POLİTİKA - 07 Şubat 2012 Salı 13:39

MHP GRUP TOPLANTISI...(2)

A
A
A
MHP GRUP TOPLANTISI...(2)

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "AK Parti hükümeti, Esad yönetimiyle, muhalifleri buluşturacak ve uzlaşmalarını sağlayacak yeni kanallar oluşturmalı ve meseleye tek yanlı yaklaşmamalıdır. İki tarafta karşılıklı tavizlerle ve kolaylaştırıcı tutumlarla mutabakat zemininde buluşmalı ve kardeşlik bağlarıyla uluslararası operasyonların ve iç çatışmaların önüne geçmelidir" dedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Aydın Buharkent Belediye Başkanı Kadri Ölçenoğlu’nun, görevi başında geçirdiği bir rahatsızlık sonucu vefat etmesinden duyduğu üzüntüyü belirterek, "Bu vesileyle aziz dava arkadaşım merhum Kadri Ölçenoğlu’na Cenab-ı Allah’tan rahmet, ailesine, Buharkentli vatandaşlarıma ve camiamıza sabır ve başsağlığı diliyorum" dedi.
Dün itibariyle ilk ve ortaöğretim çağındaki 17 milyona yaklaşan öğrencinin, ara dönem tatilinden sonra eğitimlerine kaldıkları yerlerden başladığını anlatan Bahçeli, 3 Şubat tarihinde ataması yapılan 16 bine yaklaşan öğretmenin de bu eğitim döneminde görevlerinin başında olacağını hatırlattı. Atanamayan öğretmenlerin var olan sorunlarının bütünüyle ve kökten çözülmesi, taleplerinin cevap bulması ve eğitim kadrosunun güçlendirilmesini beklediklerini söyleyen Bahçeli, "Konunun zamana yayılarak,
öğretmenlerimizin atanamama sıkıntılarına bigane kalınması ise hiçbir şekilde kabul etmeyeceğimiz bir durum olacaktır. 2011-2012 eğitim ve öğretim yılının ikinci yarısında, tüm öğrencilerimize ve öğretmenlerimize başarılar diliyor, aileleriyle birlikte huzur ve mutluluk temenni ediyorum" dedi.
19 MAYIS TÖRENLERİ
Milli Eğitim Bakanlığı’nın 19 Mayıs törenlerinin Ankara dışındaki illerde anılmasının önüne geçtiğini ve sorunlu bir karara imza attığını kaydeden Bahçeli, "Başbakan Erdoğan ise, ’19 Mayıslarla, milli bayramlarla ilgili yönergeyi bizden önce yapmışlar. Bunu farklı yönlere çekmenin de anlamı yok. Vatan ve millet sevgisini sizden öğrenecek değiliz’ diyerek içine girdiği bulanıklığı ve kafa karışıklığını açıkça ispatlamıştır. Bilahare, bizim, kendilerinin millet ve vatan sevgisini, memleket sevdasını
ölçecek kalibrede olmadığımızı dile getirmiştir. Doğrudur, biz Sayın Başbakan’ın ve zihniyetinin vatan ve millet sevgisini ölçecek kalibrede değiliz. Çünkü biz, olmayan bir şeyi ölçecek durumda ve seviyede değiliz" şeklinde konuştu.
19 Mayıs törenlerinin, öğrencilere ve ailelerine sözde külfet getirmesinin, eğitim ve öğretim sürecini olumsuz etkilemesi ve soğuk hava şartları gibi bahanelere sığınılarak kısıtlanmasının planlandığını söyleyen Bahçeli, bunların AK Parti’nin kendi ucube görüşünün olduğunu ve yanlışı savunmaya dönük mazeret kurgusundan öte bir anlam taşımadığını bildirdi.
