GENEL - 06 Aralık 2020 Pazar 10:32

Kalyon Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kalyoncu: “Kısa zamanda çok büyük mesafe aldık”

A
A
A
Kalyon Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kalyoncu: “Kısa zamanda çok büyük mesafe aldık”

Üretime 3 ay önce başlayan Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası, Türkiye’nin yenilenebilir enerji ihtiyacını karşılamak ve ihracat fırsatlarını değerlendirmek için üretim kapasitesini 2 katına çıkarma kararı aldı.

Üretime 3 ay önce başlayan Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası, Türkiye’nin yenilenebilir enerji ihtiyacını karşılamak ve ihracat fırsatlarını değerlendirmek için üretim kapasitesini 2 katına çıkarma kararı aldı. Fabrikada üretilen güneş panellerinin Karapınar GES’te kurulumu ise devam ediyor ve kurulu güç kısa sürede 40 megavata ulaştı. Kalyon Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Kalyoncu, “Yerli ve milli enerji atılımı açısından ülkemiz için büyük ve değerli bir projeyi hayata geçiriyoruz. Bu alanda kısa zamanda çok büyük mesafe aldık. Ülkemiz, atılan bu adımlarla enerji üretiminde dünyada iyi bir konuma geldi. Daha gidilecek yol var ve bu hedef doğrultusunda çalışmaya devam edeceğiz” dedi.


Ar-Ge dahil güneş paneli üretim aşamalarını tek çatı altında toplayan ve dünyada ilk olma özelliğine sahip Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası 19 Ağustos tarihinde faaliyete başladı. Burada üretilen güneş panelleri ise eş zamanlı olarak Türkiye’nin en büyük güneş enerji santrali olarak planlanan Karapınar GES’in kurulumunda kullanılmaya başlandı. Aradan 3 ay gibi kısa bir süre geçmesine rağmen Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası’nda üretim kapasitesinin 2 katına çıkartılmasına karar verildi. Karapınar GES’te ise kurulu güç 40 megavata ulaşırken elektrik üretimine de başlandı. Kalyon Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Kalyoncu, kısa sürede büyük mesafe aldıklarını ve önemli bir başarı sağladıklarını söyledi. Kalyoncu, “Yerli ve milli enerji atılımı açısından ülkemiz için büyük ve değerli bir projeyi hayata geçiriyoruz. Bu alanda kısa zamanda çok büyük mesafe aldık. Ülkemiz, atılan bu adımlarla enerji üretiminde dünyada iyi bir konuma geldi. Daha gidilecek yol var ve bu hedef doğrultusunda çalışmaya devam edeceğiz” dedi.



Dünyada ilk


Cemal Kalyoncu, 3 ay gibi kısa sürede aldıkları mesafeyi şöyle özetledi:


“3 ay önce sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımları ile fabrikamız faaliyete başladı. 400 milyon dolar yatırım ile kurduğumuz bu fabrikadan önce Türkiye’de sadece, güneş paneli üretim aşamalarının dördüncüsü yani montajı yapılıyordu. Yerli ve milli enerji stratejisi çerçevesinde Türkiye’de ilk kez güneş paneli üretiminin 4 aşaması da tek çatı altında toplandı. Hatta Ar-Ge Merkezimizi de aynı çatı altında organize ettik. Bu özelliği ile de dünyadaki tek üretim merkezi olduk. Burada üretilecek paneller yüzde 75’in üzerinde yerlilik oranına sahip. Ar-Ge çalışmaları ile bu oranı kısa sürede yüzde 90’lara çıkartacağız.”



“Kapasite iki katına çıkacak”


Türkiye’nin güneş enerjisi açısından büyük avantaja sahip olduğuna vurgu yapan Kalyoncu, yenilenebilir enerji yatırımlarına önümüzdeki yıllarda büyük ihtiyaç duyulacağını ifade ederek, şöyle konuştu:


“Devletimiz yenilenebilir enerjiyi çok önemsiyor ve bu kapsamda YEKA Projesini büyük bir hassasiyet ile uyguluyor. Türkiye’de önümüzdeki süreçte yeni güneş enerji santrallerinin kurulması gerekecek. Ayrıca dünyada da ihtiyaç artacak. Hem ülkemizin ihtiyaçlarını hem de ihracat fırsatlarını gözeterek ilk başta 500 megavat üretim kapasitesine sahip olan fabrikamızda kapasite artış kararı aldık. Bununla ilgili prosedürleri de başlattık, önümüzdeki Haziran ayında hücre ve güneş paneli üretim kapasitemiz bin megavata çıkacak. Bin 400 kişiye sağladığımız istihdam rakamı da 2 bin 100 olacak.”



