ASAYİŞ - 15 Mart 2023 Çarşamba 16:42

Eczane kalfasının para uğruna tasarladığı korkunç plan 4 yaşındaki Ahmet’i hayattan kopardı

A
A
A
Eczane kalfasının para uğruna tasarladığı korkunç plan 4 yaşındaki Ahmet’i hayattan kopardı

Ankara’da kalfa ve yardımcısı, çalıştıkları eczanenin sahibine ve yakınlarına gizlice içirdikleri şizofreni ilacı sayesinde 5 yılda 4 milyon lira çaldı.

Ankara’da kalfa ve yardımcısı, çalıştıkları eczanenin sahibine ve yakınlarına gizlice içirdikleri şizofreni ilacı sayesinde 5 yılda 4 milyon lira çaldı. Eczane sahibinin 4 yaşındaki oğlunu trafik kazasında kaybetmesine neden olan sinsi plan, ailenin işe başka bir çalışan almasıyla ortaya çıktı.


Edinilen bilgiye göre, Büşra Akdoğan (33) işlettiği eczanesine 2016 yılında Süleyman Ö’yü (39) kalfa, Muaz İslam B.’yi (27) ise yardımcı olarak işe aldı. İkiliyi işe aldıktan 5-6 ay sonra sürekli uykusuzluk, halsizlik ve bitkinlik yaşamaya başlayan Akdoğan, 2020 yılında dalgınlığı sebebiyle geçirdiği trafik kazasında 4 yaşındaki oğlu Ahmet Nazif Yıldız’ı kaybetti. Sağlığına kavuşmak için gitmediği doktor, uygulamadığı yöntem kalmayan Akdoğan’ın durumu fark etmesi ise arkadaşı H.Y.’yi işe almasıyla oldu. Hastalığının kalıtsal olduğunu düşünen Akdoğan, H.Y.’de de aynı belirtileri görünce Süleyman Ö’yü ve Muaz İslam B.’yi takibe aldı. Akdoğan ve yakınları, aylarca takip ettiği çalışanlarının eczanede gizlice sakladıkları ilaçları ele geçirdi. Tadı, kokusu ve rengi olmayan ilacın şizofreni tedavisinde kullanıldığını belirleyen aile, söz konusu ilacın kendilerine gizlice içirildiğini tespit etti.



5 senede 4 milyon liralık vurgun yapmışlar


Durumun farkına varan Akdoğan ailesi, yaptırdıkları kan ve saç testinde ilaç bulgularının bulunmasının ardından hukuki süreç başlattı. Olayın anlaşılması üzerine eczaneden apar topar ayrılan kalfa ve yardımcısı, polis ekiplerinin icra ettikleri teknik ve fiziki takibin ardından yakalanarak gözaltına alındı. Zanlıların bu yöntemle eczanedeki ilaçları gizlice elden çıkardıkları, faturalarda oynama yaptıkları, patronlarının sağlıksız hallerinden yararlandıkları ve toplamda 4 milyon liraya yakın haksız kazanç elde ettikleri tespit edildi. Cezaevine gönderilen zanlıların tutuklu yargılanacağı ve olayla ilgili incelemenin devam ettiği belirtildi.



Eczanede işler azaldı diye başka yere taşınmışlar


Durumu ilk başlarda fark etmeyen Akdoğan’ın eczanede işlerin azaldığını düşünerek dükkanını Çankaya’dan Pursaklar’a taşıdığı öğrenildi. İki çalışanın gizlice ilaç içirme ve para çalmaya burada da devam ettiği, sadece Akdoğan’a değil yakınlarına da gizlice ilaç içirdikleri aktarıldı. Zanlıların ilaçları yemeklere ve içeceklere karıştırdığı öğrenildi.



“Hastalığım 4 sene boyunca devam etti”


Yaşadığı kabus dolu günleri anlatan Büşra Akdoğan, “6-7 sene önce işe aldığım bir kişi vardı. Gayet ılımlıydı. Ben de kendisine güveniyordum. Kendisi işe başladıktan 5-6 ay sonra uykum geliyordu ve ertesi güne kadar uyuyordum. Doktora gittim ama hiçbir şey bulamadılar. Hastalığım 4 sene boyunca devam etti. Bu sırada da maddi sıkıntılar yaşadığım için eczanemin yerini değiştirdim. Maddi sıkıntılar yaşamaya yine devam ettim. 2020 yılında bir trafik kazası geçirdim. Oğlumu da o kazada kaybettim. Oğlumun cenazesindeyken işe aldığım şahıslardan birisinin ev aldığını öğrendim. Bu insanların yaşadığım maddi sıkıntılara sebep olduğunu düşündüm. Bu şüpheden 6-7 ay sonra nasıl para kaçırdıklarını buldum ve işten çıkardım” ifadelerini kullandı.



