POLİTİKA - 14 Şubat 2013 Perşembe 15:58

MHP İL BAŞKANLARI TOPLANTISI SONA ERDİ

A
A
A
MHP İL BAŞKANLARI TOPLANTISI SONA ERDİ

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu`nda elerinden gelen her demokratik mücadeleyi gösterdiklerini belirterek, ``TBMM Anaya Komisyonu`nun dağılmaması için üzerimize ne düşüyorsa yapacağız`` dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Kızılcahamam`da gerçekleştirilen il başkanları toplantısının kapanışında bir konuşma yaptı. Patalya Otel`de gerçekleştirilen ve iki gün süren toplantının verimli, katılım düzeyi yüksek ve başarılı bir şekilde geçtiğini belirten Bahçeli, toplantının çok yararlı sonuçlara vesile olacağına inandığını söyledi.
Toplantıda, il başkanlarının fikirlerini, yaşadıkları şehirlerle ilgili sorunları paylaştıklarını ve beklentileri dile getirdiklerini söyleyen Bahçeli, ``Ayrıca partimizin Başkanlık Divanı üyesi değerli arkadaşlarım tarafından, ekonomideki gelişmeler, biriken riskler ve takip edilen politikalardaki yanlışlıklar anlatılmış, Mahalli idareler seçimiyle ilgili hazırlıkların seyri ve Yeni Büyükşehir Belediye Kanunu`nun mahsurları ve neden olacağı tehlikeler ayrıntılı şekilde izah edilmiş, TBMM`deki siyasi çalışmalar, parti grubu faaliyetleri dile getirilmiş ve Anayasa hazırlığı konusunda bilgilendirmeler yapılmıştır. Bunların yanı sıra, bölücü terör konusu, PKK`yla yürütülen müzakereler, bölgesel ve küresel bağlamdaki ülkelerarası münasebetler de değerlendirmelerimiz arasında bulunmuştur`` diye konuştu.
``HİÇBİR TUZAK KUTLU YÜRÜYÜŞÜMÜZÜ BOZAMAMIŞTIR``
Kızılcıhamam`daki il başkanları toplantısının her anlamda dolu, her düzeyde faydalı geçtiğini sözlerine ekleyen Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:
``Buradan, ülkemizin her köşesine yansıyacak ve yayılacak derin sinerji, ortak akıl, güçlü fikir, sağlam irade ve milli heyecan MHP`nin hak ettiği noktaya taşıyacak, milletimize umut olacaktır. Zira Türkiye`nin başka bir çaresi kalmamıştır. Türkiye`nin zincirlerinden kurtulması, milletimizin sorunlarından çıkması için Milliyetçi Hareket`in sapsağlam duruşu gerekmektedir. Sorumluluğumuz büyük, yapacaklarımız çoktur. Varlık nedenimiz olan aziz Türk milleti, MHP`nin milli nitelikli müdahale ve mücadelesine tutunmayı ve yanlış gidişatın tersine dönmesini dört gözle beklemektedir. Bunu başaracak kadro çok şükür burada ve inançlı bir şekilde hazır olduğunu beyan etmektedir. Kızılcıhamam`da tertip ettiğimiz il başkanları toplantımız aynı zamanda partimizin 44`ncü yıl dönümünü gururla idrak ettiğimiz bir zaman aralığına denk gelmiştir. 8-9 Şubat 1969`da başlayan millet ve ülke mücadelesi geçtiğimiz cumartesi 44`ncü yılına girmiştir. Bu sebeple mutluyuz, sevinçliyiz ve fazlasıyla da coşkuluyuz. MHP rüştünü ispat etmiş, Türk siyaset ve fikir hayatında eşsiz bir yer edinmiştir. Sahip olduğumuz milli ve manevi mirası her şeyin üzerinde görerek ve her konunun üstünde tutarak bugünlere geldik. Bir parti için yarım asra yaklaşan siyasi mücadele anlamasını ve kabullenmesini bilenler için çok şeyler ifade edecektir. Şanlı mazimizin her diliminde, şerefle iç içe geçmiş dünümüzün her bölümünde Türk milletini ve Türk devletini yükseltme ve layık olduğu mevkiye ulaştırma kararlılığı yer almıştır. Ülkülerimizin gayesi bu olmuştur. Özlemlerimizin, iddialarımızın hedefinde bunlar yer almıştır. Bu bakımdan hiçbir zorluk bizi yolumuzdan alı koyamamıştır. Hiçbir tuzak kutlu yürüyüşümüzü bozamamıştır. Hiçbir art niyet ülkülerimizden bizi geri döndürememiştir. Bundan sonra da Allah`ın izniyle böyle olacaktır. Partimize ömür biçenler, fikriyatımızın miadını doldurduğunu söyleyenler elbette büyük bir handikabın ve hezeyanın tutsağı olmuş gafillerden başkası değildir.