"GENÇLİĞE HİTABE VE ANDIMIZ ÜZERİNDEN SERVİS EDİLEN PROJE HAYLİ ETKİNLİK KAZANMIŞTIR"
"AK Parti’nin sahnelediği oyunların bir diğer hedefinde ise Andımızla birlikte Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi yer almıştır. İlave olarak İstiklal Marşı’nın, başkent Ankara’nın ve Cumhuriyet rejiminin pusuya yatmış ihanet lobileri tarafından hedefe konulduğu anlaşılmaktadır" diyen Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"AK Parti’nin medyadaki kin kusan yüzü, izan ve insaf fukaralığıyla malul siması görevlendirilmiş sömürge komiseri gibi hareket ederek, önüne gelen milli kıymete zehir saçmaktadır. Ne tesadüftür ki, AK Parti menşeli düzeysiz polemikler, vahamet derecesi yüksek teklifler, milletimizin kabullerine hançer vuran arsızlıklar, manidar bir şekilde hep belirli ağızlardan çıkmaktadır. AK Parti’den çıkan çatlak sesler, bozuk ve aksak nefesler, Türkiye’nin gündemini karartmak ve kapatmak için sanki özel olarak
görevlendirilmiş gibidirler. Bu kapsamda, Gençliğe Hitabe ve Andımız üzerinden servis edilen proje ve kanaatler bir hayli etkinlik kazanmıştır."
"AK PARTİ DAMAT FERİT’İN İZİNDEN FEYZALIYOR"
AK Parti’nin Damat Ferit’in izinden, Milliyetçi Hareket’in de Mustafa Kemal’in felsefesinden feyz aldığını iddia eden Bahçeli, "Bu nedenle, AK Parti sözcüleri tarafından ifşa edilen, ’Atatürk’ü kanunla sevdiremezsiniz, Atatürk’ü koruma kanunu ne büyük hüsran ve garip bir durum. Peygamberi bile koruma kanunu yok’ sözlerinin esasen yadırganacak bir tarafı olmayacaktır. Hemen söylemelim ki, Peygamber Efendimizin, rahmet ve mağfiret elçisinin böylesine çapsız, düşük ve beyhude tartışmalara konu edilmesi
günah ve ayıptır" diye konuştu.
AK Parti’nin ortakçısı ve siyasi serumu olan CHP’nin de bu sürece büyük katkı ve destek verdiğine dikkati çeken Bahçeli, AK Parti ne zaman sıkışsa, anamuhalefet partisi CHP’nin cankurtaran gibi yetiştiğini, tezgah altı siyaset ilişkisiyle kendisine pist olduğunu ve suni teneffüs yaptığını kaydetti. Bahçeli, "Dikkatlerinizi çekmek isterim ki, CHP Genel Başkanı’nın geçtiğimiz haftaki grup konuşmasında sarfettiği, ’dinsizler-dindarlar’ ayrımı yapıldığına yönelik suçlamaları, Başbakan’a pas olmuş ve bu
kapsamda başlayan karşılıklı söz düelloları yeni bir gerginlik alanının çırasını tutuşturmuştur" dedi.
Bedeli kanla ödenerek Atatürk’ün önderliğinde kurulmuş, Başkent Ankara’nın iki önemli tepe üzerinde sembolleştiğini belirten Bahçeli, bunlardan birinin Atatürk’ün naaşının bulunduğu Anıtkabiri barındıran Anıttepe, diğerinin ise Kocatepe olduğunu söyledi.
SURİYE’DEKİ GELİŞMELER
Suriye’deki gelişmeleri değerlendiren Bahçeli, Arap Baharıyla anılan isyan ve halk hareketleri, yakın coğrafyalarımızı alt üst etmiş ve olumlu beklenti içinde olanları hayal kırıklığına uğratmıştır. Mısır’daki şiddet sahneleri, dinmek bilmeyen olaylar, Tahrir felsefesine aşırı anlam yükleyen herkesi mahcup etmiş ve yüzlerini kızartmıştır. Libya’daki insan hakları ihlalleri, işkenceler, cezaevlerin dolup taşması bir diğer sorun olarak kendisini göstermektedir. Ayrıca henüz küresel iştahın hedefine
ulaşamadığı Suriye’de ise cinayetlere ve insanlık dramlarına her gün bir yenisi eklenmektedir. Mübarek Mevlit Kandili’ni karşıladığımız gün, Humus kentinde sayıları 300’e yaklaşan kişinin saldırılara kurban gitmesi, insanım diyen herkesin, her vicdan sahibinin yüreğini sızlatmıştır. 11 aydır süren çatışmalar ve öz itibariyle iç savaş olarak tanımlanması gereken Suriye’deki olaylar, Humus’taki vahşet ve dehşet tablosuyla kritik bir eşiğe gelmiştir" diye konuştu.
