EKONOMİ - 18 Ocak 2021 Pazartesi 15:54

Bakan Çavuşoğlu: "Pandemiden önce açıkladığımız ‘Yeniden Asya’ açılımının değerini salgın sırasında tekrar gördük"

A
A
A
Bakan Çavuşoğlu: "Pandemiden önce açıkladığımız ‘Yeniden Asya’ açılımının değerini salgın sırasında tekrar gördük"

ANKARA (İHA) – Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Dünyanın en büyük ekonomilerinin bile içe kapandığı, devlet kurumlarının çöktüğü bir dönemde el birliğiyle turizmden, sanayiye, ekonomimizi canlı tutmayı başardık.

ANKARA (İHA) – Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Dünyanın en büyük ekonomilerinin bile içe kapandığı, devlet kurumlarının çöktüğü bir dönemde el birliğiyle turizmden, sanayiye, ekonomimizi canlı tutmayı başardık. Pandemiden önce açıkladığımız ‘Yeniden Asya’ açılımının değerini salgın sırasında tekrar gördük” ifadelerini kullandı.


Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Ticaret Bakanlığı’nda düzenlenen ‘Yeniden Asya; Türkiye’nin Asya Ülkeleri ile Ticaretinin Geliştirilmesinde Yeni Perspektifler’ toplantısına katıldı.



“Büyükelçilerimize verdiğimiz en önemli görevlerden birisi ekonomi ve ticaret diplomasisi”


Türkiye’nin Avrupa’nın doğusunda Asya’nın da en batısında yer aldığını ve bu konumu en iyi şekilde değerlendirmek için çalışıldığını ifade eden Bakan Çavuşoğlu, “Hem doğuyla hem batıyla ilişkilerimizi artırmaya çalışıyoruz. Ülkemizin, yatırımcılarımızın, üreticimizin çıkarı neredeyse oraya yöneliyoruz. Milletimizin en ayırıcı özelliklerinden birisi girişimci ruhudur. Bütün dünyayla temas kuran bir Bakanlık olarak bunu bizzat görüyoruz. Dünyanın neresine giderseniz gidin mutlaka bir Türk girişimci bulursunuz. Biz de insanımızın bu özelliğini dış politikamıza yansıtıyoruz. Her coğrafyada bayrak gösterip insanımızın önünü açıyoruz. Dünyanın en büyük 5. diplomatik ağına sahip olduğumuzu sizler de biliyorsunuz. Ekonomik ve ticari ilişkilerin artırılmasında asıl vazifemiz bizim sizlerin önünü açmak. Ticaret Bakanlığımızla birlikte büyük gayret gösteriyoruz. Büyükelçilerimize verdiğimiz en önemli görevlerden birisi ekonomi ve ticaret diplomasisi. Merkez Bankamızın son yaptığı bir çalışma var elimizde. Yeni büyükelçilik açtığımız 39 ülkeyle ticaretimizin yüzde 27 arttığını gösteriyor bu çalışma. El birliğiyle yürüttüğümüz ticaret diplomasisinin somut sonuçlarını almak bizler için en büyük ödüldür” açıklamasında bulundu.



"Pandemi ‘Yeniden Asya’ bağlamındaki adımlarımızı yavaşlatsa bölgedeki faaliyetlerimizi sürdürdük"


19 ve 20. yüzyılların sırasıyla Amerika ve Avrupa’nın asırları olduğunu ve 21.yüzyılın Asya asrı olacağını belirten Bakan Çavuşoğlu “Birçok ülkede bu gerçeğin bilinciyle hareket ediyor. Avrupa Birliği de Çin’le kapsamlı yatırım anlaşması imzalandı. Bu anlaşmayla Çin’deki yatırımlarını korumak kritik bazı sektörlere giriş ve zorunlu teknoloji transferinin önlenmesi gibi alanlarda önemli kazanımlar elde etti. Bizim de bu kıtanın asli unsuru olarak bu gelmelere kayıtsız kalmamız düşünülemez. Bu anlayışla Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle 2019’da Yeniden Asya girişimini ilan ettik. Girişimin amacı Asya’yla yeniden daha güçlü bağlamlar özellikle ekonomik ilişkilerimizi ilerletmek. Yeniden Asya aslında sizlerin önünü daha fazla açmak için ortaya konulan bir girişimdir. Bu hususta görüşler ve tavsiyeleriniz bizler için çok önemlidir. Pandemi ‘Yeniden Asya’ bağlamındaki adımlarımızı yavaşlatsa da bölgedeki faaliyetlerimizi sürdürdük. Tüm bakanlıklarımızın ve cumhurbaşkanlığı üst kurullarının aralarında bulunduğu 31 kurumdan müteşekkil bir eş güdüm kurulu kurduk. Geçen yıl 31 ülke için 40 ana faaliyet alanında eylem planları oluşturduk. Pandemiden önce bölge uzmanı akademisyen ve uzmanlarımızla bir araya gelerek yönlendirmelerini aldık ayrıca Asya ülkelerinin Ankara’da büyükelçileriyle de bir araya gelerek onların da düşüncelerini aldık” şeklinde konuştu.