3 ayda 40 megavata ulaşıldı


Cemal Kalyoncu, Başkent Organize Sanayi Bölgesi’ne kurdukları fabrikada üretilen güneş panellerinin eş zamanlı olarak Karapınar GES’in kurulumunda kullanıldığını kaydederek, şöyle devam etti:


“Fabrikamız üretime başlar başlamaz aynı gün Karapınar GES’in kurulumuna da başladık. Karapınar GES, 1 milyar dolar yatırım ile kurulacak ve bin megavat kurulu güce sahip olacak. Kullanım ömrü 30 yıl olan 3.5 milyon panelin kurulumu tamamlandığında, Karapınar GES Türkiye’nin en büyüğü olacağı gibi Türk insanının yaptığı uzaydan görünen ilk yapı olma özelliğine de sahip olacak. Şu anda Karapınar’da 40 megavat kurulu güce ulaştık ve elektrik üretmeye de başladık. Bu rakam çok önemli çünkü bundan 6 yıl önce Türkiye’nin sahip olduğu güneş enerji kurulu gücü 40 megavattı. Karapınar’da 3 ay gibi kısa sürede 2014 rakamına ulaştık. Karapınar tamamlandığında 2 milyon kişinin evsel elektrik ihtiyacını tek başına sağlayacak.”



İleri teknoloji üretilecek


Cemal Kalyoncu, sadece güneş paneli üretmeyeceklerini, Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası’nda katma değeri yüksek, ileri teknoloji de üreteceklerini belirterek, “Fabrikamızı kurarken sektörün bilgi ve teknoloji üssü olmayı da hedefledik. Bu amaçla 2 bin 500 metrekare alanda dev bir Ar-Ge Merkezi kurduk. Bu merkezde 100’den fazla mühendis ve akademisyen yeni teknolojiler üzerinde çalışıyor. Ar-Ge Merkezimiz özellikle hücre ve modüllerin verimini artırma, akıllı fabrika çalışmaları ve batarya teknolojilerinin geliştirilmesi üzerine çalışmalar yürütüyor. Hasan Kalyoncu Üniversitesi ve ODTÜ Güneş Araştırmaları Merkezi de bu çalışmaların önemli birer paydaşı olarak sürece katkı sunuyor” dedi.



Sadece üretim yapmıyor, mühendis de yetiştiriyor


Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası ile Türkiye güneş paneli üretiminde yeni bir teknoloji ile tanıştı. Polisolisyumdan ilk kez ingot elde edilirken wafer ve hücre üretimleri de ilk kez yapılıyor. Yeni teknoloji olduğu için de Türkiye’de kalifiye eleman bulunmuyor. Türkiye’de de kalifiye personel yetiştirilmesi için üretim merkezi içinde Solar Akademi adı altında eğitim faaliyetlerinde bulunuyor. Almanya, Çin ve Hindistan’dan konunun uzmanları tarafından eğitimler veriliyor. Bazı eğitimler uzaktan bazıları ise makine başında uygulamalı yapılıyor. Fabrikada ayrıca ‘Yıldız Operatör’ uygulaması dikkat çekiyor. Üniversiteden yeni mezun olan yaklaşık 70 kişiye ‘Yıldız Operatör’ adı altında uygulamalı eğitim veriliyor. Mesleğin başındaki bu kişiler içinde üstün başarı gösterenler mühendislik olarak devam edecekler. Diğerleri ise üretim aşamalarında operatör olarak kendilerini geliştirecekler. Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nin ilgili bölümlerinde okuyan öğrenciler de fabrikada eğitimden geçiyor, deneyim kazanıyor. Bin 400 kişiye istihdam sağlanan fabrikanın bütün üretim aşamalarında kadınlar aktif olarak görev alıyor ve personelin yaklaşık yüzde 25’i kadınlardan oluşuyor.