Bahçeli, Humus’ta yaşanan insanlık trajedisinin, tam 30 yıl önceki Hama felaketinin yıldönümünde vuku bulmasının mutlaka iyi değerlendirilmesi ve analiz edilmesi gerektiğine dikkati çekti. Humus’taki cinayetlerin tarafı kesin olarak netleşmeden, dağa doğru bir deyimle, saldırıların muhaliflerden mi yoksa Esad rejiminden mi kaynaklandığı açıklık kazanmadığını anlatan Bahçeli, Batı’nın istediği şekilde değerlendirme yapanların, yakın coğrafyalardaki bunalımda küçük ya da büyük oranda payları olacağının
unutulmaması gerektiğini vurguladı.
"SURİYE, KENDİ İÇ DİNAMİKLERİYLE MESELELERİNİ ÇÖZMELİ"
Bahçeli, konuşmasında şunları kaydetti:
"Şimdi merakımız Humus olaylarından sonra, Dışişleri Bakanı’nın, Türkiye’nin üzerine ne düşüyorsa yapacağı beyanında toplanmaktadır. Birleşmiş Milletleri göreve çağıran, uluslararası toplumun duyarsız kalmamasını bekleyen bu zihniyet, açıkça askeri müdahale şakşakçılığı yapmakta, adresi malum çevrelere APS ile Suriye’yi vurun daveti göndermektedir. Açıktır ki, böylesi bir bilinç kayması, tarihi ve telafisi asla olmayacak bir hata olarak tarihe geçecektir. AK Parti’nin savaş çığırtkanlığı yapması ve komşu
bir ülkeye müdahale niyetlerine destek olması kabul edilir gibi değildir. Suriye, komşu bir ülke olarak kendi iç dinamikleriyle meselelerini çözmeli ve yanı başımızda yeni bir işgal girişimi asla olmamalıdır. Irak tecrübesi bizim için yeterince öğretici ve ders verici niteliktedir. AK Parti hükümeti, Esad yönetimiyle, muhalifleri buluşturacak ve uzlaşmalarını sağlayacak yeni kanallar oluşturmalı ve meseleye tek yanlı yaklaşmamalıdır. İki tarafta karşılıklı tavizlerle ve kolaylaştırıcı tutumlarla mutabakat
zemininde buluşmalı ve kardeşlik bağlarıyla uluslararası operasyonların ve iç çatışmaların önüne geçmelidir. Elbette muhaliflerin talepleri karşılanmalı, ancak merkezi yönetimin hassasiyetleri de göz ardı edilmemelidir."
"AK PARTİ YALNIZCA MUHALİFLERİ DİKKATE ALAN TARZINDAN VAZGEÇMELİ"
AK Parti’nin yalnızca muhalifleri dikkate alan ve kollayan tarzından vazgeçmesi gerektiğini belirten Bahçeli, geniş bir diyalog ve iletişim ortamı için uluslararası çevrelerin harekete geçirilmesi ve Suriye’nin kanlı bir işgalin içine düşmesinin mutlaka önlenmesi gerektiğini ifade etti. Suriye’ye küresel güçlerin şekil ve düzen vermesi yerine, tarafların güdümlü ve önyargılı tavırlarından çıkması ve vakit çok geç olmadan inisiyatif almaları gerektiğini bildiren Bahçeli, BM Güvenlik Konseyi’nin de, Rusya
ve Çin’in vetosuyla Suriye’deki şiddet vakalarına dönük kınama kararını alamadığını söyledi. Bahçeli, ülkelerin peşi sıra, diplomatik temsilciliklerini geri çektiğini ve bu şekilde hızla uluslararası bir müdahalenin tüm unsurlarının olgunlaştırıldığını anlattı.
