POLİTİKA - 13 Şubat 2020 Perşembe 13:43

TOBB’da ‘Girişimcilik, Mentorluk ve Staj İş Birliği Protokolü’ imzalandı

A
A
A
TOBB’da ‘Girişimcilik, Mentorluk ve Staj İş Birliği Protokolü’ imzalandı

Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M.

Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu arasında ‘Girişimcilik, Mentorluk ve Staj İş Birliği Protokolü’ imzalandı.


Gençlik ve Spor Bakanlığı, TOBB ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversiteleri arasında ‘Girişimcilik, Mentorluk ve Staj İş Birliği Protokolü’ imzalandı. Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Yusuf Sarınay’ın imza attığı protokol, TOBB Sosyal Tesisleri’nde düzenlenen törenle imzalandı. Gençlik ve Spor Bakanı Kasapoğlu, gençlerin eğitilmesi ve iş dünyasına kazandırılması yolundaki bu protokolü çok önemsediğini ifade ederek, “Ülkemizin, milletimizin ve insanlığın umudu olan gençlerimiz adına bu güzel başlangıç bizlere için çok önemli ve kritik bir başlangıç. Bakanlık olarak ana alanımız gençlerimiz, sporcularımız. Özellikle de gençlerimizi yarınlara daha donanımlı hazırlamak. Bu vesileyle gençlerimizin, sanatla, sporla, eğitimle iş hayatına atılmaları ve hayatın her alanında nitelikli bir şekilde var olmaları için projeler üretiyoruz. Bu iş birliklerini de hem güçlü hem de etkili bir şekilde gerçekleştirme çalışmalarımız var. Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi sonrası bu iş birlikleri çok daha hızlı bir hal aldı. Bakanlığımızın diğer kurumlarla iş birliklerimiz ilerliyor. Bugün de TOBB’la bu protokolü gerçekleştiriyor olmak çok önemli” ifadelerini kullandı.



“TOBB’a şükranlarımı sunuyorum, bu konularda asla elini taşın altına koymaktan çekinmiyor”


Gençlik ve Spor Bakanlığının amacının gençleri nitelikli yetiştirmek olduğunu ifade eden Kasapoğlu, Türkiye’nin genç nüfusunun öneminden bahsetti. Kasapoğlu, “Amacımız, gençlerimizi her türlü imkanı önlerine sererek nasıl daha güçlü yetiştirebiliriz sorusuna cevap aramaktı. İnsan kaynağımız ve genç nüfusumuz Avrupa’nın en genç, dünyanın da en genç nüfusları arasında yer alması bizim için çok önemli. Bu manada hepimize görevler düşüyor. TOBB’a şükranlarımı sunuyorum bu konularda asla elini taşın altına koymaktan çekinmiyor. Bu protokol çerçevesinde hem girişimcilik, hem girişimcilik öncesi staj çalışmaları, mentörlük faaliyetleri noktasında kapsamlı bir iş birliği var. Bu iş birliği gençlerimiz için çok önemli bir fırsat. Girişimciliğin eğitimi tabii ki oluyor, bu girişimcilikler gençlerimize yeni imkanlar sunacağız” diye konuştu.



“Bazı gençlerimiz girişimci olarak iş dünyasına adım atarken bazı gençlerimiz staj sonrası istihdam olanaklarına kavuşmuş olacaklar”