``MHP 44 YILLIK BİR ÇINAR``
MHP`nin 44 yıllık bir çınar haline gelmesinde, şehitlerin paha biçilemez fedakarlıkları, dava ve ülkü büyüklerinin katkıları, milli hedefler uğruna dünyevi nimetlere sırt dönen neslin desteklerinin yer aldığını belirten Bahçeli, ``Türk siyasetinde kimler gelmiş, hangi partiler geçmiştir, ama MHP büyüyerek, anıtlaşarak ve milletiyle bütünleşerek şimdiye erişmiştir`` dedi.
``BİZİM TAVRIMIZ EZBERE DAYALI OLMAMALIDIR``
Gündeme gelen ilişti ve diyalogların çok dikkatli ve itinalı bir şekilde ele alınması gerektiğini söyleyen Bahçeli, meselelerin ayrıntıda kalan yanlarının görmezden gelindiği takdirde; yapacaklarının, tespit ve önerecekleri çare yollarının kalıcı bir etkisi olmayacağını belirtti. Bahçeli, ``Her şeyden önce, ülkemizi hedefine alan ve ittifakla sürdürülen vahim gelişmelerin seyrine ve istikametine dikkatle eğilmek gerekmektedir. Kim ya da kimlerin hangi vasıtalarla, nasıl bir yöntemle, hangi propaganda kanallarını hangi doz ve derecede kullandığını teşhis etmek takınacağımız tutum, getireceğimiz teklifler için şarttır. 44 yılın saygıdeğer sorumluluğu buna işaret etmektedir. Bizim tavrımız ezbere dayalı olmamalıdır. Eleştirilerimiz derinlikli, yorumlarımız fikri alt yapısı olan ve sosyolojik gerçeklere uygun olan bir kıvamda bulunmaktadır. Ülkemizin içinde kıvrandığı problemleri tarih şuuruyla ele alıp, milli değerlerin süzgecinden geçirmek önümüzü görmemize, tümseklerin aşılmasına oldukça yardımcı olacaktır. Bugüne kadar benimsediğimiz ve takip ettiğimiz siyaset stratejilerinin, milli tezlerin, milliyetçi tekliflerin özünde bu gerçekler yatmaktadır. 44 yıllık iftiharın, 44 yıllık emanetin ve 44 yıllık emeğin altında bunlar yer almaktadır`` diye konuştu.
``TÜRKİYE ÇOK AОIR ŞARTLARLA KARŞI KARŞIYADIR``
Türkiye`nin bugün, hangi siyasi düşüncede olursa olsun, bu vatanı gönülden seven herkesinin isyan ettirecek çok ağır şartlarla karşı karşıya olduğunu öne süren Bahçeli, yaşanmakta olan bunalım döneminin her alandaki tahribatının, endişe verici boyutlara ulaştığını kaydetti.