“Bölge ülkeleri de bir yandan ekonomik olarak bağlı oldukları Çin, bir yandan güvenlik bağlı oldukları ABD arasında hassa denge kurmaya çalışıyorlar”


14 trilyon dolar hasılayla Çin’in dünyanın başlıca üretim ticaret ve yatırım merkezi olduğu bilgisini veren Bakan Çavuşoğlu “Çin’in 2028 yılında dünyanın en büyük ekonomisi olacağı tahmin ediliyor. Bölge ülkeleri de bir yandan ekonomik olarak bağlı oldukları Çin, bir yandan güvenlik bağlı oldukları ABD arasında hassa denge kurmaya çalışıyorlar. İkinci olarak güneydoğu Asya ülkeleri gelişmişlik düzeylerindeki farklara rağmen Asya Pasifik coğrafyasının gelecek vadeden parlak yıldızlarıdır. Üçüncü olarak Güney Asya’da büyüyen ekonomisi ve yoğun nüfus gücü ile bir üretim merkezi haline geldi. Dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olan Hindistan’da savunma sanayii ve yenilenebilir enerji konularında büyük potansiyel var. Hala Türk şirketlerince yürütülen önemli projeler mevcut. Keza Pakistan’la yakın siyasi ilişkilerimiz savunma sanayi başta olmak üzere önemli imkanlar sundu. Bugün firmalarımız Pakistan’da yoğun faaliyet gösteriyor” değerlendirmesini yaptı.



“Bu girişim uzun vadeli yani günü birlik değil kısa vadeli değil”


