EKONOMİ - 10 Haziran 2020 Çarşamba 10:58

Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Fatih Metin, TÜDKİYEB’i ziyaret etti

A
A
A
Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Fatih Metin, TÜDKİYEB’i ziyaret etti

Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Fatih Metin, Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel Başkanı Nihat Çelik’i ziyaret etti.

Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Fatih Metin, Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel Başkanı Nihat Çelik’i ziyaret etti.


Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Fatih Metin, TÜDKİYEB Genel Başkanı Nihat Çelik’i ziyaret etti. TÜDKİYEB Genel Başkanı Çelik ziyaretle ilgili yaptığı açıklamada, yetiştiricilerin sorunlarını dile getirdiklerini ve sektörle ilgili taleplerin Bakan Yardımcısı Metin’e aktarıldığını bildirdi.


Anadolu topraklarının dünden bugüne küçükbaş hayvancılıkta geldiği noktanın da değerlendirildiği görüşmede Çelik, “Bu toprakların ana geçim kaynaklarından biri de hemen her zaman küçükbaş hayvancılık olmuştur. Bu yeni de değildir. Yüzyıllardır böyledir. Dünyanın en güzel halı ve kilimleri, kumaşları bu topraklarda dokunmuştur. Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi de babası Ertuğrul Gazi de dedesi Süleyman Şah da geçimlerini küçükbaş hayvancılıktan sağlamışlardır. Atalarımız Osmanlı Devleti kurulana kadar obaları ve sürüleri ile hayvanlarını otlatabilecekleri güvenli topraklar için göç etmişlerdir. Koyun keçi otlatmayla işe başlayan Osmanlı İmparatorluğu, üretim faaliyetlerini, ipekten yüne, tiftikten kıla, kilimden dokumaya, baskı kumaşlara, süt ve süt ürünlerine, et ve et ürünlerine genişletmiş, bunun verdiği güçle yeryüzüne hakim olmuştur. Bin yıl önce koyunlarıyla, keçileriyle yola çıkan yüzlerce yıl dünyaya hükmeden ve imparatorluk kuran bir ecdadın torunlarıyız” ifadelerini kullandı.


Osmanlının ataları keçi çobanı olan kurucularının torunları olarak küçükbaş hayvancılığı her zaman baş üstünde tutmayı kutsal bir görev bildiklerini vurgulayan Çelik, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın her zaman çobanları önemsemesinden, Tarım ve Orman Bakanımız Bekir Pakdemirli’nin her daim, her yerde desteğinin yanı başımızda olmasından ve Tarım ve Orman Bakan Yardımcımız Fatih Metin’in Merkez Birliğimizi ziyaret ederek sektörümüzün sorunlarını dinlemesinden anlaşılıyor. Kırsalda tarlasında ekip biçen, merasında koyun keçi güden yetiştiricilerimiz, çobanlarımız sahipsiz değildir” açıklamasında bulundu.



"Tarım Bakanımız her zaman biz yetiştiricilerin yanında olmuştur"


Sektör temsilcisi olarak tüm üretici ve yetiştiriciler adına ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade eden Çelik, “Bakanımız Bekir Pakdemirli, hizmette sınır tanımayarak her zaman biz yetiştiricilerin yanında olmuştur. Bakanımızın yetiştiricilerimize değer verdiğini biliyor ve minnettarlığımızı ifade ediyoruz.


