ASAYİŞ - 24 Haziran 2021 Perşembe 16:31

Genç bisikletçi Umut Gündüz’ün ölümüne ilişkin davada tanıklar dinlendi

A
A
A
Genç bisikletçi Umut Gündüz’ün ölümüne ilişkin davada tanıklar dinlendi

Ankara’da bisikleti ile eve giderken alkollü bir sürücünün arkadan çarpması sonucu yola savrulan ve sonrasında başka bir aracın altında kalarak hayatını kaybeden Umut Gündüz’ün davasına devam edildi.

Ankara’da bisikleti ile eve giderken alkollü bir sürücünün arkadan çarpması sonucu yola savrulan ve sonrasında başka bir aracın altında kalarak hayatını kaybeden Umut Gündüz’ün davasına devam edildi.


Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya maktul Gündüz’ün aile yakınları, avukatları ve sanık Çağdaş Ş. katıldı. Ankara Bisiklet ve Doğa Sporları Derneği üyesi olan 19 yaşındaki Gündüz’ün ailesi, ‘bilinçli taksirle adam öldürmek’ suçundan tutuksuz yargılanan sanığın ‘kasten öldürme’ suçundan Ağır Ceza Mahkemesinde tutuklu olarak yargılanmasını istediklerini ifade etti.


Umut Gündüz, Ankara’nın Eryaman semtindeki evine giderken 15 Temmuz 2020 tarihinde 1.53 promil alkollü olduğu belirlenen Çağdaş Ş. hakimiyetindeki aracın arkadan çarpması sonrası yola savrulmuş ve başka bir aracın altına kalarak hayatını kaybetmişti. Olay sonrası Gündüz’e çarpan aracın plakası düşmüş ve sürücü Çağdaş Ş. durmayıp devam etmişti. Kaza sonrası hastaneye kaldırılan Gündüz, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı.


“Polisin bana ulaşması için plakayı delil olarak bıraktım”


Kaza anından kısa bir süre sonra ne olup bittiğini anlamak için durduğunu söyleyen Çağdaş Ş., bisikletli kişiyi görmediğini ileri sürerek, “Bisikletli kişi ön camın üstüne düştü. Cam kırıldı ama ne olduğunu anlayamadım yavaşladım. Aracın içerisindeyken sol tarafımdan bir fren sesi geldi, beyaz renkli bir araçtı. Dikiz aynasından yerde yatan bisikletli kişiyi gördüm. Fakat yanımdan geçen beyaz aracın bisikletli kişiye çarpıp çarpmadığını görmedim. Bir miktar alkollü olduğumu kabul ediyorum, 2 bira içmiştim. Yaşanılanlardan dolayı pişmanım. Olay yerinden kaçmadım, plakayı bilerek delil olarak polisler bana ulaşsın diye bıraktım. Babamı da trafik kazasında kaybettim. Hayatını kaybeden gencin ailesinden özür diyorum” dedi.


“Oğlum hayat dolu 19 yaşında bir çocuktu”


Sanık savunmasının ardından söz alana maktulün babası Menderes Gündüz, oğlunun hayat dolu bir çocuk olduğunu söyleyerek, “Olay kaza denilerek geçiştirilemez. Oğlum lisanslı sporcuydu üniversiteye gidecekti. Hayalleri olan hayat dolu 19 yaşında bir çocuktu. Profesyonel sporcu olduğu için kurallara azami dikkat ederdi. Kast takardı ve bisikletinde de reflektörler vardı. Sanık 50 kilometreyle gittiğini iddia ediyor ve bunun yalan olduğunu herkes biliyor. Sanığı affetmiyorum” diye konuştu. Maktulün annesi de sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını talep etti.


‘Kaza değil cinayet’


Maktulün avukatı Dursun Yılmaz ise sanığın olay anı aşırı alkollü olduğunu belirterek bu olayın kaza değil cinayet olduğunu vurguladı. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen dosyaya yetkisizlik verilerek Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesini talep eden Dursun, davanın Asliye Ceza Mahkemesinde devam etme kararı verilirse sanığın tutuklanması gerektiğini ifade etti.


