaşanan 1960 darbesinde Menderes ve ekibi için “düşükler” tabiri kullanıldığını belirten Beyhan, 1971 Mart muhtırası, 1980 darbesi, 28 Şubat süreci, 27 Nisan e-muhtırası gibi hadiselerin, yakın tarihte iktidarlara müdahale olduğunu vurguladı.


Beyhan, Atatürk Araştırma Merkezi olarak, 15 Temmuz darbe girişiminin hala canlılığını muhafaza etmesi nedeniyle 2018 yılının ilk ilmi etkinliğinin ’iktidara müdahaleler ve darbeler’ üzerine olduğunu belirterek, iki gün boyunca sunulacak 50 bildiri ile bilim insanlarının darbeler konusunda kendi birikimlerini akademi dünyasıyla paylaşacaklarını belirtti.


Beyhan’ın ardından Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Salih Karacabey, iktidara müdahalenin sadece iktidara sahip olma hevesinden kaynaklanmadığını ve arkalarında tek bir gücün bulunmadığını dile getirdi. Karacabey şunları kaydetti:


"Kendi kültürümüze baktığımızda meşru iktidara saygı ve bağlılık geleneğimiz vardır. Müdahale yanlıştır, sosyal açıdan ihanet, dini açıdan da günahtır. Din eksenli oluşumlar içerisinde kendi değerlerine vatanına bağlılık olmakla beraber bazen çeşitli tezviratlarla mağdur edilenler olmuştur. Ama çoğu zaman iktidar sevdasında olanlar da iktidara müdahale etmişlerdir. Bundan çıkarılacak sonuç; ülkemizin din eğitimi politikasını devlet politikası haline getirmesi gerektiğidir."


Karacabey’in ardından Yozgat Valisi Kemal Yurtnaç sözlerine Hasan Celal Güzel’i saygıyla anarak başladı. Yurtnaç, tarihte ’kerim devlet’ anlayışının olması sebebiyle devletin her zaman tepede olduğunu ve toplumun da buna saygı duyduğunu belirtti.


Halkın seçtiği insana saygı duyulması gerektiğini belirten Yurtnaç, "Cumhurbaşkanımızın liderliğinde halk, demokrasisine sahip çıkmıştır. Millete yanlış yapana hesabını hep birlikte vermek gerekir. Silahlı kolluk kuvvetlerimizin, sivil bürokrasinin emrinden çıkmaması gerekmektedir. Halkın oyuyla iktidara gelen meşrudur, meşruluğun sınırlarından dışarı taşmamalıyız. Gençler, geçmişteki iktidara müdahaleleri iyi tahlil etsinler. Stratejik akıl nedir; kriz anında vereceğiniz doğru karardır. Bu yoksa demokrasiyi zayıflatır. Demokrasilerde yasama yürütme yargı dengesini iyi bilmeli ve bu denge için gerekli önlemleri almamız gerekir. Türkiye zaman zaman bu müdahalelere maruz kalmıştır. Bu coğrafya sebebiyle olmaya da devam edecektir. Türkiye’deki istikrar Türk ve İslam dünyasına güvencedir. Bu sebeple biz de dik durmalıyız" ifadelerini kullandı.