Tarım ve Orman Bakan Yardımcımız Fatih Metin’in Merkez Birliğimizi ziyaretiyle bizleri onurlandırmasından sektörüm adına büyük şeref duyduğumu ifade etmek istiyorum. Bakanımız Bekir Pakdemirli’nin şahsında Bakan Yardımcıma ziyaretlerinden dolayı çok teşekkür ediyorum. Merkez Birliğimizin kuruluşundan bu yana ilk kez bir Bakan Yardımcımızın bizleri ziyaret etmesinin mutluluğunu yaşıyoruz. Bu ziyaret, çalışmalarımızda bizlere güç verecek, küçükbaş hayvancılığımızın gelişimine de katkısı olacaktır. Bakan Yardımcımızın ziyaretiyle üretici ve yetiştiricilerimizin yanında olduğunu göstermesi, pandemi döneminde her ne kadar sektörümüz olumsuz etkilenmiş olsa da durumun yeniden normalleşme sürecine girmesi ile birlikte yetiştiricilerimizin eskiden olduğu gibi üretime devam etmesi bakımından sektörümüze büyük moral olacaktır diye düşünüyorum” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Dışişleri Bakanı Fidan: "Elinizdeki silahlı unsurlar Suriye yönetiminin emrine girmek zorundadır" Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "YPG’nin şunu görmesi gerekiyor. Hiçbir ülkede iki tane silahlı unsur olmaz. Elinizdeki silahlı unsurlar Suriye yönetiminin emrine girmek zorundadır" dedi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, katıldığı "Bir Yılın Ardından Suriye: Toparlanma ve Yeniden İnşa" konulu konferansta YPG/SDG yapılarının geleceğinin Suriye’nin istikrarı açısından belirleyici olduğunu söyledi. Suriye’de "iki silahlı yapının bir arada bulunabileceği bir ülke modelinin mümkün olmadığını" belirten Fidan, bu unsurların Şam yönetiminin kontrolüne girmesi gerektiğini vurguladı. Bakan Fidan, Şam yönetimi ile YPG arasında 2025 Mart ayında varılan mutabakata atıfta bulunarak, bu anlaşmada şu ana kadar somut bir ilerleme kaydedilemediğini vurguladı. Fidan, "En son Doha Forumu sebebiyle Dışişleri Bakanı kardeşim Esat Şeybani ile de konuştuğumda çok fazla olumlu gelişmenin olmadığını söyledi. Biz Türkiye olarak bu sürecin ilerletilmesini, sulh ile meselelerin çözülmesini, yeni bir çatışmanın, yeni bir karşı karşıya gelişin kimsenin lehine olmayacağını her zaman için söylüyoruz. Dolayısıyla burada sürecin diyalog yoluyla ilerletilmesi önemli. YPG’nin şunu görmesi gerekiyor. Hiçbir ülkede iki tane silahlı unsur olmaz. Elinizdeki silahlı unsurlar Suriye yönetiminin emrine girmek zorundadır. Burada dolaylı veya direkt bölücülüğü, istikrarsızlığı körüklüyor. Böyle bir yerde ekonomi de gelmez, istikrar da gelmez, güvenlik de gelmez. Her zaman için çatışma riski vardır. Her zaman için dışarıdan müdahaleye açık bir yara mevcut olur. Kürtlerin iyiliği için de, Arapların iyiliği için de, Sünnilerin, Şiilerin, Dürzilerin iyiliği için de birleşik, bütünleşik bir Suriye önemli. Ama bu demek değil ki, tek bir grubun, tek bir mezhebin, tek bir ırkın baskısı diğerlerinin üzerinde olacak. Bu da zaten eski rejimin farklı bir modaliteyle güncellenmiş hali olur. Buna da karşıyız. Yani ne federalizm getiriyoruz diye ülkeyi böleceğiz ne de bütünlük getiriyoruz diye insanları ezeceğiz, onları yer altına, radikal olmaya, silaha sarılmaya iteceğiz. Herkesin kendini eşit, özgür hissettiği müreffeh bir toplum kurmak mümkün. Yeni modern anlayış artık bunu gerektiriyor. Türkiye bunu yapıyor, Avrupa ülkeleri bunu yapıyor. Dünyada birçok ülke bunu yapıyor. Bu Suriye’de de yapılabilir. Bu da mümkün. Bizim bunu yapmamız gerekiyor. Dolayısıyla biz yakından gözetliyoruz. Bu konuda biliyorum çok soru oluyor, çok husus geliyor. Ne yapacaksınız? Orada silahlı unsurlara ne olacak, ne bitecek? Biz YPG, PKK denklemindeki konuların ne olduğunu söylüyoruz. Bizim milli güvenlikle ilgili tarafımıza bakan hususlar var. Bunları hem süreç içerisinde söylüyoruz hem açıktan