“3-4 milyon liralık zararım var”


Maddi anlamda da büyük sıkıntılar çektiğini dile getiren Akdoğan, “İşe gitmeye başladığımda hastalığım geçmişti. Hemşire kuzenim, ‘Sana ilaç veriyor olabilirler’ dedi. Eczanede bana gizlice verilen ilaçları saklanmış halde buldum. Bana verilen ilaç şizofreni tedavisinde kullanılıyor. Yemeklerime katıyorlarmış. Daha sonra yaptırdığımız testte de ilaç kullandığım ortaya çıktı. 3-4 milyon liralık zararım var. Yanımda 5 sene çalıştı. 5 sene boyunca bunları yapmışlar. 5-6 ay bu işi nasıl yaptıklarını bulmakla uğraştık. İnşallah hak ettikleri cezayı bulurlar” diye konuştu.


Mağdur eczacının kardeşi olan ve aynı zamanda da avukatlığını üstlenen Buğra Akdoğan, yıllarca mağdur edildiklerini belirterek şunları söyledi:


“Şahıslar yaklaşık 4 yıl kadar mağdurun yanında çalışan kalfa ve eczacı yardımcısı olarak görev yapmaktaydı. Bu yıllar boyunca mağdur olan eczacı hanımda sürekli bir davranış bozukluğu görülmeye başladı. Çalışmaya başladıktan 3 ay sonra planlı bir şekilde kendisine ilaç veriliyormuş. Biz bunu daha sonraki süreçte tespit ettik. Ama 4 yıl boyunca kendisinde uyku hali, davranış bozukluğu gibi birçok yan etkisini görüyorduk. Uzun bir süre ne olduğunu, neyin içerisinde olduğumuzu çözemedik. Bu sırada maddi kayıplarımız da devam ediyordu. Ablama destek olma açısından gelip bu ilaçlara maruz kalıyorduk. Büyük kardeşim 2 ay boyunca ablamın eczanesine geldi ve 2 ayda 15 kere acile kaldırıldı. O dönemde yaşanan şeyin tarifi yok. Ayakta duramıyorsunuz, bayılıyor ve sürekli uykulu hissediyorsunuz. Amaçları burayı dolandırarak kendi menfaatleri doğrultusunda kendilerine ev, araba tarzı gelirler sağlamak. Burada bir ailenin yıkımı söz konusu. Bu 4 yıllık süreçte mağdur birçok trafik kazasına karıştı ve yaptığı en büyük kazasında kendisinin evladı ve benim de yeğenim bu kazada vefat etti. İlk aşamada Maltepe’deki eczanemizi iş yapmıyor diye Pursaklar’a taşıdık ancak kayıplar daha da arttı. Aylık 100 bin lira ve 150 bin liralık kayıplar oluyordu.”



“Ailemizle ilgili kalıtsal bir rahatsızlık olduğunu düşünmüştük”


