POLİTİKA - 20 Nisan 2018 Cuma 17:10

TMMM’de erken seçim önergesi görüşmeleri

A
A
A
TMMM’de erken seçim önergesi görüşmeleri

AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, "Hani bir zamanlar bir partinin genel başkanına cumhurbaşkanı bir kitapçık attıktan sonra bir gecede üç kat borçlanan Türkiye, enflasyonu bozulan, dövizi bozulan, faizleri patlayan Türkiye nerede, bu kadar uluslararası krize rağmen hâlâ istikrarını, büyümesini, yatırımını her alanda devam ettiren Türkiye nerede? O yüzden yönetilememeyi bırakın, dünyaya örnek bir yönetim tarzı hep beraber ortaya koyduk" dedi.

AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, "Hani bir zamanlar bir partinin genel başkanına cumhurbaşkanı bir kitapçık attıktan sonra bir gecede üç kat borçlanan Türkiye, enflasyonu bozulan, dövizi bozulan, faizleri patlayan Türkiye nerede, bu kadar uluslararası krize rağmen hâlâ istikrarını, büyümesini, yatırımını her alanda devam ettiren Türkiye nerede? O yüzden yönetilememeyi bırakın, dünyaya örnek bir yönetim tarzı hep beraber ortaya koyduk" dedi.


TBMM Genel Kurulu’nda erken seçim önergesi görüşmelerinde konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, 26. döneme ilişkin olarak, "15 Temmuz darbesi gibi demokrasi tarihimizde çok farklı anılacak olan ve dik duruşla sergilenen o günü beraber yaşadık. Dokunulmazlıkların kaldırılması, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin hayata geçmesi, İç Tüzük değişikliği, ekonomiden vesayet kavgamıza kadar, demokrasinin büyütülmesinden güvenliğimize kadar birçok alanda vekillerimizle çok büyük işler yaptık. Bu demokrasi tarihinde zaman zaman farklı dönemler yaşadık. 1950’de deyim yerindeyse bir beyaz devrimle demokrasimiz çocukluk hastalıklarından bir anlamda olgunluk dönemine geçmiş oldu. Darbelerle kapanan meclisler oldu, bunları alkışlayan partiler oldu, askerî darbelerden sonra üniformayla bu Meclise oturan vekillerle beraber olmaktan gurur duyan vekiller oldu ama ne olursa olsun hep sivil irade galip çıktı, hep millet iradesi meseleye el koyup bir anlamda Mehmet Akif Ersoy’un dediği gibi mabedimizin eline namahrem elini asla değdirmedi. Demokrasimiz düştü kalktı ama geldiğimiz yerlerde büyük işleri hep beraber yaşadık. 15 Temmuz akşamı üniforma giymiş teröristler maalesef ülkemize büyük bedeller ödettiler. Parlamento tarihine bu Meclis, bu vekiller adını altın harflerle yazdırdılar. 26 gün boyunca milletimiz meydanlarda âdeta demokrasi tarihi yazdı. Cumhurbaşkanımızın dirayetli duruşu bütün milletimize aşk verdi, umut verdi. Lider milletine, millet liderine güvendi ve tarihî döneme hep beraber şahitlik ettik" ifadelerini kullandı.


Turan, şunları kaydetti:


"Bakınız, bu kadar yönetilmeyen bir Türkiye olsaydı -dediklerinize inanan yok Allah’tan ama- dedikleriniz doğru olsaydı, nasıl olurdu da yüzde 52 oy almış cumhurbaşkanı, yüzde 50 oy almış AK Parti bugüne kadar dünyanın en büyük ekonomik büyümesine sahip olabilirdi? Tarımda, sanayide, millî güvenlikte, enerjide, her alanda iddiamızı çok net ortaya koyduk. Hangi alanda olağanüstü krizimiz var? Hani bir zamanlar bir partinin genel başkanına cumhurbaşkanı bir kitapçık attıktan sonra bir gecede üç kat borçlanan Türkiye, enflasyonu bozulan, dövizi bozulan, faizleri patlayan Türkiye nerede, bu kadar uluslararası krize rağmen hâlâ istikrarını, büyümesini, yatırımını her alanda devam ettiren Türkiye nerede? O yüzden yönetilememeyi bırakın, dünyaya örnek bir yönetim tarzı hep beraber ortaya koyduk."


CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ise, OHAL şartları içinde seçime gitmenin etik olmadığını belirterek, “OHAL değil dünyanın en katı sıkı yönetimini de ilan edip seçime gitseniz akıbet kaçınılmazdır. Çok bilinen bir terim vardır; etki tepki doğurur. OHAL şartlarındaki bir seçimi etik, ahlaki bulmamakla beraber dünya milletler ailesine Türkiye için bir kara leke, bir olumsuzlama olarak da geçmesine rağmen Cumhuriyet Halk Partisi bu seçimlerden -çok şükür- birinci parti olarak çıkacaktır. Bunu bir gönül rahatlığıyla Meclisten ilan etmekten mutluluk duyuyorum. Türkiye 68 yıldır demokrasi mücadelesi veriyor, milletçe veriyoruz. 27 Mayıslar, 12 Martlar, 12 Eylüller, 28 Şubatlar, 15 Temmuzlar milletin demokrasiye olan sadakatini ve aşkını kıramadı. Hiç şüpheniz olmasın 27 Mayıs’tan, 12 Mart’tan, 12 Eylül’den, 28 Şubat’tan ve 15 Temmuz’dan daha vahim sonuçlar doğuran, demokrasimizi daha fazla tahrip eden 20 Temmuz sivil darbesi ve OHAL’le Türkiye’ye verilen zarar, demin saydığım beş darbeyle verilen zarardan fazladır” şeklinde konuştu.


HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu da şunları kaydetti:


“Kuvvetler ayrılığını ve yargı bağımsızlığını mı istiyoruz yoksa kimsenin adalete inancının kalmadığı, yargının tek elde toplandığı bir sistem mi istiyoruz? Bütün vergi muafiyetleri zenginlere tanınsın ve yoksulların, orta gelirlilerin sırtına her türlü vergi yüklensin mi istiyoruz yoksa vergi adaleti mi istiyoruz? Bir tarım ülkesi olan Türkiye’de bu bereketi artıracak, doğayla uyum içinde bize de çocuklarımıza da yetecek bir gıda ve tarım politikası mı istiyoruz, Rusya’nın, ABD’nin GDO’lu tohumunu, ithal etini mi istiyoruz? Nohudu bile başka ülkeden mi satın almak istiyoruz?”


MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, siyasetin bir bakıma gerçekleri görmek, geleceği öngörmek ve tutum alma olduğunu söyleyerek, “Önce ülkem ve milletim diyerek hareket ettiğimizi defalarca vurguluyoruz. Bugün de aynı ilkelerle 24 Haziran seçimlerinde kurulacak sandığın Türkiye’nin önünü açacağına inanıyoruz. Erken seçim kararının odağında cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini bir an önce hayata geçirmek vardır. Türkiye hedeftedir, iç ve dış güvenlik sorunları karmaşık bir hâl almakta, vatanımızı içine alan husumet çemberi daralmaktadır. Ülkemizin huzuru ve güvenliğine kastedenlere cevap vermek, ülkemizin geleceğini planlamak zorundayız, geleceğe daha güçlü adımlarla yürümek zorundayız. Türkiye’nin bekasının sarsılmak istendiği bu dönemde gündemi sürekli seçim tartışmalarıyla meşgul edemeyiz. Bu seçim ülkemizin temel konularını demokrasi içinde çözme gayretidir. Yurt içinde ve yurt dışında terörle mücadelede önemli bir dönemdeyiz. Terörle mücadele millî bir meseledir. Millî meseleler konuşulurken diğer konular tali kalır. İşte bu nedenle seçim tartışmalarıyla geçirecek 562 günümüz yoktur. 16 Nisan Anayasa referandumuyla kabul edilen cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine herhangi bir tavsama ve gecikme olmaksızın geçilmelidir. Milletimizin talep ve beklentisi de bu yöndedir” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Yerlikaya: “BTÖ’ye yönelik düzenlenen ‘Bozdoğan-30’ operasyonlarında 147 örgüt üyesi şüpheli yakalandı” İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Bölücü Terör Örgütüne (BTÖ) yönelik düzenlenen “Bozdoğan-30” operasyonlarında 147 örgüt üyesi şüphelinin yakalandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, İl Jandarma Komutanlıklarınca Adıyaman, Ağrı, Aydın, Burdur, Diyarbakır, Edirne, Erzurum, Gaziantep, Giresun, Hatay, İstanbul, Kocaeli, Kilis, Osmaniye, Rize, Siirt, Şırnak, Tekirdağ ve Van’da operasyonlar düzenlendi. Jandarma tarafından 19 ilde düzenlenen operasyonlarda şüphelilerin, sosyal medya hesapları üzerinden terör örgütü propagandası yaptıkları, terör örgütüne üye olma ve terör örgütüne yardım ve yataklık etme suçlarını işledikleri tespit edildi. Emniyet Müdürlükleri tarafından ise İstanbul, Mersin, Ankara, Antalya, Aydın, Denizli, Elazığ, İzmir, Kilis, Manisa, Mardin, Sivas, Şanlıurfa, Şırnak ve Van’da operasyonlar düzenlendi. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü, İstihbarat ve TEM Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu İstanbul merkezli Ankara ve Şanlıurfa’da düzenlenen operasyonlarda şüphelilerin, bölücü terör örgütünün “Basın Yapılanması” içerisinde faaliyet gösteren, terör örgütüyle bağlantılı ve terör örgütü lehine yayın yapan haber sitelerinde faaliyet yürüterek propaganda içerikli program ve haberler yaptıkları, sosyal medya hesapları üzerinden terör örgütü propagandası yatıkları ve terör örgütünün basın komitesi içerisinde faaliyet yürüterek, örgüte yönelik yayın yapan kanallarda muhabirlik yaptıkları tespit edildi. Emniyet ekipleri tarafından diğer illerde yapılan operasyonlarda ise şüphelilerin, nevruz etkinliklerine katılarak terör örgütünün propagandasını yaptıkları, 2022 yılı içerisinde ülkemize illegal yollardan geçtikleri tespit edilerek yakalanan terör örgütü mensuplarına ülkemize geçişleri sırasında yardım ettikleri, geçmiş dönemlerde terör örgütü içerisinde faaliyet yürüttükleri ve haklarında kesinleşmiş hapis cezası ve aranma kayıtları bulundukları tespit edildi. Operasyonlar sonucunda çok sayıda ruhsatsız tabancaya, çok sayıda av tüfeğine, plastik el bombası ve çok sayıda dijital materyal ve örgütsel dokümana el konuldu.