“Olay yerine plaka atıldığını görmedim”


Duruşmada tanık olarak dinlenen ve Umut Gündüz ile birlikte emniyet şeridinde bisikletleriyle ilerlediklerini söyleyen Alican A., “Aniden bir ses duydum, ilk başta bir aracın lastiği patladı zannettim. Yanıma baktığımda Umut yoktu, havada bisikleti gördüm. Arkadaşım bir tarafa bisiklet bir tarafa düştü. Bu esnada beyaz renkli bir araçta yerdeki Umut’a çarparak sürükledi, aracın durması için bağırdım ancak durmadı. Gördüklerim karşısında konuşmaya bile halim yoktu. Bisikletlerimizin arkasında kırmızı renkli çakarlar vardı. Olay yerine plaka atıldığını da görmedim. Olay sonrası orda bulunanlardan birisi çarpan aracın plakası düşmüş diye plakayı bana verdi. Plakayı çantama koydum ve polise teslim ettim” ifadelerini kullandı.


Olayın yaşandığı sırada o yolda aracı birlikte seyir halinde olan tanık İsmail Ç. ise kendisinin de olay yerine plaka bırakan kimseyi görmediğini söyleyerek, “Aracımla sol şeritte seyir halindeyken yaklaşık 90 kilometre hızla mavi renkli bir araç geçti. Hemen hemen 300 metre ilerden patlama sesine benzer bir ses duydum ve beni geçen aracın bir şeye çarptığını anladım” dedi.


Sanık ve tanık ifadelerini dinleyen mahkeme heyeti bilirkişi raporlarının dosyaya eklenmesine karar vererek duruşmayı 7 Aralık tarihine erteledi.