söylediğimiz konular da var. Suriye’de Şam yönetiminin SDG ile kendi götürmesi gereken bir alan var. Onlar da onu götürsünler. Ama her zaman için söylüyorum, istikrarın sağlanması için bu entegrasyonun da bir an önce hayata geçmesi gerekiyor" dedi. "Suriye’deki en büyük tehlike İsrail’in yayılmacılığı" Fidan, bölgedeki en büyük istikrarsızlık sebebinin İsrail’in genişleme politikası olduğunu da vurguladı. Netanyahu hükümetinin Gazze’de başlattığı savaşın farklı sahalara taşınmaya çalışıldığını belirten Fidan, İsrail’in güvenliğini başka ülkelerin güvensizliği üzerine kurmaması gerektiğini dile getirdi.
Gaziantep Gaziantep’te şok denetim: Kasapta kaçak alkol üretimi yapıldığı tespit edildi Gaziantep’te Şahinbey Belediyesi ekiplerinin bir kasap dükkanına yönelik denetimlerde kaçak alkol, sahte alkol ve yapımında kullanılan çeşitli malzemeler ele geçirildi. Zabıta ekipleri gerekli işlemleri başlatarak iş yerini mühürledi. Gaziantep’te gerçekleştirilen rutin denetimler sırasında bir kasap dükkanında ortaya çıkan manzara hem ekipleri hem de vatandaşları hayrete düşürdü. Şahinbey Belediyesi’ne bağlı zabıta ekipleri, kasap olarak faaliyet gösteren iş yerinde denetim yaptı. Yapılan kontrollerde dükkanın arka kısmında kaçak alkol, sahte alkol ve yapımında kullanılan çeşitli malzemeler ele geçirildi. Et dolaplarının ve tezgahların bulunduğu bölümün arkasında gizli bir imalathane kurulmuş Et dolaplarının ve tezgahların bulunduğu bölümün hemen arkasında gizli bir imalathane kurulmuş olduğu tespit edildi. Zabıta ekipleri gerekli işlemleri başlatarak iş yerini mühürledi. Denetime ait görüntüleri sosyal medya hesabından paylaşan Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, karşılaşan manzaraya sert tepki gösterdi. "Halkımızın sağlığını tehdit eden işletmelere karşı tavrımız nettir" Halkın sağlığını tehdit eden işletmelere karşı tavrın net olduğunu söyleyen Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, "Gerekeni yapıyoruz. Zabıta ekiplerimiz, rutin denetimleri sırasında kasap olarak faaliyet gösteren bir iş yerinde kaçak, sahte alkol ve yapımında kullanılan madde tespit ederek işletmeyi mühürleyerek kapattı. Halkımızın sağlığını tehdit eden işletmelere karşı tavrımız nettir. Kurallara uymayan her kim olursa olsun karşısında aynı kararlılıkla durmaya devam edeceğiz" ifadelerine yer verdi.
Kayseri 50 bin esnafın temsil edileceği KESOB’un yeni hizmet binası 78 günde yükseldi 3 Ekim 2025’te protokol üyeleri, oda başkanları, esnaf ve sanatkarların katılımıyla temel atma töreni gerçekleştirilen Kayseri Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nin (KESOB) yeni hizmet binasının kaba inşaatı 78 günde neredeyse tamamlanma aşamasına geldi. KESOB Başkanı Şeyhi Odakır, "50 bin esnafın temsil edileceği, şehrimize yakışacak olan yeni binamızın kaba inşaatının tamamlanmasına az kaldı" diye konuştu. Kayseri’nin en büyük sivil toplum kuruluşu olma özelliğini taşıyan Kayseri Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (KESOB) Başkanı Şeyhi Odakır, söz verip hayata geçirdiği yeni, modern ve müstakil hizmet binasının şantiyesini ziyaret ederek son durum hakkında bilgiler aldı. Şantiye şefi Ali İhsan Usta’nın nezaretinde inşaat alanında incelemelerde bulunan Başkan Odakır, işçileri de selamlayarak çalışmalarında kolaylıklar diledi. "Sözümüzü tutmanın huzurunu yaşıyoruz" Hayata geçirdiği projelerle adından söz ettiren KESOB Başkanı Şeyhi Odakır, incelemelerin ardından yaptığı değerlendirmelerinde şu ifadeleri kullandı: "Temelimizi atıp hızla inşaata devam edebilmenin, sözümüzü tutmanın huzurunu, mutluluğunu yaşıyoruz. Nihayet esnaf ve sanatkarlarımız da müstakil bir hizmet binasına kavuşacak. Modern görünümü ve estetiğiyle, hizmet kapasitesinin