GENEL - 19 Mayıs 2020 Salı 10:06

Prof. Dr. Omay’dan ’korona virüs’ değerlendirmesi

A
A
A
Prof. Dr. Omay’dan ’korona virüs’ değerlendirmesi

Atılım Üniversitesi İşletme Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi ve Türkiye Ekonomi Kurumu yönetim kurulu üyesi Prof.

Atılım Üniversitesi İşletme Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi ve Türkiye Ekonomi Kurumu yönetim kurulu üyesi Prof. Dr. Tolga Omay, korona virüse (Covid-19) ilişkin yapmış oldukları yeni çalışmanın ardından değerlendirmelerde bulundu. Omay, “Modelin yaptığı öngörüye göre 70 milyona yakın kişiye teşhis konulduğunda, dünya 3’üncü döneme yani normalleşme dönemine girecektir ki bu süreç 1,5 yıl içerisinde yaşanacaktır” dedi.


Atılım Üniversitesi İşletme Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi ve Türkiye Ekonomi Kurumu yönetim kurulu üyesi Prof. Dr. Tolga Omay, “Herkes Zirve Noktasını Merak Ediyor” adlı bir çalışma hazırlayarak, korona virüse (Covid-19) ilişkin detaylı analizler yaptı. “Doğrusal olmayan Ekonometrik Model” ile analizlerini yapan Omay, Covid-19’un dünya ve Türkiye’deki durumuna ve etkilerine ilişkin önemli sonuçlar ortaya koydu.


İHA muhabirinin sorularını yanıtlayan Omay, ortaya koyduğu çalışmaya ve pandemi sürecine ilişkin açıklamalar yaptı. Prof. Dr. Tolga Omay, "Geleneksel yöntemlerin uzun dönemli öngörü yapma yeteneklerinin kısıtlı olmasından dolayı çalışma arkadaşlarım ile birlikte uzun dönemli sağlıklı öngörüler elde edebilecek yeni bir metot geliştirdik. Bu metot üzerinden uzun dönemde, pandeminin zirveye ulaştığı günlerde toplam vaka sayısının kaç olacağı, zirve gününe kaç günde ve hangi gün ulaşılacağı belirlenmiştir. Bu sayede, pandeminin henüz başlangıç dönemlerinde gelecekte ulaşabileceği hacim öngörülebilmektedir. Salgının başlamasını izleyen 1-2 hafta içerisinde elde edilen verilerle, salgının kaç gün süreceği, virüsten etkilenecek kişi sayısının hangi rakamlara çıkabileceği geliştirilen model tarafından belirlenebilmektedir. Kritik öneme sahip olan sayıların erken dönemde öngörülebilmesi, alınacak tedbirlerin salgın ile en etkili şekilde mücadele edilmesine imkan verecek, başta yoğun bakım olmak üzere hasta yatak kapasitesinin optimal düzeyde ayarlamasını ve alınan tedbirlere gerekli düzeyde uyulmaması halinde ortaya çıkacak alevlenmelerin sinyallerinin erken dönemde alınmasına imkan tanıyacaktır” dedi.



"Vatandaşlarımız hafta sonu sokağa çıkmadıkları için pandemi mücadelesinde görevlerini yerine getirdiklerini düşünmekte, hafta içi adeta salgın yokmuş gibi davranmaktadır"


Omay, modelin parametrelerinin, pandemi mücadelesinde başvurulan tedbirler değiştirildiğinde, değiştirilmekte olduğunun da altını çizdi. Çalışmanın en son 14 Nisan’da güncellemiş olduğunu belirten Omay, “Yapmış olduğum değerlendirmeler neticesinde, sokağa çıkma kısıtlamalarının az da olsa bir sapmaya sebebiyet verdiği ve zirve noktasına ulaşmayı geciktirmiş olduğunu belirledim. Vatandaşlarımız hafta sonu sokağa çıkmadıkları için pandemi mücadelesinde görevlerini yerine getirdiklerini düşünmekte, ancak ne yazık ki, hafta içi adeta salgın yokmuş gibi davranmaktadır" şeklinde konuştu.


Çalışmadan elde ettiği sonuçların arasında en ilginç sonucun ne olduğu sorulması üzerine Omay, "Beni en şaşırtan bulgu; bazı ülkelerin pandemiyle oldukça uzun bir süre mücadele edecek gibi gözükmektedirler ki salgını uzun süre gündemlerinde tutacak olan ülkeler, güneyimizde kalan ve Osmanlı toprakları şeklinde adlandırabileceğimiz bir coğrafyada bulunmaktalardır" ifadelerini kullandı.


