SAĞLIK - 02 Kasım 2019 Cumartesi 13:06

Sağlık İletişimcisi Sevinç Baran, “Muayene, tanıda ve tedavide de baş aktör hekimdir”

A
A
A
Sağlık İletişimcisi Sevinç Baran, “Muayene, tanıda ve tedavide de baş aktör hekimdir”

Medikal turizm gelişim stratejisinde doğru adımlar atılması ve Türkiye Cumhuriyeti’nin sağlık turizmden hak ettiği payı alması için görüşlerini paylaşan Deneyimli Sağlık İletişimcisi Sevinç Baran, isabetli yaklaşımlar ve politikalar geliştirilmesi gerektiğini söyledi.

Medikal turizm gelişim stratejisinde doğru adımlar atılması ve Türkiye Cumhuriyeti’nin sağlık turizmden hak ettiği payı alması için görüşlerini paylaşan Deneyimli Sağlık İletişimcisi Sevinç Baran, isabetli yaklaşımlar ve politikalar geliştirilmesi gerektiğini söyledi.


Deneyimli Sağlık İletişimcisi Sevinç Baran, Sağlık Turizmi ve Medikal Turizm hakkında açıklamalar yaparak uyarılarda bulundu. Sağlık turizminin oldukça geniş bir alanı ifade ettiğini belirten Sağlık İletişimcisi Sevinç Baran, bu kavramın alt başlıkları da; termal turizm, medikal turizmi gibi birçok bileşen olduğunu belirtti. Medikal turizmin sağlık hizmetlerinin turizm ekonomisinde reel kazanımlara dönmesi anlamına geldiğini söyleyen Baran, “Ülkemizde kavramların anlam ve kapsamlarının oturmaması sebebiyle plan ve projeler hep kısır kalıyor” ifadelerini kullandı.


Türkiye’nin Medikal Turizm’de hak ettiği payı alamadığını belirten Baran, bu durumun sebebini de özetledi. Baran, “Bizim hatamız sağlık hizmetlerinde geri kalmamız değil, isabetli yaklaşımlar ve politikalar geliştiremememizdir. Medikal Turizm denince, hemen herkesin aklında oluşan bir tablo var. Ülke dışında bir yerlerde hastalar var ve turizm şirketleri, sağlık kuruluşları ve tedarikçiler bu hastaları yakalayıp getirecek ve hastanelerde tedavi ettirecekler. Yani işin merkezinde hastaneler ve sağlık kuruluşları var. Bu sebeple hep hastane reklamları ve prezantasyon çalışmaları ile yola çıkılıyor. Oysa reelde durum böyle değildir. İnsanlar tedavi ihtiyacı hissettiklerinde öncelikle hastalıklarının ne olduğunun anlaşılmasını isterler akabinde bu hastalık için en iyi hekim kim onu ararlar ve son olarak da bu hastalığın tedavisinin hangi sağlık kuruluşunda yapılacağına bakarlar. Yani tedavi ihtiyacı durumunda ilk aranacak olan hekimdir. Muayene ve tanıda da tedavide de baş aktör hekimdir. Bizdeki hatalı öngörü sebebiyle hekimler mevcut tasarıda ön planda değil tam aksine ikinci plandadır. Hasta, hastane değil doktor arar prensibi kavranır ve gerek bürokratik açıdan gerekse Medikal Turizm çalışan ekipler açısından buna göre düzenleme yapılırsa ciddi atılımların yapılacağını görürüz “ dedi.