Öğrenci yurtlarında 700 bine yakın öğrenci ağırlandığını sözlerine ekleyen Kasapoğlu, imzalanan protokol sonrasında öğrencilerin iş dünyasına atılabileceğini ve istihdamlarını sağlayabileceğini belirtti. Bakan Kasapoğlu, Türkiye’nin birçok alanda zirveyi hedeflediğini ifade ederek, “700 bine yakın öğrencimiz var öğrenci yurtlarında. Bir otel konforunda, bir aile sıcaklığında öğrencilerimizi ağırlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Yine onların okul sonrası ikinci bir üniversite ortamı sağlayarak öğrencilerimizi yarınlara hazırlama çabamız var. Bir yazılım söz konusu. Bu yazılım vesilesiyle staj talebi olan firmalar taleplerini bize iletecekler. Bu firmaların ilettikleri bilgiler, gençlerimizden bize gelen talepler doğrultusunda bu modülleri hızlı bir şekilde gençlerimizi, iş dünyasının hizmetine sunacağız. Burada gençlerimiz için güzel bir imkan var hem de iş dünyası için güzel bir imkan söz konusu. Bu çerçevede bazı gençlerimiz girişimci olarak iş dünyasına adım atarken bazı gençlerimizse staj sonrası istihdam olanaklarına kavuşmuş olacaklar. Ortada samimi bir gayret var. Bu çabalarla, inançla, azimle, sabırla ülkemizi özlenen hedeflere kavuşturacağız. Ülkemiz pek çok alanda bir ivme ortaya koyuyor. Pek çok alanda zirveye oynayan bir ülkeyiz. Hiçbir potansiyelimizi heba etmememiz lazım. Her gencimiz bizim için çok değerli, onların bir tanesini heba etmeye yüreğimiz el vermez. Gençlerimizi her alanda güçlü yetiştirme inancımız var. Bugünkü protokolü gençlerle buluşturmaya katkı veren TOBB’a teşekkür ediyorum” dedi.



“Ülkemizin en büyük STK’sıyız”


TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Bakan Kasapoğlu’nu gençlerin örnek almaları gerektiğine vurgu yaptı. Bakan Kasapoğlu’nun eğitim geçmişi, özel sektördeki tecrübesi ve sonrasında üstlendiği kamu görevindeki başarılarından bahseden Hisarcıklıoğlu, sporun tabana yayılmasını ve Türkiye’nin çok sayıda spor tesisi kazandırılmasında önemli payın Bakan Kasapoğlu’na ait olduğunu hatırlatarak, “2009’da çıktığımız bu yolda 81 ildeki yapılanmamızla genç girişimcilik alanında ülkemizin en büyük, en yaygın STK’sıyız. Bugün TOBB Genç Girişimciler Kurulu (GGK) olarak 8 bin kişilik büyük bir aileyiz. Sizlerle birlikte çıktığımız bu yolda, ülkemizde girişimcilikte farkındalığın artmasını sağladık. Girişimci olmayı popüler hale getirdik. Birçok değerli projeye öncülük ettik. Birçok projenin hayata geçmesini sağladık. Genç girişimcilerimiz ve kadın girişimcilerimiz, 81 ilde girişimcilik ekosistemini kurmak için çalıştılar. Yeni girişimciler çıkmasını sağladılar. Çünkü biliyoruz ki ülkenin ve milletin refahı ve zenginliği için girişimcilik çok önemli” diye konuştu.



“Dünyayı değiştiren inovasyonlar hep gençlerden çıkıyor”


Ekonominin gücünü girişimcilerin gücüyle eşdeğer gördüğünü söyleyen Hisarcıklıoğlu, “Girişimciler ne kadar güçlüyse ekonomi de o derece güçlü ve rekabetçi olur. Yeni fikirler, dünyayı değiştiren inovasyonlar, hep gençlerden çıkıyor. İşte bu nedenle ülkemizdeki girişimcilik ekosistemini geliştirmeyi misyon edindik. Hükümetimiz de bu konuda bizleri yalnız bırakmadı, pek çok destek mekanizmasını hayata geçirdi. Girişim sermayesi yaygınlaştı. Pek çok kuluçka merkezi kuruldu. Melek yatırımcı ağları başlatıldı” ifadelerini kullandı.