Omay, "Pandemi, ne yazık ki Afrika’da çok uzun sürecek gibi gözükmektedir. Bazı Orta Doğu ülkeleriyle Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde salgın oldukça uzun sürecek gibi gözükmektedir. Adı geçen ülkelerde kontrol amaçlı tedbirlerin yeterince alınmaması gerçeğiyle karşı karşıyayız. Belirtilen ülkelerde hastalığın kontrolsüz bir şekilde yayılacağı gözükmektedir. Hastalığın kontrolsüz bir şekilde yayılmasıyla, Orta Doğu ülkeleriyle Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde süreç çok hızlı bir şekilde yaşanıp atlatabilecek ancak ne yazık ki buna karşın ölüm sayıları çok yüksek rakamlara ulaşacaktır" şeklinde konuştu.


Söz konusu ülkelerle olan tarihi, kültürel ve ticari bağlar nedeniyle, bölgenin lider ülkesi konumunda olan Türkiye’nin zor günler yaşayacak olan ülkelere destek vermesi gerektiğinin de altını çizen Omay, "Bu bölgelerde oluşacak kontrolsüz salgının ülkemizi de etkileyeceği unutulmamalıdır" ifadelerini kullandı.



“Önümüzdeki dönemde de uzaktan eğitime devam edileceğini düşünüyorum”


Pandemi sürecinin kısa ve uzun vadedeki etkilerini de değerlendiren Omay, okulların kısa dönemde açılabileceğini düşünmediğini belirterek, "Okulların açılması halinde, süreci kontrollü bir şekilde yönetebilecek durumda değiliz, çocuklar çok hızlı şekilde birbirlerine hastalığı geçirip eve taşıyorlar, eve taşıyınca da bütün ev halkına taşımış oluyorlar" şeklinde konuştu. Omay, "Önümüzdeki dönemde de uzaktan eğitime devam edileceğini düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.



"Çin’in çekildiği alanları kısa vadede doldurabilme şansımız var"


Ticaretle uğraşanlar için antikor testleri ve antikor pasaportu uygulamalarının yapılması gerektiğini belirten Omay, "İnsanları işgücüne katarak süreci kendi lehimize çevirmemiz gerekiyor" dedi.


Çin’in birçok üretim alanından çekilmek zorunda kaldığını söyleyen Omay, "Çin’in çekildiği alanları kısa vadede doldurabilme şansımız var " ifadelerini kullandı.


Turizme ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Omay, "Turizmle ilgili olarak çok tedbirli olmamız gerekiyor. Pandemi mücadelesinde bu kadar başarı sağlamışken, dünya ülkelerine örnek olarak gösterilirken, turist kabul etme durumumuzun kısa dönemde biraz zor olduğunu görüyorum açıkçası. Başta salgının çok önemli rakamlara ulaştığı Rusya Federasyonu ve Batı Avrupa ülkelerinin, Türkiye turizminin ana pazarları olduğunu düşündüğümüzde, turist kabul etme maliyetinin yüksek olabileceği akıllara gelmektedir" dedi. Omay, “Diğer taraftan, Türkiye’nin sağlık altyapısı ve çalışanları, pandemi mücadelesini başarıyla sürdürerek tüm Dünya ülkelerine örnek olmaktadır. Türkiye, pandemi mücadelesiyle sağlık turizmi alanındaki olumlu yer ve imajını daha da geliştirmiştir. Öyle sanıyorum ki pandemi sonrasında Türkiye sağlık turizmindeki yerini çok daha yukarılara taşıyacaktır” değerlendirmesinde de bulundu.



“1,5-2 yıl arasında ancak biter bu iş. Daha erken bitme ihtimali yok”


Korona virüse ilişkin öngörülerini de anlatan Omay, "1,5-2 yıl arasında ancak biter bu iş. Daha erken bitme ihtimali yok. Modelin yaptığı tahminlere göre; dünya iki tane döngü yaşamış şu anda, o da gözüküyor zaten. Birincisi, Çin’den Avrupa’ya gelen döngü ve takiben Avrupa’nın merkez haline gelip Amerika ile birlikte merkez olduğu döneme geçiş. Şimdi süreç güney yarım küreye taşındı. Brezilya’da hastalık hızla yayılmaya başladı. Döngü yukarıya doğru artış yapacak" şeklinde konuştu.


Omay, "Bu da demek oluyor ki önümüzdeki Eylül-Ekim döneminde tekrar tedbirleri gözden geçirip kontrolü elden bırakmadan devam etmemiz gerekiyor yoksa hastalık hızla tekrar artacaktır. Turizmi ele alacak olursak yüksek doluluklarla geçireceğimiz yaz aylarını da bu yıl çok zor geçireceğiz" dedi.