Kalyon ailesinin ikinci nesil üyelerinden Kalyon Enerji Yönetim Kurulu Üyesi Kübra Kalyoncu Şeherli, Kalyon PV operasyonlarını yürütüyor. Kübra Kalyoncu Şeherli, “Ülkemizin geleceğini ve refahını doğrudan ilgilendiren bu yatırımı hayata geçirmek için çok emek harcadık. Zamanında ‘kurulamaz’ denilen bu fabrikayı, 1 buçuk yıl gibi kısa bir sürede hayata geçirdik. Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası’nı, sadece bir üretim tesisi olarak değil, aynı zamanda bir teknoloji merkezi olarak konumlandırıyoruz. Geleceğin güneş teknolojilerine Ar-Ge merkezimizde imza atacağımız inanıyorum" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Sarıgöl’de asırlık gelenek yaşatılıyor Sarıgöl’ün Çavuşlar Mahallesi’nde asırlardır sürdürülen gelenek kapsamında, Ramazan ve Kurban Bayramları’nın arife günleri ile üç ayların başlangıcında olmak üzere yılda üç kez sabah namazının ardından çocuklara tatlı ikram edilerek yüzler güldürülüyor. Manisa’nın Sarıgöl ilçesine bağlı Çavuşlar Mahallesi’nde asırlardır sürdürülen gelenek kapsamında, yılda üç kez sabah namazının ardından çocuklara şeker, pasta, kurabiye, lokum ve pamuk şeker gibi ikramlar dağıtılıyor. Ramazan ve Kurban Bayramları’nın arife günleri ile üç ayların başlangıcında gerçekleştirilen bu anlamlı gelenek, günümüzde de aynı heyecanla yaşatılıyor. Çavuşlar Mahallesi’nde sabah namazının bitimiyle birlikte cami önünde toplanan çocuklar, sıraya girerek büyüklerin verdiği tatlıları alıyor. Mahalle sakinleri, geleneğin yılda üç kez düzenli olarak sürdürüldüğünü belirterek, bu kültürü yaşatmaktan mutluluk duyduklarını ifade etti. Mahalle sakinleri, "Ramazan ve Kurban Bayramları’nın arife günlerinde ve üç ayların başlangıcında çocuklarımızı sevindiriyoruz. Bu gelenek bizim için çok kıymetli ve gelecek nesillere aktarılmasını istiyoruz" dedi. Sabah namazı çıkışında ikramlarını alan çocuklar, büyüklerine teşekkür ederek evlerine dönerken, mahallede bayram havası yaşandı. Çavuşlar Mahallesi’nde nesilden nesile aktarılan bu gelenek, birlik ve beraberliğin güzel bir örneği olarak dikkat çekiyor.
Elazığ El emeği göz nuru amigurumiler, Elazığ’dan İngiltere’ye Elazığ Halk Eğitim Merkezi bünyesinde açılan amigurumi ve örgü kursunda 20 kadın el emeği ürünler üretiyor. Kursiyerlerin hazırladığı ürünler Türkiye’nin farklı illerinin yanı sıra İngiltere’ye de gönderiliyor. Elazığ Halk Eğitim Merkezi bünyesinde, Usta Öğretici Betül Çoban öncülüğünde açılan amigurumi ve örgü kursu, kadınların hem sosyal hayata katılmasına hem de aile bütçelerine katkı sağlamasına imkan tanıyor. Yaşları 30 ile 65 arasında değişen 20 kadın kursiyer, el emeği göz nuru ürünlerini Türkiye’nin farklı illerinin yanı sıra yurt dışına, özellikle İngiltere’ye gönderiyor. Kurs kapsamında kadınlar hırka, şapka, eldiven gibi örgü ürünlerinin yanı sıra amigurumi bebekler, anahtarlıklar ve çeşitli figürler hazırlıyor. Özellikle amigurumi bebeklere yoğun talep olduğunu belirten Usta Öğretici Betül Çoban, kursun yalnızca bir eğitim alanı değil aynı zamanda güçlü bir dayanışma ve üretim ortamı sunduğunu ifade etti. Çalışmaları hakkında bilgi veren Elazığ Halk Eğitim Merkezi Usta Öğretici Betül Çoban, " Kursum, amigurumi ve örgü üzerine. Kadınlarla birlikte hem yurt dışına hem de Türkiye’nin farklı illerine toplu işler yapıyoruz. Kursumuz, katılımcılarımıza maddi ve manevi katkı sağlarken aynı zamanda stres attıkları, kaynaştıkları sosyal bir ortam sunuyor. Ekip çalışmasına büyük önem veriyoruz. Şu anda yurt