EĞİTİM - 13 Ocak 2020 Pazartesi 17:01

Milli Eğitim Bakanı Selçuk: “Lütfen öz geçmişinizle çok fazla ilgilenmeyin”

A
A
A
Milli Eğitim Bakanı Selçuk: “Lütfen öz geçmişinizle çok fazla ilgilenmeyin”

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “Lütfen öz geçmişinizle çok fazla ilgilenmeyin.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “Lütfen öz geçmişinizle çok fazla ilgilenmeyin. Sevgili öğrenciler bence, öz gelecek yazın kendinize ve yazdığınız öz geleceğin neresindesiniz, dünya neresinde, dünyanın hangi ülkesinde ne yapabilirsiniz, iddianız ne, bunu muhakkak sorgulayın. Eğer bu sorgunuz söz konusu olursa, bu ülkeye olan borcunuzu ödemiş olursunuz” dedi.


Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (TOBB ETÜ) Teknoloji Merkezi’nde; Southeastern Manufacturing Technolojies (SIMT) ve Exploristan ortaklığında kurulan EBULIZ Sanal ve Artırılmış Gerçeklik Mükemmeliyet Merkezi açılışını gerçekleştirdi.


Bakan Selçuk, genelde vakit darlığından dolayı bu tür faaliyetlere katılamadığını dile getirerek, faaliyetin ismini ve içeriğini duyduğu anda katılma kararı aldığını açıkladı. Selçuk, sanal gerçeklik ya da arttırılmış gerçeklik, yapay zeka, makine öğrenmesi gibi kavramların günümüzde sıradanlaştığına değinerek MEB’in konu üzerinde önemli çalışmalar yaptığını belirtti. Halihazırda ilkokul, ortaokul seviyelerinde eğitim gören öğrencilerin üniversiteyi bitirdiklerinde karşılarına çıkacak sorunlarla mücadele etmesi için ilgili donanımlarla eğitildiğine dikkat çeken Selçuk, “Yeni çağ, biyolojik olanın, fiziksel olanın ve dijital olanın, yazılımsal olanın aynı bedende bedenleneceğini bir çağ olarak karşımıza çıkacak. Yani insan beynine yazılım yüklenmesinin konuşulacağı, insanların damarlarında yüzlerce nano robotun dolaşacağı, fiziksel, biyolojik ve yazılımsal olanın birlikte seyahat edeceği bir çağdan söz ediyoruz. Bu yaşa gelmiş olan bugünkü ilkokul çocukları bize bir soru soracak; ‘Siz bizi neye hazırladınız’, eğer biz bunları bugün görebiliyorsak onları buna hazır hale getirmekle ilgili bir mükellefiyetimiz de var demektir. Bu anlamda MEB, ilkokul, ortaokul ya da liselerde özellikle de meslek liselerinde özenli bir çalışmanın içerisinde. Meslek Liseleri ve genel olarak eğitim ile ekonomi arasındaki ilişkinin çok ciddi bir biçimde farkındayız. Ekonomi, eğitim ve demokrasi üçlemesinin bir ülkenin var oluşuyla doğrudan doğruya ilgisi olduğunun farkındayız. Eğer bir ülke orta gelir tuzağındaysa, yani milli geliri 10 bin doları aşamıyorsa, aslında o ülkede orta eğitim tuzağı vardır. Yani eğitimi orta olursa, ekonomisi de orta olur bir ülkenin” ifadelerini kullandı.