``Kangren haline gelen sorunlar ve sıkıntılar, Türk milletinin sabrını taşırma noktasına dayanmıştır`` diyen Bahçeli, ``İçinde bulunduğumuz bu vahim şartlar, önümüzdeki dönemde korkarız ki daha da ağırlaşma emareleri taşımaktadır. Türkiye`yi, içeride ve dışarıda, çok büyük risk ve tehlikelerle dolu zor günler beklemektedir. Her alanda topyekun bir milli seferberlik gerektiren böylesine ağır şartlar karşısında, Türkiye iç çekişme, tartışma ve çatışmalarla kan kaybetmektedir. Türkiye`nin karşısındaki badirelerin idraki ve bilinci içinde olmayan siyaset kurumu, bu tehlikeli gidişatı önleyecek tedbirler yerine, sürekli kriz ve gerginlik üretmekle meşguldür. Türkiye üzerinde karanlık oyunlar oynamak hevesinde olanların önündeki en büyük engel, gerçek manada Türk milliyetçiliği ruhu ve ülkücülük şuurudur. İşte bunun içindir ki, bu milli ruh ve şuur, şaibe ve töhmet altında bırakılmak ve vicdanlarda mahkum edilmek istenmektedir. Maksatlı ve planlı olarak başlatılan bu topyekün kara çalma kampanyasında Türk olmak ve Türk milliyetçiliğine gönül vermek, suçlu olarak ilan edilmiş, ırkçılıkla itham edilerek şeytanın yolu olduğu küstahça ileri sürülmüş, bilimsel, fikri ve ahlaki temeli olmayan değerlendirmelerle yakıştırılmayan sıfat ve atılmayan iftira, yüklenmeyen günah kalmamış, çatışmacı, ayrımcı, kafatasçı, şiddet kışkırtıcısı, bölücü, demokrasi düşmanı gibi temelsiz ve hayasız suçlamalarla kara çalma sağanağı altında bırakılmıştır. Kısacası, Türk milliyetçiliğini aşağılamak ve küçük düşürmek AK Parti öncülüğünde günün modası, geçer akçesi ve bildik zihniyetlerin alışkanlığı haline gelmiştir`` dedi.
``YAŞANAN YÜKSEK GERİLİM ORTAMININ EN BÜYÜK SORUMLUSU BAŞBAKANDIR``
Bahçeli, ``Türk Milliyetçiliğini ırkçılık ve bölücülükle aynı kefeye koyarak kışkırtıcılık yapan Başbakan, bugün yaşanan yüksek gerilim ortamının en büyük sorumlusudur`` dedi. Bahçeli konuşmasına şöyle devam etti:
``Bütün bu tahrik ve saldırıları yaptıktan sonra, hiç sıkılmadan aslına yüz çevirmiş milli birlik ve kardeşlik masalından dem vurması, sözde çözüm ve barışa vurgu yapması emsalsiz bir riyakarlık örneğidir. Bu zihniyet bir taraftan, değişik fırsatları kullanarak sureti haktan görünüp günah çıkarmaya çalışırken, diğer taraftan tahriklerini ısrar ve inatla sürdürmektedir. Bize samimiyet dilini öğrenmemizi tavsiye eden ve aldığı ahlak dersinin farklı olduğunu ifade Başbakan`ın bilmesi lazımdır ki, PKK`ya samimiyet göstermek, İmralı canisine yönelik samimi pozlar takınmak, Türkiye`nin milli gerçeklerini, Türk milletinin bin yıllık kardeşliğini samimiyet sözleriyle yok etmek, peşmergeye ve BOP`a hayranlık içinde samimiyetle bağlanmak bir marifet olarak görülüyorsa, bizim kitabımızda böylesi bir samimiyetin bırakınız bulunmasını, esamisi bile okunmayacaktır. Samimiyet dilinden kasıt bölücü ve yıkıcı niyetlere sahip olmak ise biz bu dili ya sustururuz, ya koparırız, ya da elimizin tersiyle iteriz. Ortadır ki, Başbakan`ın ahlakı da itiraf ettiği gibi farklıdır. Allah korusun, bizim ahlakımız bu siyasi anlayışla benzerlikler taşımış olsaydı, kendimizden utanır, 44 yıllık geçmişimizle çelişirdik. Gelişmelere bakıldığında herkesin üzerinde durması gereken ilk soru, hangi duygu ve düşüncelerin bir Başbakan`ı Türk milliyetçiliğini suçlama kampanyasının ve Türk milletini bölme bayraktarlığını yapmaya sevketmiş olduğudur. Şüphesiz bunun cevabı, kendisinin siyasi dünya görüşünde bulunacaktır. Başbakan`ın Türkiye`nin milli birliği ve milli kimliği hususundaki sakat düşüncelerinin, etnik bölücülüğe cesaret kazandıran tutumunun nedenlerinin aranacağı yer de yine aynı adrestir. Gelişerek değiştiği edebiyatıyla geçmişini inkar ederek, değişmeyen niyet ve düşüncelerini saklamaya çalışan Başbakan`ın siyaset geçmişi ve geleneği, bugününün aynasıdır.``