“70 milyona yakın kişiye teşhis konulduğunda, dünya 3’üncü döneme yani normalleşme dönemine girecektir”


Pandemi sürecine ilişkin iyi ve kötü senaryoların neler olduğunun sorulması üzerine Omay, şunları söyledi:


"Modelin yaptığı öngörüye göre 70 milyona yakın kişiye teşhis konulduğunda, dünya 3’üncü döneme yani normalleşme dönemine girecektir ki bu süreç 1,5 yıl içerisinde yaşanacaktır.”


Pandeminin ekonomik etkilerini de yorumlayan Omay, "Bizim firmalarımızı şu anda koruyabilme şansımız var" dedi. Omay, stratejik firmaların devlet desteğiyle ayakta tutulabilmesine dikkat çekti. Omay, firmalara başta hazine kanalı ile sağlanacak nakit desteklerin en etkin politika olacağını ifade etti. Para politikasının arz yönlü iktisadi krizde çözüm sağlamayacağını belirten Omay, pandemi sürecinde tarımın önemini de vurguladı. Pandemi sürecinde ve sonrasında ekonominin durumuna ilişkin de konuşan Omay, üretim desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi.



“Virüsün ülke geneline yayılması bir yılda mı olur, iki yılda mı olur, süreci kontrol etmek önemli olan”


Türkiye’de korona virüs sürecinin gidişatını değerlendiren Omay, "Türkiye’nin geneline yayılması beklenen bir virüsten söz ediyoruz. Virüsün ülke geneline yayılması bir yılda mı olur, iki yılda mı olur, süreci kontrol etmek önemli olan" dedi.


Omay, "İnsanlarımızı bundan nasıl koruyabiliriz, asıl önemli olan o. Vaka sayılarını, ne yaparsak yapalım, ilaç ve aşı bulunmadığı takdirde sürekli olarak yayılacak, durmayacaktır" ifadelerini kullandı.


Kontrollü yayılma, hızlı ve etkin filyasyon için büyük veri merkezlerinin kurulmasının ve teknolojik araçlar ve istatistik yöntemlerin kullanılarak bundan sonraki dönemlere de hazırlık yapılmasının gerekli olduğunu ifade eden Omay, bu amaç için Atılım Üniversitesin İşletme Fakültesinde uzun bir süredir hazırlık yaptıklarını ve yeni dönemle birlikte bahsedilen eğitimin başlatılacağını da söyledi.



“Toplumun yüzde 60’ında antikor gelişecek gibi gözüküyor”


"2-3 senenin sonunda toplumun yüzde 60’ında antikor gelişecek gibi gözüküyor. Bu süreci kontrollü atlatmak gerekiyor, korkarak yaşayacak halimiz yok" diyen Omay, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Bu süreci, yavaş ve sağlık sistemini çöküntüye uğratmayacak şekilde geçirmemiz gerekiyor ki ölüm sayılarını en düşük düzeylerde tutabilelim. Bizi asıl ilgilendiren süreç budur."


Omay, ikinci önemli olanın ise ekonomik süreç olduğunu yineledi.