Meselenin daha da çelişkili yanının ise, Suriye’deki acımasızlıklara, hukuksuzluklara, vicdanları kanatan ilkelliklere BOP prizmasından bakılması olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Bundan dolayı da, bu ülkeye yönelik objektif, tarafsız ve herkese eşit mesafede yaklaşmayı öngören politikalar ihmal edilmekte ya da görmezden gelinmektedir. Şu ilginç rastlantıya bakın ki, 2003 yılında Saddam’a git diyen AK Parti, bugün de Esad’a aynı tempoyla çağrıda bulunmaktadır" dedi.
"AKP küresel çekim alanından, BOP yörüngesinden çıkarak, tarihi ve coğrafi düzlemde kader birlikteliği yaptığımız bu ülkeye sağduyuyu ve aklıselimi tavsiye edecek bir duruş göstermelidir" diyen Bahçeli, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"AK Parti, özellikle Birleşmiş Milletler nezdinde, Suriye’nin geleceğini, Suriyelilerin tayin etmesini karalılıkla muhataplarına iletmelidir. Parti olarak Suriye’nin toprak bütünlüğünü, Müslüman bir ülkenin içişlerine karışılmaması gerektiğini aynen Irak’ta olduğu ki gibi savunuyor ve bu ülkenin huzura, barışa ve istikrara bir an önce kavuşmasını diliyorum. Libya’da, Fransa ve diğerlerinin peşine takılan AK Parti, ümit ederim ki, aynı yanlışı Suriye’de tekrarlamaz ve Türk milletini sonu olmayan bir
maceranın içine sürüklemez."
Bahçeli, son günlerde meydana gelen yağışlardan dolayı bazı illerin sel baskınına maruz kalmasıyla ilgili olarak, "En başta Hatay’da etkili olan yağışlar, geniş tarım arazilerinin sular altında kalmasına yol açmıştır. Ayrıca Bulgaristan’daki bir barajın su kaçırması ve yoğun yağışlar Meriç Nehri’nin taşmasına zemin hazırlamış ve Trakya bölgemiz yeni bir tehdidin eşiğine gelmiştir. Buradan sel baskınlarından zarar görmüş vatandaşlarıma geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, kayıplarının karşılanmasını istiyor
ve muhtemel afetlerin önüne geçmek için lazım gelen tedbirlerin bir an önce alınmasını hükümetten beklediğimi ifade etmek istiyorum" şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Boğazı kesilerek öldürülen kadının katili akrabası çıktı: 3 adet altın bilezik için öldürmüş Samsun’da boğazı kesilerek öldürülen 2 çocuk annesi kadının katili aynı binada oturan akrabası çıktı. Katil, kadını kolundaki 3 adet bilezik için öldürmüş. Olay, Samsun’un Atakum ilçesi Balaç Mahallesi’ndeki 17 katlı sitenin 13.katında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Fatih Yıldırım (41) eşinden haber alamayınca evine gitti ve komşusunun da yardımıyla tornavida ile yangın merdiveninin kapısını açıp eve girdiler. Fatih Yıldırım, 2 çocuk annesi eşi Kader Yıldırım’ı (39) boğazı kesilmiş halde hareketsiz olarak buldu. Olay 112 Acil Çağrı Merkezi’ne haber verildi. Eve giden polis ve sağlık ekipleri, Kader Yıldırım’ın hayatını kaybettiğini tespit etti. Kadının cansız bedeni polisin olay yerindeki incelemesinin ardından otopsi için Adli Tıp Kurumu Samsun Grup Başkanlığı’na gönderildi. Koca Fatih Yıldırım ifadesine başvurulmak üzere Samsun Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Yıldırım, eşinin kolundaki altın bileziklerin çalınmış olduğunu söyledi. Polis olayla ilgili yaptığı araştırma sonucu cinayet olayını gerçekleştiren şahsın aynı binanın 3’üncü katında oturan ölen kadının eşinin halasının oğlu M.I. (32) olduğu tespit etti. Yakalanarak gözaltına alınan M.I.’nın 300 bin TL borcu olduğunu, kadının bilezikleri almak için cinayeti gerçekleştirdiğini itiraf etti. Polis M.İ.’nin cinayet sonrası kadının kolundan aldığı 3 adet altın bileziği ele geçirdi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.