İki gün sürecek sempozyumda eş zamanlı olarak üç ayrı salonda toplam 50 bildiri sunulacak ve sempozyumda sunulan bildiriler daha sonradan kitaplaştırılacak.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul ESBİM Esenyurt’ta işsizlik sorununu çözüyor İşsizlik sorununa çözüm bulmak amacıyla iş arayanlarla işverenleri bir araya getiren Esenyurt Belediyesi İstihdam Merkezi (ESBİM), düzenlediği mülakatlarla 130 vatandaşı daha iş sahibi yaptı. Esenyurt Belediyesi, Türkiye’nin kanayan yarası olan işsizlik sorununa karşı mücadele etmeye devam ediyor. Sektörün öncü firmaları ile iş arayan vatandaşları buluşturan ESBİM, gerçekleştirilen mülakatlar sonrası 130 vatandaşı daha iş sahibi yaptı. Esenyurt Kültür Merkezi’nde gerçekleşen mülakatlara, içerisinde engelli vatandaşlarımızın da bulunduğu 200 kişi katıldı. 130 vatandaşın istihdam edildiği programda iş sahibi olanların mutluluğu ise yüzlerine yansıdı. Mülakatlara katılan vatandaşlar bu anlamlı çalışma nedeniyle Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’e teşekkürlerini iletti. Belediye yetkilileri ise ilçede işsizlik sorununa karşı yürütülen çalışmaların tüm hızıyla devam edeceğini açıkladı. 40 engelli vatandaş istihdam edildi Esenyurt Belediyesi İstihdam Merkezi (ESBİM) istihdamda da engel tanımıyor. Kültür Merkezi’nde engelli bireyler için gerçekleştirilen mülakatlara çok sayıda iş arayan engelli birey de katıldı. Engelli vatandaşların firmalarla özel olarak görüştüğü mülakatlar sonucunda 40 engelli vatandaş iş sahibi oldu. “Burası bulunmaz bir nimet” Bir gıda firmasından gelerek personel adayları ile mülakat gerçekleştiren Resul Altunkılıç, Esenyurt Belediyesi İstihdam Merkezi’nin hem personel adayları için hem de işverenler için bulunmaz bir nimet olduğunu söyledi. Altunkılıç, "ESBİM’in her ay düzenlediği mülakatlara biz de firma olarak katılım sağlıyoruz. Engelli vatandaşlarımız da burada işverenlerle karşılıklı görüşme yapabiliyor. Olumlu geçen görüşmeler sonrasında işe alım sürecini hemen başlatıyoruz. Buradan, Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer ve tüm ekibine bu anlamlı çalışmaları nedeniyle çok teşekkür ediyoruz. Burada çok büyük bir hizmet var. Hem biz işverenler hem de iş arayanlar için burası bulunmaz bir nimet" dedi. "Başkan Özer’e bizleri düşündüğü için çok teşekkür ederim" Esenyurt Belediyesi İstihdam Merkezi’nde mülakatlara katılan Hasan Hüseyin Aydın ise şunları söyledi: "Çok sayıda firmanın burada personel arayışında olduğunu öğrendim. İş arayışındayım ve buraya mülakatlara katılmak için geldim. Kendime uygun firmalarla görüşmeler sağladım ve görüşmelerim olumlu geçti. Bu hizmet bizler için çok değerli. Bu çalışmaya öncülük eden Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’e, bizleri düşündüğü için çok teşekkür ederim."
İstanbul Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek: "Macaristan’ın Türk Yatırım Fonu’na üye olma isteğini memnuniyetle karşılıyoruz" Türk Yatırım Fonu Guvernörler Kuruluşu toplantısında konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Türk Devletlerinin, 2024 yılı sonu itibarıyla 1,9 trilyon dolar ekonomik büyüklüğe ve 178 milyon nüfusa ulaşarak dünya ekonomisi içinde önemli bir yer edinmesi beklenmektedir” dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türk Yatırım Fonu Guvernörler Kurulu toplantısına katılım gösterdi. Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde gerçekleştirilen toplantıya Şimşek’in yanı sıra Türk devletlerinden de birçok siyasi katıldı. Açılışta konuşan Şimşek, “Bugün Türk Devletleri Teşkilatı bünyesindeki iş birliğimizi Türk Yatırım Fonu’nu operasyonel hale getirerek güçlendiriyoruz. Bu vesileyle, başta Türk Yatırım Fonu kurulması kararını alan Devlet Başkanlarımız olmak üzere, Türk Yatırım Fonu Başkanı Sayın Baghdad Amreyev’e ve Fon’un Kuruluş Anlaşması müzakerelerinde 2 yıla yakın yoğun çaba sarf eden üyelerimizin ilgili Bakanlık temsilcilerine ve Türk Devletleri Teşkilatı Sekretaryasına şükranlarımı sunuyorum” dedi. “Türk Yatırım Fonu’nu 500 milyon dolar kayıtlı sermaye ile kuruyoruz” Bugün Fon’un operasyonel hale getirilmesine ilişkin ilk kararların alınacağı tarihi bir toplantı gerçekleştirildiğinin altını çizen Bakan Şimşek, “Türk Devletlerinin, 2024 yılı sonu itibarıyla 1,9 trilyon dolar ekonomik büyüklüğe ve 178 milyon nüfusa ulaşarak dünya ekonomisi içinde önemli bir yer edinmesi beklenmektedir. Türk Dünyası 2040 Vizyon Belgesi çerçevesinde, Türk Yatırım Fonu’nu kurmaktaki en büyük amacımız, Türk Devletleri arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin gelişmesini sağlamaktır. Türk Yatırım Fonu’nu 500 milyon dolar kayıtlı sermaye ile kuruyoruz. Türk Yatırım Fonu hem kamu hem de özel sektör yatırımlarımızın ivmelenmesini sağlayacaktır. Ayrıca, Fon birçok alanda projelere teknik destek verecektir. Fon, KOBİ’lerin büyümesinde ve altyapı, yenilenebilir enerji, tarım ve turizm gibi birçok alandaki yatırımların artmasında kritik role sahip olacak ve devam eden ekonomik kalkınmaya katkı sunacaktır. Türk Yatırım Fonunu İstanbul’da kurmaya karar vermiştik. Bu konuda üye devletlerimize desteklerinden dolayı teşekkür ederim. İstanbul’un jeopolitik konumu, güçlü girişimcilik ekosistemi ve nitelikli beşeri sermayesi Fon’a katkılar sunacaktır” ifadelerini kullandı. “Macaristan’ın Türk Yatırım Fonuna üye olma isteğini memnuniyetle karşılıyoruz” Fon’un yüksek standartlı bir uluslararası finans kuruluşu olmasını amaçladıklarını dile getiren Bakan Şimşek, “Fon; organizasyon yapısı, karar alma mekanizmaları, insan kaynakları, risk yönetimi, izleme ve denetleme fonksiyonlarıyla her açıdan uluslararası en iyi uygulamalara uygun olarak faaliyet gösterecektir. Bugün ayrıca, Fon’a ilişkin Ev Sahibi Ülke Anlaşmasını Fon Başkanı ile birlikte Bakan Yardımcımız imzalayacak. Fon’un iş modelinde uzun dönemli finansal sürdürülebilirlik temel ilke olmalıdır. Ayrıca, Fon bünyesinde yüksek nitelikli, profesyonel kadroların oluşturulması önem taşımaktadır. Bu çerçevede, Fon Başkanına ve Genel Müdürüne önemli görevler düşmektedir. Fon’un etkin işleyişini sağlayacak yönetmelikler ve iş planlarının hazırlanma sürecinin olabildiğince hızlı şekilde tamamlanması da en büyük temennimizdir. Macaristan’ın Türk Yatırım Fonuna üye olma isteğini memnuniyetle karşılıyoruz. Fon faaliyetlerine başladığında Macaristan’ın üyelik sürecinin tamamlanması önem verdiğimiz gündem maddelerinden biri olacaktır. Türk Yatırım Fonu’nun, çalışma ilkeleri ve etkin işleyiş mekanizmasıyla başarılı işbirliklerine örnek olacağına inancımız tamdır” açıklamasında bulundu.