Uzun yıllardır sağlık haberleri ile ilgilendiğini ve Sağlık Turizmini bilhassa önemsediğini vurgulayan Baran, reklam ve tanıtım noktasında doğru tercihlerle hareket edilmediğini aktardı. Baran, “Doğru hekimi bulan hasta bu kez sağlık kuruluşunu mercek altına alacaktır.’ Acaba tedavimin yapılacağı sağlık kuruluşu, güvenilir mi?’ Güvenilirlik noktasında en önemli parametrelerden biri, akademik nosyondur. Diğer bir husus ise bu işi ne kadar süredir yaptığıdır. Yine güvenilirlik açısından kurumun özellikle dijital medyada ki aksine bakar. ‘Daha önce benim hastalığım hakkında tedavi yapmışlar mı?’ , ‘Tedavi olan hastaların bu konudaki memnuniyetleri nedir?’ bunu görmek isterler. Bunun içinde kurum ve kuruluşların bu konuda gerçek hasta ve başarı öykülerine yer vermesi, tabii ki hastalardan izin alarak ve kimlik ifşası yapmadan yasal sınırlara dikkat edilerek gerçek resimler kullanması, hasta deneyimlerinin paylaşılması önemlidir. Bu paylaşımları yine bilimsel formatta görmek isterler. Yine güvenilirlik noktasında sosyal sorumluluk adına yapmış oldukları çalışmalarda kurumsal güvenilirliği sağlayan bileşenlerdir. Mesela organ bağış haftasında yapılan bir etkinlik veya emzirme hakkında yapılmış eğitim etkinliği gibi etkinlikler kurumlara pozitif katkı sağlar. Bunlar kurumsal web sitesinde muhakkak yer almalıdır. Web siteleri biri İngilizce olmak üzere birkaç dil olarak planlanmalıdır. Sosyal medya ise ne yazık ki etkin olarak kullanılamıyor. Direkt reklam yapmanın da yasak olduğu göz önüne alınacak olursa, sosyal medyada özellikle başarı hikâyelerinden bahsederek, bir takım sosyal içermelerle beraber kurumdan söz ettirmek isabetli yaklaşım olacaktır. Sosyal medya yönetimi açısından bu konuda ehil isimlerden danışmanlık hizmeti alınması çok ciddi katkılar sağlayacaktır. Yine aynı şekilde sağlık kurumlarının kendilerini ön plana çıkaracak işleri duyurmaları da oldukça önemlidir. Mesela bir hastalık için çok merkezde yapılmayan bir tedavi metodu ile tedavi ediyorsanız ve bu yöntem daha az invaziv bir yöntemse sizi ön plana çıkarır. Buradan hareketle başarı hikâyelerini yayımlamak ciddi pozitif katkı sağlayacaktır” şeklinde konuştu.


Her sektörde olduğu gibi Sağlık Turizminde de söylemlerin oldukça önemli olduğuna vurgu yapan Baran, “Bir başka hatamız ise ucuz sağlık hizmeti söylemini çok ön plana çıkarmamız. İnsanlar sağlık hizmeti alacaklarsa ucuzluğa bakmazlar. İlk önce güvenmek isterler. Önce hekim isterler, sonra güvenilir bir kurum isterler. Siz ucuz diye piyasaya çıkarsanız zaten bir sıfır mağlup başlamış olursunuz. Yaptığınız işin kalitesi ön planda olmalı fiyatı değil” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Ümraniye Keyap Camii yenileme ve düzenleme çalışmaları tamamlandı Ümraniye’de Keyap Camii düzenlemesi ve yenileme çalışmaları tamamlandı. Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım, "İmanı ne kadar iyi aşılayıp dini bütün bir nesil yetiştirirsek önümüz o kadar açık olur" dedi. Ümraniye Yukarı Dudullu Mahallesi’nde bulunan Keyap Camii’nde yapımı devam eden düzenleme ve yenileme çalışmaları tamamlandı. Ümraniye Belediye Başkanlığı ve Ümraniye Müftülüğü iş birliğiyle tamamlanan cami, vatandaşların hizmetine açıldı. Açılışta konuşan Başkan İsmet Yıldırım, vatandaşların dini ve manevi ihtiyaçlarının karşılanması noktasında yeni camiler açılmasının önemine değindi. "Cami hizmetlerimiz herkesin gayretleriyle çok iyi şekilde devam ediyor" Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım, şunları söyledi: "Biliyorsunuz burası biraz yardıma muhtaç bir haldeydi. Önceden İSKİ problemi vardı, devamlı su basıyordu. Çevresi de böyle güzel değildi, sağ olsun mermerleri yapıldı. Biz de diğer peyzaj işlerini tamamladık, el birliğiyle yaptık. Burada 4 bin kişi çalışıyor ve sadece Keyap’ta çalışanlar değil etrafta çalışan bütün kardeşlerimiz buradan istifade ediyorlar. Çok şükür cami hizmetlerimiz kaymakamımızın başkanlığında, müftümüzün ve hocalarımızın gayretiyle çok iyi şekilde devam ediyor. Ben geldikten sonra herhalde 20’ye yakın cami inşa ettik. Geçen hafta kaymakamlık ve müftülüğümüzle birlikte bir hayırseverimiz tarafından çok güzel bir Kur’an Kursu da yapıldı. Bir taraftan gençlik merkezleri, bir taraftan Kur’an Kursları, bir taraftan da camide öğretilerin devam etmesiyle insanların dini ve manevi ihtiyaçlarının karşılanmasına gayret ediliyor. Türkiye nerelerden nerelere geldi, biliyorsunuz bir dönem her şey yasaktı; dini bütün ögeler yasaktı. ’Efendi’ demek yasaktı. Türkiye oralardan bu günlere geldi. Şimdi çok şükür Taksim Camii’ni sayın Cumhurbaşkanımız inşa etti, 250 yıllık bir hasretti. Sonra Ayasofya tekrar açıldı, yine Cumhurbaşkanımıza nasip oldu. Dini hizmetlere ne kadar çok gayret edilirse, bilhassa 4-6 yaş çocukların en iyi öğreneceği yaşlar. Allah’ını, kitabını, peygamberini ve dinini ne kadar güzel öğretebilirsek önümüz açık; yoksa karanlık. O nedenle imanı ne kadar iyi aşılayıp dini bütün bir nesil yetiştirirsek önümüz o kadar açık olur." Kurdele kesim töreni ve dua edilmesinin ardından cami vatandaşların hizmetine açıldı.
Bolu Bolu’da İhlas Mağazası açıldı Türkiye genelinde mağazalaşma atağını sürdüren İhlas Pazarlama, Bolu’daki mağazasını Aktaş Mahallesi’nde düzenlenen törenle hizmete açtı. Bolu’da uzun yıllardır mağazası bulunmayan İhlas Pazarlama, kentin en işlek noktalarından biri olan Aktaş Mahallesi’nde yeni şubesini vatandaşların hizmetine sundu. Düzenlenen açılış törenine Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Rasim Özdemir, İhlas Pazarlama Bolu Bayi Müdürü Tarık Gülcan ve çok sayıda davetli katıldı. "Türkiye genelinde 304 mağazaya ulaştık" Törende konuşan Bayi Müdürü Tarık Gülcan, şirketin mağazacılık alanındaki büyümesine dikkat çekerek, "İhlas Pazarlama mağazacılık olarak Türkiye genelinde son zamanlarda çok büyük bir başarı yakaladık. Türkiye genelinde 304 mağazaya ulaştık. Bolu’yu da bu mağazalardan bir tanesiyle kavuşturuyoruz. Hayırlı, uğurlu olsun" dedi. "Bolu’da da 47 kişiye istihdam oluşturuyor" Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Rasim Özdemir ise İhlas Holding’in köklü bir marka olduğuna vurgulayarak, mağazanın şehre katkısına değindi. Özdemir, "Mutlaka evimize giren pazarlama şirketlerinden bir tanesi. Geldiğimde ’Diğer mağaza nerede?’ diye sordum. ’İlk defa açıyoruz’ dediler. Mağaza açma konusunda biraz geç kalınmış ancak İhlas Pazarlama’nın burada devam eden faaliyetlerini görüyoruz. İhlas Holding zaten iyi bir marka. Bolu’da da 47 kişiye istihdam oluşturuyor" dedi.