Meslek Liseleri için yeni bir dönemin başladığına dikkat çeken Selçuk, yeni dönemde mazeretleri ve şikayetleri bir kenara bırakıp, çözümler üzerine konuşulması gerektiğini söyledi. Meslek liseleri için yeni çıkan yasa hakkında da açıklamalarda bulunan Selçuk, “Bu yeni dönem artık mazeretleri bir kenara bırakıp şikayetleri bir kenara bırakıp, çözümler üzerinde konuşma dönemi. Erkek çocuklarımızın meslek liselerine yönelmesini engelleyen, askerlik sorunu ile ilgili yasayı çıkarmış olmak. Meslek liselerindeki üretimi engelleyen yüzde 15 hazine kesintisini yüzde 1’e indirmek. Mesleki Eğitim Merkezlerindeki çocukların ayrıca lise okuması gerekiyor denilerek, çıraklığın bir şekilde sıkıntıya girmesine neden olan durumu, meslek eğitim merkezine devam eden çocuk zaten lise mezunu sayılacaktır hükmünü getirmek. Bir şekilde Türkiye’nin ithalat çözümlemesini yapıp bu çözümlemeye uygun olarak ASELSAN’ın içerisine Savunma Sanayii Teknolojileriyle lise kurmak ve bu lisenin bir şekilde Ankara’nın, Türkiye’nin en yüksek puanla alan okulları kadar puan alan çocukları tarafından tercih edilmesi” şeklinde konuştu.


TOBB’la birlikte tüm sorunları kahve içme süresinde hallettiklerini vurgulayan Selçuk, “TOBB’la beraber de bu bakış açısını son derece işlevsel bir şekilde yürütüyoruz, kahve içerken bütün problemlerinizi çözüyoruz. Dolayısıyla 30 yıl beklemeye gerek yok. TOBB’la aynı masadayken biz sorunları kahve içme süresinde çözme imkanına sahibiz” diye konuştu.


MEB olarak bir gelecek tasarımı ve tasavvuru içerisinde olduklarını ifade eden Selçuk, “Kaynaklarımız kıt olabilir, imkanlarımız az olabilir vs. ama Türkiye artık belirli kısıtları aştı ve alt yapısı ile ilgili fiziksel alt yapısı, dijital altyapısı, insan kaynakları alt yapısı ile ilgili çok temel sorunlarını çok büyük ölçüde halletti. Şimdi artık konuştuğumuz şeyin kalite olması lazım. Artık konuştuğumuz şeyin dünyanın gittiği yeri konuşmak olması lazım. Eğer Türkiye’nin 100 milyonu varsa ve bir okul yapılacaksa bu okulu nereye yapmalıyı, coğrafi bilgi sistemindeki karar destek istememiz veriyor artık. Türkiye’nin çok uzun yıllardır belki 60 senedir, 80 senedir bütün büyük ülkelerin yaptığı ‘Derlem’ söz varlığı dediğimiz projesini de inşallah bu yılın sonuna doğru hayata geçirmiş olacağız. Bunu da çok önemsiyoruz çünkü biz sistemimizde dil üzerine kuruyoruz” dedi.


Kendisini dinlemeye gelen üniversite öğrencilerine de öğütler veren Selçuk, öz geçmiş oluşturmanın faydasız olduğunu, ‘öz gelecek’ oluşturulması gerektiğini anlattı. Öğrencilere Türkiye Cumhuriyeti’ne borçlarını nasıl ödeyecekleri konusunda da yol gösteren Selçuk, “Ben bu tür çalışmaları bir müjde olarak görüyorum ve bu tür çalışmaların önünü açan bilim insanlarını da çok büyük fedakarlıklar yapan kişiler olarak değerlendiriyorum. Öğrenci arkadaşlarıma kişisel tavsiyem şu diploma artık herkeste var. Sizi farklı kılan şey derslerinizde yaptığınız değildir, ders dışında ne yaptığınızda siz, siz olacaksınız. Dolayısıyla derslerin dışında ne yaptığınıza dair bir gündem oluşturan, bir güncel bir seyir defteri çıkartın. O zaman kendi resminizi göreceksiniz. Lütfen öz geçmişinizle çok fazla ilgilenmeyin. Sevgili öğrenciler bence, öz gelecek yazın kendinize ve yazdığınız öz geleceğin neresindesiniz, dünya neresinde, dünyanın hangi ülkesinde ne yapabilirsiniz, iddianız ne, bunu muhakkak sorgulayın. Eğer bu sorgunuz söz konusu olursa, bu ülkeye olan borcunuzu ödemiş olursunuz. Biz hiçbirimiz bir şekilde fedakarlık yapmıyoruz. Biz bu ülkenin bize verdiklerine borç olarak ödemeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.