“Bakanım sizle de tüm bu konularda aktif çalışmak istiyoruz”


Bakan Kasapoğlu’na hitap ederek, bu konularda aktif çalışmalar yürütmek istediklerini dile getiren Hisarcıklıoğlu, “Bakanım, sizle de tüm bu konularda aktif çalışmak istiyoruz, biz buna hazırız. İşte Genç Girişimci Kurullarımız gayet aktif çalışıyorlar. Üniversitelerde girişimcilik panelleri gerçekleştirdiler. Online girişimcilik eğitimleri verdiler. Türkiye’nin en büyük girişimcilik etkinliği haline gelen G-3 forumuyla, girişimciliği Anadolu’ya yaydık. Girişimcileri, girişimci adaylarını, yatırımcıları ve montörleri bir araya getirdik. Amazon ile e-ticaret ve e-ihracatı tanıttık. Facebook ile girişimcilere destek merkezleri kurmaya başladık. İlk etapta Facebook ile İstanbul’da birlikte bir girişimcilik merkezi açtık. 12 ilde daha benzer merkezler açacağız. Bizde elimizi taşın altına koyduk, TOBB ETÜ GARAJ’ı kurduk. Burada uzman, yatırımcı, fikir sahibi bir araya gelmekte. Bedava ofis, danışmanlık, yatırımcılarla buluşma imkanları mevcut. Ayrıca TOBB ETÜ Teknoloji Merkezi’ni faaliyete geçirdik. Hocalarımıza, buluşlarını ticarileştirmek için destek sağladık” dedi.



“Türkiye’nin gençlerini daha donanımlı hale getirmek için çalışacağız”


İmzalanan protokolün 81 ilden gelen Genç Girişimci Kurullarının şahitliğinde gerçekleşmesinin öneminden bahseden Hisarcıklıoğlu, “Projeyi yerelde sahiplenecek asli unsurlar Genç Girişimci Kurul Başkanlarımız. Yapacağımız iş çok net. Türkiye’nin gençlerini daha donanımlı hale getirmek için çalışacağız. Çünkü gençler hepimizin geleceğimiz. Zenginleşmek için bugünün ve geleceğin gençlerini, daha donanımlı hale getirmek için yoğun bir çaba harcamalıyız. Bakanlığımız ve Birliğimiz uzun soluklu bir iş birliğine başlıyor. Bakanlığımızla iş birliği içinde gençlere girişimcilik eğitimleri vereceğiz. Girişimciliğin eğitimi mi olurmuş demeyin. Oluyor. Her işin bir inceliği var. Özellikle teknoloji tabanlı bir iş yapacaksınız bazı temel kavramlara hakim olmak zorundasınız. Başka bir şey daha yapacağız. Eğitimlere ek olarak illerimizdeki başarılı girişimcileri bakanlığımızın uhdesindeki gençlerimizle buluşturacağız. Rol model olmak çok önemli. Bir insan tanırsın, o insandan bir söz duyarsın, hayatın değişir. Pek çok başarılı girişimci işini birinden etkilenerek kurmuştur. Girişimciliğe ek olarak bir işimiz daha var. O da gençlerimize staj imkanı sağlamak. Türkiye’deki tüm şirketler oda ve borsalarımızın üyesi. Nitelikli elemana ihtiyacı olanların tümü de yine bizim üyemiz. Nitelikli elemanın yetişmesi için ön koşul tabii ki staj. Gençler okul çağlarında bir işletmede çalışırsa ayakları yere daha sağlam basar. Ne istediğini bilir. İş hayatından beklentilerini şekillendirir ve eğitim hayatına da ona göre yön verir” diyerek geliştirilen yazılım hakkında açıklamalarda bulundu.


Hisarcıklıoğlu, yazılım hakkında şunları söyledi:


“Bu çerçevede bir yazılım geliştiriyoruz. Bu yazılım üzerinden şirketlerin stajyer taleplerini toplayıp Bakanlığımıza ileteceğiz. Bakanlığımız da talepleri gençlere duyuracak. Gençler staj başvurularını yapacak. Üyelerse başvuruları değerlendirdikten sonra uygun gördükleri adayları staja kabul edecekler.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Afyon Sel suları parke taşlarını yerinden söküp önüne ne kattıysa sürükledi Sel suları parke taşlarını yerinden söküp önüne ne kattıysa sürükledi- Şuhut’ta dolu ve sağanak yağış sonrası bir köyde sel baskını yaşandı AFYONKARAHİSAR (İHA) - Afyonkarahisar’ın Şuhut ilçesinde aniden bastıran dolu ve sağanak yağışı bir köyde sele neden olurken, tarım arazilerinin sular altında kaldığı olayda azgın sular parka taşlarını da yerinden söküp önüne ne kattıysa sürükleyip götürdü. Olay, Şuhut ilçesine bağlı Akyuva köyünde yaşandı. Bölgede aniden bastıran dolu ve sağanak yağış hayatı olumsuz etkiledi. Yağışla birlikte yaşanan sel baskınları sonucu bir çok ev ve ağıl sular altında kalırken, azgın sular köy yollarındaki parke taşlarını da yerinden söküp sürükledi. Yolların çamur ve moloz yığınına döndüğü köyde Şuhut Kaymakamlığı İlçe Özel İdaresi ekipleri tarafından temizlik çalışması başlatıldı. Sel sularından tarım arazileri de etkilenirken, bir çok vatandaşa ait ekili alanlar sudan dolayı zarar gördü. Köy muhtarı İsmail Karataş, yaşanan sel felaketi sonrası mağduriyet yaşandığını ifade ederek, “Köyümüzde aşırı bir yağış yağdı ve dolu da yağdı. Özellikle arazilerimiz zarar gördü, maddi hasarımız çok büyük. Yollarımızda aşırı yağış ve sel parke taşlarını kaldırdı, içme suyu şebekesinde boru patlaklarına neden oldu” dedi. (GC-
Adana İşçiler 1 Mayıs’ta da çalışıyor Adana’da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü olmasına rağmen bazı işçiler ekmek parası için çalışmaya devam ediyor. Tüm Türkiye’de 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle birçok etkinlik düzenlenirken, Adana’da birçok işçi ülke ekonomisine katkı sunmaya devam ediyor. Kimileri fırında ekmek üreterek vatandaşlara hizmet verirken kimileri tarlada hasat yapıyor, kimileri de park ve caddelerde ürün satarak ekonomiye katkı sunuyor. “Bizim durma şansımız yok” Ekmek parasını fırında ekmek üreterek kazanan fırıncı esnafından Salih Gülağacı, İhlas Haber Ajansı’na konuştu. Gülağacı, gerçek işçilerin 1 Mayıs’ta dahi çalıştığını vurgulayarak, “İnsan vücudunda kan dolaşımı durursa insan ölür. İşçiler durursa da dünya durur. Bugün gelişen dünyada ne kadar çağa ayak uydurmaya çalışsak da işçiler işi bitiriyor. İşçilere alın teri kurumadan hakkını ödeyelim. Bizim bayramımız işimiz bitince. Hizmet sektörü olduğumuz için bizim durma şansımız yok. Çalışmaya devam” ifadelerini kullandı. “Bizim bayramımız hasat bittikten sonra” Tarlada çalışan Yılmaz Deme (30), “1 Mayıs’ta işimizin başındayız. 1 Mayıs İşçi Bayramı ama bizler bu kadar bu tarlalara emek veriyoruz o nedenle tatil yapamıyoruz. Gerçek işçiler her zaman sahada. Bizim iznimiz, bayramımız hasat bittikten sonra” dedi. “Masa başı iş yapanlar 1 Mayıs’ta izinli” Dönerci esnafından Samet Eker ise, “Bize 1 Mayıs yok. İzin günlerimiz haftada 1 gün. Normal günlerdeki gibi işimizin başındayız. Özel günler daha yoğun oluyor, bizim gibi çalışanlar izin yapmıyor. Devlet memurları, masa başı iş yapanlar 1 Mayıs’ta izinli. Bizler hep çalışıyoruz” diye konuştu.