Muğla Muğlalı arıcılara damızlık ana arı dağıtımı Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün, Hayvancılık Genel Müdürlüğü desteğiyle başlattığı ‘Muğla Arısının Seleksiyon ve Islahının Sürdürülebilirliği Projesi’ kapsamında 20 arıcıya 5’er adet olmak üzere toplam 100 adet damızlık ana arı teslim edildi. Hastalığa karşı dirençli hatlar oluşturuldu Muğla İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak, 2011 yılından bu yana Muğla Arı Yetiştiricileri Birliği ve Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü destekleriyle çeşitli ıslah projeleri uyguladıklarını anlatarak, Muğla’da yerel arı ırkının ıslahı konusunda titizlikle çalıştıklarını söyledi. Saylak, “İlimizde ve ülkemizde arıcılık faaliyetlerinin sürdürülebilirliği için bölgeye uyumlu, yüksek verimli, hastalıklara ve zararlılara karşı dirençli ana arıların elde edilmesi ve bu arıların bölge üreticileri tarafından kullanımının sağlanması büyük önem arz etmektedir. Bu kapsamda, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü’nün ‘Muğla Bal Arısında Amerikan Yavru Çürüklüğü Hastalığına Karşı Direnç Geliştirilmesi’ projesi ile ‘Muğla Bal Arısında Varroaya Karşı Islah Kolonilerinin Geliştirilmesi ve Yetiştirilmesi’ projeleri başarıyla yürütülmüş ve gelinen nokta itibariyle; Amerikan Yavru Çürüklüğüne ve Varroaya dirençli hatlar oluşturulmuştur” dedi. Saylak, her iki proje kapsamında 2018-2021 yılları arasında toplam 80 üreticiye; 160 yapay döllenme damızlık ana arı, 240 doğal döllenme damızlık ana arı olmak üzere toplam 400 ıslah edilmiş ana arı dağıtımı yapıldığını sözlerine ekledi. Barış Saylak, İl Müdürlüğü’nün proje iştirakçisi olduğu ‘Apiterapik Arıcılık Ürünleri Ar-Ge İnovasyon ve İşleme Merkezi Projesi’ ile de 2022-2023 yıllarında 61 genç arıcıya ana arı üretim eğitimleri verilerek, üreticilerin sertifikalandırıldığını söyledi. Toplam 530 bin TL bütçeli proje ile Muğla arıcılığında yeni dönem Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle hazırlanan toplam 530 bin TL bütçeli, ‘Muğla Arısının Seleksiyon ve Islahının Sürdürülebilirliği Projesi’ kapsamında arıcılara dağıtılan 100 adet damızlık ana arının 80 tanesinin doğal döllenme yoluyla, 20 tanesinin ise yapay tohumlanmadan elde edildiği belirtildi. Proje ile Muğla arısının ıslah çalışmalarında önemli aşama kaydedilmesi ve ıslah merkezinin sürdürülebilirliğinin sağlanması hedefleniyor. Bu çerçevede, ilimizdeki arıcılık faaliyetlerinde üretimin çeşitlendirilmesi, kaliteli ve sağlıklı ana arı kullanımının teşvik edilmesi ve bölgemizin damızlık ana arı ihtiyacının sertifikalı üretim şekliyle karşılanması gibi önemli hedefler adım adım hayata geçirilecek. Fethiye İncirköy’deki Muğla Arı Yetiştiricileri Birliği (MAYBİR) Islah Merkezi’nde düzenlenen dağıtım törenine, AK Parti Muğla Milletvekili Yakup Otgöz, HAYGEM Müdürü Salih Çelik, Muğla Vali Yardımcısı İsmail Soykan, İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak, TAB Başkanı Ziya Şahin ve MAYBİR Başkanı Veli Türk ile arıcılar katıldı.