``TÜRKİYE`NİN SOSYAL VE EKONOMİK SORUNLARI İÇİNDEN ÇIKILMAZ HAL ALDI``
Türkiye`nin sosyal ve ekonomik sorunları içinden çıkılmaz bir hal aldığını sözlerine ekleyen Bahçeli, ``Başbakan Erdoğan, son grup toplantısında, toplumsal refaha katkı yapmak için değil de, ihanet sürecini kapatabilmek ve üzerin örtebilmek için açıkladığı bazı iyileştirici tedbirler her şeyden önce yeterli olmayacaktır. AK Parti 10 yılı aşkın bir süredir iktidardadır. Engelli kardeşlerimizi yeni mi hatırlamıştır? Bize göre engelli kardeşlerimiz, şehit yakınlarımız ve 65 yaş üzeri vatandaşlarımız hem istismar edilmekte hem de temelsiz adımlarla aldatılmaktadır. Ekonomide artık mızrak çuvala sığmamaktadır. Yakından takip ediyoruz ki, tüketim ve ithalata dayalı sanal büyüme açmazı ülkemizi ağır dış borçların altına iterek milli geleceğimizi ve bağımsızlığımızı tehdit eder hale gelmiştir`` dedi.
``KOMİSYONUN DAОILMAMASI İÇİN ÜZERİMİZE NE DÜŞÜYORSA YAPACAОIZ``
MHP`nin TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu`nda elinden gelen her demokratik mücadeleyi gösterdiğini dile getiren Bahçeli, konuşmasında şunları kaydetti:
``Biz, anayasa hazırlığı sürecinin Başbakan tarafından sulandırılmasına ve taciz edilmesine kesinkes karşıyız ve bunu doğru bulmuyoruz. Üstelik böylesi önemli bir çalışmaya vade biçilmesini, süre tayin edilmesini dürüst bir tavır olarak da görmüyoruz. TBMM`nde grubu bulunan partilerin eşit sayıda verdikleri üyeleri aracılığıyla anayasa hazırlığı için sürdürdükleri 1.5 yıla yaklaşan süreci sabote etmenin en başta aziz milletimize saygısızlık olacağını düşünüyoruz. Parti olarak, Türk milletine yakışır, milli gerçeklere uygun ve değişmez maddelere riayet edecek ve Türk ifadesine sadık kalarak geniş kapsamlı bir anayasa yazılması gerektiğine inanıyoruz. Başbakan Erdoğan`ın mevcut rejimi yıkarak başkanlık sistemini bölücülerle birlikte getirme amacı çok tehlikeli sonuçlara yol açacaktır. Demokratik tepkimizi her platformda göstereceğiz ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Uzlaşma Komisyonu`nun dağılmaması için üzerimize ne düşüyorsa yapacağız. Önümüzdeki bir diğer önemli gündem maddesi ise mahalli idareler seçimidir.``
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Uzmanından bebek isteyen çiftlere beslenme önerileri Jinekolog Kağan Açıkgözoğlu doğurganlığı etkileyen faktörlere dikkat çekerken, hamile kalmada sperm ve yumurta kalitesinin, sperm ve yumurta kalitesinde de beslenmenin önemli rolü olduğunu söyledi. Uzm. Dr. Akıçgözoğlu, “Kadınlar hayatı boyunca oluşacak tüm yumurta sayısı genetik olarak belirlenmiş olarak dünyaya gelirler. Sonradan bu sayıyı artıracak önlemler alamazlar. Ancak yumurtalarının kalitesini iyileştirmek ve bunu yaparak doğal olarak gebe kalmayı kolaylaştırmak için atabilecekleri adımlar var” diyerek önerilerde bulundu. Acıbadem Kent Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Kağan Açıkgözoğlu, kadın ve erkekte üreme sağlığı konusunda önerilerinin de yer aldığı bilgiler verdi. Açıkgözoğlu, doğurganlığı