Gümüşhane Gümüşhane’de kaya düşme riski bulunan dağlar çelik ağlarla kafese alınıyor Taş ve kaya düşmesi sonucu ölümlerin de yaşanması nedeniyle özellikle yağışlı günlerde Türkiye’nin en tehlikeli yollarından birisi olarak kabul edilen Gümüşhane-Kürtün karayolunda uzman ekipler tarafından dağ ve yamaçlar çelik ağlarla kafese alınıyor. Gümüşhane ile Giresun illerini birbirine bağlayan Gümüşhane-Kürtün Karayolu’nda kaya düşme riski bulunan dağlar ve yamaçlar endüstriyel dağcılar tarafından çelik ağlarla örülüyor. Özellikle ilkbahar dönemlerinde yağışların da etkisiyle sık sık heyelanların, kaya ve taş düşmelerinin meydana geldiği, ölümlü ve yaralanmalı kazalara sebep olan bölgede vatandaşların güven içerisinde seyahat edebilmesi için Karayolları tarafından çalışma başlatıldı. Geçtiğimiz yıllarda dağcılar tarafından kaya düşürme çalışması yapılan alanda bu kez uzman ekipler tarafından belirlenen kayalar çelik ağlarla kafese alınarak risk minimuma indiriliyor. İki ay önce başlayan ve şimdiye kadar 3 noktada gerçekleştirilen çalışmalarda her bir yamaç yaklaşık 7 bin metrekare çelik ağla örülürken, Kürtün ilçesine bağlı Özkürtün Beldesi Karaçukur Mahallesi geçişinde bulunan dağ yamacında çalışmalarını sürdüren 9 kişilik uzman ekip 50 metrelik vinç yardımıyla çelik tel ağ ve halka marifetiyle adeta dağı kafes içine alıyor. Zorlu çalışmada karayolunda trafik kontrollü olarak tek şeritten sağlanırken özel eğitim almış uzman ekip halatlar yardımıyla kendilerini bağladıkları dağın yamacına kafesi serip 1 metreden fazla deldikleri kayaya bağlıyor. Çalışmayı yapan ekibin şefi İpli Erişim Uzmanı Tanju Demirel alanında uzman 8 personelle birlikte yürüttükleri çalışmada yerde birleştirdikleri çelik ağları 50 metrelik vinç yardımıyla dağ yamacına sererek yolu güvenli hale getirdiklerini söyledi. “Bu yol için her zaman bir risk söz konusu” Bölgede çok az bir yağışta bile taş dökülmelerinin meydana geldiğini aktaran İpli Erişim Uzmanı Tanju Demirel, “Yaptığımız çalışmada karayollarının güvenliğini tehlikeye atan ve taş düşme riskli bulunan alanları güvenli hale getiriyoruz. Bunun iki yöntemi var birisi kayaların temizlenmesi birisi de tel ağlarla örtüleme. Bu riskli alanları Karayolları belirliyor ve biz de bu süreçten sonra gerekli çalışmaları yapıyoruz. Amacımız burada yol ve vatandaşın güvenliğini sağlamak bu noktada Karayolları ve emniyet birimleriyle birlikte çalışıyoruz. Yaklaşık 2 ay önce bu bölgede çalışmaya başladık ve bu çalışmalar 20 gün daha devam edecek. Haziran ve Ağustos ayları içerisinde de Karayolları’nın uygun gördüğü noktalarda çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Şu ana kadar 3 noktada çalışma yaptık Kirazlık bölgesi ve Karaçukur bölgesinde. Bu bölgede şu an için başka çalışma görülmüyor Burada yaptığımız çalışmada 7 bin metrekarelik bir alanı örtülüyoruz. Arkadaşlarımız