POLİTİKA - 19 Ocak 2012 Perşembe 16:12

MHP`Lİ VURAL`IN BASIN TOPLANTISI

A
A
A
MHP`Lİ VURAL`IN BASIN TOPLANTISI

MHP Grup Başkanvekili Vural, 3. yargı reformu paketini eleştirerek, "Yargı reformunun cücüğü nedir, buna bakmak lazım. Bu yargı reformunun cücüğü, terör örgütüne üye olanların cezasını affetmek, hafifletmektir" dedi.
Vural, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. İntibak Yasası’nı eleştiren Vural, düzenlemenin emeklinin ihtiyacına cevap vermediğini savundu. 19 Mayıs törenlerine getirilen kısıtlamayı eleştiren Vural, "Kafalarını takmışlar milli bayramlara. Nerede ’milli’ varsa kafayı takmışlar. ’Milli’ olan her şeyle bir dertleri var. İnsanın kanına dokunuyor. Hasmane bir tutumla bu değerleri boşaltmak için her şeyi yapıyorlar" dedi.
Bu konuda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün açıklamalarını da eleştiren Vural, "Açıklamada, milli bayramlar için ’ithaf edilen kitlelerce’ ifadesi kullanılıyor. ’Bu bayramlar kime ithaf edilmişse onlar kutlasın’ demek istiyor. Atatürk’ü anma, kime ithaf edildi? 19 Mayıs, kime ithaf edilmiştir? Milli egemenlik, kime ithaf edildi? Bunlar millete ithaf edilmedi mi? Bu, milletin bayramı değil mi? ’Onu askerler kazandı, askerler kutlasın’ diyorlar. Cumhuriyetin oluşturduğu temel değerler, kendilerine göre kurmak
istedikleri yeni cumhuriyetin önünde engel. Bu amaçla kullanıyorlar. AKP’nin attığı bütün adımlar, Cumhuriyetin yürüttüğü mücadeleyi anlamsızlaştırmaktır. AKP, Cumhuriyetin anlayışlarını yeni anlayışlarına dönüştürmek, anlamsızlaştırmak ve toplumun gündeminden çıkarmak istiyor" diye konuştu.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin tarafından açıklanan 3’üncü Yargı paketine de değinen Vural, bağımsız ve tarafsız bir yargının olmadığı sürece, yargının hızlandırılmasının bir anlamı olmayacağını söyledi. Öncelikle hakim ve savcıların, yürütmenin baskısı altından kurtarılması gerektiğini belirten Vural, şöyle konuştu:
"Yargıçlar ve hakimler, yer değiştirme, görevden alınma tehdidi altındadır. Yargı reformunun cücüğü nedir, buna bakmak lazım. Bu yargı reformunun cücüğü, terör örgütüne üye olanların cezasını affetmek, hafifletmektir. Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyenlerin cezaları indiriliyor. Örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin cezası da üçte 2’ye kadar indirilebilecek. ’Müjdeler olsun ey PKK terör örgütü’ diyor. Kime müjde veriyorsun sen? Bu, PKK terör örgütü, Öcalan ve BDP’nin
istekleri doğrultusunda yapılmaktadır. Kirli ve pis pazarlıklar yürütülmeye devam ediliyor. Terörle mücadelenin bu kadar yoğun şekilde uygulandığı ortamda, bu mücadeleyi zayıflatacak hukuk labirentleri oluşturuluyor. Terörle Mücadele Kanunu’nun değiştirilmesini BDP istiyor. Bugün geldiğimiz noktada, yargı reformu adı altında ortaya konan bu girişim, terör suçları bakımından terör örgütüne bir manevra alanı bırakmak demektir. AKP içinde hangi güçler var? Bir taraftan ’terörle etkili mücadele ediliyor’
denilirken, diğer taraftan terör örgütüne yardım eden insanların cezasını azaltacak girişimlerde bulunuluyor. Görülüyor ki AKP içinde derin koalisyonun, güç çatışmasının getirdiği hususlar var. TCK’da yapılacak bu değişiklikler, terör örgütünün faaliyetlerinin, destekçilerinin artmasını temin edecek girişimden öte bir anlam taşımıyor. Terör örgütü mensupları adeta serbest bırakılmak isteniyor. Ben inanıyorum ki daha sonraki süre içinde bunları affa kadar götürecek bir süreç planlanmaktadır."
Vural, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Hrant Dink davasına ilişkin soru üzerine Vural, yargı sürecinin tamamlanmadığını, temyiz ve karar düzeltme süreçlerinin olduğunu söyledi. Cinayetin işlendiği dönemdeki tartışmaları anımsatan Vural, milliyetçiliğin kötü gösterilmek ve yasak alan haline dönüştürülmek istendiğini söyledi. Vural, kendilerinin, o dönemde de şimdi de bu cinayetin siyasi bağlantıları, azmettirenleri, yardım ve yataklık yapanları, örgüt ilişkileri ne varsa devletin bunları