olumsuz etkileyen faktörleri; sigara kullanımı, kontrolsüz kilo alımı, ileri yaş, kafein, çevresel zararlı maddeler, stres, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar olarak sıraladı. Bunların dışında beslenmede yapılan yanlışların da sperm ve yumurta kalitesini azalttığını kaydeden Açıkgözoğlu, “Gebelik planlayan çiftler, üreme hücrelerinin sağlığını koruyabilmek için sadece karbonhidrat içeren gıdalardan, trans yağlardan, salam, sosis, jambon gibi işlenmiş et ürünlerinden, aşırı tuzlu veya şekerli gıdalardan uzak durmalı” diye konuştu. “35-50 dakika arası kardiyo egzersizleri yapmalarını tavsiye ediyorum” Jinekolog Açıkgözoğlu, bebek sahibi olmak isteyen çiftlere daha az kırmızı et, daha fazla deniz ürünü ve taze meyve sebze tüketme önerisinde bulundu. Açıkgözoğlu, çiftlerin öğünlerine böğürtlen, çilek, nar, karadut, zerdeçal, keklik otu, zencefil ve kimyon gibi antioksidan zengini ürünlerini eklemelerinin de yararlı olacağını söyledi. Çiftlere her gün olmasa da haftada en az 4 gün düzenli egzersiz yapmayı tavsiye eden Açıkgözoğlu, “Yumurta ve sperm kalitesi açısından egzersiz çok önemli. Anne ve baba adaylarının kendilerini zorlamadan 35-50 dakika arası kardiyo egzersizleri yapmalarını tavsiye ediyorum” dedi. Kadınlar için öneriler Yumurta rezervi ve kalitesinin genetik faktörlerden etkilendiği için bazı durumlarda tamamen kontrol dışı olabileceğini kaydeden Uzm. Dr. Açıkgözoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Fakat sağlıklı yaşam tarzı seçimleri ve profesyonel yönlendirme ve tedavi ile bu konuda olumlu adımlar atılabilir. Benim önerim; antioksidanlar vücudu serbest radikallerden korur ve yumurta kalitesini artırabilir, C vitamini, E vitamini, beta-karoten gibi antioksidanları içeren yiyecekler tüketin. Nar, avokado, muz, brüksel lahanası, brokoli, havuç, karides gibi kabuklu deniz ürünleri, somon, badem, kuzu ciğeri, incir yumurta kalitesini artıran yiyeceklerdir. Uykusuzluk ve sürekli stres, hormon seviyelerini etkiler ve yumurta kalitesini düşürebilir. Yeterince dinlenmek, stresi azaltmak önemlidir. Özellikle folik asit, D vitamini ve omega-3 yağ asitleri, Çinko, Selenyum, CoQ10 gibi fertilite destekleyici takviyeler yumurta sağlığını destekleyebilir, güvenle kullanabilirsiniz. Yumurtalık Uyarım Tedavisi’nden destek alabilirsiniz, bu tedavi yumurta üretimini artırmak için kullandığımız bir yöntem. Yumurtalık uyarım tedavisinde hormonal bazı ilaçları kullanarak yumurtalıkların daha fazla yumurta üretmesini teşvik edebiliyoruz. IVF (Tüp Bebek) veya diğer üreme prosedürleri için yumurta toplama işlemi öncesinde sıklıkla kullanılmaktadır. Hamilelik istiyorsanız 12 aylık denemeden sonra (veya 6 ay – 35 yaşın üzerindeyseniz) hala hamile kalamıyorsanız, olası sebeplerin belirlenmesi ve tedavi seçeneklerinin uygulanması için bir kadın doğum uzmanından destek almanız gerekir.” Erkekler için öneriler Açıkgözoğlu, baba olmak isteyen erkeklere de sperm kalitesini artıracak 10 besin önerisinde bulundu. Bunları; yaban mersini, yağsız dana eti, kabak çekirdeği, keçiboynuzu, somon, bitter çikolata, istiridye, yumurta, fındık, domates olarak sıraladı. Her bireyin farklı olduğunu ve bireyin özelinde tedavi seçeneklerinin de farklı olacağını ifade eden Açıkgözoğlu, “Rutin kontrolleri aksatmamak ve herhangi bir tedaviye başlamadan önce uzman bir doktora danışmak oldukça önemli” bilgilerini verdi.