Sakarya Bakan Kacır: "Türkiye teknoloji girişimciliğinde Avrupa’nın parlayan yıldızı olarak tarif ediliyor" Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "23 yıl önce piyade tüfeğini yurt dışından temin eden bir ülkeydik, savunma ürünlerinde yüzde 80 dışa bağımlıydık. Bugün, kendi İHA’mızı, mühimmatını, uçaklarını, helikopterlerini, uydularını, radarlarını, elektronik harp sistemlerini geliştiren, üreten ve artık rekabetçi şekilde dünyaya ihraç edebilen bir ülkeyiz. Fikirden ürüne, üründen pazara uzanan yolculukta her aşamada Türkiye teknoloji girişimciliğinde Avrupa’nın parlayan yıldızı olarak tarif ediliyor" dedi. Sakarya Teknokent Ar-Ge Binası, Füzyon Girişim Ofisi ve Milli Teknoloji Atölyesi açılışı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın katılımıyla gerçekleşti. Açılışta konuşan Bakan Kacır, "Teknolojide tam bağımsız Türkiye tasavvurumuzu gerçeğe dönüştürme yolunda hayata geçirdiğimiz tüm bu projelerin Sakarya’mıza, üniversitelerimize, gençlerimize, ülkemize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Küresel ölçekte değişimin hız kazandığı, bilginin stratejik bir güç halinde geldiği bir çağdayız. Bu dönemde ülkelerin refah düzeyini ve rekabet gücünü bilimsel bilgi üretme kabiliyetiyle teknolojideki yenilikleri ekonomik değere dönüştürme düzeyi belirliyor. Özellikle yenilikçi teknolojilerde söz sahibi ülkeler sadece bugünün değil yarının dünyasını da şekillendiriyor. Pek çok ülkenin belirsizlikler sarmalında bocaladığı ve geleceğe dair vizyon ortaya koymakta zorlandığı bu süreçte bizler yaşanan değişimi tehdit olarak değil bilakis Türkiye adına tarihi bir fırsat olarak görüyoruz. Bu anlayışla bilimi ve teknolojiyi kalkınma yolculuğumuzun pusulası atlettik. Son 23 yılda dev bir Ar-ge ve inavasyon alt yapısı inşa ettik. Bugün özel sektörümüz bünyesinde bin 700’ü aşkın Ar-Ge ve tasarım merkezinde görev yapan nitelikli mühendislerimiz ve teknisyenlerimiz, yüksek katma değerli üretimi mümkün kılan yenilikçi çözümler geliştiriyor" dedi. "Ar-Ge harcamalarımızın milli gelirimizdeki payını binde 5’ten yüzde 1,46’ya çıkardık" Bakan Kacır, "113 Teknoparkımızda 12 binden fazla firmamız inavasyon odaklı çalışıyor. Bilim insanlarımız, araştırmacılarımız özel sektörümüze sunduğumuz destekler neticesinde Ar-Ge harcamalarımızın milli gelirimizdeki payını binde 5’ten yüzde 1,46’ya çıkardık. 2002’de 29 bin olan tam zaman eş değer Ar-Ge personel sayımız şimdi 310 bini aştı. İnşa ettiğimiz güçlü Ar-Ge alt yapısı milli teknoloji hamlesinin vizyon projelerinin fikirden hakikate dönüştüğü biz zemini sundu. 23 yıl önce piyade tüfeğini yurt dışından temin eden bir ülkeydik, savunma ürünlerinde yüzde 80 dışa bağımlıydık. Bugün, kendi İHA’mızı, mühimmatını, uçaklarını, helikopterlerini, uydularını, radarlarını, elektronik harp sistemlerini geliştiren, üreten ve artık rekabetçi şekilde dünyaya ihraç edebilen bir ülkeyiz. İnsansız hava aracı üretiminde dünyada lideriz. Türkiye’nin otomobili Togg ile elektrikli ve akıllı araç devrimini ve otomotiv sektöründe yaşanan eşzamanlı dönüşümleri ülkemiz adına fırsata çevirme iddiamızı ortaya koyduk. Teknoloji üretiminde ve geliştirmede yakaladığımız bu ivmeyi farklı sektörlere taşıyarak üniversitelerimizle sanayi arasındaki iş birliğini daha da güçlendirerek Türkiye yüzyılında teknolojide tam bağımsız Türkiye hedefimizi adım adım gerçeğe dönüştüreceğiz" diye konuştu. "Teknoloji girişimciliğini