Hükümetin pandemi sürecinde son derece dikkatli davranmakta olduğunu ve neticesinde de olumlu sonuçlar almakta olduğunu kaydeden Omay, "Türkiye Cumhuriyeti Devletinin pandemi mücadelesindeki hassasiyeti neticesinde kaydettiği başarısını gönülden kutluyor ve devamını diliyorum" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Ataşehir Belediyesi 15 farklı branşta ücretsiz Kış Sanat Eğitimleri sağlıyor Ataşehirlilerin sanat eğitimine daha kolay erişim sağlamaları amacıyla kış dönemi boyunca 15 farklı branşta ücretsiz olarak dersler verilecek. Ataşehir Belediyesi’nin sunduğu “Sanat Eğitimini Mahallenize Getiriyoruz” projesi kapsamında gerçekleştirilen Kış Sanat Eğitimleri’nin 2024 - 2025 yılı kayıtları 17 Eylül 2024 tarihinde saat 10.00’da alınmaya başlanacak, eğitim verilecek dersler ise 23 Eylül 2024 tarihinde başlayacak. Sanat Eğitimleri kapsamında; resim, gitar, bağlama, perküsyon, keman, piyano, halk oyunları, bale, drama, tiyatro, dans, oryantal roman, capoeira ve hip-hop olmak üzere toplamda 15 branşta ücretsiz olarak dersler verilecek. Kayıtlar, Ataşehir Belediyesi’nin web sayfası üzerinden online olarak gerçekleştirilebilecek. Her yıl binlerce kişi sanat eğitimlerine ulaşıyor Ataşehirlilerin sanat eğitimine daha kolay erişim sağlamaları amacıyla başlatılan “Sanat Eğitimini Mahallenize Getiriyoruz” projesi kapsamında, mahallelerde bulunan Ataşehir Belediyesi’nin kültür merkezleri ve birimlerinde uzman eğitmenler tarafından farklı branşlarda sanat eğitimleri düzenleniyor. Bu proje sayesinde, 2023 - 2024 yılı içerisinde 7 bin 500’den fazla öğrencinin sanat eğitimlerine ulaşması, toplamda ise 2010 yılından bu yana 60 binden fazla kişinin eğitim alması sağlandı. Bireylere; kendilerini ifade etme, sanatsal yönlerini geliştirme ve yeni beceriler kazanma fırsatı sunan sanat eğitimleri, Ataşehirlilerin sanata ve kişisel gelişimlerine katkıda bulunmalarını sağlıyor. Mustafa Saffet Kültür Merkezi, Zübeyde Hanım Eğitim ve Kültürevi ile İnal Aydınoğlu Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek eğitimleri tamamlayan öğrencilere, yılsonunda katılım belgesi de verilecek. Branşlar ve yaş grupları ise şu şekilde: Resim, 7 - 12 yaş / 18 yaş ve üzeri, Gitar, 9 yaş ve üzeri, Bağlama, 9 yaş ve üzeri, Perküsyon, 7 - 12 yaş / 18 yaş ve üzeri, Keman, 9 yaş ve üzeri, Piyano, 6 - 14 yaş, Halk oyunları, 12-16 yaş ve üzeri, Bale, 5 - 12 yaş, Drama, 7 - 14 yaş, Tiyatro, 17 / 18 yaş ve üzeri, Dans, 7- 13 yaş / 18 yaş ve üzeri, Oryantal Roman, 18 yaş ve üstü, Capoeira, 8-17 yaş, Hip-Hop, 8-17 yaş. İnal Aydınoğlu Kültür Merkezi, Zübeyde Hanım Eğitim ve Kültürevi ve Mustafa Saffet Kültür Merkezi eğitimlerin yapılacağı birimler arasında yer alıyor.
İstanbul Avcılar’da kaybolan kız çocuğuyla ilgili yeni detaylar ortaya çıktı İstanbul’un Avcılar’da 13 yaşındaki Sevda Yılmaz kaybolduktan sonra ağabeyinin eşi M.G.G. ile bulunmuştu. Pedagog ve psikolog eşliğinde alınan ifadesinin detayları ortaya çıkan Yılmaz, Babam beni zorla dillendiriliyordu, hırsızlık yaptırmaya zorluyordu, o yüzden kaçtım. O eve gitmek istemiyorum, beni yurda teslim edin” dedi. 14 yaşındaki M.G.G.’nin de 2023’te 91 bin lira para karşılığında zorla evlendirildiği öğrenildi. Gözaltına alınana babalar adliyeye sevk edildi. Alınan bilgilere göre, İstanbul’un Avcılar ilçesinde 6 Eylül’de annesiyle okul alışverişine gittikten sonra kaybolan 13 yaşındaki Sevda Yılmaz, Yılmaz’ın 16 yaşındaki ağabeyi E.Y. ile para karşılığı zorla evlendirilen 14 yaşındaki M.G.G. ile birlikte Kadıköy Fikirtepe’de emniyet ekipleri tarafından bulunmuştu. 13 yaşındaki kız çocuğu S.Y. kan donduran iddialarda bulundu. Pedagog ve psikolog eşliğinde ifadesi alınan Sevda Yılmaz, “Babam beni zorla dillendiriliyordu, hırsızlık yaptırmaya zorluyordu, o yüzden kaçtım. O eve gitmek istemiyorum, beni yurda teslim edin” dediği ortaya çıktı. Ailesinin kendisini dilendirmek istediği için evden kaçtığını söyleyen Yılmaz, gözaltına alınan babası Sedat Y.’nin, 16 yaşındaki ağabeyi E.Y. ile arkadaşı M.G.G.’yi 2023’te 91 bin lira para karşılığında zorla evlendirildiğini söylediği öğrenildi. 2 şüpheli baba adliyeye sevk edildi Kız çocuklarından S.Y ile pedagog ve psikolog eşliğinde yapılan görüşmede, babası Sedat Y. tarafından dilendirilmeye ve marketlerden hırsızlığa zorlandığını, darp edildiğini, M.G.G’nin ise babası A.G tarafından para karşılığı yine 16 yaşında olan S.Y.’nin ağabeyi E.Y ile zorla evlendirilerek, darp edilip hırsızlığa zorlandığını anlatması üzerine polis ekipler, şüphelileri yakalanmasına yönelik çalışma başlattı. Çalışmalarda A.G ve S.Y. isimli şüpheli iki baba gözaltına alındı. Sevda Yılmaz’nin ağabeyi E.Y., dede E.Y ile annesi H.T’nin yakalanmasına yönelik çalışmalar ise sürüyor. Emniyette işleri biten iki baba adliyeye sevk edildi.