Durumun farkına geç vardıklarını söyleyen Akdoğan, “Ailemizdeki herkesin aynı olayları yaşamasından ötürü farklı birisini eczanenin kasasında dursun diye işe aldık. Bize verilen ilaç işe aldığımız kişiye de verildi. Öncesinde ailemizle ilgili kalıtsal bir rahatsızlık olduğunu düşünmüştük. Yanımızda çalışmaya başlayan arkadaşımızın ağabeyi, kardeşini ziyarete geldi. Eczanenin girişinde 3-4 koli ilaç bulmuş. Kalfaya bu ilaçların ne olduğunu sorunca, ‘Yanlış gelmiş’ cevabını alıyor. O da, ‘Hiçbir eczaneye bu kadar yanlış ilaç gelmez’ cevabını veriyor. Çalışanımızın ağabeyi de şüphelendiği için bizi uyardı. Biz de sorduğumuzda hiçbir cevap vermeyeceklerini söyleyerek eczaneyi kaçarak terk ettiler. Ondan sonra da usulsüzlükleri tespit ettik ve yargı süreci başladı. Şu an sanık durumunlar ve tutuklular. Süreci titizlikle takip ediyoruz. İlacın rengi, kokusu ve tadı yok. Bir insanın bunu algılaması mümkün değil. Birçok şekilde bize bu ilacı vermişler. Kardeşimin de her gün önüne suyunu getiriyorlarmış” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul İl Emniyet Müdürü Selami Yıldız: "Bu şehir bizim şehrimiz, biz İstanbul’un emniyetiyiz" İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nce, Taksim Meydanı’nda ve İstiklal Caddesi’nde suçla mücadele, suçluların yakalanması ve caydırıcı olmak amacı ile dron destekli asayiş uygulaması gerçekleştirildi. Uygulamada konuşan İstanbul İl Emniyet Müdürü Selami Yıldız, "Yeni yılın arifesinde sokaklarda meslektaşlarımızla beraber sahadayız" dedi. Yeni yıla günler kala İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü tarafından Taksim Meydanı’nda ve İstiklal Caddesi’nde dron destekli asayiş uygulaması gerçekleştirildi. Gerçekleşen uygulamaya İstanbul İl Emniyet Müdürü Selami Yıldız katıldı. Asayiş uygulamasını gerçekleştiren meslektaşlarına iyi çalışmalar dileyen Yıldız çalışmalar hakkında bilgi aldı. Çalışmalar hakkında konuşan Yıldız, "İstanbul’un huzuru Türkiye’nin huzurudur anlayışıyla yeni bir yılın arifesinde bu akşam da Beyoğlu ve Şişli ilçelerimizde vatandaşlarımızın can ve mal emniyeti için tüm birimlerimizle sahadayız. Kararlılıkla zehir tacirleri ve şehir eşkıyalarıyla 7/24 mücadelemizi sürdürüyoruz. Bu mücadele sadece bugünün değil, yarınlarımızın da güvenlik ve huzuru için sürdürdüğümüz bir mücadeledir. İstanbul’umuzun sadece Beyoğlu’nda değil, bütün sokaklarında, caddelerinde, her köşesinde uygulamalarımızı devam ettiriyoruz. Bu uygulamalarda bize destek olan aziz İstanbul’umuzun değerli vatandaşlarına ve fedakârca görev yapan kıymetli meslektaşlarıma ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum" ifadelerini kullandı. "Yeni yılın huzur ve güven içerisinde geçirilmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz" Yılbaşı arifesinde olduklarını belirten Yıldız, "Elbette ki bütün personelimizle 7-24 İstanbul’umuzun huzuru ve güvenliği için, yeni bir yılın arifesinde sokaklarda meslektaşlarımızla beraber buradayız, sahadayız. Yeni yılın huzur ve güven içerisinde geçirilmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Son olarak şunu ifade edeyim; bu şehir bizim şehrimiz, biz İstanbul’un emniyetiyiz." Öte yandan asayiş uygulamasını gerçekleştiren ekipler, kurallara uymayan sürücülere cezai işlem uygulandı.
Ağrı Kar ve tipi nedeniyle Tendürek’te yolda kalanlara Kızılay yardım ulaştırdı Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesi ile Van’ın Çaldıran ilçesini birbirine bağlayan yüksek rakımlı Tendürek Geçidi’nde etkili olan yoğun kar yağışı ve tipi, ulaşımı durma noktasına getirdi. Geçidin 2 bin 400 rakımlı Somkaya köyü mevkisinde çok sayıda ağır tonajlı araç yolda mahsur kalırken, Türk Kızılay Doğubayazıt Şubesi ekipleri bölgeye giderek sürücülere kumanya dağıttı. Bölgede gün boyunca aralıklarla etkisini gösteren kar yağışı, gece saatlerinde şiddetini artırarak tipiye dönüştü. Görüş mesafesinin yer yer birkaç metreye kadar düştüğü Tendürek Geçidi’nde ilerleyemeyen tırlar ve kamyonlar yol kenarında beklemek zorunda kaldı. Zorlu hava şartları nedeniyle sürücüler saatlerce araçlarında mahsur kaldı. Doğubayazıt Kaymakamlığı koordinesinde harekete geçen Türk Kızılay Doğubayazıt Şubesi ekipleri, olumsuz hava şartlarına rağmen bölgeye ulaşarak mahsur kalan sürücülere sıcak kumanya ikramında bulundu. Soğuk hava ve uzun bekleyiş nedeniyle zor anlar yaşayan sürücüler, yapılan yardımlarla bir nebze olsun rahatladı. Kızılay ekipleri, bölgede mahsur kalan bir vatandaşı da güvenli alana tahliye ederek kurtardı. Yardımlar sırasında sürücülerin temel ihtiyaçları karşılanırken, sağlık durumu yakından takip edildi. Jandarma ekipleri bölgede çalışmalarını sürdürürken, karla mücadele ekipleri de yolu yeniden ulaşıma açmak için yoğun mesai harcıyor. Edinilen bilgilere göre, hava şartlarının zaman zaman daha da ağırlaşabileceği Tendürek Geçidi’nde sürücülerin dikkatli olmaları ve zorunlu olmadıkça yola çıkmamaları istendi.