Ankara Adliyesi’nde görülen duruşma öncesi Umut Gündüz’ün ailesi ve arkadaşları bir basın açıklaması yaptı. Sanığın ‘kasten öldürme’ suçundan tutuklu olarak yargılanması gerektiğini ifade eden maktulün babası Menderes Gündüz, “19 Yaşındaki bisiklet sporcusu Umut Gündüz, 15 Temmuz 2020 Tarihinde, antrenman sonrası bisikletiyle evine giderken, trafik kurallarını ihlal ederek araç kullanan alkollü sürücünün arkadan çarpıp kaçması sonucu hayatını kaybetti. Umut Gündüz’ ün ölümüne sebep olan yüzde 100 kusurlu sanık Çağdaş Şenyüz, 4 aylık tutukluluğunun ardından uzun tutukluluk neden gösterilerek, ilk duruşması yapılmadan ve UYAP sistemine bile işlenmeden serbest bırakıldı. Tüm somut deliller ortada olmasına rağmen sanık Çağdaş Şenyüz’ ün ‘bilinçli taksirle adam öldürme’den Asliye Ceza Mahkemesinde tutuksuz yargılanmasına karar verildi. Olayın yaşandığı günden itibaren bugüne kadar geçen yaklaşık bir yıl boyunca bisikletli ölümlerin son bulması amacıyla, Umut Gündüz adına yürüttüğümüz adalet mücadelesinde, Umut Gündüz’ ün ailesi, arkadaşları ve sevenleri olan bizler, 24 Haziran’da yapılacak ilk duruşmada, yüzde 100 kusurlu sanık Çağdaş Şenyüz’ ün somut deliller ışığında, ‘kasten adam öldürme’ suçlamasıyla Ağır Ceza Mahkemesinde tutuklu olarak yargılanmasını ve 19 yaşında, gelecek hayalleri kuran gencecik sporcu bir insanın hayatına son veren bu katilin en yüksek cezayı almasını istiyoruz. Bisikletli ölümlere sebep olan sürücülerin trafik kazası denilerek cezasız bırakılması sonucunda her geçen gün ölümler artmaya devam etmektedir. Son iki yıl içinde buna benzer olaylar sonucu 272 bisikletli hayatını kaybetmiştir. Umut Gündüz davasının örnek bir dava olarak görülmesini ve alınacak kararın bundan sonraki zamanda yaşanması muhtemel bisikletli ölümleri durdurmak için emsal olması için sanık Çağdaş Şenyüz’ ün ‘kasten ‘adam öldürme’ suçundan yargılanmasını ve en ağır cezayı almasını istiyoruz” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Fidan: “Türkiye olarak Güney Afrika’nın İsrail’e karşı UAD’da açtığı davaya müdahil olmaya karar verdik” Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Bugün yaptığımız değerlendirmelerin neticesini Cumhurbaşkanımıza arz ettik ve alınan siyasi karar gereği buradan ilk kez duyurmak istiyorum, Türkiye olarak Güney Afrika’nın İsrail’e karşı UAD’da açtığı davaya müdahil olmaya karar verdik. Bu adımlar UAD önündeki sürecin doğru yönde ilerlemesini temenni ediyoruz” dedi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Endonezya Dışişleri Bakanı Retno Marsudi ile Dışişleri Bakanlığı’nda görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından ikili düzenlenen toplantıda gündeme ilişkin basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Görüşmede Türkiye Endonezya Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyinin ilk toplantısının hazırlıklarını ele aldıklarını aktaran Baka Fidan, “Bu mekanizma Cumhurbaşkanımızın 2022 tarihinde Bali’yi ziyaretleri sırasında tesis edilmişti. Bu çerçevede ikili ilişkilerimizin tüm taraflarını görüşme şansımız oldu. Endonezya’nın seçilmiş Cumhurbaşkanı Prabowo’nun ülkemizi ziyareti dahil önümüzdeki dönemde üst düzey ziyaretlerin devamı hususunda da mutabık kaldık. Görüşmelerimizde ekonomik ve ticari ilişkilerimizi yenilenebilir enerji ve helal gıda dahil çeşitli alanlarda geliştirme hususunda mutabık kaldık. Ticaret hacmimizin liderlerimiz tarafından belirlenen 10 milyar dolar hedefine ulaşması için atabileceğimiz adımları istişare ettik” ifadelerini kullandı. Kapsamlı Ticaret ve Ekonomik İşbirliği Anlaşmasının müzakerelerinin devam ettiğini belirten Bakan Fidan, Endonezya’nın yeni başkenti Nusantara’nın inşa sürecinde Türk müteahhitlik firmalarında rol almasını istediklerini kaydetti. “Savunma ve dışişleri bakanlarının yer alacağı ‘2+2’ formatında bir mekanizma kurulması konusunda mutabık kaldık” Türkiye ve Endonezya arasında savunma sanayi işbirliğinin artarak devam etmesini ve firmaların Endonezya ordusunun modernizasyonunda daha fazla rol almasını arzu ettiğini