Kütahya Kütahya’da 1 Temmuz-30 Eylül tarihleri arasında ormana giriş ve çıkışlar yasak Kütahya’da Orman Yangınları ile Mücadele Komisyonunca orman yangınlarını önleme çerçevesinde 1 Temmuz-30 Eylül tarihleri arasında ormana giriş ve çıkışların yasaklanması kararı alındı. Vali Musa Işın’ın başkanlığında toplanan Orman Yangınları ile Mücadele Komisyonunda Kütahya’daki 2024 yılı yangın önleme çalışmaları ve yangınlara karşı alınacak tedbirler karara bağlandı. Toplantıda, orman yangınlarını önleme kapsamında 1 Temmuz-30 Eylül tarihleri arasında ormana giriş ve çıkışların yasaklanması kararı alındı. “Anız ve Bitki Örtüsü Yakmak Yasak” Toplantıda alınan kararlara göre, anız yakanlar hakkında 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 20. maddesi gereği idari para cezası kesilecek, ormana 4 kilometre mesafede yakılan anızlar için 6831 sayılı kanunun 76. Maddesi 4. fıkrasına gereği yasal işlem yapılacak. 2872 sayılı Çevre Kanunun 20. inci maddesinin (l) bendine aykırı olarak anız yakanlara her dekar için 386,79 TL idari para cezası verilecek. Anız yakma fiilinin orman ve sulak alanlara bitişik yerler ile meskun mahallerde işlenmesi durumunda ceza beş kat arttırılacak. “Gönüllü Eğitimleri” Orman teşkilatınca lüzumlu görülen ilçelerde, yangın söndürme çalışmalarına katkıda bulunabilecek gönüllüler ve Sivil Toplum Örgütlerine, başvurmaları halinde gönüllü eğitimleri Orman İdaresince gerekli eğitimler verilecek ve yangın söndürme esnasında, yangın söndürme malzemesi desteği sağlanacak. Geçen yıl iki büyük yangınla karşılaşıldığını ve bu yangınlarda kahramanca mücadele eden Orman İşletme Şefi Murat Yıldırım’ın şehit olduğunu, dozer operatörü Hasan Hüseyin Türker’in ise gazi olduğunu hatırlatan Vali Işın, "Şehidimize tekrar Allah’tan rahmet, gazimize sağlık ve esenlikler diliyorum, Allah sağlığına kavuştursun” dedi. “580 teknik personel, 108 adet araç ve iş makinesiyle mücadele edeceğiz” Vali Musa Işın, 2024 yılında 580 teknik personel ve yangın işçisi, 108 adet araç ve iş makinesiyle yangınlarla mücadele edileceğini ve 33 adet orman gözetleme kulesinde kameralı gözetleme sistemi mevcut olduğunu belirtti. “TB2 İHA ve KORU431 helikopteri konuşlandırılacak” Vali Işın, yangın söndürme helikopteri Koru 431 ve İnsansız Hava Aracı (TB2 İHA)’nın da yangınlarla mücadelede önemli rol oynayacağını söyledi. Zafer Havalimanı’nda konuşlandırılacak TB2 İHA’nın 10.00-20.00 saatleri arasında uçuş ve gözetleme yapacağını belirten Işın, İnsansız Hava Aracı (TB2 İHA)’nın havada kalış süresinin 27 saat olduğunu kaydetti. Orman Bölge Müdürü Erdal Dingil “ 2024 yılının yangınsız bir sezon olması diledi.”