dışında özellikle İngiltere’ye yönelik toplu siparişler alıyoruz. Gelen siparişleri zamanında yetiştirmeye, her gün kalitemizi bir adım daha ileriye taşımaya özen gösteriyoruz. Kış mevsimi olması sebebiyle en çok hırka, şapka ve eldiven üretiyoruz. Bunun yanında örgüye dair pek çok ürün hazırlıyoruz. Çalışmalarımızın önemli bir bölümünü amigurumi oluşturuyor. Anahtarlıklar, bebekler ve çeşitli figürler yapıyoruz. Özellikle amigurumi bebeklere yoğun talep var ve bu alanda yurt dışına da sipariş alıyoruz. Kursiyerlerimiz benimle birlikte toplu siparişlerde yer aldıkları gibi aynı zamanda bireysel siparişler de alabiliyorlar. Böylece hem ekonomik hem de kişisel anlamda desteklenmiş oluyorlar. Kursumuzda 30 ile 65 yaş aralığında kadınlar bulunuyor. Hepsi örgü konusunda tecrübeli. Ben şuna yürekten inanıyorum, insan her gün yaptığı işe mutlaka yeni bir şey katar. Kursiyerlerimizin de buraya geldiklerinde bildiklerinin üzerine koyarak kendilerini daha da geliştirdiklerini düşünüyorum. Bu işi hem öğreniyor hem de severek sürdürüyoruz" dedi. Kursun hayatına olumlu katkılar sağladığını belirten kursiyerlerden Naime Yerli, "Kursa bu sene yeni başladım ama çok severek yapıyorum. Zaten daha önce de örgüyle ilgileniyordum ve hep hayatımın bir parçasıydı. Hem maddi hem de manevi açıdan bana gerçekten çok iyi geldi. Yaptığım işten memnunum ve evime katkıda bulunuyorum, eşime hem maddi hem manevi olarak destek oluyorum. Bu kurs benim için kişisel olarak da çok faydalı oldu. Hem fiziksel hem de zihinsel açıdan rahatlıyorum. Buraya geldiğimde zihnimi boşaltıyor, evde yaşadığım bütün sıkıntıları üzerimden atıyorum. Gerçekten iyi geliyor. Arkadaş ortamımız da çok güzel. Yeni insanlarla tanıştım, güzel dostluklar kurdum. Bugüne kadar hırkalar ve yelekler yaptım; şu anda ise şapka örüyorum. Severek yaptığım bu iş, hayatıma çok güzel katkılar sağladı" şeklinde konuştu. Daha önce farklı alanlarda kurslara katıldığını ifade eden kursiyerlerden bir diğer kursiyerlerden Serap Artik, "Daha önce farklı kurslara katıldım, halk eğitim merkezlerine sık sık gidiyordum. Dikiş-nakış ve boyama teknikleri gibi alanlarda eğitimler aldım. Ancak bu yıl örgüyü ilk kez profesyonel anlamda Betül Hocamdan öğreniyorum. Evde hırka, yelek gibi birçok ürün yapıyordum ama işi daha doğru ve bilinçli şekilde öğrenmek için Betül Hocaya ulaştım. İlk olarak bir amigurumi bebek yaptım. Daha sonra hocamız toplu olarak şapka siparişi alındığında, hepimize şapka örmemizi önerdi. Şu anda hep birlikte şapka yapıyoruz. Sosyal ortam gerçekten çok güzel. Halk eğitimin bu tür projelerinde yer almak ve kadınların hem sosyal hayata katılmalarını hem de ev ekonomilerine katkı sağlamalarını desteklemek çok kıymetli. Yaptığımız ürünler, Betül Hocamız sayesinde yurt dışına kadar ulaşıyor. Hocamız toplu sipariş alıyor ve bunları kursiyerler arasında eşit şekilde paylaştırıyor. Evde oturup boş vakit geçirmek yerine burada bir şeylerle uğraşmak çok daha faydalı. Hem sosyal bir ortam oluşuyor, arkadaşlarla sohbet ediliyor hem de örgü gerçekten bir terapi gibi insana iyi geliyor" diye konuştu. Kursiyerlerden Nurdan Artay da kurs ortamından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Okulun kurs merkezlerine kursiyer olarak geliyorum. Burada örgüler örüyor, amigurumi bebekler yapıyor ve dışarıya siparişler hazırlıyoruz. Ortamımız çok güzel; sınıfımız, hocamız ve arkadaşlarımızla uyum içinde çalışıyoruz. Kendi çapımızda güzel işler üreterek keyifle devam ediyoruz" dedi.