SAĞLIK - 07 Mart 2023 Salı 13:25

Prof. Dr. Sibel Örsel: “Toplumsal bütünleşmenin, bu kişilerdeki belirtilerin kalıcı olmaması için aylarca sürdürülebilir olması gerekiyor”

A
A
A
Prof. Dr. Sibel Örsel: “Toplumsal bütünleşmenin, bu kişilerdeki belirtilerin kalıcı olmaması için aylarca sürdürülebilir olması gerekiyor”

Ankara Etlik Şehir Hastanesi Psikiyatri Bölümü, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen depremzedeler için ilk günden bu yana 7 gün 24 saat esasıyla çalışmaya devam ediyor.

Ankara Etlik Şehir Hastanesi Psikiyatri Bölümü, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen depremzedeler için ilk günden bu yana 7 gün 24 saat esasıyla çalışmaya devam ediyor.


Ankara Etlik Şehir Hastanesi Psikiyatri Kliniği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sibel Örsel, Kahramanmaraş merkezli ve 11 ilde yıkıcı etkiler bırakan depremlerin üzerinden 1 ay geçmesinin ardından depremzedelerin yaşadıkları travmalara karşın neler yapılabileceğine ve hastane olarak geçen sürede yapılan çalışmalara ilişkin İHA muhabirine açıklamalarda bulundu.


Etlik Şehir Hastanesi’nin bir karşılama hastanesi olduğunu ve depremin olduğu hafta başta olmak üzere çok yoğun bir başvuru olduğunu ve gelen depremzedelerin büyük bir kısmının da cerrahi işlem gereken yatan hasta grubu olduğunu belirten Örsel, “Ayaktan gelenlere poliklinikte daha çok psikolojik ilkyardım dediğimiz yaşadıkları yoğun kaygı belirtileri ile ilişkili olarak müdahaleleri içeriyordu. Yatan hasta grubuna da hastanemizde 40 kadar psikoloğumuz görev yapıyor. Genel olarak bu yöndeki daha yaşadıkları kaygı, sıkıntı kayıplarıyla ilgili yaşadıkları travma, depremde özellikle göçük altında kalma ya da buradan çıkarılma sırasında yaşadıkları konularda yardımcı olmaya çalışıyoruz. Çalışmamızın ikinci ayağını da bu gruba hizmet veren sağlık personeline yönelik planladık. İlk bir hafta özellikle sağlık personelimiz de her ne kadar deprem ülkesi olarak yaşıyor olsak da Van Depremi ve Gölcük Depremi derinden olan alışık bir deneyimimiz olsa da bu ölçekte bir hizmet üretme kapasitemizi zaman içerisinde oluşturuyoruz. Sağlık personelimize de nasıl yaklaşacakları, bu kişilerle nasıl iletişim kuracakları üzerine çalıştık. İkinci olarak tabii buraya maruz kalmak, bu görüntülere, bu acılara tanıklık etmek de çok kolay değil. Bu konuda onların nasıl bu süreci idare edebilecekleri, nasıl baş edebilecekleri üzerine çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.


“Toplumsal bütünleşmenin, bu kişilerdeki belirtilerin kalıcı olmaması için aylarca sürdürülebilir olması gerekiyor”


Bölgede ve diğer illerde depremzedelerin ihtiyaçlarının karşılanabilmesi ve normale dönülmesi adına yapılan toplumsal bütünleşmenin kısa süreli değil uzun zamana bölünerek yapılması gerektiğini eğer öyle yapılmazsa normalleşme sürecini olumsuz etkileneceğini vurgulayan Sibel Örsel, “İlk günden beri gördüğüm herkes bir şey yapmaya çalışıyor. Çok büyük bir acı var ve hepimiz elimizden ne gelirse yapmaya çalışıyoruz. Bu acıya nasıl ortak olabiliriz. Bu acıların yaralarını nasıl sorabiliriz temennisiyle. Bu toplumsal bütünleşmenin, özellikle bu süreçteki yardım çabalarının sürdürülebilir olması gerekiyor. Belki ilk şoku atlattık. Travma ve sonrası değerlendirmelerimiz de ilk 1 ay bizim için kritiktir. İlk 1 ayda ne kadar toparlanılabildiği, mevcut yaşadıklarıyla nasıl baş edebildiği, günlük yaşamına rutinlerine dönüp dönmediği üzerine bir değerlendirme yaparız. Bu gördüğüm toplumsal bütünleşmenin, bu kişilerdeki belirtilerin kalıcı olmaması, sonrasında yaşama uyum sağlayabilmeleri ve devam edebilmeleri için önümüzdeki günlerde de sürdürülebilir olması, hatta aylarda da sürdürülebilir olması gerekiyor. Orada önemli olan kişilere bu kayıpların üstesinden gelebileceği, gelecekle ilgili kaygılarının yardımcı olunacağı ve toplumsal olarak bu süreçte onların hak ettikleri hizmetlerin, yardımların, yaklaşımların uygulanacağı ile ilgili çalışmaların sürmesi. Bunu kendileri gördükçe ve biz bu süreci eğer bu şekilde sürdürülebilir olarak devam edebilirsek, onların da önemli ölçüde bu süreci anlatmalarını umut ediyorum. Bunun için elbirliğiyle çalışacağız diye düşünüyorum” değerlendirmesini yaptı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük Kar yağışını duyan soluğu burada aldı Kar yağışını fırsat bilen vatandaşlar, Karabük’ün yüksek kesimlerine akın ederek ateş yakıp fotoğraf çektirirken karın keyfini doyasıya çıkardı. Karabük’ün yüksek kesimlerinde kar yağışı gecenin ilerleyen saatlerinde de etkisini sürdürdü. Meteoroloji Genel Müdürlüğünün uyarısının ardından özellikle yüksek rakımlı bölgelerde başlayan kar yağışı, Safranbolu-Bartın kara yolunu beyaza bürüdü. Karayolları ekipleri, daha önce yaptıkları hazırlıklar kapsamında bölgede kar küreme ve tuzlama çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Kar yağışını fırsat bilen vatandaşlar, bin 30 rakımlı Ahmetusta Geçidi’ne akın etti. Bölgeye gelenler ateş yakarak ısınırken, bol bol fotoğraf çektirip karın keyfini çıkardı. İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Şube ekipleri de bölgede denetim yaptı. Ekipler, kış lastiği bulunmayan sürücüleri olası olumsuzluklara karşı uyararak, bölgeyi terk etmeleri gerektiğini bildirdi. Sürücülere kar yağışı ve buzlanmaya karşı uyarılarda bulunuldu. Ahmetusta mevkiinde kar yağışının fazla olduğunu öğrendikten sonra eşi ve arkadaşları ile bölgeye geldiklerini ifade eden Selver Yıldırım, araçta kış lastiği bulunmasına rağmen gelmekte zorlandıklarını belirtti. Yıldırım, kar yağışı sonradan bölgedeki atmosferi güzel bulduğunu aktararak çok eğlendiklerini söyledi. Zonguldak’ın Çaycuma ilçesine bağlı Perşembe beldesinden kar için Safranbolu’ya Doğan marka otomobille gelen Alperen Demirkul, "Çok mutluyuz. Aracımızla gelirken biraz zorlandık ama burası beklentimizi karşıladı. Bütün gençler burada. Ekipler de çalışmalarını sürdürüyor" diye konuştu.