ortaya çıkarması gerektiğini söylediklerini ifade etti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli "Sizi umreye götüreceğiz" yalanıyla vatandaşları 10 milyon TL dolandırdıkları iddia edilen şüpheliler: "Asıl mağdur biziz" Umre ziyaretine gitmek isteyen 412 kişiyi 10 milyon TL dolandırdığı iddia edilen turizm acentesi sahibi ve aracı şahıs tutuklandı. İlk ifadesi ortaya çıkan acente sahibi, "Vatandaşların uçuşlarının ertelenmesinden kaynaklı bütün ekip arkadaşlarımız ve bize güvenen insanlar mağdur olmuşlardır. Uçuş firması yetkilileri yerine biz gözaltına alındık" dedi. Romanlar Konfederasyonu Başkanı Ahmet Çokyaşar’ın (53) sahibi olduğu turizm acentesinin Kocaeli, İstanbul, Bursa, Sakarya, Balıkesir, Düzce gibi illerde umre ziyaretine gitmek isteyen yaklaşık 412 kişiyi yaklaşık 10 milyon TL dolandırdığı iddia edildi. Umreye gitme tarihinin geçmesi üzerine vatandaşlar şüphelilerle irtibata geçerek polis şikayette bulundu. Sakarya’da camide müşteriler ile yapılan toplantı sırasında Çokyaşar ve 4 şüpheli Sakarya’da gözaltına alındı. İfadesi alınan 5 şüpheli savcılık tarafından serbest bırakılmasına karar verildi. Ancak Bursa’da da yapılan şikayetler üzerine Bursa Cumhuriyet Savcılığı’nın talimatıyla Ahmet Çokyaşar ve aracı olduğu iddia edilen Ersoy Y. (50) serbest bırakılmadan gözaltı süreçleri devam etti. Diğer 3 şüpheli ise serbest bırakıldı. "Asıl mağdur olan biziz" Sakarya’dan SEGBİS aracılığıyla Bursa 2. Sulh Ceza Hakimliği’ne bağlanan şüpheliler, "Dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık" suçundan ifade verdi. Suçlamaları kabul etmeyen Ahmet Çokyaşar, "Asıl mağdur olan taraf biziz, firma iki kere uçuşlarımızı iptal etti. Bilgiyi aldığımız an itibari ile emniyete suç duyurusu yaptık. Uçakları ertelenen yolcularımız ile görüşmek için Sakarya’ya gittik. Aynı suçtan dün Sakarya’da serbest bırakılmıştık ancak Bursa’daki vatandaşların yine suç duyurusunda bulunması üzerine 3 gündür gözaltına olduğumuz için müşterilerimizle irtibata geçemedik. Uçuş firması yerine bizler bugün buradayız. Vatandaşların uçuşlarının ertelenmesinden kaynaklı bütün ekip arkadaşlarımız ve bize güvenen insanlar mağdur olmuşlardır. Bu mağduriyetin ortadan kaldırılması için serbest kalmamız gerekmektedir. Uçuş firması yetkililerinin acil olarak gözaltına alınmasını talep etmekteyiz. Asıl bizler dolandırıldık. Bu olaydan dolayı çok üzgünüm, sizlerden yardım talep ediyoruz, biz bu sorunu çok kısa zamanda çözecek pozisyondayız. Öncelikle serbest bırakılmayı talep ederim” diye konuştu. "Biz tüm ücretleri uçuş firmasına yatırmıştık" Çokyaşar’ın savunmasına katılan müdafisi Av. Nurcan Özlen, "Müvekkilimiz uçuşların iptal edildiğini 30 Nisan tarihinde öğrenmiştir, bu haberi alır almaz firma hakkında şikayetçi olduk. Firma sahibi hem Sakarya’da yürütülen soruşturmada hem de Kocaeli’de yürütülen dosyada şüpheli konumundadır. Biz tüm ücretleri uçuş firmasına yatırmıştık. Müvekkilimin dolandırıcılık kasti söz konusu değildir. Aksine biz mağduruz” şeklinde konuştu. "Umreyi iyi bildiğim için insanlar benimle gelmek istedi" 29 senedir kamu personeli olarak görev yaptığını söyleyen Ersoy Y., "Ben de umreye gidecektim, orayı iyi bildiğim için insanlar benimle gelmek istedi. İnsanlar umreye gideceğimi duyunca beni arayarak, ‘Birlikte gidelim’ dediler. 12 kişi bana para verdi, ben de parayı yatırdım fakat Umre’ye gitmemize 2 gün kala uçuş firması uçuşun iptal olduğunu bildirdi. İtibarımdan dolayı bu 12 kişinin parasını hemen ödemek istiyorum yeter ki serbest kalayım. Öncelikle serbest bırakılmayı talep ederim, hakimliğiniz aksi kanaatte ise adli kontrol hükümlerinin uygulanarak serbest bırakılmamı talep ederim” ifadelerini kullandı. "Ersoy umreye gitmek istemeyenlerin paralarını geri iade etmiştir" Ersoy Y. müdafisi Av. Gizem Dirbisoğlu ise "Müvekkilim daha önce de bu turizm firması ile umreye gitmiştir. Ersoy umreye gitmek istemeyenlerin paralarını da geri iade etmiştir. Müvekkil mağdur durumdadır, tutuklanması ağır bir tedbir olacaktır. Fazla şikayetçi olduğu için herkes para verdiğini iddia etmiştir ancak müştekinin gerçeğe aykırı beyanları ile müvekkilin tutuklanması hakkaniyete aykırı bir durum olacaktır. Turizm firmasının yetkilisini müvekkilim vatandaşlara bildirmiştir, kendisi sadece aracıdır. Ersoy Y., bir kuruş dahi kar sağlamadan vatandaşların parasını turizm firmasına yatırmıştır. Maddi menfaat yoktur” dedi. İfadelerinin ardından 2 şüpheli, "Dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.