ve kalitesinin artırılmasıyla birlikte şehrimize önemli bir eser kazandıracağız. Aradan geçen 78 günde bodrum, zemin ve birinci katı tamamladık. İkinci katımızın kolonları tamamlandı, inşallah gelecek hafta tabliyesi de dökülüp bitirilecek. Böylece küçük bir çatı katı kısmının kalmasıyla ve yapımıyla kaba inşaatı tamamlamış olacağız. Hava şartları elverirse eğer yıl bitmeden kaba inşaatı bitmiş olarak göreceğiz. Gelecek sene içerisinde de artık iç ve dış çalışmaları tamamlanıp açılışını yapmak için sabırsızlanacağız." "Kayseri bu eseri sahiplendi, yakıştırdı" İş takibinin ve ciddiyetler sürdürmenin ne denli önemli olduğunun altını çizen Başkan Odakır, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tabi söz vermekle bitmiyor iş. Sözünüzü tuttuktan sonra işlerinizi de sıkı takip etmeniz gerekiyor, ciddiyetle sürdürmeniz gerekiyor. Bu yüzden şantiyedeki ekip arkadaşlarımız süreci yakından takip ediyorlar. Biz de sıklıkla ziyaret ediyoruz şantiyeyi. Müdahale etmemiz gerektiğinde elimizden geleni yapıyor ve işleri hızlandırmak için çözümler üretiyoruz. Her zaman çözüm odaklı yaklaşmamız gerekiyor ki bunun olumlu sonuçlarını yaşayarak zaten görüyoruz. Bu eser şehrimizin, Kayseri bu eseri sahiplendi, yakıştırdı. İnşallah kazasız belasız bir şekilde tamamlanmasını diliyorum. Bu bakımdan hizmet binamızın yapımında emeği olan ekip arkadaşlarımıza, şantiyedeki arkadaşlarımıza, şehrimizin yöneticilerine, kamu kurum ve kuruluş temsilcilerine, desteğini esirgemeyen yöneticilerimize, esnaf ve sanatkarlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Yapacağımız açılış törenine erişmeyi diliyor, bu heyecan ve gurura hep birlikte ortak olmayı temenni ediyorum." KESOB’un yeni hizmet binası tamamlandığında bodrum, zemin ve artı iki kat olmak üzere toplam 4 katlı bir yapı olacak. En üst katta ise teras katı yer alacak. 2 bin metrekarelik bir yapının ortaya çıkmasıyla birlikte şehre vizyon katılması, esnaf ve sanatkarlara verilen hizmet kalitesinin daha çok artması, hizmet imkanının daha da iyileşmesi hedefleniyor.
Samsun ÖSYM Başkanı Ersoy: "YDS’de yapay zeka ile hazırlanan sorular tam not aldı, kapsamı genişleteceğiz" ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy, kurumun sınav süreçlerinde yapay zekâ kullanımının giderek artacağını belirterek, özellikle yabancı dil sınavlarında önemli adımlar atıldığını söyledi. Ersoy, "Yaptığımız iki Yabancı Dil Sınavı’nda (YDS) yapay zekâ tarafından hazırlanmış soruları kullandık. Geçerlilik ve güvenlik açısından tam not aldı. Bunu artırarak devam edeceğiz" dedi. Samsun Üniversitesi(SAMÜ), British Council, The Open University ve Oxford University iş birliğiyle düzenlenen Quality in English Medium Instruction Forum-A Decade of Progress and the Road Ahead başlıklı uluslararası organizasyona Ballıca Kampüsünde ev sahipliği yaptı. Mimarlık ve Tasarım Fakültesi’nde düzenlenen etkinlik açılış programıyla başladı. SAMÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Aydın, ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy ve British Council Direktörü Denise Waddingham’ın açılış konuşmalarıyla başlayan forum, İngilizce Eğitim (EMI) alanında dünyanın önde gelen isimlerini bir araya getirerek yükseköğretimde küresel ölçekte yürütülen akademik tartışmalara önemli bir zemin oluşturdu. Oxford University’den Prof. Dr. Ernesto Macaro, NILE’dan James Thomas ve The Open University’den Prof. Anna Kristina Hultgren’in katkılarıyla gerçekleştirilen oturumlar ve atölye çalışmaları, EMI alanında yeni eğilimleri ve geleceğe yönelik yol haritalarını masaya yatırdı. "Yapay zeka dönemi geliyor" ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy, programın ardından basın mensuplarının soruları cevapladı. Ersoy, her