iple erişim sertifikasına sahip, bu uluslararası bir sertifika tüm dünyada geçerli. Belirli bir eğitim sürecinden geçtikten sonra burada çalışabiliyorlar. Şu anda toplamda 9 kişilik bir ekiple çalışıyoruz ve 50 metrelik bir vinç kullanıyoruz. Yamaçtan yola düşebilecek farklı ebatlardaki taşları tutacak kapasite bu teller. Burası riskli bir bölge olduğu için halka ağlar da kullanıldı. Çalışmalar bittiğinde vatandaşlarımız bu alandan güvenli bir şekilde geçebilecekler. Burada en ufak bir yağmurda çok fazla dökülme meydana geliyor bu yol için her zaman bir risk söz konusu” dedi. “Dağ kafese alınıyor ve taş düşmeleri engelleniyor” Gümüşhane-Kürtün karayolunu sürekli olarak kullandığını dile getiren sürücü Selçuk Çelik, “Ben diyaliz teknisyeniyim yıllardır bu yolu kullanırım. Tabi ki buradan korkuyorum başımıza sürekli küçük küçük kazalar geliyor, taş düşüyor hele ki yağmurlu havalarda. Kışın daha kötü oluyor. Bu yapılan çalışmada görüldüğü üzere dağ kafese alınıyor ve taş düşmeleri engelleniyor bu da bizim sağlığımızı koruyacaktır diye düşünüyorum” diye konuştu.
Trabzon Arap turistlerin konaklamada otel yerine ’ev’ tercihi kayıt dışına neden oluyor Son yıllarda Trabzon’a yoğun olarak gelen Arap turistlerin oteller yerine konaklamak için ’ev’leri tercih etmesi kayıt dışı tehlikesini de beraberinde getirdi. Kentte 280’e yakın resmi otel bulunurken, ev ve apart olarak kayıt dışı işletmecilik yapanların sayısı ise 2 bin 800’e yükseldi. Konuyla ilgili açıklama yapan Trabzon Otelciler Birliği Başkanı Mustafa Aksu, 3 yıldır turizmde kayıt dışılığı önlemek amacıyla çalışma yaptıklarını ve büyük bir liste hazırladıklarını belirterek "Elimizde şu anda Trabzon’da hangi adreste, hangi odada, hangi binanın kaçıncı katında kayıt dışı konaklama yapılıyor, her şey elimizde var, hepsini tespit ettik" dedi. Karadeniz Bölgesi’nin turizm merkezi olma yolunda ilerleyen Trabzon, yaklaşan turizm sezonunda Körfez ülkelerinden gelecek misafirlerini ağırlamaya hazırlanıyor. Haziran ayından itibaren turizm yoğunluğunun başlayacağı kente gelen turistler özellikle yüksek kesimlerdeki yaylaları tercih ederken, doğal güzellikleri ile ünlü Uzungöl turistlerin konaklama listesinde ilk sırada yer alıyor. Son yıllarda artan turizm hareketliliği kayıt dışı turizm sorununu da beraberinde getiriyor. Bölgeye gelen Arap turistlerin özellikle konaklama için ev ve apartları tercih etmesi bunda önemli rol oynuyor. Her yıl 2-3 milyon turistin geldiği belirtilen Trabzon’da 280’e yakın resmi otel işletmesi bulunurken, 480’e yakın da gayri resmi otel bulunduğu tespit edildi. Günübirlik kiraya verilen evlerde birlikte bu sayının 2 bin 800’e çıktığı belirtilirken, turizmciler yaklaşan turizm sezonu öncesi kentte denetleme yapılmasını istiyor. "Kayıt dışı turizm işletmeciliği yapanların büyük çoğunluğu yabancı uyruklu" Turizmde yaşanan kayıt dışı tehlikesinde önlem alınması gerektiğini belirten Trabzon Otelciler Birliği Başkanı Mustafa Aksu, yabancı uyruklu kişilerinde kentte kayıt dışı işletmecilik yaptığını da belirtti. Aksu, "Artan turizm sektöründe sayı değerleri olarak yıllarca yanlış bilgiler