TOBB Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Faik Yavuz, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun rahatsızlığından ötürü programa katılamadığını belirterek, “Bugün açacağımız Ebuliz Sanal ve Artırılmış Gerçeklik Mükemmeliyet Merkezi de, bu anlamda Türkiye’nin geleceğinde çok önemli rol oynayacak. Özellikle eğitim alanında ülkemizde yepyeni imkanlar sunacak. Geleceğin eğitim programları burada tasarlanacak. Gelecek nesillerin teknolojiyi daha verimli kullanmaları için artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik ve karma gerçeklik üzerine yazılımlar geliştirilecek. Her yaş gurubuna ve farklı disiplinlere uygun eğitim içerikleri hazırlanacak. Teknik ve pratik uygulama gerektiren eğitimler için güvenli deneyim alanları tasarlanacak.İnşallah kısa sürede liselerde, mesleki ve teknik eğitimle, ön lisans ve lisans programlarında, burada ürettiğimiz yazılım ve programlar kullanılacak. Yani meslek lisesindeki bir öğrenci motorun parçalarını, nasıl çalıştığını, nasıl sökülüp takıldığını gerçek motorun yanındaymış gibi, bu sistemle öğrenebilecek. Yeni tasarımların nasıl yapıldığını görebilecek. Eğitim programlarının yanı sıra Medikal ve Sağlık, Ulaşım, Üretim, Savunma ve Uzay Teknolojileri, Coğrafi Bilgi Sistemleri gibi alanlarda yerel yazılımlar üretilecek. Ve tüm bu içerikler Türkçe olacak. Böylece dünyada, sanal ve artırılmış gerçeklikle ilgili, kendi anadilinde içerik üreten, 5’inci ülke olacağız. Ebuliz Sanal ve Artırılmış Gerçeklik Mükemmeliyet Merkezi’nin ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum” diye konuştu.


Konuşmaların ardından EBULİZ Sanal ve Artırılmış Gerçeklik Mükemmeliyet Merkezi’nin açılışını gerçekleştiren Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, AR ve VR karma gerçeklik teknolojisi ile araba motorunun 3 boyutlu olarak sökülüp takılma simülasyonu ve robot kolun 3 boyutlu olarak parçalara ayrılması ve yeniden takılmasının simülasyonunu kullandı.


TOBB Mütevelli Heyeti Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu rahatsızlığından dolayı açılış törenine katılamadı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AJet’in Ankara-Erzincan seferi yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara’ya geri döndü AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara Esenboğa Havalimanına geri döndü. Edinilen bilgilere göre AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan Boeing 737 tipi uçakta bomba ihbarı yapıldı. Ankara Esenboğa Havalimanından saat 23.55’te kalkan uçak, ihbar nedeniyle yaklaşık 40 dakika sonra Ankara Esenboğa Havalimanına döndü. Yolcuları tahliye edilerek güvenli bölgeye alınan uçakta güvenlik güçleri tarafından arama yapıldı. Yarım saat süren incelemenin ardından ihbarın asılsız olduğu öğrenildi. Uçakta bulunan yolculardan Murat Bozdelen ise o anları, “AJet firmasından Erzincan için biletimizi aldık. Saat 23.55’te bindik. Biz 40 dakikada indiğimizi sandık. Bize bilgilendirme yapılmadı. İndikten sonra sadece, kadınlar ve çocuklar çıksın, dediler. Biz de internete girip öğrendik ki bomba ihbarı varmış. Sonra buraya geldik, mağdur olduk. Bana kalsa ben biletin parasını isterim ama öyle bir şey yapmıyorlar. 7 gün bekletiyorlarmış” şeklinde anlattı. Uçakta bulunan başka bir yolcu Ayhan Akkaya ise “Saat 12’ye beş kala bindik. Uçak Ankara’ya geri indi. Bize hiçbir şey söylenmedi. 2 saat uçağın içerisinde bekledik. Yetkililerden cevap alamadık. Biz neden beklediğimizi sorduk. Pilot bey bilgi verecek, dediler ama bilgi veren olmadı. Güvenlik güçleri silahları ile gelince biz tedirgin olduk zaten. İlk önce bayanları aldılar. Sonra bizi aldılar. Buraya getirdiler bizi ama burada da yetkili bulamıyoruz” dedi.
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.