‘Yeniden Asya’ girişiminin uzun vadeli olduğunun altını çizen Bakan Çavuşoğlu, “Dünyanın en büyük ekonomilerinin bile içe kapandığı devlet kurumlarının çöktüğü bir dönemde el birliğiyle turizmden, sanayiye, ekonomimizi canlı tutmayı başardık. Pandemiden önce açıkladığımız ‘Yeniden Asya’ açılımının değerini salgın sırasında tekrar gördük. Bu girişim uzun vadeli yani günü birlik değil kısa vadeli değil. El birliğiyle ülkemiz için somut sonuçlar almaya çalışacağız” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Başkan Ünlü, “Tüm emekçilerimize gösterdikleri çaba için yürekten teşekkür ediyorum” 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle bir mesaj yayınlayan Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü, “Tüm emekçilerimize gösterdikleri çaba için yürekten teşekkür ediyorum” dedi. Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle bir mesaj yayınladı. 1 Mayıs’ın dünya işçi tarihi açısından çok önemli olduğunu ifade eden Başkan Ünlü, “Zor şartlara rağmen daha yaşanabilir bir dünya için alın teri döken tüm emekçilerin hak arayışlarının mücadelesini simgeleyen 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun” dedi. Başkan Acar Ünlü mesajında şu ifadeleri kullandı; “Marmaris için emek veren herkesin akıttığı terin, gösterdiği gayretin farkındayız. Rutin işlerinin yanı sıra yangın, sel ya da deprem gibi olağanüstü durumlarda da talimat beklemeden sahaya koşan, gece gündüz demeden çalışan işçilerimize ne kadar teşekkür etsek azdır. Bizler Marmaris Belediyesi olarak büyük bir aileyiz, bir bütünüz. Hep birlikte Marmaris için çalışmaya ve üretmeye devam edeceğiz. Bu güzel topraklar için alın teri döken işçilerimizin emeklerinin karşılığını vermek için bizler de elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle tüm işçi ve emekçilerin haklı mücadelesini selamlıyor; daha yaşanabilir bir dünya için çaba gösteren tüm emekçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyorum”
Ankara Merkez Bankası Başkanı Karahan: “Yılsonu enflasyon beklentilerinin halen tahminlerimizin üzerinde olduğunu görmekteyiz” Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Dr. Fatih Karahan, 12 ve 24 ay sonrası enflasyon beklentilerinde eylül ayı itibarıyla başlayan iyileşmenin devam ettiğini belirterek, yılsonu enflasyon beklentilerinin halen tahminlerinin üzerinde olduğunu kaydetti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından 92’nci Hesap Dönemi Olağan Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantı gündemi Burada konuşan Dr. Fatih Karahan, 2023 yılının küresel iktisadi faaliyetin zayıf seyrettiği bir yıl olduğunu dile getirerek, “Özellikle ihracat yaptığımız ülkelerde kademeli olarak azalan büyüme oranları, 2023 yılında da gerilemesini sürdürmüştür. Küresel enflasyon ise bir önceki yılda ulaştığı yüksek seviyelere kıyasla belirgin şekilde gerilemekle birlikte, merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde kalmayı sürdürmüştür. Bu dönemde enflasyonun hedefin üzerinde seyrettiği ülkelerde parasal sıkılaştırma devam etmiştir” ifadelerini kullandı. Karahan, Türkiye’de 2023 yılının ilk yarısında iç talep kaynaklı güçlü seyreden iktisadi faaliyetin, yılın ikinci yarısında ivme kaybetmiş olmasına rağmen gücünü koruduğunu kaydetti. “Cari işlemler dengesi 2023 yılında 45,4 milyar ABD doları açık vermiştir” Merkez Başkanı Karahan, cari işlemler dengesinin 2023 yılında 45,4 milyar doları açık verdiğini vurgulayarak, “Cari işlemler açığına en yüksek negatif katkı enerji dengesinden gelmiştir. Altın ve enerji hariç dış ticaret dengesi ise güçlü iç talebin de etkisiyle cari dengeye negatif katkı verirken, hizmet kalemlerinin cari dengeye pozitif katkısı artarak sürmüştür” dedi. Karahan, Şubat ayında yaşanan depremlerin ve arz-talep dengesizliklerinin enflasyon üzerindeki baskıları artırdığına dikkati çekerek, vergi ayarlamaları, döviz kuru gelişmeleri, ücret artışları, hizmet enflasyonundaki katılık ve ham petrol fiyatlarının ani yükselişi sebebiyle 2023 yılında enflasyonun yüzde 64,8 olarak tamamlandığını kaydetti. “Güçlü bir parasal sıkılaştırma süreciyle politika faizini yüzde 50’ye çıkarttık” Geçtiğimiz haziran ayında dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için güçlü bir parasal sıkılaştırma süreciyle birlikte politika faizini yüzde 50’ye yükselttiklerine vurgu yapan Karahan, sözlerine şöyle devam etti: “Operasyonel çerçevede değişikliğe giderek, Merkez Bankası gecelik vadede borçlanma ve borç verme oranlarının bir hafta vadeli repo ihale faiz oranına kıyasla -/+ 300 baz puanlık bir marj ile belirlenmesine karar verdik. Burada bir kez daha vurgulamak isterim ki, bu değişiklik, faiz oranlarının geldiği yüksek seviye göz önünde bulundurularak yapılan teknik bir düzeltmedir. Bir diğer ifade ile, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını temel politika faizi olarak kullanmaya devam edeceğiz.” “Enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşumuzu koruduğumuzun altını çizmek isterim” Karahan, mart ayında aylık enflasyonun ana eğiliminin, devam eden zayıflamaya rağmen öngörülerinden yüksek gerçekleştiğini ifade ederek, “Tüketim malı ve altın ithalatındaki seyir cari dengedeki iyileşmeye katkı verirken, yakın döneme ilişkin diğer göstergeler yurt içi talepte direncin sürdüğüne işaret etti. Diğer taraftan, mart ayındaki politika adımlarımızın etkisiyle finansal şartlar önemli ölçüde sıkılaştı. Yaptığımız parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki etkilerini yakından izliyoruz. Bu doğrultuda, Nisan ayı toplantımızda parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak politika faizini sabit tutmakla birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşumuzu koruduğumuzun altını çizmek isterim” değerlendirmesinde bulundu. Parasal sıkılaşmanın da desteğiyle 12 ve 24 ay sonrası enflasyon beklentilerinde eylül ayı itibarıyla başlayan iyileşmenin devam ettiğini belirten Karahan, yılsonu enflasyon beklentilerinin ise halen tahminlerinin üzerinde olduğunu kaydetti. “Enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz” Aylık fiyat gelişmelerini yakından takip ettiklerini aktaran Karahan, “Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanıp, enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz” açıklamasında bulundu. Enflasyon görünümünde belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşunu sıkılaştıracaklarını vurgulayan Karahan, “Para politikasındaki kararlı duruşumuzun; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşüreceği ve dezenflasyonun 2024 yılının ikinci yarısında tesis edileceğini öngörmekteyiz” ifadelerine yer verdi. Merkez Bankası’nın temel amacı ve önceliğinin fiyat istikrarını sağlamak olduğunun altını çizen Karahan, “Para politikasını bu amaç doğrultusunda, enflasyonu önce tek haneli rakamlara, orta vadede ise yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal şartları sağlayacak şekilde belirlemeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Ankara Eğitim-Bir-Sen’den Ankara’da öğrencisi tarafından bıçaklanan öğretmen için basın açıklaması Ankara’da bir araya gelen Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) üyeleri, Pursaklar’da bir lisede öğrencisi tarafından bıçaklanan müdür yardımcısı için basın açıklaması düzenledi. Saldırının meydana geldiği okulun önünde toplanan grup, eeğitimde şiddetin son bulmasını talep etti. Pursaklar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi müdür yardımcısı Sadettin Dinçer (55), öğrencisi R.U.’yu (17) okulda elektronik sigara ile yakalayarak ailesine haber verdi. Bunun üzerine öğretmenine kin besleyen R.U., pusu kurduğu Dinçer’i bacağından bıçakladı. Dinçer, hastanedeki tedavisinin ardından taburcu edilirken, saldırgan öğrenci ise yakalanarak gözaltına alındı. Son zamanlarda artan öğretmen şiddeti olaylarına dikkat çekmek isteyen Eğitim-Bir-Sen yetkilileri ise saldırının olduğu lise önünde bir araya gelerek duruma tepki gösterdi. Ellerinde pankartlarla birlikte slogan atan grup, hep bir ağızdan eğitimde şiddetin son bulmasını talep etti. Grup adına açıklamalarda bulunan Eğitim-Bir-Sen Ankara 8 Numaralı Şube Başkanı Güngör Erdoğan, şu ifadelere yer verdi: “Eğitim çalışanlarına yönelen şiddetin genel ve yaygın bir görünüm arz etmesi, psikolojik ve sosyolojik kökenleri olan toplumsal bir sorun hâline geldiğini göstermektedir. Şiddeti önleyecek önemli bir aktör olması gereken eğitimciler, maalesef şiddetin mağduru durumuna gelmiştir. Eğitimcinin itibarını artıracak, konumunu güçlendirecek, onu tehlikelere karşı koruyacak tedbirleri almak zorundayız. Eğitimci, şiddete karşı yasal güvenceyle korunan, kendisi bizzat şiddeti önleyen; eğitim ise şiddeti ortadan kaldıran bir enstrüman olmalıdır. Mevcut düzenlemelerin caydırıcı olmadığı, bilakis şiddeti beslediği artık görülmelidir. Sorun üreten bir sistem çare olamaz. Yapılması gereken, medeniyet değerlerimizi merkeze alan bir kültür seferberliğine ve eğitim programına geçmektir. Şu da bilinmelidir ki bir tek sebebi ve kaynağı olmayan şiddet, ancak topyekûn bir duyarlılık ve bilinçle önlenebilir. Varlık ve medeniyet iddiamızı sürdürmek istiyorsak, bu seferberliği başlatmaya ve başarmaya mecburuz, yoksa pırıl pırıl olması gereken kalplerine attığımız karanlık kördüğümlerle hem çocuklarımıza şiddet uygulamış hem de onları şiddete yönlendirmiş olacağız. Eğitim merkezli düzenlemeler ciddi bir duyarlılık ve sorumlulukla yeniden tanzim edilmelidir. Öğretmenlik mesleğine itibar kazandırılmalı, eğitim çalışanlarımız saldırılara açık, korumasız, korunaksız, güvensiz bırakılmamalıdır. Çocuklarımızı, umudumuzu, geleceğimizi emanet ettiğimiz öğretmenlerimiz her bakımdan korunmalı, etkinleştirilmelidir. Bu kapsamda, değerler eğitimi, aileyi de içine alacak şekilde ve sosyal çevrenin öğrenci üzerindeki muhtemel negatif etkilerinden arındıracak kapsamda yeniden ele alınmalıdır.”