bu vizyonu hayata geçirecek itici güç addediyoruz" Bakan Kacır, "Teknoloji girişimciliğini bu vizyonu hayata geçirecek itici güç addediyoruz. Bu doğrultuda ülkemizde teknolojik girişimlerin yeşermesini ve ölçeklenmesini mümkün kılacak zemini çok boyutlu adımlarla inşa etti. Hayata geçirdiğimiz fonların fonu ve eş finansman mekanizmalarıyla 4,6 milyar liralık kamu kaynağını doğrudan girişimlerimize yönlendirdik. Bu etkiyle 120 milyar liralık özel sektör yatırımını harekete geçirdik. Erken aşama girişimlerine finansman sağlayan BİGG programımızla 2 bin 500’den fazla teknoloji girişiminin hayata geçmesini sağladık. 2018’den bu yana düzenlediğimiz Teknofestlerle gençlerimizi girişimcilik yolculuğuna dahil ettik. Fikirden ürüne, üründen pazara uzanan yolculukta her aşamada Türkiye teknoloji girişimciliğinde Avrupa’nın parlayan yıldızı olarak tarif ediliyor" şeklinde konuştu. "Her yaştan çocuğumuzu ve gencimizi bilimin büyülü dünyasıyla buluşturacağız" 81 ilde milli teknoloji atölyelerinin kurulacağını aktaran Bakan Kacır, "Bugün oyundan e-ticarete, yapay zekadan finans teknolojilerine geniş bir yelpazedeki girişimlerimiz iftihar vesilemizdir. Bu başarı ivmesini katlanarak 2030 yılına kadar ülkemizden 100 bin teknolojik girişiminin doğmasını ve milyar dolar değeri aşan unicornların bizim değimimizle Turkornların toplam kıymetinin 100 milyar doları aşmasını hedefliyoruz. Bu cennet vatanın her köşesindeki gençlerimizin teknoloji geliştirme ve dünyayı değiştirme iddiası taşıyabilmesini sağlayacak bir alt yapıyı kurmayı temel önceliğimiz olarak görüyoruz. Sakarya gerek sahip olduğu dev sanayi alt yapısı ve lojistik gücü, gerekse küresel finans ve teknoloji merkezi İstanbul’a yakınlığıyla girişimciler için önemli bir marka değerine sahip. 2010’da faaliyete geçen ve bünyesinde 130’dan fazla firmanın çalışmalarını sürdürdüğü Sakarya Teknokent, şehrimizde teknoloji girişimciliğinin nabzının attığı, üretim ile aklın buluştuğu milli teknoloji hamlemizin örnek projelerinin hayata geçirildiği ekosistemi inşa ediyor. Girişimcilerin yoğun ilgi gösterdiği Teknokentin yatırımcı talebine cevap verebilmesi adına ilave olarak 6 bin 500 metrekare kapalı alan barındıran 39 bin metrekare bir alanı ilan ettik. Bugünde bakanlığımızın 113 milyon lira ile hayata geçen yeni Ar-ge binasının açılışındayız. Teknokentimizde 3 bin 700 metrekare kapalı alanıyla girişimcilerimize çalışma alanı sunuyoruz. Aynı zamanda bina içinde faaliyet gösterecek füzyon girişim ofisiyle kuluçka ve kuluçka öncesi aşamadaki girişimcilerimize destek seti sunuyoruz. Üniversitelerimiz ve bilim merkezlerimiz bünyesinde kurduğumuz milli teknoloji atölyeleriyle ülkemizin yarınlarını inşa edecek gençlerimizi ileri teknoloji ekipmanları ve modern alt yapıyla buluşturuyoruz. Önümüzdeki yılsonuna kadar 81 ilimizde 100 milli teknoloji atölyesini tamamlamak üzere bir seferberlik ruhuyla çalışıyoruz. İki üniversitemizin de öğrencileri bu atölyede çalışacak. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak ülkemizin nitelikli insan kaynağını büyüten, yetkinliğini derinleştiren politikaları sürdüreceğiz. Her yaştan çocuğumuzu ve gencimizi bilimin büyülü dünyasıyla buluşturacağız. 60 milyon lira destek sağlayacağımız ve bünyesinde atölyeler, sergiler barındıracak olan modern tesis ile gençlerimizin merak ve keşfetme duygusunu ateşleyen bilim üssünü şehrimize kazandıracağız" ifadelerini kullandı.