Bayburt Çoruh’un su seviyesi yağışlarla birlikte yükseldi etrafında çay keyifleri başladı Bayburt kent merkezinin ortasından geçen, Türkiye’nin en hızlı, dünyanın ise ikinci hızlı akan nehri unvanına sahip Çoruh Nehri’nin su seviyesi, kar sularının erimesiyle ve bahar yağışlarının bol olmasıyla birlikte yeniden yükseldi. Kışın donan, bu aylarda ise kar sularıyla beslenerek artan debisiyle güzel görüntüler oluşturan Çoruh’a karşı Bayburtluların çay keyfi başladı. Havaların ısınmasıyla beraber nehir kenarında bulunan çay evlerini dolduran Bayburtlu vatandaşlar Çoruh’a karşı çay içerek, dondurma yiyerek keyifli vakit geçiriyorlar. Bahar aylarında su seviyesi bir hayli artan, yaz aylarında suyu çekilen nehir kenarında vatandaşlar hem yürüyüş yapıyorlar, hem de dalga sesleri eşliğinde çay içerek sohbet ediyorlar. Dalga sesleriyle huzur bulan Bayburtlular, nehrin önceki yıllarda taştığını şimdilerde ise su seviyesinin yeterli olduğunu belirttiler. Çoruh’a karşı arkadaşlarıyla birlikte çay içmeye gelen Kemalettin Demir isimli vatandaş, havaların biraz daha ısınmasıyla nehrin suyunun giderek yükseleceğini, debisinin artacağını belirterek, "Çoruh’un suyunun daha yüksek olduğu zamanlarda, su köprünün alt kısmına vururdu. Su köprüden taşardı, çarşı sele uğrardı. Şu an su seviyesi normal aşırı değil ancak kurumuş da değil. Yağmur sularıyla nehir beslendi, havalar biraz daha ısındıkça su seviyesi daha da çoğalır. Çoruh’a karşı çay içmeyi çok seviyorum. Benim işim çay içmek. Çoruh’un kenarı, temiz hava, suyun sesi bundan iyisi mi var? Çoruh’a karşı çay içmek sevdiğim bir aktivite, ben seviyorum. Nehir boyunca siz de insanları görürsünüz herkes Çoruh kenarında, genellikle Çoruh’a karşı oturuyorlar" dedi. Temiz havada rıhtımda çay keyfi yapan Orhan Çınar isimli Bayburtlu, "Dağdaki karların erimesinden dolayı, Nisan yağmurlarının yüksek yerlere yağmasından dolayı nehrimizin suları yükseldi. Biz de rıhtımda çay keyfi yapıyoruz. Çoruh kenarında hava almak, çay içip sohbet etmek benim için büyük bir zevk" diyerek konuştu. Bahar yağmurları ve kar sularıyla Çoruh’un debisinin arttığını belirten Adem Aka, "Yağan yağmurlar, kar sularının nehire karışması sonucu Çoruh’umuzun su seviyesi bayağı bir arttı. Önceki yıllarda suyun köprünün üzerinden taştığı zamanları da hatırlıyorum. Bu sene su seviyesi yüksek ama taşkına neden olmaz. Şu an Çoruh’un bu durumu ideal, su seviyesi bir hayli yüksek" ifadelerini kullandı. Su seviyesinin bir ay daha yükseleceğini tahmin eden Fatih Demirer isimli vatandaş ise, "Eriyen karlarla, yağmur sularıyla beraber kaynaklar çoğaldı, Çoruh Nehri’nin debisi yükseldi. Eskiden bu köprünün üzerinden suların taşarak taşkına neden olduğunu bizler iyi biliyoruz, hatırlıyoruz. Bu yükseliş hemen hemen bir ay daha devam eder. Mayıs ayından sonra sulama sezonu başlayınca biraz daha su seviyesi düşer. Bundan sonra yağışlarla beraber sel baskınları da olabilir" şeklinde konuştu.
Erzincan Annesini ayı yiyen ve ölmekten gazeteci tarafından kurtarılan keçi yavrusu büyüdü Erzincan’da yaklaşık 1 ay önce annesini ayı yiyen ve ölmekten gazetecinin sayesinde kurtulan oğlak büyüdü. Kendisini ziyarete giden gazeteciyle adeta hasret giderdi. Erzincan’ın Çağlayan beldesinden Munzur Dağlarına trekking yapmak için yaklaşık 2 bin metre rakıma çıkan Murat Aydemir ve beraberindeki arkadaşı doğadan gelen inleme sesi üzerine irkildi. Bir süre etrafa bakınan Aydemir, yarısı yenmiş kalan kısmı da toprağa gömülen keçiyi ve kış uykusundan uyanan ayının ayak izlerini gördü. Ayı tarafından öldürülen keçinin yanına giden Aydemir ve arkadaşı çalılıkların dibinden bir ses duymaları üzerine baktıklarında kısa bir süre önce dünyaya gelen keçi yavrusunu fark ettiler. Murat Aydemir, bitkin ve ölmek üzere olan keçi yavrusuna, şeffaf eldivenin parmak kısmını biberon gibi kullanıp içerisine ılık su ve şeker katıp süt niyetine içirdi. Bir süre sonra karnı doyan yavru keçi kendini toparladı. Sırt çantasına yavru keçiyi koyarak köye dönen Aydemir, keçinin sahibi olan Çağlayan Beldesinden Abdullah Anlar’a ulaştı. Munzur Dağından köye yaklaşık 2 saatlik yolu gazetecinin sırt çantası içerisinde gelen yavru keçi, kanguru yavruları misali çantayı barınağı gibi sahiplendi. Şirinliğiyle mutluluk kaynağı olan yavru keçi, dışarı çıkarıldığında dönüp dolanıp çantanın yanından ayrılmak istemedi. “O oğlak büyüdü” Murat Aydemir aradan geçen yaklaşık 1 ay sonra oğlağı görmek için Abdullah Anlar’ın ağılına gitti. Diğer oğlaklarla birlikte gayet sağlıklı görünen keçi yavrusu, hayatını kurtaran insana adeta vefa gösterisinde bulundu. Aydemir ile hasret gideren oğlak tebessüm ettirdi.