dile getiren Bakan Fidan, “Terörle mücadele dahil önümüzdeki dönemde imzalanabilecek belgeleri gözden geçirdik. FETÖ başta olmak üzere terör örgütleriyle mücadele konusunda çalışmaya devam edeceğiz. Ayrıca bugün ilişkilerimizin daha da derinleşmesini sağlayacak önemli bir karar daha aldık. İki ülke arasında savunma bakanlarıyla dışişleri bakanlarının yer alacağı ‘2+2’ formatında bir mekanizma kurulması konusunda mutabık kaldık” dedi. “Bazı Avrupa ülkelerinin Filistin’i tanımaya yakın olduklarını söylemeleri de ayrıca umut vericiydi” Endonezyalı mevkidaşı ile görüşmesinde Filistin’deki gelişmelerin yer aldığını aktaran Bakan Fidan, Endonezya’nın Filistin konusundaki tutum ve hassasiyetin ortak olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı: “Endonezya’nın da yer aldığı İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği Temas Grubu olarak Gazze’ye yönelik saldırılara ilişkin uluslararası farkındalığı artırmak için önemli çalışmalarda beraber görev aldık. Biliyorsunuz Gazze Temas Grubu Toplantısına katılmak üzere Riyad’daydım. Burada öncelikle Temas Grubu olarak kendi aramızda bilahare batılı ülkelerin de temsilcilerinin katılımıyla toplantılar yaptık. Filistin Devleti’nin tanınması ve iki devletli çözüme odaklanan mesajlarımızı bir kez daha kuvvetle vurguladık. Bazı batılı ülkelerin artık iki devletli çözümün bir şart olduğunu kabul ettiklerini, İsrail kadar Filistin de güvenliğinin sağlanmasının eşit derecede önem taşıdığını teslim ettiklerini görmekten memnuniyet duyduk. Tüm çabalarımızla artık dünyanın en azından söylem bazında da olsa aynı noktaya geldiğini görmekteyiz. Bazı Avrupa ülkelerinin Filistin’i tanımaya yakın olduklarını söylemeleri de ayrıca umut vericiydi.” “Zaman, bu söylem birliğinin uygulamaya geçme zamanıdır” Filistin’i 136 ülkenin tanıdığını hatırlatan Bakan Fidan, ağırlıklı olarak Avrupa ülkeleri ve ABD’nin tanımaması nedeniyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde Filistin’in statüsünün tescil edilmediğini aktararak, “Şu anda geldiğimiz aşamada bu yaygın tanımanın daha büyük uluslararası meşruiyete dönüşmesi, başta ABD olmak üzere Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne daha büyük bir baskı uygulanması. Bu noktada sistemli ve yoğun çalışmalarımızı dostlarımızla beraber devam ediyoruz. Uluslararası kamuoyunun bu tepkisine karşı İsrail büyük bir pervasızlık ve cüretle Filistinli sivillere karşı işlediği suçları sürdürmektedir. Artık zaman, bu söylem birliğinin uygulamaya geçme zamanıdır. Bu insanlık dışı durma hep beraber uluslararası toplum olarak sistemli bir şekilde aktif bir şekilde ‘dur’ dememiz gerekiyor. 21. Yüzyılda Gazze’de açlıktan ölümler yaşanırken, İsrail ordusunun çekildiği yerlerde toplu mezarlar ortaya çıkarken, kadın, çocuk, hasta, yaşlı demeden siviller hedef alınırken, uluslararası toplum daha neyi beklemekte? Artık zorlayıcı tedbirlerin gündeme gelmesi gerektiği ortadadır. İsrail’in Filistin halkını boyunduruk altına alma ve topraklarından sürme çabasını, ne Filistinliler ne Türkiye ne de adalet ve hukuk arayışında olan diğer ülkeler ne de uluslararası toplum vicdanı kabul etmeyecektir. Bir tercih ile karşı karşıyayız. Ya hukuktan ve insanlıktan yana olacağız ya da zulmün yol açtığı sorunların bedelini hep birlikte ödeyeceğiz. Bu hususu özellikle İsrail’in suçlarına kefil olan ancak tüm uluslararası sistemi ve güvenliği tehlikeye atan ülkelere ikaz olarak bir kez daha vurgulamak istiyorum. Krizin başından beri Gazze’de yaşanan bu insanlık trajedisinin dünyanın dört bir yanında toplumsal olayları tetikleyebileceğinin önceden söyledik. Bugün görüyorsunuz, İsrail’e şartsız destek olan ülkelerde halk sokaklara dökülmüş durumda. Daha da vahim bir noktaya gelmemek için bu ülkelerin bir an evvel uyanması gerekiyor. Gazze de akan kan, yalnızca Filistinlilerin kanı değil, Gazze’de insanlık bir sınav vermektedir” diye konuştu. “Güney Afrika’nın İsrail’e karşı UAD’da açtığı davaya müdahil olmaya karar verdik” İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği suçlara yönelik Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanı’na (UAD) yaptığı başvuruyu ilk günden itibaren iki yönlü şekilde değerlendirdiklerini belirten Bakan Fidan, şöyle devam etti: “Riyad’da yaptığım gibi özellikle İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Birliği Ülkeleri başta olmak üzere Filistin’i devlet olarak tanıyan diğer ülkelerle yaptığımız görüşmelerde de şunu gördük, bazı ülkelerde bu konuda tavır almaya hazır hale gelmiş durumdalar. Şu ana kadar biliyorsunuz sadece iki ülke, Nikaragua ve Kolombiya bu konuda somut bir tutum aldı, başvuruda bulundu. Biz de bugün yaptığımız değerlendirmelerin neticesini Cumhurbaşkanımıza arz ettik ve alınan siyasi karar gereği buradan ilk kez duyurmak istiyorum, Türkiye olarak Güney Afrika’nın İsrail’e karşı UAD’da açtığı davaya müdahil olmaya karar verdik. Bu adımlar UAD önündeki sürecin doğru yönde ilerlemesini temenni ediyoruz. Başvurumuza yönelik çalışmalarımız çok uzun süredir devam etmekteydi. Biz bundan sonra bu siyasi karar Cumhurbaşkanımız tarafından alındıktan sonra ve şu anda bütün dünyaya duyurulduktan sonra hukuki çalışmalarımızı tamamlayacağız. Bu esnada bütün aha sonra müttefik ülkelerle bu konuda daha fazla ne yapılabilir, hangi ülkeler başvuruda bulunabilir onun çalışması içerisinde olmaya devam edeceğiz. Çalışmamızın hukuki metni tamamlandığı zaman da alınmış olan bu siyasi kararı fiiliyata geçirmek için resmi müracaatımızı UAD’a yapacağız. Türkiye olarak her her durumda Filistin halkın yanında olmaya devam edeceğiz.” Endonezyalı mevkidaşı Marsudi ile Filistin konusu başta olmak üzere her zaman temasta kalacaklarını belirten Bakan Fidan, Endonezya’yla birlikte Gazze Temas Grubu bünyesinde ve farklı platformlarda Filistin halkının meşru davasını savunmaya devam edeceklerini kaydetti. Endonezya Dışişleri Bakanı Marsudi, Endonezya ve Türkiye’nin bulunduğu bölgelerde stratejik etkiye sahip olduğunu belirterek, iki ülkenin de Filistin konusunda ortak kararlılığı ve konumu paylaştıklarını söyledi. Filistin için insanlığı ve adaleti her zaman savunacaklarını vurgulayan Bakan Marsudi, Endonezya’nın kalıcı ateşkesin oluşturulması, insani yardımın Gazzelilere ulaştırılması ve iki devletli bir çözümle ilgili olarak sürecin başlatılmasını hedeflediklerini kaydetti.
Yalova Çiftlikköy’de Başkan Yele, çalışmalar için düğmeye bastı Çiftlikköy Belediye Başkanı Adil Yele, birim müdürleriyle birlikte Sahil Mahallesi’nde incelemelerde bulunarak eksikliklerin giderilmesi için gerekli çalışmaların başlatılması talimatı verdi. Başkan Yele, Park ve Bahçeler Müdürü Ali Kaplan, Temizlik İşleri Müdürü Ali Çarık ve Fen İşleri Müdürü Erdinç Yıldız’la birlikte sahil şeridinde incelemelerde bulundu. Yaşar Okuyan Parkı’ndan başlayarak Mokamp’a kadar olan alanda park temizlikleri, sahil ve kumsal temizliği, yosunla mücadele, bakım ve onarım çalışmalarıyla ilgili tespitler gerçekleştiren Başkan Yele, Mokamp alanındaki eski tuvaletin de yıkımı talimatını verdi. Yıkımı yapılan eski tuvaletin yerine bir mescit ve yeni bir tuvalet yapımı gerçekleştirilecek ve Mokamp alanındaki çocuk parkı da yenilenecek. Başkan Yele, “Amacımız ve tek düşüncemiz Çiftlikköylülerin temiz, güzel bir şehirde yaşamasını ve “İyi ki Çiftlikköy’de yaşıyorum” demesini sağlamak. Bunu sağlamak için ilgili birim müdürlerimizle birlikte Sahil Mahallesi’nde Yaşar Okuyan Parkı’ndan başlayarak Şevket Yılmaz ve Ziya Taşkent caddeleri, sahil şeridimiz ve Mokamp’ta incelemelerde bulunduk. Özellikle park temizlikleri, peyzaj düzenlemeleri, sahil ve kumsal temizliği, yosunla mücadele, bakım ve onarım çalışmaları konusunda tespitlerde bulunarak yapılacak çalışmalarla ilgili düğmeye bastık. Bu çalışmaların ilk bölümü olarak da Mokamp’ta bulunan, ancak ilçemize yakışmayan görüntüsüyle şikayet konusu olan tuvaletin yıkılması ve yerine yeni bir tuvalet yapılması çalışmasını başlattık. Aynı kapsamda halkımızın bir ihtiyacı olan mescit yapımını da ivedilikle başlatacağız. Ayrıca bölgemizdeki çocuk parkımızı da hemen yenileyeceğiz” dedi.