yıl 60–70 sınav ve yaklaşık 25–30 yerleştirme işlemi gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, soru havuzunu genişletme ihtiyacına dikkat çekti. Ersoy, "2 tane yapmış olduğumuz Yabancı Dil Sınavı’nda (YDS) yapay zekâ tarafından hazırlanmış soruları sorduk. Geçerlilik ve güvenlik anlamında tam not aldı. Bunu artırarak devam edeceğiz. Sadece dil sınavlarında kalmayacağız. Biz her yıl 60 ile 70 arasında sınav yapıyoruz. Bunların beraberinde 25–30 civarında yerleştirmeler yapıyoruz. Dolayısıyla bu sınavlarda ‘soru havuzu’ denilen ciddi bir problemimiz var. Soru havuzunu artırma anlamında yapay zekâyı aktif bir şekilde kullanacağız. Özellikle dil sınavlarına ilişkin değerlendirmede yapay zekâ çalışmalarımız devam ediyor. Tabii bu uzun soluklu bir süreçtir. Bu hemen yarın olacak bir süreç değildir. Bununla ilgili projelerimiz başladı. Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde bu sonuca da ulaşacağız. Her hafta randevulu sistemle dil sınavı yapmak istiyoruz. On binlerce insanı aynı anda sınava alma derdimiz var. Değerlendirmelerde de hem yapay zekâyı hem de bir değerlendirici kullanıp inşallah daha hızlı sonuç verecek dil sınavları yapacağız" dedi. "E-TEP 14 yıllık bir rüyaydı, hayata geçirdik" Türkiye’de ilk kez ÖSYM tarafından geliştirilen ve dört beceriyi ölçen E-TEP sınavının yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu vurgulayan Ersoy, "Artık biz yeni bir çığır açtık. E-TEP sınavını Türkiye’de hayata geçirdik. 14 yıllık bir rüya bizim dönemimizde hayata geçti. Artık bundan sonra Türkiye’de ÖSYM tarafından üretilen, dört beceriyi ölçen bir sınavımız var. Bu sene sınavı temmuz ve kasım ayında iki kez gerçekleştirdik. Hedefimiz önümüzdeki sene bu sınavı dört kere yapmak. Şu anda bu sınavı dört merkezde yapıyoruz. İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana’da yapıyoruz. Beş bin kapasite ile yapıyoruz. YÖK Başkanı ile görüşmelerimiz sonucunda her merkezde bir sınav merkezi açarak her ilde ve her üniversitede E-TEP adını verdiğimiz bu sınavı yaygınlaştıracağız. Bu sınavın etkisiyle Türkiye’deki dil öğretiminde bir kelebek etkisi yaparak ilkokul, ortaokul, lise ve üniversitedeki dil eğitimine büyük katkıda bulunacağını düşünüyoruz. Yabancılar için Türkçe sınavını inşallah hayata geçiriyoruz. Onunla ilgili tüm çalışmalarımız tamamlandı. 2026 yılının başlarında inşallah YÖK Başkanımızın destekleriyle dört becerili Türkçe sınavını hayata geçireceğiz. Herhangi bir dilin dört becerili olarak sınavının yapılmasının temelini oluşturuyoruz. ÖSYM’de İngilizceden sonra en fazla yaptığımız sınav Arapçadır" diye konuştu. "Sınav güvenliği açısından uluslararası ölçekte bir kurumuz" Sınav güvenliğinin en üst düzeyde olduğu kurumun kendileri olduğunu ifade eden Ersoy, "Yaygınlık ve kapsam anlamında uluslararası düzeyde bir kurum olduğumuz için bu tip uluslararası etkinliklere katılıyoruz. Biz ÖSYM olarak tek beceri ölçen bir sınav yapıyoruz. YDS ve YÖK-Dil adını verdiğimiz sınavı yapıyoruz. Öğrencilerin dersleri anlama anlamında bir çalışma burada yapılıyor. Tüm Türkiye’de şikâyet ettiğimiz şey; bu kadar eğitim aldığı hâlde öğrencilerin İngilizceyi konuşamaması, yazamaması ve dinleyememesidir. Biz ÖSYM olarak, evet, Türkiye’nin yeni bir sınavı var: dört beceriyi ölçecek. Bu dört beceriyi ölçen sınavlarla birlikte, etki olarak hem üniversite hem de lise ve ortaokul düzeyinde öğrencilere daha nitelikli eğitimde katkıda bulunacağını düşünüyoruz" şeklinde konuştu. Programa, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatma Aydın da katıldı. Forum, iki gün boyunca gerçekleştirilecek. Sunumlar, paneller ve atölye çalışmalarının ardından katılımcılara teşekkür edilmesi ve sertifika takdimiyle sona erecek.