verildi. Yani şehrimize 2-3 milyon turist gelmiyor. Zaten bu şehir onu kaldıramaz. Vergi sistemine baktığımız zaman kayıt dışının yaklaşık 400 milyon dolarlara kadar çıkan bir para döndüğü görülüyor. Birincisi şehir kaybediyor. Çünkü vergi vermediği sürece sektör olarak da gerekli yatırımı alamıyoruz. Ikincisi de gelen misafirlerimizin memnuniyeti. Eğer bir insan evimize geliyorsa bir daha gelmek istemiyorsa bir sorun var. Bizler resmi oteller, kanunun el verdiği her şeyi yapmaktayız. Ama bakıldığı zaman bizler bu kadar kanunun üzerinden ve kanuni çalışırken, bu kadar bizim iki katımız, üç katımız olan kayıt dışlarını yaptıkları ve bu vergi sistemine verdikleri üzere büyük bir zarar. Biz bu konuda sadece Trabzon’a özel demiyoruz. Kanun bir kere 1 Ocak itibarıyla çıktı. Evrağın, işletme belgen, ruhsatın olmadan bu turizmi yapamazsınız. Biz her yer kapansın, oteller kapansın insanlar sokakta kalsın mantığında değiliz. Resmi olabilecek, vergisini veren biz ciromuzun binde 75’ini TGA vergisi olarak veriyoruz. Konaklama vergisi olarak da dünyanın parasını veriyoruz. Ama bu verdiğimiz vergi sistemde baktığımız zaman, gelen misafir ya da sayı olarak çok düşüklerde kalıyor. Bizler daha iyi hizmet vermek istiyoruz. Resmi olarak devletimize vergimizi vermek istiyoruz ve eşit olmak istiyoruz. Şimdi bakıldığı zaman bizlerin maliyeti, resmiyete bakma vergilerle inanılmaz büyük bir mevla geliyor. Mevduat hesaplarına bakılsa insanlarımız hiçbir mal varlığı üzerinde yokken inanılmaz mevduat hesapları var. Ve bu kesinlikle bu şehre zarar veren bir şeydir. Para geliyor, şehir kullanıyor diye bir şey yok. Bakıldığı zaman kayıt dışı olanların da birçoğunun da yabancı uyruklu insanların olduğu" dedi. "Kayıt dışı tesislerin listesini tuttuk, gerekli mercilere verdik" 3 yıldır çalışma yaptıkları ve büyük bir liste oluşturduklarını kaydeden Aksu, "Aşağı yukarı yaklaşık 280’e yakın resmi bir işletme var Trabzon’da. Yaklaşık 480’e yakın da gayri resmi oteller var. Evlerle beraber 2 bin 800’e yakın kayıt dışı işletme var. Hiçbir kontrollleri yok. Onlar şikayet edildiği zaman biz denetleniyoruz. Ama bir Ocak’ta çıkan kanun bizi ümitlendirdi. Çünkü artık kanun diyor ki belgen olmadan hiçbir turizm sektöründe hizmet edemezsin. Yüzde 17 memnuniyet oranı inanılmaz büyük bir zarar. Yani evinize gelen 100 kişinin sadece 17 kişisi memnun kalmış ve ’Bir daha gelmeyeceğim’ diyor. Yani 83 kişi gelmeyeceğini beyan ediyor. Bu şehre zarar. Şehir merkezi bile turizm sektörüyle ayakta kalabiliyor. Kasım ve Aralık ayında gerçekten kötü durumda oluyoruz. 1,5 ay çalış 10 ay bu çalıştığından yaşa bu olmaması gereken bir şey. 3 yıldır çalışma yapıyoruz. Tüm arkadaşlarımız sağ olsun ve büyük bir liste topladık. Bunları üçlü çapraz sorgulamayla online kanallardan ve hepsinin adresi hepsi elimizde. Biz de bunları gerekli mercilere de verdik. Yani biz şu anda devletin vergisinin peşindeyiz. Devletin parasının peşindeyiz. Bizde şu anda Trabzon’da hangi adreste, hangi odada, hangi binanın kaçıncı katında konaklama yapılıyor her şey elimizde var. Bu konuda bütün çalışmalarımız yaptık" ifadelerini kullandı.